Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/517 E. 2021/795 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/517
KARAR NO : 2021/795

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2018
NUMARASI : 2017/220 Esas – 2018/543 Karar
DAVA : Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/09/2021
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli, 2017/220 esas ve 2018/543 karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketine sigortalı olan dava dışı …’ a ait ve … idaresindeki … plakalı minibüsün 15/07/2016 tarihinde müvekkili …’e ait olan … idaresindeki … Almanya plakalı otomobile sol ön kısmından çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazaya davalı … şirketine sigortalı olan araç sürücüsünün kusuruyla sebebiyet verdiğini, müvekkili aracında oluşan maddi zarardan davalı … şirketinin poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu, müvekkilinin Almanya trafiğine kayıtlı aracında kaza sonrasında Almanya’da bulunan bir bilirkişi bürosunda tespit yaptırıldığını, 03/08/2016 tarihli fiyat teklifi ile KDV dahil tamir masrafının 6.587,11.-EUR olarak tespit edildiğini, hasar ihbarının 20/01/2017 tarihinde yapıldığını, yapılan başvuruya davalının cevap vermediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.293,55.-EUR maddi azminatın davalı … şirketinin temerrüde düştüğü 02/02/2017 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki TCM Bankası Efektif satış kuru karşılığı TL olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, poliçeden ve hasar dosyasından dolayı maddi zarardan poliçe limiti dahilinde 31.000,00 – TL’ den sorumlu olduğunu, davacının kusurlu olarak dava konusu hasara sebebiyet verdiğinden müvekkil şirket tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve zararı nispetinde olduğunu, dava konusu olayda sigortalı araç sürücüsü ile davacının kusur durumlarının belirlenmesi gerektiğini, olayın meydana geliş şekli nazara alındığında sigortalı araç sürücüsüne atfedilebilecek kusur oranının % 25 civarında olduğunu, dava şartı bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini, dava konusu alacağın Türk parası cinsinden talep edilmesi gerektiğini, dava dilekçesi ekinde yer alan kusur ve hasar tespitine ilişkin rapora itiraz ettiklerini, dava konusu araçta meydana gelen hasarın yapılan belirlemeden daha düşük olduğunu, ilgili değerlendirmenin gerçeği yansıtmadığını, değişken faiz uygulanması istemini kabul etmediklerini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararı ile “….meydana gelen kazada %100 kusurlu olan davacının davalıdan tazminat talebinde bulunamayacağı kanaatine varılarak davanın reddine….” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; rapor ile belirlenen kusur oranının kabulü mümkün olmadığını, ciddi itirazlarının dikkate alınmadığını ATK raporuna dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmadığını, kaza esnasında müvekkil araç sürücüsünün yol kontrolü için durma noktasında olup sigortalı araç sürücüsünün şerit değiştirerek müvekkil aracına çarptığını, kazadan sonra olay yerinde emniyet görevlilerince yapılan tespitte de davalı araç sürücüsünün kazada kusurlu olduğu tespit edildiğini, davalı … şirketinin dahi cevap dilekçesinde sigortaladığı araç sürücüsünün kazada en az %25 kusurlu olduğunu belirterek kararının hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan davalı ZMM sigortacısına karşı açılan hasar bedelinin tahsiline yönelik maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davalı taraf sürücüsü …, 15.07.2016 günü saat 07:30 sıralarında, yönetimindeki … plaka sayılı minibüs ile … Sokağı takiben … Sokak istikametinden … Caddesi istikametine seyredip, olay mahalli kavşağa geldiğinde, sağından, … Sokağı takiben gelip, kavşağa kontrolsüzce giren davacı taraf sürücüsü …’in, kullandığı … Almanya plakalı otomobilin sol ön kesimi ile aracının sağ yan kesimine çarpması sonucu, maddi hasarla sonuçlanan tazminat davasına konu kazanın meydana geldiği, davacının aracında meydana gelen hasar bedelinin tahsili amacıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi tarafından, tarafların kusur oranlarının tespiti için 3 kişilik bilirkişi kurulundan aldırılan 28.11.2017 tarihli raporda; davacı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunun belirtildiği, davacı tarafın itirazı üzerine Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından aldırılan 04/04/2018 tarihli raporda da, kazanın oluşumunda davacının %100 kusurlu olduğu, davalı taraf sürücüsünün kusursuz olduğunun belirtildiği, her iki rapor arasında çelişki bulunmadığı, alınan bilirkişi raporlarının kazanın meydana geliş şekli itibariyle oluşa uygun, taraf ve yargı denetimine elverişli bulunduğu, yeniden rapor aldırılmasının dosyaya bir katkı sağlamayacağı ve sonuca etkili olmadığı, dolayısıyla meydana gelen kazada % 100 kusurlu olan davacının davalıdan tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli, 2017/220 esas ve 2018/543 karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/09/2021