Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/514 E. 2021/835 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/514
KARAR NO : 2021/835
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2018
NUMARASI : 2017/158 Esas- 2018/169 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 22/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2021
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/158 Esas – 2018/169 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili;müvekkilinin bir konut sahibi olmak niyetiyle davalıyla irtibata geçtiğini, mutabık kalınan çerçevede davalı hesabına 26/05/2011 tarihinde …bank T.A.Ş. aracılığı ile 38.000,00 TL lık bir ödeme yaptığını, davalının kooperatif bünyesindeki bir takım sorunlar nedeni ile kooperatif yetkilileri ile görüşmek istendiğini ancak görüşme taleplerinin reddedildiğini, kimseye ulaşamaz hale gelen müvekkilinin kooperatif üyeliğini feshetmek için ihtarname keşide etmekten başka çözüm bulunamadığını, İzmir 20.Noterliğinin 30/11/2015 tarih 18587 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı nezdinde kooperatif üyeliğini fesh ettiğini, Karşıyaka 1.İcra Müdürlüğünün 2016/12101 esas sayılı dosyası ile genel Haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, yapılan icra takibinde ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalının itiraz etmesi nedeni ile takibin durduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin tehlikeye giren alacağının teminat altına alınması için davalı/borçlunun adına kayıtlı T. … Bankası A.Ş. … Şubesi, TR … nolu ve Türk … Bankası T.A.Ş. TR … nolu hesaplarına tedbir konulmasına, davanın kabulüne, davalının haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, haksız itiraz eden davalı aleyhine alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatı hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalı vekili; davacının müvekkilinin ortağı olmadığını, davacının hiç bir zaman müvekkili kooperatif nezdinde bir üyeliğinin olmadığını, davacı tarafın kooperatif kayıtlarında bir ödemesi görünmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen zaman gözönüne alındığında kooperatife ödendiği iddia edilen bu meblağın iadesinin genel alacak zamanaşımına uğradığını, tanık dinletmelerine muvafakatları olmadığını, bu nedenlerle haksız ve dayanaksız davanın reddine; % 20 den az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre ” davacının davalı kooperatife, kooperatif defterlerinin kayıtlandığı kayıtlar gözetildiğinde ortak alacak ödemelerinin kayıtlandığı bu sebeple kooperatif ortağı olduğu kabul edilmiştir.
Kooperatif kayıtlarında davacının ortaklığının 2012 yılından sona erdiği anlaşılmıştır. Davacının gönderdiği ihtarnamenin ise 30/11/2015 tarihli olup, ortaklığın feshedilmesinin istendiği görülmektedir.
Kooperatif kayıtlarında her ne kadar 02/01/2012 tarihinde davacının aralarında bulunduğu 58 kişinin ödemesinin yapıldığına dair kayıt var ise de; ayrılmaya ilişkin herhangi bir belgenin bulunmaması nedeniyle bu tarih davacının kooperatif üyeliğinin sonlandığı tarih olarak kabul edilmemiştir. Davacının ortaklığın feshini istediği ihtarname tarihi itibariyle istifasının gerçekleştiği, istifayı takip eden genel kurulun 18/06/2016 yılında yapıldığı görülmekle aidat alacağının bu tarihten sonra 1 ay içinde ödemesi gerektiğinden muaccel olduğu tarihden itibaren 161 gün geciktiği tespit edilmiştir.
Bu tespitler aşığında icra takibinden talep olabilecek alacağın 37.855,89 TL çıkma payı, 1.502,83 TL işlemiş faiz ve 136,41 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 39.495,13 TL aldığı sonucuna varılmış, alacak likit olmadığından % 20 tazminat isteminin reddine karar vermek gerektiği..” gerekçesiyle davanın Karşıyaka 1.İcra Müdürlüğünün 2016/12101 esas sayılı dosyası üzerinden 37.855,89 TL asıl alacak 1.502,83 TL işlemiş faiz, 136,41 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 39.495,13 TL üzerinden KABULÜNE, davacının icra takibinde bu miktara yapmış olduğu itirazın İPTALİNE,
Fazlaya ilişkin 9.438,85 TL istemin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda ve yerel mahkemenin gerekçeli kararında, davacının ödediği bedelin kendisine 2012 yılında iade edildiğinin göründüğünün saptandığını ancak bu muhasebe kaydının dayandığı başka bir belgenin olmaması sebebiyle ödemenin yapılmamış olduğunun kabul edildiğinden söz edildiğini, ancak davacı tarafin da çok iyi bildiği üzere davalı kooperatifin bir önceki yönetiminin, muhtelif suçlardan sanık olarak yargılandığını, bu yönetimin davalı kooperatife ait belgelerin büyük kısmını ortadan kaybettiğini ve yeni yönetime teslim etmediğini, müvekkil kooperatifin mevcut yönetiminin kayıp belgelerde ne olduğuna ilişkin herhangi bir bilgisinin olmadığını, bu sebeple de dayanak olabilecek olan belgelerin temini mümkün olmadığını, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/88974 Hazırlık sayılı dosyası ile eski yöneticiler aleyhine şikayette bulunulduğunu, söz konusu ödeme belgesinin sahte olup olmadığı hususu kovuşturma sonucu ortaya çıkacağından bu soruşturmanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, bu durumun açıklığa kavuşturulması davanın esasını etkileyecek nitelikte olduğunu, bilirkişi raporunda, kooperatif kayıtlarında davacı tarafın ödemelerinin göründüğü, bu sebeple davacının üye olduğunun kabul edildiği belirtilmiş olduğunu ancak yine aynı kooperatif kayıtları davacının 2012 yılında kooperatiften ayrıldığını göstermesine karşın bu kayıtların kabul edilemeyeceği belirtildiğini, mahkemenin bilirkişi raporunu benimsediğini ve bu doğrultuda hüküm kurduğunu, bu durumun kabul edilebilir olmadığını, zira tüm incelemelerin aynı kooperatif kayıtları üzerinden gerçekleştirildiğini, tamamı kooperatif kayıtlarına dayanan bir inceleme ve hükmün kooperatif kayıllarının davacı lehine olan kısmını doğru olarak alması ve davacı aleyhine olan kısımların gerçeğe aykırı olduğunu kabul etmesinin mümkün olmadığını, ilamda bu hususa bir gerekçe de gösterilmediğini, bilirkişi raporunda davacı tarafın kooperatif ortaklığından ayrılma tarihinin hangi tarih olduğu konusunda seçenekli olarak rapor sunulduğunu ve 2012 tarihi olabileceği belirtildiğini, bu tarihin yerel mahkeme tarafından da kabul edildiğini, ancak gerekçeli kararda ortaklıktan ayrılma tarihi olarak davacı tarafın 30.11.2015 tarihinde keşide etmiş olduğu ihtarname tarihi gösterildiğini, bu değerlendirmede de yerel mahkemenin davacı beyanını esas aldığını ve ayrılma tarihi olarak bu tarihi kabul ettiğini, bu çelişkili durum bozma sebebi olduğunu, davacı tarafın tek taraflı irade beyanını içeren ihtarnamesi ile kooperatif ortaklığının sona ermiş olduğunun kabulü de mümkün olmadığını ve kanuna aykırı olduğunu, mahkemenin kararında kooperatiften ayrılma tarihinin hangi gerekçe ile 2012 yerine 30.11.2015 tarihi olarak belirlendiğini de açıklamadığını, ayrıca dava tarihi ile ödeme tarihi ile arasında geçen zaman göz önüne alındığında kooperatife ödendiği iddia edilen bu meblağın iadesinin genel alacak zamanaşımına uğradığını, mahkeme bu iddialarını da gerekçeli kararında yer vermediğini, bu husus da ayrıca bozma sebebi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kooperatif ayrılma payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, davalı yönetimi hakkındaki ceza soruşturmasının davalı ve hakkında soruşturma yürütülenler arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirdiği, takip dayanağı ödemenin davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespiti halinde ticari defterlerin münderecatının sahibi aleyhine delil sayılacağı, kooperatif ortaklığının tespitinde ise yönetim kurulu karar defteri ve ortaklar defterlerinin esas alınması gerektiği ancak sözü edilen defterler mevcut olmadığı için davacının ihtar tarihinin ortaklıktan ayrılma tarihi olarak kabulünün yerinde olduğu, mahkemenin de gerekçesinde bu tarihi kabul ettiği, bu tarihten itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresinde takibin yapılması sebebiyle zamanaşımının da dolmadığı gözetilerek, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/158 Esas- 2018/169 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3- İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 2.697,91 TL istinaf nispi karar harcından, istinafa gelirken alınan 675,00 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 2.022,91 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davalı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına
5- İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının HMK 333. mad. gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 22/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.