Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/511 E. 2021/789 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/511
KARAR NO : 2021/789

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2018
NUMARASI : 2015/702 Esas, 2018/700 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Destekten Yoksun Kalma Tazminatı ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/09/2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/06/2018 tarihli, 2015/702 esas ve 2018/700 karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılardan … ve …’nın oğlu diğer davacıların kardeşi olan …’e 31/03/2015 tarihinde yaya olarak yolda yürüdüğü esnada davalı sigorta sigorta şirketince zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınan davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpması sonucunda …’nin vefat ettiğini, sürücü davalının alkollü olarak kazaya tam kusurlu şekilde sebebiyet verdiğini, davacıların desteklerini kayıp ettiklerini ve bu nedenle maddi-manevi zarar gördüklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı sigorta şirketi yönünden poliçe teminat sınırları ile bağlı kalmak üzere davacılar … ve … için 10.000,00’ar TL destekten yoksun kalma tazminatı, 100.00 TL cenaze ve defin gideri ile 40.000,00 er TL manevi tazminat ile müteveffanın kardeşi olan davacıların her biri için ise 20.000,00 TL manevi tazminatın ve davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kazada kusurunun bulunmadığını mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, talep edilen tazminat tutarlarının da fahiş olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 23/06/2015-2015 vadeli zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, davanın sigortalıya ihbarı gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun işletenin kusuru ile sınırlı olduğunu, davacılara SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun delillerin tamamının kendilerine tebliğinden itibaren 8 gün sonra başlayacağını, davalı araç sürücüsünün kusurlu olmadığını bildirerek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğunu, davacılar … ve …’nin oğulları …’in ölümü nedeniyle desteklerini yitirdikleri, davacı …’un destekten yoksun kalma zararının 63.576,90 TL …’in destekten yoksun kalma zararının 73.195,62 TL olduğu, ayrıca davacıların cenaze ve defin gideri zararının 1.350.00 TL bulunduğu, zarardan sürücü … ve davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu gerekçesiyle destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müteselsilen tahsiline davacıların çektikleri manevi üzüntüye karşılık olarak davacı baba … ve anne … için 25.000,00 TL diğer davacı kardeşleri her biri için 10.000,00 TL manevi tazminatın kısmen kabulü için davalı …’tan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava sürücü …’un kaza sonrası yapılan alkol muayesinde 1.73 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini ve davacıların yakını olan …’in vefatına %100 kusuru ile sebebiyet verdiğini, mahkemece davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu, manevi tazminat taleplerinin tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminata ilişkin talepleri kabul edildiği takdirde alehlerine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin kaldırılarak lehlerine yeniden vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca mahkemece manevi tazminatın reddedilen kısmına yönelik alehlerine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, AAÜT nin 10/2.maddesi uyarınca vekalet ücretlerinin hesaplanması gerektiğini, her davacı için değil tek vekalet ücretinin verilmesi gerektiğini bildirerek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu yakınlarını kaybeden davacıların uğradıkları destekten yoksun kalma ve manevi tazminatın kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nın 355/1. Maddesi gereğince istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılık bulunup bulunmadığı hususları dikkate alınarak yapılmıştır.
Somut olay, 31/03/2015 tarihinde yaya olarak yolda yürüyen, davacılardan … ve …’nın oğlu, diğer davacıların kardeşi olan …’e, davalı sigorta şirketince zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınan, davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpması sonucunda …’in vefat etmesi şeklinde gerçekleşmiştir. İlk derece Mahkemesince ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 19/10/2016 tarihli kusur raporuna göre, davaya konu kazanın oluşumunda davalı sürücü …’ın %100 oranında tam ve asli kusurlu, müteveffa …’in kusursuz olduğu anlaşılmıştır.
6098 Sayılı TBK’nın 56. Maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar, gözönüne alınarak davacılar için takdir olunan manevi tazminatın yerinde olduğu belirlenmiştir.
Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda, esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden reddedilen tazminat miktarlarına ve davacıların her biri lehine hükmedilen vekalet ücretini aşmamak koşuluyla, kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerden ötürü, davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 maddesi uyarınca davacılar vekilini istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/06/2018 tarihli, 2015/702 esas ve 2018/700 karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşılıklı taraflar yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Davacı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının resen HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
6-HMK’nın 359/4. Maddesi uyarınca, kararın temyiz kanun yoluna tabi olmaması nedeniyle taraflara ilk derece mahkemesince tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.