Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/509 E. 2021/860 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/509
KARAR NO : 2021/860

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2018
NUMARASI : 2016/68 Esas, 2018/570 Karar
DAVA : Tazminat (Kasko Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2021
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/05/2018 tarihli, 2016/68 esas ve 2018/570 karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, müvekkili şirkete ait …. plakalı aracın davalı ….nce Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalandığını, söz konusu sigortalı araçta 26.04.2014 tarihinde …. Su Arıtma Tesisi içerisindeki şantiyede manevra esnasında sürücünün sağ tarafında kalan duvarı görmemesi sonucu duvara çarparak aracın pek çok aksamında hasar meydana geldiğini, işin aksamaması adına müvekkilin aracı …. Sigortanın anlaşmalı servis istasyonu olan …. , ….Ltd. Şti. götürmüş ve davalı …. ‘ye rizikonun gerçekleştiğinin ihbar edildiğini, aracın tekrar çalışır hale gelmesi İçin araçta bazı parçaların değiştirildiği ve tamiratlar yapıldığını, yapılan ihbar üzerine davalı …. tarafından …. no’lu hasar dosyasının oluşturulduğu ve bu kapsamda davalının anlaşmalı olduğu …. Lid. Şti.’ den 26.06,2014 tarihli kesin ekspertiz raporu alındığını, meydana gelen hasar nedeniyle değiştirilen yedek parça tutarının 11.106,03-TL, işçilik tutarının 4.292,50-TL olmak üzere hasarın toplam 15,398,53-TL + KDV olduğunu, ekspertiz raporuna rağmen müvekkiline ödeme yapılmadığını, bu durumun müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu beyanla haklı davanın kabulü ile toplam 18. 170,27-TL’ nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili, davacıya ait …. plakalı aracın 21.04.2014 – 21.04.2015 tarihleri arasında müvekkili sigorta şirketi nezdinde genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının 06.02.2014 tarihinde satın aldığı aracını 21.04.2014 tarihinde sigorta ettirdiğini, davacının aracın poliçesi yapıldıktan 5 gün sonra tek taraflı kaza yaptığını, davacı aracı satın aldıktan 75 gün sonra sigorta yaptırıp, sigorta yaptırdıktan 5 gün sonra da kaza yaptığını iddia ettiğini, bu durumun hayatın olağan akışına ve genel yaşam prensiplerine aykırı olduğunu, 6102 Sayılı YTTK’nun 1409/1 ve 1410.maddeleri uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Kanunun 1410.maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına dair iddianın sigortacı tarafından kanıtlanmasının gerektiğini, Poliçenin ön yüzünde ise ilk ödemenin 21.04.2014 düzenleme tarihinde yapılacağının belirtildiğini, buna karşılık poliçenin prim ödemesi şirket hesaplarına 15.05.2015 tarihinde intikal ettiğini, hasar tarihi olarak iddia edilen 26.04.2015 tarihinde henüz ödemenin gerçekleşmediğini, poliçenin prim ödemesinin daha sonra gerçekleştiğini, primin tamamı sonradan ödenmiş ise de hasar tarihinde henüz ödeme yapılmamış olmakla sorumluluk da başlamayacağından hasarın bu nedenle de teminat dışı olduğunu beyanla haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre “…kasko sigorta sözleşmeleri; sadece sigorta ettirenin değil, sigortadan faydalanan kimsenin veya eylemlerinden hukuken sorumlu oldukları kimselerin de kusurlu davranışlarından kaynaklanan ve araçta meydana gelen hasar ve ziyaı karşılamanın sigortacı tarafından taahhüt edilen yani sigorta ettirenin bizzat uğradığı zararların sigorta güvencesine alındığı mal sigortası türü olup, bu sigorta türünde sigorta ettirenin kaza sırasındaki kusuru tazminat miktarını etkilememektedir.
TTK nun 1431/1.maddesi uyarınca sigorta priminin tamamının taksitle ödemesi kararlaştırılmış ise ilk taksitin sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılılğında yapılması gerekir.
Kasko Poliçesi Genel Şartlarının Sigorta Priminin Ödenmesi, Sigortacının Sorumluluğunun Başlaması ve Sigorta Ettirenin Temerrütü başlıklı C1.maddesine göre sigorta priminin tamamının, pimin taksitle ödenmesi kararlaştırılmış ise peşinatın ilk taksit yapılır yapılmaz ve en geç poliçe teslimi karşılığında ödenmesi gerekir. Aksi kararlaştırılmadıkça, prim veya peşinat ödenmediği takdirde poliçe teslim edilmiş olsa dahi sigortacının sorumluluğu başlamaz ve bu husus poliçenin ön yüzüne yazılır.
Yukarıda irdelenen madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; sigorta ettirenin sigorta tazminatını talep edebilmesi için, rizikonun sigorta teminatının başlamasından sonra gerçekleştiğini ve rizikonun gerçekleştiği anda sigorta teminatının devam ettiğini ispatlaması gerekmektedir.
Davaya konu somut olayda; trafik kazası 26.04.2014 tarihinde, dava dışı sürücü …’in tek taraflı olarak davacı şirkete ait …. plakalı kamyonet ile geri manevra yaptığı sırada duvara çarpması ve …. plakalı kamyonetin hasarlanması sonucu gerçekleşmiş, söz konusu araçta 03.05.2017 tarihli bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere 17.999.08 TL hasar bedeli oluşmuştur.
Kaza tarihinde davacı şirkete ait …. plakalı açık kasa damperli kamyonet 21.04.2014-21.04.2015 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde birleşik kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış olup, sigorta poliçesi bedeli olarak belirlenen 5.490.00 TL altı taksit olmak üzere taksitlendirilmiş ve ilk taksitin ödeme tarihi 21.04.2014 tarihi olarak belirlenmiştir. Poliçe bedeli davalı hesaplarına 15.05.2015 tarihinde geçmiştir.
Davacı tarafça dosyaya ….Sigorta ve ….A.Ş emrine bir kısım çek örnekleri ve tahsilat makbuzları sunulmuş ise de bunların dava konusu …. plakalı aracın kasko poliçe bedeli için verildiği davacı tarafça kanıtlanamadığı gibi, kanıtlandığı kabul edilse dahi poliçe bedeli davalı şirket hesaplarına riziko tarihi olan 26.04.2014 tarihinden sonra yani 15.05.2015 tarihinde geçmiş olduğundan ispatlanamadığı ..” gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 26.04.2014 tarihinde müvekkil şirkete ait …. plakalı araç şantiye içerisinde manevra yaparken maddi hasarlı trafik kazası geçirdiğini, kaza sonucunda aracın çeşitli yerlerinde hasar meydana geldiğini ve aracın bu nedenle …. Ltd. Şti. servisine götürüldüğünü, ayrıca davalı … tarafından hasar dosyası da açıldığını, eksper ….Ltd. Şti. tarafından tutulan hasar dosyasına istinaden gerekli yedek parça değişimleri yapıldığını, bu hususlara ilişkin sigorta poliçesi ve diğer tüm evraklar dosyada ibraz edildiğini, akabinde müvekkil şirketin hasar bedelinin karşılanması amacıyla davalı … şirketine başvurduğunu, ancak sigortacı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak gerekli ödemelerin yapılmadığını, davalı tarafça sigorta poliçesinin düzenlenmesinden 5 gün sonra kazanın yapıldığını, poliçenin prim ödemesinin hesaplarına 15.05.2015 tarihinde geçtiğini ve dolayısıyla hasar tarihinde prim ödemesinin gerçekleşmediğini, bu nedenle de hasarın teminat dışı olduğu iddia edilmiş olduğunu, ancak müvekkilinin davalının yetkili acentesinin önerdiği şekilde yapılan poliçelere ilişkin bütün yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen hakkı olan bedelin kendisine ödenmediğinden mağdur olduğunu, tüm çekler, makbuzlar ve evraklar davalının yetkili acentesinin tespit ve kabul ettiği şartlar çerçevesinde düzenlendiğini, davalı ile acentenin iç ilişkisinin ve yetkili acentenin poliçe bedelini geç göndermesinin müvekkili bağlamadığını ,kazanın ardından davalının anlaşmalı olduğu ….Ltd. Şti.’nden alınan ekspertiz raporu çerçevesinde hasarlı aracın onarım bedelinin müvekkil tarafından karşılandığını, sigorta poliçesi kapsamında bu bedellerden davalı taraf sorumlu olduğunu, buna rağmen davalı tarafça müvekkil şirkete gerekli ödeme yapılmadığından davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kasko sigorta poliçesine dayalı hasar bedeli istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan sigortacı bilirkişiden alınan raporun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, davacının sunmuş olduğu çekler ve makbuzlarla davaya konu poliçenin bedeline dair ödemesini riziko gerçekleşmeden önce yaptığını ispat edemediği, sunulan çek veya makbuzların hiçbirinin sigortanın başlangıç ya da rizikonun tarihi ile birebir örtüşmediği, davacı her ne kadar birçok araçtan oluşan filoya sahip olması nedeniyle ödeme yapılan acente ile ödemeleri toplu olarak yapmak konusunda anlaştıklarını iddia edip yapılan ödemeyi acentenin davalı hesabına geç göndermesinin kendisini bağlamadığını iddia etse de bu şekilde bir anlaşmanın varlığını da ispat edemediği anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/05/2018 tarihli, 2016/68 esas ve 2018/570 karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b)Davacı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/09/2021