Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/503 E. 2021/787 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/503
KARAR NO : 2021/787

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2017
NUMARASI : 2014/1518 Esas, 2017/888 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/09/2021

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/10/2017 tarihli, 2014/1518 esas ve 2017/888 karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/08/2013 tarihinde davalıya ait ve davalının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline ait park halindeki … yabancı plakalı araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini davalının kusurlu olduğunu, müvekkilinin …’da yaptırmış olduğu tespit sonucu KDV hariç 5.476,11 EURO olarak tespit edildiğini bildirerek 5.476,11 EURO nun davalı …’dan kaza tarihinden davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan dava tarihinden 3095 sayılı yasanın 4a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru karşılığı TL olarak tahsiline bilirkişi ücreti olarak …’da ödenen 869.29 EURO nun karar tarihindeki TCMB efektif satış kuru karşılığı TL olarak yargılama giderlerine dahil edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde; Davalının asli kusurlu olmadığını, davacının park ettiği alanın park için ayrılmış bir yer olmadığını, davacının aracını diğer araçların geçişini zorlaştıracak şekilde park ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesi, kazaya karışan aracın 18/02/2013-2014 vadeli zorunlu trafik sigorta poliçesi ile müvekkili tarafından teminat altına alındığını, maddi hasarlarda araç başına teminat limitlerinin 25.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz bulunduğunu, davacının yurt dışında yaptırmış olduğu bilirkişi incelemesini ve buna bağlı olarak masrafları kabul etmediklerini, müvekkiline kaza ve hasar ihbarında bulunulmadığını, bu nedenle müvekkilinin temerrüde düşmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARINDA ÖZETLE: “Davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanan ve davalı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı aracı ile seyir halinde iken, davalı …’ın dikkatsiz ve hızlı araç kullanması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek, park halindeki davacıya ait … yabancı plakalı araca çarpması şeklinde meydana gelen olayda, davalı …’ın %100 oranında asli kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğu, davacı yana ait araçta yedek parça, boya ve işçilik olmak üzere 5.476,11 Euro tutarında zarar oluştuğu, aracın rayiç değerinin ise 18.000-19.000 euro olduğu, bu haliyle aracın tamirinin ekonomik olduğu, kaza tarihi olan 05/08/2013’te Merkez Bankası Efektif Satış Kuruna göre 1 Euro 2.5683 TL olmakla tespit edilen 5.476,11 euro hasar tazminatının TL karşılığının 14.064,29 TL olduğu ve sigorta teminat limiti içinde kaldığı, hasar tespit giderleri yargılama giderleri kapsamında yer almakta olup davanın kabul ve red oranına göre değerlendirileceği, davacının hasar miktarını …’da özel kurum ve bilirkişiye tespit ettirdiği ve ücretini ödediği, ödenen hasar tespit gideri bedelinin 869,29-Euro olduğu, davalıların yargılama giderleri içinde yer olan bu miktardan sorumlu olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının Genel Şartlarının B-2 maddelerinde sigortacı, zararın ihbarı ve gerekli belgelerin kendisine bildirildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının poliçe limiti dâhilinde tazminatı ödemekle yükümlü olduğu, bu sürenin sonunda ödeme yapılmadığı takdirde temerrütün gerçekleşeceği, usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemeceği, davacının dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun bir başvurusunun bulunmadığı anlaşılmakla davalı sigorta şirketinin en erken dava tarihinde temerrüde düşürüldüğünün kabulü ile davalı sigortacı yönünden dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği, haksız eylem failinin, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayıldığı göz önünde bulundurulduğunda davalı … için kaza tarihi olan 05/08/2013 tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği, davacının da bu tarihlerden itibaren temerrüt faizi talep ettiği, riziko tarihinde hesaplanan davacı zararı olan 5.476,11 -Euro’nun, 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca uygulanacak değişken faiziyle birlikte, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru esas alınarak hesaplanacak TL karşılığından davalıların sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 5.476,11 Euro hasar bedelinin, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 15/12/2014 tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 05/08/2013 tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek değişken faiziyle birlikte, fiili ödeme tarihindeki merkez bankasının efektif satış kuru üzerinden TL karşlığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine 869,29 Euro bilirkişi ücretinin yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılardan … vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … Vekili istinaf istinaf dilekçesinde özetle; dayanak bilirkişi raporunun yapılması gereken masraf kalemleri dahi tek tek yazılmadan, davacı tarafça dosyaya sunulan evraktaki masraf kalemlerinin sayısı toplanarak 37 kalem yedek parça vs. tabirler kullanılarak hazırlandığını,sol ön darbe amortisörü, sol far yıkama fıskiyesi, sol ön lastik subabı, sağ far komple gibi kısımlardaki değişim ve tamirat masrafının müvekkili ile bir ilgisinin bulunmadığını, emniyet tarafından tutulan 07/08/2013 tarihli olay görgü ve tespit tutanağında aracın sağ taraf tamponunun sağ çamurluk ile birleştiği yerde eğilme meydana geldiğini, aracın sağ çamurluğunda çöküntü olduğu ve yine sağ tekerle jantında çarpmadan dolayı izler meydana geldiğini, araç üzerinde başkaca zarar ve ziyanın bulunmadığının tespit edildiğini, bilirkişi raporunda dava dışı araç sürücüsü (aynı zamanda davacının babası) …’ın kusursuz olduğu yazarken; yapılan harcamaların dava dilekçesindeki gibi olduğunu, davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirtilmediğini, mahkeme kararında bu konuda bir açıklama da bulunmadığını, bilirkişilerin, kusur oranlarını yazdıkları ancak davacının talep edebileceği tazminat miktarını yazmadıklarını, davacının araç sahibi olduğunu, davacının babası …’ın hem araç sürücüsü hem de masrafları yapan kişi olduğunu, dosyaya ibraz edilen masraflara bakıldığında, hiçbir masrafın davacı … tarafından yapılmadığını, hukukçu bir bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, masrafı yapanın salt davacının babası olmasının bu davayı haklı kılmadığını, söz konusu zararın muhattabının davacı değil,dava dışı … olduğunu, bu halde aktif dava ehliyeti ve dava açmakta hukuki menfaat bulunmadığını, davacı tarafın aracının kaskosu ve/veya zorunlu trafik sigortasının olup olmadığı, eğer araç kaskoluysa sigorta şirketinden herhangi bir zarar tazmini yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, eğer davacının zararı kasko şirketi/ tarafından veya zorunlu trafik sigortası tarafından karşılandıysa açılan bu davada davacının hukuki yararı bulunmadığını, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerekeceğini, dava dilekçesi ekinde sunulan evraklardan da anlaşılacağı üzere Alman Yeşil Kart Bürosunun izni ile çıkartılan yeşil kart poliçesinin 20/08/2013 tarihine kadar geçerli olup, sigorta şirketince ödeme yapılma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu, eğer ortada geçerli bir yeşil kart poliçesi var ise,aracın sigorta yaptırmasına dahi gerek bulunmaksızın zararların karşılandığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek öncelikle davanın husumet ve hukuki menfaat yokluğu dava şartları nedeniyle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın( hasar bedeline ilişkin) kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın işleteni-sürücüsü ve zorunlu trafik sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sigorta kapsamında sigortacının zarardan sorumlu tutulabilmesi için, rizikoyu kapsayan geçerli bir poliçenin bulunması gerekir.
Davalı sigorta şirketi, davalı …’a ait … plakalı aracın 18/02/2013-2014 tarihleri arasındaki zorunlu trafik sigortacısıdır.
Davacı, zarar gören araç maliki olup, aktif dava ehliyetine haizdir.
Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’nun çalışma esas ve usulleri hakkındaki 26.10.1991 gün ve 21033 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmeliğin “Büronun amacı” başlığını taşıyan 5. maddesinin 3. bendi uyarınca, yurt dışında sigortalanmış bulunan ve geçerli olan sigorta sertifikası taşıyan motorlu kara taşıt araçları sahipleri veya sürücüleri tarafından Türkiye’de sebebiyet verilmiş hasarların, doğrudan doğruya idare ve ödenmesi hususundaki işlemleri yapmak, büronun amaçları arasında sayılmıştır. Bu nedenle yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştıkları kazalarda, şayet geçerli bir yeşil kart sigortaları varsa, bunların sigorta yaptırmalarına gerek olmaksızın araçlarının neden olacağı zararlar karşılanacaktır. Bir başka deyişle, yeşil kart poliçesi o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gibi kabul edilecektir. Buna göre yeşil kart sigortası, anlaşmaya dahil yabancı ülkelerin zorunlu mali sorumluluk sigortalarını bir araya getiren üniform ve beynelminel bir sigorta poliçesi olarak tanımlanmaktadır. Memleketimizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının 20 Nisan 1959 tarihinde imzaladıkları “Beynelminel Mecburi Mesuliyet Sigortasına dair Avrupa Sözleşmesi” gereğince ülkemizde de tüzel kişiliği haiz Türkiye Sigorta ve Reasünans Şirketleri Birliği Motorlu Taşıt Bürosu kurulmuş olup, yeşil kart sistemi uygulanmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ile Ülkemizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının 20 Nisan 1959 tarihinde Strazburg şehrinde imzaladıkları “Beynelminel Mecburi Mesuliyet Sigortası İhdası” ile ilgili anlaşma hükümleri uyarınca, yabancı plakalı motorlu araçların, şayet milletlerarası geçerli olup Türkiye’de de kabul edilen sigortaları varsa, bunların sigorta yaptırmalarına gerek olmaksızın araçlarının neden olacağı zararlar, zorunlu trafik sigorta güvencesinde olacaktır. Şayet böyle bir sigortası yoksa, bu araçlar için Türkiye sınırlarına girişlerinde, zorunlu trafik sigorta sözleşmesi yapılacaktır. Yine bu hükümler uyarınca Ülkemizde de geçerli bulunan “Yeşil Kart Sistemi”ne göre faaliyette bulunmak üzere “Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Motorlu Taşıt Bürosu” kurulmuştur.
Somut olayda, yabancı plakalı davacı araç, kazada zarara uğrayan araç olup, alınan bilirkişi heyeti raporuna göre, davaya konu kazanın oluşumunda davalı … %100 oranında tam ve asli kusurlu bulunmuştur. Dolayısıyla yabancı plakalı davacıya ait bulunan araç kusursuz olduğundan, Türkiye gerçekleşen kazaya da kusursuz olarak karıştığından yeşil kart poliçesi uyarınca Türkiye Sigorta ve Reasünans Şirketleri Birliği Motorlu Taşıt Bürosunun sorumluluğundan bahsedilemez.
6100 sayılı HMK’nın 266. Maddesine göre,” mahkeme, çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmüne yer verilmiştir. Davalılar riziko tarihinde meydana gelen gerçek zarar miktarından sorumludurlar. Gerçek zarar miktarının tespiti için uzman bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir. Dosyada mevcut makine mühendisi bilirkişi raporunda aracın hasar bedeli tespit edilmişse de bilirkişi araç hasarının 37 kalemden oluştuğunu belirtmesine rağmen, hasarın tesbiti hususunda hangi parçaların hasar aldığı ve değiştirilmesi gerektiği belli değildir.
Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Açıklanan nedenlerden ötürü, mahkemece özellikle hasar konusunda uzman başka bir makine mühendisi bilirkişi ile dosyada kusur yönünden bilirkişi raporu bulunan trafik bilirkişisi …’ten, dava dosyası kapsamı, ekspertiz raporu, fatura ve fotoğraflar incelenerek aracın yaşı, modeli gibi özelliklerde dikkate alınarak, ayrıntılı hasar kalemleri ve hasar bedelinin tespiti ve hasarın kaza ile uyumlu olup olmadığı hususlarında, davalı vekilinin itirazlarını da irdeleyerek açıklamalı, denetime elverişli bir bilirkişi heyeti raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu itibarla, davalılardan … vekilinin açıklanan yönlere ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK nın 353/1-a/6. Maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2017 tarih ve 2014/1518 Esas, 2017/888 Karar sayılı hükmünün, HMK’nın 355. ve 353/(1).a.6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi davalı … vekiline iadesine,
5-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai hükümde değerlendirilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı … yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. bendi gereğince 16/09/2021 kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.