Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/473 E. 2021/821 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/473
KARAR NO : 2021/821
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2015 (Dava) – 21/12/2017 (Karar)
NUMARASI : 2015/550 Esas – 2017/1389 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 22/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2017 tarihli, 2015/550 Esas – 2017/1389 Karar sayılı dosyasından yapılan yargılama neticesinde verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA; Davacılar vekili, 11.01.214 günü davalı …’nun kullandığı … plakalı araç ile Selçuk ilçesinden Söke ilçesine seyir halinde iken yol ayrımında müteveffa …’ın kullandığı … plakalı araç ile çarpıştığını, araç içerisindeki davacılardan …’ın yaralandığını ve …’ın ise vefat ettiğini, trafik kazası tespit tutanağında ve ceza dosyasından alınan bilirkişi raporunda davalı …’ nun tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, müteveffanın vakitsiz ölümüyle eş … ve çocuk …’ın destekten yoksun kaldığını, …’ın tedavi gördüğünü, 3 ay boyunca kendi ihtiyaçlarını gideremediğini, halen de psikiyatri tedavisi gördüğünü, kaza yapan … plakalı aracın trafik (ZMMS) sigortasının davalı … Sigortası A.Ş. olduğunu, müteveffanın aracının trafik (ZMMS) sigortasının da diğer davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılmış olduğunu, poliçe limiti ile sınırlı olarak bu şirketlerden maddi tazminat taleplerinin olduğunu, kazaya karışan araçlar ticari araç olduğundan hüküm altına alınacak tazminat miktarına uygulanması gereken faiz oranının ticari avans faizi olduğunu belirterek, 6100 Sayılı HMK 107. maddesi uyarınca fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, eş … yönünden 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 500,00 TL cenaze ve def’in gideri, müteveffanın çocuğu … için 5.000,00 TL destek tazminatı olmak üzere toplam 15.500,00 TL maddi tazminatın olay tarihindeki sigorta limitini aşmamak üzere işleten sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacılar yönünden dava tarihinden itibaren avans faiziyle ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olarak davalılardan tahsiline, … için 50.000,00 TL manevi tazminat, çocuk … için 20.000,00 TL manevi tazminat, müteveffanın diğer çocukları olan …, … ve … için ayrı ayrı 20.000’er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek avans faiziyle işleten sürücüden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile davacılardan … bakımından talebini 102.682,19-TL’ye ve cenaze giderinden dolayı talebini de 2.000-TL’sına çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı … vekili, kazanın oluşumunda müteveffa …’ın asli kusurlu olduğunu, kaza ile müvekkilinin değil, müteveffanın haksız fiili arasında uygun illiyet rabıtası mevcut olduğunu, müvekkilinin de aracının pert olduğunu, müvekkilinin kazadan manevi elemle çıktığını, zira kendisinin çok genç olup ölümlü trafik kazasından dolayı oldukça derinden sarsıldığını, ceza yargılaması sonucunda hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğini, fahiş meblağlardaki tazminat istemini kabul etmediklerini, manevi tazminat talep tutarının açıkça zenginleşmeye yönelik olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, müteveffa …’ın dava konusu kazada müvekkili şirkete sigortalı aracın aynı zamanda hem sürücüsü hem işleteni olduğunu, kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, bu nedenle davacıların taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi teminatı dışında olduğunu, davacının destekleri kazada ölmeyip de %100 oranında sakat kalsaydı kendi adına müvekkili şirketten tazminat talep edebilmesi nasıl mümkün değil ise, sürücü/işletenin kendi kusuru sonucu meydana gelen kazada vefatı sonucu desteğinden yoksun kalanların da işletene ve dolayısıyla işletenin sorumluluğunu teminat altına almış olan müvekkili şirkete tazminat talebi yöneltmesinin hukuken mümkün olmadığını, bir kimsenin hem uğradığı zarara veya uğradığı zararın artmasına sebep olup hem de bunun tamamını bir başkasından istemesinin kendi kusurunun sonuçlarını bir başkasının sırtına yüklemesi anlamında olup zarar gören açısından çelişkili davranış sayılacağı ve MK 2. maddeye aykırılık teşkil edeceğini, ayrıca olayda yansıma zararın da söz konusu olmadığını, hangi hukuki sebebe dayanılmaya çalışılırsa çalışılsın davacının taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun kaldığını, davadan önce bir müracaat olmadığını, davalı şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde sigortalısının kusuru oranında davalı şirketin sorumluluğunun söz konusu olacağını, Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınmasını, takılması zorunlu emniyet kemerini takıp takmadığının tespiti, cenaze ve def’in masraflarının trafik poliçesi teminatı kapsamında olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini ve dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, yetki itirazının bulunduğunu, müvekkilinin ikametgahının Beykoz (İstanbul) olduğunu, bu nedenle dosyanın Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, davacıların ceza dosyasında şikayetçi olup olmadığı hususunun tespitini, davayı kabul manasında olmamak üzere müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanmasını, aksi takdirde asgari ücretin esas alınması gerektiğini, davacı tarafından kusur ile zarar arasındaki illiyet bağının usulen ispat edilmesi gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece, “…Tüm dosya kapsamına göre; davalı … Sigortanın zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortaladığı müteveffa …’ın kullandığı kamyonetin kavşaklarda geçiş önceliğine uymama kuralını ihlal ettiği, davalı …’in kullandığı ve davalı … sigortanın zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortaladığı kamyonetin de kavşağa yaklaşırken hızını güvenli düzeye indirgemediği, kazada araç sürücüsü …’ın vefat ettiği, meydana gelen kazada davalı … Sigortanın sigortaladığı müteveffanın kullandığı aracın % 80, davalı …’in kullandığı davalı … sigortanın sigortaladığı aracın % 20 oranında kusurlu olduğunun kabul edildiği, %80 kusura isabet eden maddi zararın tamamından müteveffanın kullandığı kamyonetin kaza tarihi itibariyle zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı … Sigorta şirketinin poliçe limitleriyle sınırlı olarak sorumlu olduğu, sigorta şirketi karşısında davacıların 3. kişi konumunda oldukları, %20 kusur oranına maddi zararın tamamından davalı … (işleten ve sürücü olarak) ve kamyonetin kaza tarihi itibariyle zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı … Sigorta Şirketinin poliçe limitleriyle sınırlı olarak sorumlu olduğunun kabulüyle, müteveffa …’ın vefatı nedeni ile davacılardan …’ın 102.682,19 TL destekten yoksun kalma tazminatına, 2.000,00 TL cenaze ve defin giderine hak kazandığı, bu miktar üzerinden destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze gideri istemlerinin kabul edildiği, davalıların kusur oranına göre davalı sigorta şirketlerinin poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmaları kaydıyla tahsiline karar verildiği, davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı koşullarının bulunduğu ispatlanamadığından işbu davacı yönünden destekten yoksun kalma tazminatı isteminin reddedildiği, davalı sigorta şirketleri tarafından sigortalanan araçların ticari araç oluşu, davacı tarafın faiz talebinin de bu yönde olduğu göz önüne alınarak avans faize hükmedildiği, davalı sigorta şirketleri yönünden faizin başlangıcının dava tarihi, diğer davalı … yönünden ise kaza tarihi olarak esas alındığı, 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile ölenin yakınları olan hak sahiplerine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği, zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesinin gerektiği, meydana gelen ölümle neticelenen trafik kazası sonucu davacıların duyulan acı ve eleminin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, kazadaki kusur oranı göz önünde bulundurularak, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar manevi tazminata hükmedilerek manevi tazminatın araç sürücüsü ve işleten davalı …’ten kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verildiği, sonuç olarak; DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine, davacı eş … için 102.682,19.-TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 2.000,00.-TL defin gideri olmak üzere toplam 104.682,19.-TL’ nin %80 kusura isabet eden 83.745,75.-TL’ sinin … Sigortadan dava tarihi 13/05/2015 ‘den, %20 kusura isabet eden 20.936,43.-TL’ nin davalı … ve …’dan, davalı … yönünden kaza tarihi olan 11/01/2014 ‘den itibaren, davalı … yönünden dava tarihi olan 13/05/2015 ‘dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine (davalı sigorta şirketlerinin poliçe limitleri ile sınırlı sorumlu olmaları kaydıyla), davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı … için 10.000-TL, diğer davalılar …, …, … ve … için ayrı ayrı 2.500-TL manevi tazminatın kaza tarihi 11/01/2014’ den itibaren işleyecek avans faizi ile davalı …’den alınarak davacılara verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve Davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
DAVALI … SİGORTA A.Ş. VEKİLİ TARAFINDAN, “…Davacıların taleplerinin sigorta poliçesi teminatı dışında olduğu, Hukuk Genel Kurulu’nun 01.11.2017 tarihli 2017/1315 E.-2017/1239 K. sayılı ilamının da bu yönde olduğunu, zira talep edilen destek zararının ölenin değil, üçüncü kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarar olduğunu, yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmalarının mümkün olmadığı, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı, objektif iyi niyet kurallarına (TMK m.2) göre davacıların murisinin kusuruyla meydana gelen kaza sonucu ölümü nedeni ile davacıların talep ettikleri destekten yoksunluk tazminatından işletenin sorumlu olmadığı, sorumluluk sigortacısına yöneltebilecek yansıma yoluyla oluşan zararla ilgili tazminat istemlerinin tutarının ise işletene karşı ileri sürebilecek tutar kadar olduğu, dava konusu olayda davacıların müvekkili tarafından sigortalı işletene karşı ileri sürebilecekleri her hangi bir talep haklarının bulunmadığı, bu nedenle davanın reddinin gerektiği, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacılara ayrılan destek payının oranının başka destek olunacak kişiler olup olmamasına göre değişeceği, bu husus tespit edilmeksizin yapılan bilirkişi incelemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, müteveffa …’ın anne ve babasının hayatta olup olmadıklarının, hayatta iseler ayrılması gereken payların yapılacak hesaplamada dikkate alınması gerektiği, bu nedenle yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiği, yine, manevi tazminata ilişkin harç ve yargılama giderlerinden müvekkili şirketin de sorumlu tutulmasının yasa ve usule aykırı olduğu, zira, müvekkili şirketin yalnızca maddi tazminata ilişkin harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olup kararın bu yönden de kaldırılması gerektiği” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DAVACILAR VEKİLİ TARAFINDAN, “….Kararı hükmedilen manevi tazminat tutarlarının az olması nedeniyle istinafa getirdikleri, müvekkili …’ nın kazada araçta olup yaralı olarak kurtulduğu, eşinin ölümüne şahit olup kendisinin de aylarca tedavi gördüğü, 3 ay boyunca bakıma muhtaç yaşadığı, psikiyatri tedavisinin halen de sürdüğü, yaşadığı sıkıntılara ilişkin tanık dinletme taleplerinin mahkemece reddedildiği, kazada müteveffa kusurlu davranmış ise de, davalı …’in aracını aşırı süratli kullanması nedeniyle ölüm olayının meydana geldiği, manevi tazminat tutarı belirlenirken aşırı hızın sonuçlarının da gözetilmesi kanaatinde oldukları, yine diğer müvekkilleri bakımından hükmedilen manevi tazminat tutarının da az olduğu, babalarını kaybetmeleri nedeniyle çektikleri acının tarif edilemeyeceği” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazası sonucunda ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve def’in gideri ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
İstinaf isteminde bulunan davacılar vekiline gerekçeli karar ve davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf dilekçesinin 22.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre istinaf istemi için son gün 05.06.2018 olduğu halde, süresinden sonra 18.06.2018 tarihinde istinaf isteminde bulunulduğu, gerek dilekçe üzerindeki havale tarihinin gerekse UYAP sisteminde dilekçenin tarihinin 18.06.2018 olduğu, dilekçeye ilişkin olarak Uyap sisteminde herhangi bir e-imzanın ise bulunmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf isteminin süreden reddi gerekmiştir. Davalı … vekilinin harç yatırmaksızın sunduğu katılma yoluyla vermiş olduğu istinaf dilekçesi de bağlı olduğu asıl istinaf dilekçesinin süreden reddedilmiş olması nedeniyle inceleme konusu yapılamamıştır. Aynı vekilin vekalet ücretinin verilmediği itirazını içerir tavzih talepli diğer dilekçesi ise tarafların yükümlülüklerini artıran ve azaltan hususların istinafa gelinmeden tavzih yoluyla düzeltilemeyecek olması sebebiyle yerinde görülmemiştir.
Davalı sigorta şirketinin istinaf itirazları değerlendirildiğinde; kazanın 11.01.2014 tarihinde meydana geldiği ve davanın da 13.05.2015 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmaktadır.01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.6. maddesinin (c ) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde, “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatının dışında kalan hallerden sayılmışsa da, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olup yeni Genel Şartların C.10. maddesi ile, 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmış, ancak yeni Genel Şartların C.11. maddesine göre yeni genel şartların yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; muris ile davalı sigorta şirketi arasında düzenlenen poliçenin teminat başlangıç ve bitiş tarihleri 08.06.2013-08.06.2014 olup, yeni Genel Şartlar 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olmakla, bu durumda davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamı, önceki Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir.Eldeki davada, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdiği zarar; işletenin ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte işleten üzerinde doğan bir zarardan ayrı ve salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Böyle bir zararın işletenin kendisinin sahip olacağı hakla bir ilişkisi olmadığı gibi, doğrudan işletenin zararıyla bağlı ve onunla sınırlı bir zarar da değildir. İşletenin ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlar üzerinde oluşmuştur. Şu hale göre; sürücü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, bu zarar teminat dışı bırakılmamış olmakla, desteğinin kusurunun olması davacıların hakkına etkili bir unsur olarak kabul edilmeyip, destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır. O halde, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla kusurlu araç şoförünün kusurunun destekten yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine ve olayda sürücü kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta şirketinin zarardan sorumlu olduğu ve davacıların davalıdan destekten yoksun kalma tazminatı isteyebileceği kabul edilmelidir (Bu yönde bknz.Yargıtay (kapatılan) 17. HD 2019/35 E. – 2020/696 K., HGK 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas 2012/92 K…). Açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dosyada bulunan müteveffaya ait nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde; müteveffanın anne ve babasının kaza tarihinden önce vefat etmiş oldukları anlaşılmış olduğundan, bu konuda eksik bir inceleme bulunmayıp davalı sigorta şirketi vekilinin anne-babaya pay ayrılmadığı yönündeki istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
Davalı sigorta vekilinin, manevi tazminata ilişkin harç ve yargılama giderlerinden müvekkili şirketin de sorumlu tutulmasının yasa ve usule aykırı olduğu yönündeki itirazı ise haklı olup, anılan sigorta şirketinin manevi tazminattan sorumluluğu bulunmadığından manevi tazminata dair harç ve giderlerden de sorumlu tutulamayacağı muhakkak olmakla ve ayrıca harca ilişkin hususlar kamu düzeninden de olmakla, karardaki harca ilişkin hatalar ve davalı vekilinin yargılama giderlerine yönelik itirazları bakımından kararın kaldırılıp yeniden hüküm tesisi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacılar vekilinin istinaf isteminin süreden reddine, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulüyle, HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-DAVACILAR VEKİLİNİN istinaf başvurusunun SÜRESİNDE OLMAMASI NEDENİYLE HMK’nın 352/1.c maddeleri uyarınca İSTİNAF BAŞVURU DİLEKÇESİNİN REDDİNE,
a-Davacıların yatırmış olduğu 98,10 TL istinaf başvuru harcı ve 425,00 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 523,10 TL harcın istek halinde davacılara iadesine,
b-Davacılar tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
II-DAVALI … SİGORTA A.Ş. VEKİLİNİN istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ İLE, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/550 Esas – 2017/1389 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“1-Davacının davalılara karşı açmış olduğu davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
2-Davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine,
3-Davacı eş … için 102.682,19.-TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 2.000,00.-TL defin gideri olmak üzere toplam 104.682,19.-TL ‘nin % 80 kusura isabet eden 83.745,75.-TL ‘sinin … Sigortadan dava tarihi 13/05/2015 ‘den, % 20 kusura isabet eden 20.936,43.-TL ‘nin davalı … ve …’dan, davalı … yönünden kaza tarihi olan 11/01/2014 ‘den itibaren, davalı … yönünden dava tarihi olan 13/05/2015 ‘dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketlerinin poliçe limitleri ile sınırlı sorumlu olmaları kaydıyla)
4-Davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı … için 10.000,00.-TL , diğer davalılar …, …, … ve … için ayrı ayrı 2.500,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihi 11/01/2014 ‘den itibaren işleyecek avans faizi ile davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
5-Maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 7.150,84 TL harcın, önceden ve tamamlama ile alınan 304,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.846,25 TL’nin 5.477,00.-TL ‘sinin … Sigorta A.Ş.’den, 1.369,25-TL’sinin davalı … ve … A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 1.366,20 TL harcın peşin alınan 496,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 869,24 TL’nin davalılardan …’ndan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden AAÜT’ne göre hesaplanan 13.894,81-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak (11.115,84-TL’sinden … Sigorta A.Ş., 2.778,96-TL ‘sinden … Sigorta sorumlu olmak üzere) davacı …’a verilmesine,
8-Reddedilen maddi tazminat yönünden AAÜT’ne göre 4.080-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar … Sigorta ve … Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
9-Kabul edilen manevi tazminat yönünden (hak ve nesafeten istinafa gelenler dikkate alınarak), davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; davacı … için 1.980,00 TL, … için 1.980,00 TL, … için 1.980,00 TL, … için 1.980,00 TL, … için 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak bu davacılara verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan ilk dava gideri harcı 532,86 TL, tamamlama harcı 304,59 TL, müzekkere, tebligat ve bilirkişi ücreti toplamı 1.374,40 TL olmak üzere toplam 2.211,85 TL’nin (kabul edilen maddi tazminat ve manevi tazminat tutarlarına göre orantılanması sonucunda maddi tazminata isabet eden tutar olan) 1.835,82-TL’ sinden dava kabul oranına göre 1.730,23-TL’sinin davalılardan tahsili ile (… ve … Şirketinin 346,04-TL bakımından sorumlu olduğu, … Sigorta Şirketinin 1.384,18-TL bakımından sorumlu olduğu) davacı …’ya verilmesine, reddedilen maddi tazminat tutarı dikkate alınarak 105,60-TL’nin davacı … üzerinde bırakılmasına,
11-Yargılama giderlerinden manevi tazminat miktarına isabet eden tutar olan 376,03-TL’nin 57,83-TL’sinin davalı …’ten alınarak davacılara verilmesine, kalan tutarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
12-Yatırılan gider avanslarının varsa kullanılmayan kısımlarının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine” ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
III-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılmış olan 1.431,00 TL istinaf karar harcının anılan davalıya iadesine,
IV-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yolu harcının davacılardan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’a verilmesine,
V-Davalının istinaf yargılama giderleri mahkemece sehven davacıdan çekildiğinden bu masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
VI-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
VII-Kararın, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/09/2021