Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/463 E. 2021/695 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/463
KARAR NO : 2021/695

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2017
NUMARASI : 2016/168 Esas- 2017/653 Karar
DAVA : MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 07/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/09/2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/168 Esas- 2017/653 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davalı … Sigorta ve … vekilleri ve tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, Davalılardan …’a ait … plaka sayılı araç davalılardan …’nun sevk ve idaresindeyken müvekkillerine ait araca arkadan çarptığını, Aliağa-Çanakkale yolu Buruncuk mevkiinde 21/09/2014 tarihinde meydana gelen bu kaza neticesinde her iki müvekkilinin de yaralandığını, müvekkillerinden … % 8 diğer müvekkili … ise % 21 oranında özürlü kaldığını ve hatta tedavilerinin de hala devam ettiğini, şoför konumundaki davalı …’nun bilinçli taksir ile hareket ettiğini ve müvekkillerinin içerisinde bulunduğu bulunduğu araca çarptıktan sonra çok sayıda başka araca çarparak durabildiğini, kazanın meydana gelişinde tamamen kusurlu olduğunu, müvekkillerinin kazaya karışan aracın zorunlu trafik sigortasını düzenleyen davalı … Sigorta AŞ ye başvuruda bulunduğunu, başvuru neticesinde müvekkillerinden …’e 13.917,00 TL ödeme yapıldığını, diğer müvekkillerinin …’e ise herhangi bir ödeme yapılmadığını, kaza sonrası meydana gelen özür oranı dikkate alındığında müvekkilinin …’e yapılan ödemenin gerçek zararı yansıtmaktan çok uzak ve yetersiz olduğunu, öncelikle tazminat taleplerinin güvence altına alınabilmesi için davalılardan … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın trafik kaydı üzerine tedbir şerhi konulmasını, adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini, müvekkili …’in % 8 oranında kalıcı özürlü olmasına rağmen çok eksik olarak ödenen 13.717,00 TL den ayrık olmak üzere ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere 30.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkillerinin geçirmiş olduğu ciddi tedavi süresi ve ömür boyu özürlü kalmış olmaları nedeni ile maruz kaldıkları sıkıntı ve üzüntülerden ötürü ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminatın kazaya karışan ve aracın maliki ve sürücüsü olan davalılardan … ve …’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, mahkeme masrafa ve vekalet ücretinin davalılarda-taleplerinin niteliği ve oranları gözetilerek yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili, dava konusu kazaya karıştığı iddia edilen … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 21.02.2014 – 21.02.2015 tarihleri arasında 209676698/0 numaralı … Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi Birleşik Paket ile … adına sigortalı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatına dahil olmadığını, söz konusu kazada meydana gelen zararlar ile ilgili dava dilekçesinde yer alan taleplerin öncelikle zorunlu mali sorumluluk poliçesi tarafından karşılanması gerektiğini ve bu teminat limitinin de aşılması halinde kasko sigorta poliçesine bağlı ihtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesine başvuruda bulunulabileceğini, söz konusu taleplerin öncelikle zorunlu trafik sigortacısına yöneltilmesi gerektiğini, müvekkil şirket sigortalısı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere davacıların sürekli sakatlığının adli tıp kurumu 3. ihtisas dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, davacıların iddia ettiği maluliyet oranının ve maluliyetlerinin kaza ile ilgisinin ispatlanması gerektiğini, davacıların maluliyet durumu ve sürekli sakatlık oranlarının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile tespit edilmesi gerektiğini, Yargıtay tarafından tek hekimle hazırlanan maluliyet raporlarının kabul edilmediğini, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğunu, müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini ve dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, fazlaya ilişkin dava, itiraz ve beyan hakları saklı kalmak kaydıyla; davacı delillerinin taraflarına tebliğine, müvekkili tarafından düzenlenen Kasko Sigorta Poliçesinde yer alan İhtiyari Mali Mesuliyet teminatı kapsamında bir sorumluluklarının doğması, ancak davacı lehine Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası ile tanınan teminat miktarından daha yüksek bir hasarın meydana geldiğinin ispat edilmesi halinde ve Trafik Sigortası limitinin üzerinde kalan tutar için mümkün olacağını, sorumluluk tespiti hususunda Poliçe Şartları’nın ve poliçedeki teminat limitlerimizin değerlendirilmesine, sigortalının kusur ve sorumluluğunun ispatlanmasına, davacının maluliyet tespitinin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi aracılığı ile yapılmasına, tespit edilecek davacının Müterafik kusurun tazminatın hesaplanması halinde göz önünde tutulmasına ve tazminattan düşülmesine, davacıların manevi tazminat talepleri teminat dışı olduğundan reddine, SGK’ya müzekkere yazılarak davacıya başkaca ödeme yapılıp yapılmadığının ve yapılmış ise hangi koldan ödeme yapıldığının sorulmasına, SGK’nın ödemiş olduğu tazminat bedelinin tazminat talebinden indirilmesine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, vekalet ücretleri ve yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta A.Ş. vekili, müvekkili şirketin yaptığı ödeme sonucu ibra edildiğini, fahişlik söz konusu olmadığından ibranamenin iptalinin talep edilemeyeceğini, kaza nedeniyle hesaplanan tüm tazminatın davacılardan …’e ödenmiş olması nedeni ile müvekkili şirketin sorumluluğunun kalmadığını, davacının başvurusu üzerine hasar dosyası kapsamında, 13.917,00-TL ödeme tutarı ibraname karşılığında 06.10.2015 tarihinde davacıya ödendiğini, kazaya karışan … plaka sayılı araç müvekkili şirket nezdinde 20.02.2014/2015 başlangıç ve bitiş tarihli T-49233901-0-0 no’lu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, manevi tazminat ve tedavi gideri taleplerinin teminat dahilinde olmadığını, müvekkili şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde, sigortalısı araç sürücünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, davacıların sürekli sakatlıklarının adli tıp kurumu 3. ihtisas dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, maluliyete dayalı tazminat hesaplarının aktüeryal metodlarla yapılması gerektiğini, gelirin hiçbir yasal dayanak/belge olmaksızın varsayıma dayalı olarak belirlenmemesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; bilirkişi incelemesi yapılırken ödeme tarihindeki verilerin dikkate alınması ve ödeme işlemiş faizi ile birlikte güncellenmesi gerektiğini, davacıların kaza tarihinden itibaren faiz istemesinin yasaya aykırı olduğunu, müvekkil şirketin üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, Dolayısıyla davacının, temerrüt tarihinden itibaren faiz istemesinin yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden -kabul anlamına gelmemek kaydıyla- faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini bu nedenlerle haksız davanın reddine, lehlerine masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesine, talebin reddi halinde; kusur, maluliyet durumu ve tazminat miktarı yönünden yukarıda belirtildiği şekilde bilirkişi incelemesi yapılmasına, önceki ödemenin faizi güncellenmek suretiyle tazminattan mahsubuna, dosyada kaza ile illiyetli olmayan “KATARAKT” nedenli talep de bulunduğundan maluliyet oranına ilişkin raporun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınmasına, tazminat raporunun hazineye kayıtlı aktüer aracılığı ile yaptırılmasına, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, ilk itirazlarının zamanaşımı itirazı olduğunu, dava konusuna ilişkin olarak zamanaşımının geçtiğini, davada her iki tarafın da tacir olmadığını bu sebeplerle davada görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, mahkemenin yetkisiz olduğunu, HMK ‘ ya göre yetkili mahkemenin davalılardan birinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, bu sebeple İstanbul ya da Balıkesir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin Balıkesir ilinde araç kiralama işi ile uğraştığını, davaya konu olayda da müvekkilinin diğer davalı …’ya araç kiraladığını ve devamında davaya konu kazanın meydana geldiğini, davacıların delil listesinde belirtmiş olduğu delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, bu sebeple diğer tüm hususlar hakkında da beyanda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, müvekkilin kazada hiçbir kusurunun olmadığını, müvekkilinin aracı kira sözleşmesi ile Diğer Davalı şahsa kiraladığını ve olaya bu kira ilişkisi devam ederken meydana geldiğini, müvekkilin işleten sıfatının kira sözleşmesi ile ortadan kalktığını, talep edilen hem maddi hem de manevi tazminat için müvekkil yönünden husumet itirazında bulunduklarını, manevi tazminat davalarında “ZENGİNLEŞME YASAĞI” ilkesinin geçerli olduğunu bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm yasal hak ve taleplerimiz saklı kalmak kaydıyla, şimdilik; usuli itirazlarının karara bağlanması suretiyle davanın usulden REDDİNE, aksi halde davanın yetkisizlik sebebiyle yetkili ticaret mahkemesine gönderilmesine, neticeten haksız ve yersiz işbu davanın esastan reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacılar tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davacı tarafın dilekçelerinde ileri sürdüğü konuların ve taleplerinin hiç birinin kabul edilemeyeceğini ve haksız talepleri içeren konular olduğunu, kendi adına görevini yaptığını, kaza sonrasında da olay yerini terk etmediğini, olaydaki kusuru nedeni ile Menemen 2.Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandığını ve dosyanın şu an Yargıtay aşamasında olduğunu, istenen tazminatın çok yüksek olduğunu, bu nedenlerle davacılardan … yönünden haksız ve yersiz tazminat taleplerini reddine, davacılardan … yönünden yüksek ve tahmine dayalı tazminat talebini içeren haksız ve yersiz davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaleten davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre “davacı tarafın maddi tazminat taleplerinin … sigorta tarafından karşılandığı görülmekle maddi tazminat yönünden davacıların feragat nedeni ile reddine, manevi tazminat yönünden ise olayda, Türk Borçlar Kanunun 56.maddesinde düzenlenmiş bulunan manevi tazminat unsurunun da söz konusu olduğu, davacıların olay nedeniyle elem ve ızdırap çektikleri, bu durumun sosyal bir gerçek olduğu, manevi tazminatın amacının çekilen acıları yeterince dindirme, yaşama yeniden bağlamak ve ruhsal dengeyi sağlamak olduğu, bu amacı sağlayacak olan manevi tazminatın da paranın satın alma gücü, tarafların sosyal ve ekonamik durumları, davalıların olayın işleniş şekli, Türk Borçlar Kanunun 51-56., Türk Medeni Kanunun 4. ve Yargıtay İçtihadi Birleştirme (22/06/1966 tarih 7/7 sayılı) ilkeleri çerçevesinde davalıları müzayaka durumuna düşürmeyecek ve davacıları haksız yere zenginleştirmeyecek olduğu” gerekçesiyle davanın maddi tazminat yönünden FERAGAT nedeni ile tüm davalılar için REDDİNE,Reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar vekillerinin hizmet ve mesaisine karşılık hesap edilen taktiren 990,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş. ve …’a verilmesine, Davacıların manevi tazminat talebinin KISMEN KABÜLÜ ile … yönünden 10.000,00 TL … yönünden 7.500,00 TL nin davalılar … ve …’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, Fazlaya ilişkin 22.500,00 TL manevi tazminat istemin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin manevi tazminattan sorumlu tutulmamasına rağmen harç ve yargılama giderinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, feragat sebebiyle nispi vekalete hak kazanılması gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ayrıca feragat ön inceleme aşamasından sonra yapılmış olduğu için vekalet ücretinin tamamına hükmolunmasını gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacılar, sürücülüğünü davalı …’nun yaptığı aracın kendi araçlarına çarpması sonucu yaralandıklarını belirterek maddi ve manevi tazminat talepli eldeki işbu davayı adli yardım talepli olarak Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açmışlardır. Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmiş, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yukarıda yazılı gerekçe ile maddi tazminat talebi yönünden tüm davalılar hakkında feragat nedeniyle davanın reddine, manevi tazminat yönünden ise davalılar … ve … hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü yalnızca davalı kasko şirketi olan … Sigorta A.Ş. vekili istinaf etmiştir.
Bilindiği üzere, adli yardıma ilişkin usul ve esaslar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334 ve devamı maddeleri uyarınca adli yardım talebinde bulunan kimse, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğunu ispat etmek (yoksulluk şartı) ve davada veya talepte haklı olduğu yolunda kanaat uyandırmak zorundadır (haklı olma şartı).
6100 sayılı HMK 336. maddesine göre adli yardım, asıl talep veya işin karara bağlanacağı mahkemeden; icra ve iflas takiplerinde ise takibin yapılacağı yerdeki icra mahkemesinden istenebilir. Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi ise Bölge Adliye Mahkemesine veya Yargıtay’a yapılır.
Aynı Kanun’un adli yardım talebinin incelenmesi başlıklı 337. maddesinde Mahkemenin, adli yardım talebi hakkında duruşma yapmaksızın karar verebileceği, talep hâlinde incelemenin duruşmalı yapılacağı, adli yardım taleplerinin reddine ilişkin mahkeme kararlarında ret sebebinin açıkça belirtileceği, bu karara karşı 1 haftalık sürede itiraz yasa yoluna gidilebileceği, kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebileceği, kararına itiraz edilen mahkemenin, itirazı incelemesi için dosyayı o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde ise aynı işlere bakmakla görevli en yakın mahkemeye göndereceği, itiraz incelemesi neticesinde verilen kararın kesin olacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacıların adli yardım talepleri hakkında Menemen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/422-504 E.-K. Sayılı görevsizlik kararında adli yardım ve ihtiyati tedbir taleplerinin görevli mahkemede değerlendirilip hüküm altına alınmasına karar verilmiş, anılan hükmün kanun yollarına başvurulmadan kesinleşmesi üzerine görevli Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yalnızca tedbirle ilgili ara karar kurulduğu fakat adli yardım talebi hakkında gerekli araştırma ve inceleme yapılıp deliller değerlendirilmek suretiyle olumlu ve olumsuz bir karar verilmemiş olduğu görülmüştür.
O halde, mahkemece davacıların adli yardım talebinin değerlendirilerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi halinde yargılamaya harç alınmadan devam edilmesi, adli yardım talebinin reddine karar verilmesi halinde ise nispi peşin harç noksanlığının Harçlar Kanununun 30-32. maddeleri gereğince tamamlattırılması, harcın tamamlanması halinde işin esasının incelenmesi, aksi takdirde Harçlar Kanununun 30. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde hareket edilmesi gerekirken, bu hususlar gözönüne alınmadan karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olmuştur.
Kabule göre ise;
1 – Davacının açtığı manevi tazminat davasında davalıların … ve … olduğu ve mahkemece manevi tazminatın bu davalılardan tahsiline karar verilmesine karşın manevi tazminat davasında davalı olarak yer almayan … Sigorta A.Ş.nin de yargılama giderinden sorumlu tutulması hatalı olmuştur.
2 – Mahkemece haklarındaki maddi tazminata ilişkin dava feragat nedeniyle reddedilen davalılar … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş ve … lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir. Davacılar vekili, yargılama sırasında 27.02.2017 tarihli ön inceleme celsesinde imzalı beyanı ile dava açıldıktan sonra maddi tazminat taleplerinin davalı … Sigorta A.Ş. tarafından tamamen karşılanması sebebiyle tüm davalılar yönünden maddi tazminat istemlerinden feragat ettiklerini belirtmiş, mahkemece davalılardan … Sigorta A.Ş. ile davacılar arasında ibraname imzalandığından bahisle, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacılar hakkın özünden feragat etmemiş, dava konusu maddi tazminat alacaklarına yargılama sırasında kavuştukları için feragat etmiştir. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermiş olup, esasen burada dava konusuz kalmıştır. Bu nedenle, feragat nedeniyle reddedilen maddi tazminat yönünden anılan bu davalılar lehine davacılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmasa da bu hususta davacıların istinaf itirazları bulunmadığından bu husus yalnızca eleştiri sebebi sayılmıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenle KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/168 Esas- 2017/653 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda yapılan açıklamalara göre davanın yeniden görülüp istinaf denetimine uygun bir Yargılama yapılarak varılacak sonuca göre bir karar vermek üzere Mahkemesine İADESİNE,
4- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5- İstinaf yoluna başvuran davalıdan alınan 1.025,00 TL istinaf nispi karar harcın istek halinde kendisine İADESİNE,
6- İstinaf yoluna başvuran davalıdan başlangıçta alınan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının ilk derece mahkemesince yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
7- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07/09/2021