Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/421 E. 2021/658 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/421
KARAR NO : 2021/658
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2018
NUMARASI : 2016/410 Esas ve 2018/162 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/07/2021

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/04/2018 tarihli, 2016/410 esas ve 2018/162 karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin su ve atık su arıtma sistemleri satış, montaj ve bakım, deniz suyu arıtma ve bakım alanında faaliyet gösterdiğini, davalı …’nun müvekkili şirkete mühendis olarak çalışmaya başladığını ve uzun yılar çalıştıktan sonra işten ayrılarak dava dışı …’nde çalışmaya başladığını, müvekkili şirketin davalının çalıştığı dönemde …’ nin …’ da bulunan özel bir aile konaklama tesisinin deniz suyundan konut arıtma tesisi kurulumu işini üstlendiğini, 2007 ve 2008 yıllarında yapılan bu tesislerin bakımını da her yıl teklif vererek üstlendiğini, söz konusu projenin … ailesinin özel olarak tatil yaptığı bir tesise ilişkin olduğunu, dışarıya herhangi bir ihale bildirimi yapılmadığını, müvekkili şirketin bu şekilde teklif vererek yıllarca tesisin bakımını, arıza giderimini, sarf malzeme teminini yaptığını, fakat 2015 yılı için müvekkili şirketin teklif verdiğinde, teklifin reddedildiğini, …’nun işe yeni başladığı …’nin vermiş olduğu teklifin de kabul edildiğini, burasının özel bir mülk ve kuruluş olmaması nedeniyle resmi bir duyuru veya ihale yolu ile teklif bilebilecek, burayı takip eden kişi ve firmaların bu işten haberdar olup teklif verebileceğini, davalının da çalıştığı dönemlerde bu projede görev aldığından ve sistemi tanıdığından bu projeden haberdar olduğunu ve işe yeni girdiği …’nin de projeyi kendisinden öğrendiğini ve bu şekilde teklif verebildiğinin açık olduğunu, …nin …’da hiç bir faaliyetinin ve müşterisinin bulunmadığını, bu şirketin ağırlıklı olarak … ihalelerine giren, …nun köylerde kurduğu arsenik giderim, demir – mangan giderim ihalelerini alan bir firma olduğunu, Uşak Balıkesir gibi yerel idarelerin yine benzer şebekeye dağıttıkları suları iyileştirmek için kurdukları demir – margan arsenik arıtım sistemleri kuran bu tip ihaleleri takip eden bir şirket olduğunu, daha önceden deniz suyu arıtımı ile ilgili herhangi bir işi de almadığını, tüm bu nedenlerle dava dışı …nin söz konusu projeyi davalı …’nun rekabet yasağına aykırı davranışları sonucu öğrendiğini, davalı …’nun 01/01/2014 tarihli gizlilik taahhütnamesi ile müvekkili şirkete ait bilgi ve sırları üçüncü kişiler ile paylaşmayacağını taahhüt ettiğini bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin uğramış olduğu 1.000,00-TL maddi tazminat ile 1.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davalının çalıştığı işveren adresinin gösterildiğini, davacının tüzel kişi olduğunu, tüzel kişiliğin manevi tazminat yönünden uğramış olabileceği bir zarar söz konusu olmadığından istemin reddine karar verilmesini, davacının maddi zarara uğradığına ilişkin dava ve dava nedenlerinin de gerçeğe aykırı olduğunu, dava nedeni ve gerekçesi yapılan ihale ile ilgili …’ nin yapılmasını istediği hizmet için ilgili firmalardan teklif alarak ihale yapmakta olduğunu ve ihaleye dava dışı ve davalının işvereni olan …. 2015 yılı için teklif verdiğini ve ihaleyi kazandığını, ihale işleminin gizlilikle bir ilgisinin olmadığını, davacının ihaleyi alamamasının kendi işletmecilik hatasından kaynaklandığını, davacının 2008 yılından 2014 yılına değin tüm ihaleleri kazandığı yönündeki iddiaları da doğru olmadığını, ilgili şirkete sorulduğunda son üç yıldır davacı şirketin ihale alamadığının görüleceğini, dava dışı …Şirketinin ticari defter bilgi ve belgelerinin kanıt olarak gösterilmesi ve celbinin yasal olmadığını, haksız ve yasal kaynaktan yoksun açılan davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararı “….taraflar arasında akdedilen 01.01.2014 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi ile aynı tarihli gizlilik taahhütnamesi içeriğinde, davalının iş sözleşmesinin sona ermesinin ardından aynı sektörde faaliyet gösteren başka bir şirkette çalışmasını yasaklayan bir hükmün bulunmadığı, sözü edilen belirsiz süreli iş sözleşmesinin VI. 7.maddesinde “6098 sayılı Kanunda rekabet yasağına dair hükümlerin bu sözleşme bakımından geçerli olduğu” belirtilmiş ise de, TBK.’nun 444 vd.madde hükümlerinde öngörülen rekabet yasağının süresi ile sektörel ve coğrafi açıdan unsurlarının sözleşmede yer almadığı, dolayısıyla davalının davacı şirketteki işinden ayrıldıktan sonra dava dışı …’nde çalışmaya başlamasına engel bir durumun bulunmadığı ve bu durumun tek başına sözleşmenin ihlali sonucunu doğurmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, gizlilik taahhütnamesi gereğince davalının davacı şirkette çalıştığı sırada edindiği teknik ya da ticari bilgilerin daha sonra işe girdiği ….’ye ifşa etmesi ve kullandırması durumunda sözü edilen 01.01.2014 tarihli gizlilik taahhütnamesinin ihlalinden söz edilebilir. Bununla birlikte, davacı şirketin 2013, 2015 ve 2016 yıllarında dava dışı … ile ticari çalışmasının olduğu ve 2014 yılı zarfında herhangi bir ticari ilişkisinin gerçekleşmediği bir vakıadır. Dava dışı …, dava konusu …da bulunan özel bir aile konaklama tesisinin deniz suyundan konut ve peyzaja su temininin sağlanması amaçlı olarak deniz suyu arıtma tesisinin 2015 yılına ilişkin olarak bakım, arıza giderini ve sarf malzeme temini konusunda dava dışı … tarafından kendilerine teklif verildiği ve bu teklifin kabul edildiği, ne var ki, dava dışı … ve davalı şirket arasında 2015 ve 2016 yılları arasında da ticari ilişkinin gerçekleştiği, bu durumda davalının davacı şirkette çalıştığı sırada edindiği teknik ya da ticari bilgilerin daha sonra işe girdiği …’ye ifşa etmesi ve kullandırması vakasının kesin şekilde ispatlanamadığı…”şeklinde davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilmiş olan hizmet akdinde TBK 444/2 maddesine uygun olarak rekabet yasağına dair hüküm mevcut olduğunu, söz konusu rekabet yasağına ilişkin sözleşmelerde önemli olan hususlar; tarafların ortak iradeleri ve işçinin aleyhine bir durumun olmadığını, kanunda anılan sözleşmelere ilişkin bir şekil şartı düzenlenmediğini, sunulan içtihat kararları gereğince taraflar arasındaki rekabet yasağına ilişkin hükümlerin geçerli olduğunu, davalı işçinin bu yasağı ihlal ettiğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; işçinin rekabet yasağına aykırılık iddiasıyla 6098 sayılı TBK’ nın 444/1 vd. Maddeleri uyarınca açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacı işveren ve davalı işçi arasında 01.01.2014 tarihli “belirsiz süreli iş sözleşmesi” imzaladıkları ve davalı tarafından aynı tarihli “gizlilik taahhütnamesi”nin imzalandığı, davalının davacı şirkette bir süre çalıştıktan sonra 24.09.2014 tarihi itibariyle davacı işyerinden ayrıldığı ve dava dışı …’nde çalışmaya başladığı, her iki şirketin de aynı konuda faaliyet gösterdiği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
6098 sayılı TBK’ nın 444/1 maddesine göre; Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.
Buna göre; taraflar arasındaki gizlilik sözleşmesinde davalının davacı şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren başka bir şirkette çalışmasını yasaklayan herhangi bir hüküm bulunmadığı, iş sözleşmesinin VI.7 maddesinde ise sadece 6098 sayılı yasadaki rekabet yasağına ilişkin hükümlerin geçerli olduğuna ilişkin atıf bulunduğu, dolayısıyla davalının başka bir şirkette çalışmasını engelleyen herhangi bir düzenleme bulunmadığı, davalının TBK’ nın 444/1 maddesi uyarınca yazılı olarak bu yönde bir üstlenmesinin mevcut olmadığı, davalının başka bir şirkette çalışmasının rekabet yasağına aykırılık halini oluşturmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının iddiası ve tazminat isteminin dayanağı 2015 yılında dava dışı …’ nin iş teklifini davalının ayrıldıktan sonra çalışmaya başladığı dava dışı ….’nin kazanması ve bu şekilde davalının müşteri çevresi ile ilgili sırlarını çaldığı yönündedir. Dava dışı …’ nin işini 2014 yılı ve önceki bazı yıllarda davacı şirketin yaptığı, 2015 yılında davalının çalışmaya başladığı …’ nin kazandığı, 2016 ve 2017 yıllarında gene davacı şirketin işi yaptığı sabittir. Ancak; dosyadaki tüm delillerden ve tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere; 2015 yılında bizzat iş sahibi …’ nin kendisinin davacı şirketten, davalının çalışmaya başladığı ….’ den ve dava dışı … firmasından teklif aldığı, en düşük teklifi davalının çalıştığı … şirketinin verdiği, ikinci düşük teklifi ise …firmasının ve en yüksek teklifi ise davacı şirketin verdiği, davalının çalıştığı şirketin doğrudan teklif sunmadığı, teklifin iş sahibi tarafından istenildiği, zira davalının çalıştığı … firması işi almamış olsa dahi, ikinci en düşük teklifin … firması tarafından verilmiş olması nedeniyle davacı şirketin her halükarda işi kazanma ihtimalinin mevcut olamayacağı, bu haliyle davalı tarafından davacı şirketin müşteri çevresi ile ilgili sırların ifşa edilmesinin veya kullanılmasının kabul edilemeyeceği, davalının gizlilik sözleşmesine aykırı bir eyleminin varlığının davacı tarafından ispatlanamadığı görülmekle, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/04/2018 tarihli, 2016/410 esas ve 2018/162 karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının yatırmış olduğu 98,10 TL istinaf başvuru harcı ve 35,90 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 134,00 TL harcın hazineye gelir yazılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 35,90 TL ‘ nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK.nun 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine ,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın temyize tabi olması nedeniyle gerekçeli kararın DAİREMİZCE taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/07/2021