Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/418 E. 2021/645 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/418
KARAR NO : 2021/645

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2018
NUMARASI : 2017/583 Esas- 2018/426 Karar
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/07/2021

İzmir 3 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/583 Esas- 2018/426 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi taraf vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, …. ilçesi, …. Cad. …. binası önünde …. Plakalı aracının davalı …. sevk ve idaresindeyken müvekkiline ait olan ve bakım onarımının yapılması için ….’a teslim edilen ve gerekli bakımları yapılan …. Plakalı beya renk 2011 model …. aracın yine …. sevk ve idaresinde iken çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazasının ….’nın …. otoparkından aracı ile çıkarken trafik kurllarına uymaması ve kurallar hilafına manevra yapması neticesinde vukuu bulduğunu, kaza neticesinde müvekkiline ait olan aracın kendi imkanları ile onarıldığını, servise aracla ilgili 44.657,01 TL ödeme yaptığını, davalılardan …. Sigorta’nın müvekkili tarafından ödenen bu meblağnın sadece 39.740,54 TL sini müvekkiline ödediğini, kaza sonrasında İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/98 D.İş sayılı dosyası ile müvekkilin aracında oluşan hasarın araçta meydana gelen değer kaybının tespiti için bilirkişi raporu aldırıldığı, bilirkişilerce 17.100,00 TL lik değer kaybı olduğunun tespit edildiğini belirterek davalı Sigorta şirketinden 4.916,46 TL lik maddi hasar bedelini, diğer davalılarla müşterek ve müteselsilen olarak olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalılar …., ve ….’dan 17.100,00 TL lik değer kayıp bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsil tahsilini, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan SGK vekili beyan dilekçesinde özetle ; müvekkili kurum ile davacı ve davalılar arasında hizmet akdi bulunmadığını, olayın yaralanmalı trafik kazası neticesinde meydana gelmiş olması nedeniyle tedavi giderleri nedeniyle güvence hesabına aktarım yapılmamışsa sorumluluğun sigorta şirketi üzerinde olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte öncelikle müvekkilinin sorumlu olabileceği tevdi giderleri yönünden güvence hesabına aktarım yapılıp yapılmadığının tespit edilerek bu şekilde tedavi giderleri yönünden karar verilmesinin gerekeceğini, davanın müvekkili kurum yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı – Karşı davacı …. karşı dava dilekçesinde özetle ; kaza nedeniyle şok durumu geçirdiğini, sol omzundan çıkık ve boyun omurundan küçük kırıklar oluştuğunu, bir gece hastanede beyin cerrahisi bölümünde yattığını, kazadan sonra 3 hafta sol kolunun askıya alındığını, yan koltukta oturan yolcu konumunda bulunun eşi ….’nın da boyun omurlarında ciddi zedelenmenin olduğunu, 3 hafta boyunca gece ve gündüz boyunluk ile gezmek ve uyumak zorunda kaldığını, eşi ile ilgili tazminat dava haklarını saklı tuttuklarını, kaza sonrası davacının bir kere bile arayıp geçmiş olsun demediğini ancak aracının orjinalliğinin bozulmasından doğan değer kaybı ile ilgili şişirilmiş bir rakam olan 17.100,00 TL talep ettiğini belirterek tahkikat sonucunda şahsının manevi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 17.101,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 18/10/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte karşı davalılardan tahsiline ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı …. dilekçesinde ; sürücüsü ve maliki olduğu …. Plakalı araca davacının maliki olduğu diğer davalı ….’ın sürücüsü olduğu …. Plakalı aracın çarpması neticesinde kaza meydana geldiğini, kazada asli kusurlu olmadığını, davacının Zorunlu Trafik Kasko Sigortasından aracındaki zararların tazmini için 39.740,59.-TL aldığını, alamadığını belirttiği 4.916,46.-TL için aracını sigorta eden …. Sigorta A. Ş’ye dava açtığını, davacının talep ettiği değer kaybına ilişkin 17.100,00.-TL’nin afaki ve fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili dilekçesinde özetle ;Müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından …. Plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle müvekkili şirkete yapılan bavşuru neticesinde hasar dosyası oluşturulduğunu ve hasar dosyasında yapılan değerlendirme sonucunda 22.500,00.-TL’nin 23/01/2013 tarihinde ödendiğini, hasar dosyasında yapılan ekspertiz incelemesi sonucu tespit edilen hasar miktarının bakiye kısmı için …. plakalı sigortalı aracın İhtiyari Mali Mesuliyet poliçesi sebebiyle …. numaralı hasar dosyası açıldığını aracın hasarı için davacı tarafa asiye kalan 17.240,54.-TL 29/01/2013 tarihinde ödendiğini, bu nedenle sorumluluklarının kalmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin faizden dava tarihi itibariyle sorumlu tutulması gerektiğini, değer ve kazanç kaybının poliçe kapsamında olmadığını, belirterek davanın reddine, davacının davasını ispatı halinde müvekkili şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmasına olmak ise asıl alacak ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davacı karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde; davalı karşı davacının dava konusu trafik kazasına hukuka aykırı fiili ile sebep olduğunu, haksız fiilen faili olması ve kazaya kendisinin sebep olması hasebiyle işbu davayı açmakta haksız olduğunu belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre ” Asıl dava; trafik kazsından kaynaklı ara. Hasar ve değer kaybına ilişkin maddi tazminat davası, karşı dava manevi tazminat davasıdır.
18.10.2012 günü saat 10.10 sıralarında davacının maliki, davalı ….’ın da sürücüsü olduğu …. plaka sayılı aracın …. meydanı yönüne seyri sırasında , sağ tarafta bulunan Kaymakamlık otoparkından geri manevra ile gelerek İzmir yönüne U dönüşü ile dönmek isteyen davalı-karşı davacı ….’nın sevk ve idaresinde bulunan , davalı sigortaya ZMM ile sigortalı …. plaka sayılı araç ile çarpıştığı, meydana gelen kazada davacı aracında hasar oluştuğu, davalı-karşı davacı ….nın da yaralandığı anlaşılmıştır.
Kazanın oluşumunda tarafların kusur oranlarının tespiti için Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce keşif sonucu bilirkişi ….’den aldırılan raporun, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi başkanlığından aldırılan raporun ve İTÜ de görevli bilirkişi kurulu raporlarının denetime elverişli ve açık olması, birbirini teyit eder nitelikte olması nedeniyle kusur yönünden söz konusu raporlara itibar edilmiş, davacı araç sürücüsü ….’ın kazanın oluşumunda %25, davalı ….’nın ise %75 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı aracında oluşan hasar ve değer kaybı hususunda da İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi başkanlığından aldırılan raporun ve İTÜ de görevli bilirkişi kurulu raporlarının denetime elverişli ve açık olması, birbirini teyit eder nitelikte olması nedeniyle mahkememizce itibar edilmiş, davacı aracındaki hasarın 38.528,77 TL, değer kaybının da 15.000,00 TL olduğu anlaşılmış, davalıların kusur oranına göre hasar tazminatının davalı sigorta tarafından fazlasıyla karşılanmış olması nedeniyle davacının hasar tazminatına yönelik talebinin reddine, değer kaybına yönelik talebinin de davalı tarafın %75 lik kusur oranına göre 11.250,00 TL olmak üzere kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karşı davacı ….’nın manevi tazminat talebine gelince; karşı davacı ….’nın meydana gelen kaza neticesinde yaralandığı sabit olup, İzmir ATK Şube Müdürlüğü’nce düzenlenen 23.11.2017 tarihli raporda da belirtildiği üzere karşı davacının davaya konu kaza nedeniyle %4 oranında meslekten kazanma gücünü kaybetttiği, bu nedenle elem ve ıstırap çekmemesinin mümkün olmadığı, manevi tazminatın, zenginleşme aracı olmadığı gibi, manevi tatmin duygusu oluşturacak miktarda olması gerektiği, yine özel durumların da mahkemece res’en dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, karşı davacının yaşı, maluliyet oranı, kaza tarihi dikkate alınarak karşı davacı lehine hakkaniyete uygun miktarda manevi tazminat verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle asıl dava yönünden; davacının hasar tazminatı talebine ilişkin davasının REDDİNE, davacının değer kaybına ilişkin tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 11.250,00 TL nin 18.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve ….’dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Karşı Dava Yönünden; 4.000 TL manevi tazminatın 18.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalılar …. ve ….’ndan müteselsilen alınarak karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı- karşı davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı ….’un kendisini vekil ile temsil ettirmemesine rağmen lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, 15.000,00 TL lik değer kaybından davalılar …. ve …. tamamından sorumlu olduklarını, 4.916,46 TL lik hasar faturasının kaza sebebiyle oluştuğunu, bilirkişi raporlarının eksik ve hatalı olduğunu, kaza ile müvekkilinin fiili arasında illiyet bağı bulunmadığından karşı davalının müvekkili yönünden reddi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına talep etmiştir.
Davalı …. istinaf başvuru dilekçesinde özetle; değer kaybından doğan maddi hasarın sigorta şirketindene tahsil edilmesi gerektiğini, dolayısıyla sigorta şirketinin davalı sıfıta ile davaya dahil edilmemesinin hatalı olduğunu sigorta şirktenin yaptığı ödeme nitecesinde artık kendisinden istenilenecek bedelin 406,04 TL olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı …. istinaf başvuru dilekçesinde özetle; değer kaybından doğan maddi hasarın sigorta şirketinden tahsil edilmesi gerektiğini, dolayısıyla sigorta şirketinin davalı sıfatı ile davaya dahil edilmemesinin hatalı olduğunu sigorta şirketinin yaptığı ödeme neticesinde artık kendisinden istenilecek bedelin 406,04 TL olduğunu, karşı dava yönünden ise verilen manevi tazminatın çok düşük olduunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava araçtaki onarım bedeli ve değer kaybının tazmini, karşı dava ise manevi tazminat davasıdır.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1 – Davacı maliki olduğu aracını olay tarihinde oto tamircisi olan davalı ….’e bıraktığını, ….’in izni olmadan söz konusu araçla davalı ….’a ait araçla çarpışarak kaza yaptığını, aracı kendi imkanları ile onardığını, onarım bedelinin ve değer kaybının tahsilini talep etmiştir. Davalı …. ise karşı davasında söz konusu kazada yaralandığını belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
KTK’nın 104. maddesi uyarınca, ”Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım-satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı, işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacı bu zararlardan sorumlu değildir.”
2918 Sayılı KTK’nın 104. maddesi uyarınca, motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan kişiler, gözetim, onarım bakım, veya buna benzer amaçlarla kendilerine bırakılan araçların neden olduğu zararlardan dolayı işleten gibi sorumlu tutulmuşlardır. Bu şekilde oluşan zararlardan, aracın asıl işleteninin sorumlu olmayacağı da, bu yasal düzenlemede açıkça belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, kazaya karışan maliki olduğu aracı davalı ….’a tamir için bıraktığını iddia etmiş ve bu hususla ilgili tanık dinletmiştir. O halde mahkemece, davacının iddia ve delilleri üzerinde durularak asıl ve karşı davadaki sorumluluğunun KTK 104. maddesi kapsamında kalıp kalmadığı karar yerinde tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2 – Davalı sigorta şirketi yine davalılardan ….’a ait aracın hem zorunlu mali mesuliyet hem de kasko sigortacısı olup, kaza sebebiyle davacıya zorunlu mali mesuliyet limitinin tamamı olan 22.500,00 TL ve aynı zamanda ihtiyari mali mesuliyet sigortası uyarınca da 17.240 TL ödeme yaptığını, ihtiyari mali mesuliyet bakiye limitlerinin 12.760,00 TL kaldığını beyan etmiş, mahkemece alınan bilirkişi raporları uyarınca hasar bedelinin 38.528,00 TL olarak tespiti ve davalıların kusur oranına göre sigortanın toplam ödemesinin hasar bedelini karşıladığı gerekçesiyle hasar tazminatına yönelik talebin reddine karar verilmiş ise de, sigortanın yaptığı ödemenin hasar bedeline mi yoksa değer kaybına mı yönelik olduğu tam olarak belirlenmeden eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
3 – Kabule göre ise, kendisini vekil ile temsil ettirmeyen karşı davacı …. lehine vekalet ücreti verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenle KABULÜNE,
2-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/583 Esas- 2018/426 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda yapılan açıklamalara göre davanın yeniden görülüp istinaf denetimine uygun bir yargılama yapılarak varılacak sonuca göre bir karar vermek üzere Mahkemesine İADESİNE,
4- Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran asıl davada davacı vekilinin sair, davalı …. ve karşı davacı ….’nın tüm istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına
5 -İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşılıklı taraflar yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6- a) İstinaf yoluna başvuran ….’dan başlangıçta alınan 192,12 TL istinaf maktu karar harcının yatırana İADESİNE,
b) İstinaf yoluna başvuran ….’dan başlangıçta alınan 260,43 TL istinaf nispi karar harcının yatırana İADESİNE,
c) İstinaf yoluna başvuran …. ‘dan başlangıçta alınan 35,90 maktu karar harcı ile 68,31 TL TL istinaf nispi karar harcının yatırana İADESİNE,
7- a) İstinaf yoluna başvuran ….’dan başlangıçta alınan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının ilk derece mahkemesince yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
b) İstinaf yoluna başvuran ….’dan başlangıçta alınan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının ilk derece mahkemesince yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
c) İstinaf yoluna başvuran ….dan başlangıçta alınan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının ilk derece mahkemesince yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
8-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
9-Kararın taraflara tebliği, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.07.2021