Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/402 E. 2021/608 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/402
KARAR NO : 2021/608
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2015 (Dava), 25/10/2017 (Karar)
NUMARASI : 2015/331 Esas, 2017/929 Karar
DAVA : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/07/2021
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/331 Esas – 2017/929 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda ”…Davacı vekili; davalının 04/10/2012-14/07/2014 tarihleri arasında davacı şirkette ünite sorumlusu ve tıbbi mümessil olarak çalıştığını, istifa ile işten ayrıldığını, çalıştığı süre içinde ….. ve ….. ilaçlarının tamamını tanıttığını, bu ilaçların solunum yolu hastalıklarda kullanıldığını, aetrairdaki etken maddenin formoterol, forpack discaridaki etken maddelerin ise formoterol ve budesoid olduğunu, davalının rekabet yasağı sözleşmesi imzaladığını, buna göre iş akdinin sona ermesinden itibaren iki yıl süresinde İzmir ilinde çalışmamayı taahhüt ettiğini, bu rağmen kısa süre sonra ….. şirketinde çalışmaya başladığını ve aynı etken maddeleri içeren ….. isimli ilacı pazarladığını, bu durumun rekabet sözleşmesinin ihlalini oluşturduğunu, bu durumun davalıya ihtarname ile bildirildiğini, davalının cevaben rekabet sözleşmesinin suretinin talep ettiğini, bu suretin gönderildiğini, bu rağmen davalının sözleşmeyi ihlale devam ettiği iddia edilerek TBK mad 444 ve 445 hükümlerine dayanılarak davacı şirketin pazarlama hedefleri, kota kriterleri, hedef doktor ve eczane bilgileri, aksiyon planları gibi kritik bilgilere sahip olan davalının rekabet gücünün zayıflamasına neden olduğu gerekçesiyle sözleşme gereği cezai şart talebinde bulunmuştur.
Davalı taraf; açılan davanın reddini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasında imzalanmış olan TBK 444-447 maddelerinde düzenlenen Rekabet sözleşmesine dayanmakta olup, davacı tarafça taraflar arasındaki imzalanan rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davranması nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL cezai şart alacağının yasal faizi tahsili amacıyla açılmış cezai şart alacağıdır.
Dosya içindeki tarafların sunduğu tüm deliller toplanmıştır.
Taraf tanıkları dinlenilmiş, davacı tanığı ….., ….., davalı tanığı ….., ….. ve ….. ile ….. mahkememizce dinlenmiştir.
Dava dışı ….. AŞ tarafından verilen müzekkere cevabına ekli belgelerden, davalının 17/07/2014 tarihinde anılan şirkette tanıtım sorumlusu olarak çalışmaya başladığı, daha sonra gelen müzekkere cevabında davalının ….., ….., ….. isimli ilaçları tanıttığı belirtilmiş ve bu ilaçların etken maddeleri sayılarak dava konusu ilaçlar ile ilgisinin bulunmadığı beyan edilmiştir.
Ayrıca davalı tarafından dosyaya sunulan davacı şirket çalışanı ….. tarafından çalışanlara gönderilen e postalarda davalının alıcı kısmında bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi …..’den tüm dosya içeriği taraflar arasındaki sözleşme, tanık anlatımları, iddialar değerlendirilmek suretiyle rapor alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında Rekabet Yasağı Sözleşmesinin imzalandığı, TBK 444 üncü maddeye göre işveren nezdinden çalışan işçinin somut bir zarar oluşmasa dahi, Rekabet Yasağına uymayan işçinin zarar doğurma ihtimalide cezai şart ödemekle yükümlü kılınabileceği yargıtay uygulamalarıyla da anlaşılmış olup;
Davalının ilaç tanıtım sektöründe çalıştığı, davacı işveren sattığı ilaçlara hekimlere tanıttığı, bu tip tanıtım görevi üstlenen kişilerin rakip şirketlere transfer olmaları halinde, sahip oldukları sosyal ve mesleki ilişkiler ve tecrübeleri ile eski işverenleri açısından önemli zarar doğurabilme kapasitelerinin mevcut olduğu;
Dava dosyamızda da davacı şirkette davalının 04/10/2012-14/07/2014 yılları arasında yaklaşık 2 yıl süre ile çalıştığı, davalının bu çalışma süresini ilaç sektöründeki çalıştığı ilk şirket olduğu, dolayısıyla mevcut tecrübe ve çalışma süresi gözetildiğinde davacı açısından önemli bir tecrübe ve portföy kaybına yol açacak tecrübe ve yetkinliğinin bulunmadığı, davacının tüm dosya içeriğinde ciddi bir iş tecrübesi bulunmayan davalının davacıyı önemli bir zarara uğratabileceği iddiasını ispatlar delillerin dosyada mevcut olmadığı, ayrıca davalının daha sonra çalıştığı dava dışı ….. AŞ den gelen cevabi yazıda da tanıtım sorumlusu olarak çalışmaya başladığı ve ….., ….. ve ….. isimli tanıttığı ilaçların davacı şirketin etken maddeleri ile aynı olmadığı ve ilgisinin bulunmadığı da belirtilmekle tüm dosya içeriğine göre davacının, davasının TBK 444 de öngörülen işverenin önemli bir zararına sebep olma koşulunu sağlayamadığından, dava ispatlanamadığı…” gerekçesi ile Davanın REDDİNE, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan rekabet yasağı sözleşmesinin kanunun aradığı tüm geçerlilik şartlarını taşıdığını, bilirkişi raporunun kendi içinde çelişkiler içerdiğini, davalı işçinin aynı etken maddeleri içeren ilaçların tanıtımını yapmasının somut zararı oluşturmakla birlikte somut zarar olmasa da zarar doğma ihtimalini gösterdiğini ve bu hususunda tanık beyanlarınca kanıtlandığını, davalı işçinin müvekkili şirkette ilk defa işe başlamasının, daha önce tecrübesinin bulunmamasının, müvekkili şirkette 2 yıllık tecrübesinin bulunmasının rekabet yasağının ihlal edilmesini etkilemeyecek neden olarak gösterilemeyeceğini, aynı etken maddeleri içeren ilaçların tanıtımının davalı tarafından yapıldığını ve sonuç olarak bu pazardan davalının aynı bölgede yeni işe girdiği şirketinde pay aldığını, müvekkili şirketin bu durumdan zararının doğduğunu ve rekabet yasağının ihlal edildiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, rekabet yasağının ihlalinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/10/2017 tarih ve 2015/331 Esas – 2017/929 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 59,30.TL maktu harçtan peşin alınan 346,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 286.70.TL harcın davacıya iadesine,
3-İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.