Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/399 E. 2021/620 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/399
KARAR NO : 2021/620
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2018
NUMARASI : 2017/160 Esas ve 2018/66 Karar
DAVA : Faydalı Modelin Hükümsüzlüğü
Birleşen 2017/156 Esas- 2018/25 Karar sayılı dosya bakımından;
DAVA : Faydalı Modele Tecavüzün Tespiti, Haksız Rekabetin Men’i, Maddi- Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/07/2021
İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/160 Esas ve 2018/66 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi taraf vekilileri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
ASIL DAVA
Davacı vekili, davalı adına kayıtlı faydalı modelin müvekkili tarafından 2011 yılında ….. Belediyesine satıldığını, bu nedenle davalının ürününün yeni olmadığını, tamamen incelemesiz sistemden yararlanmak suretiyle kötü niyetle elde edildiğini, Samsun 1. SHM’nin 2017/55 D.iş sayılı dosyası ile Samsun ili ….. ilçesi ….. Mah. ….. nolu sokağa cepheli …..’nda keşif yapıldığını, bilirkişi raporu ile 2012/05990 nolu faydalı modelin kapsamına giren ürünün 29/06/2011’de kamuya arz edildiğinin tespit edildiğini belirterek, davalı adına kayıtlı 2012/05990 nolu faydalı modelin hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, faydalı modelin kaydına ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP
Davalı vekili, müvekkilinin faydalı modelinin yenilik özelliğini taşıdığını, Samsun 1. SHM’nin 2017/55 D.iş sayılı dosyası ile alınan bilirkişi raporunda, bilirkişi tarafından hiçbir değerlendirme yapılmadığını, ürünün hangi unsurunun hangi istem ile uyuştuğunun gösterilmediğini, raporun yeterli inceleme ve değerlendirme içermediğini belirterek, açılan davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin “iç/dış mekan spor aletleri gizli (iç) durdurma / sönümleme sistemi” başlıklı, 2012/05990 nolu faydalı model belgesi sahibi olduğunu, davalı yanın ise, müvekkilinin hak sahibi olduğu faydalı modeli kendi ürünleri üzerinde kullandığını, bu durumun İzmir FSHHM’nin 2017/79 D.iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, müvekkilinin faydalı modelden doğan haklarına tecavüzde bulunulduğunu belirterek, tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men ve ref kararı verilmesi ile tecavüz suretiyle imal edilen ürünlerde, tabelalarda, her türlü tanıtım evrakı ve ticari evraklardan silinmesini, internet ortamından kaldırılmasını, erişimin engellenmesini, ticaret unvanından çıkartılmasını, faydalı model hakkından doğan hakları ihlal edilen ürünlerin imalinin, satışının ve dağıtımının, ithalinin ve ihracının, yurt içinde ve yurt dışında satışa sunulmasının önlenmesini, tecavüz teşkil eden ürünler ile ürünlerin imal edildiği kalıplara el konulmasını, imha edilmesini, fazla hakları saklı olmak üzere 1.000 TL maddi, 1.000 TL manevi tazminatın tespit tarihinden işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP
Davalı vekili, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, 2017/79 D.iş sayılı ve 2017/39 D.iş sayılı dosyalarda rapor düzenleyen bilirkişinin aynı olduğunu, tespit dosyasında düzenlenen raporun hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
Davacının faydalı model belgesi kapsamında kalan bir ürün müvekkili tarafından 2011 yılında ….. Belediyesine satıldığını, bu nedenle davacının faydalı modelinin yeni olmasının söz konusu olamayacağını, belgenin tamamen incelemesiz tescil sisteminden yararlanmak suretiyle kötü niyetli olarak tescil edildiğini savunarak, ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, açılan davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre “Dava, ana dosyada hükümsüzlük davası, birleşen dosyada ise faydalı modele tecavüz ve tazminat davasıdır.
Faydalı modelin hükümsüzlüğü bakımından uygulanacak mevzuat, başvuru tarihinde geçerli olan mülga PatKHK hükümleridir. Nitekim, SMK’nın geçici 1. maddesi bunu öngörmektedir.
Tescilli faydalı model hakkı sahibini üçüncü kişileri dışlayıcı, tekelci karakterli tekelci karakterde hak ve yetkiler sağlamaktadır. SMK’nın 142., 85. maddeleri uyarınca faydalı model kapsamındaki istemler, hak sahibinin izni olmadıkça kullanılamaz. Aksine eylemler SMK’nın 85, 141. maddeleri uyarınca hakka tecavüz oluşturmaktadır.
Bununla birlikte, faydalı modelin SMK 142. maddesinin atıf yaptığı 83. maddesinde yazılı şartları taşımaması halinde hükümsüzlüğü 144. maddeye göre talep edilebilmektedir. Faydalı modele tecavüz dava edildiği, davalı tarafından da faydalı modelin hükümsüzlüğü dava edildiğinde iki davanın birlikte görülmesi gerekmektedir. Öncelikle faydalı modelin hukuka uygun olup olmadığı tespit edilecektir. Buna bağlı olarak ileri sürülen tecavüz eylemi değerlendirilecektir.
Faydalı modele tecavüz davasına dayanak oluşturan 2012/05990 nolu belge ….. firması tarafından Türk Patent ve Marka Kurumunda 22/05/2012 tarihinden itibaren korunmak üzere tescillenmiştir. Faydalı modelin bu tarih itibariyle tekniğin bilinen durumuna göre yeni olması şartı aranmaktadır. Belge “iç /dış mekan spor aletleri, gizli (iç) durdurma / sönümleme” başlıklı bir buluşa ilişkindir. Mahkememizce patent uzmanı, makine mühendisi bilirkişiden hükümsüzlük davasında teknik rapor alınmıştır. Bilirkişi, belgenin 1 ila 10 nolu istemlerinin tamamını inceleyerek yenilik bozucu olduğu ileri sürülen delillerle karşılaştırmıştır. Bunlar arasında yer alan, tecavüzle suçlanan ….. Şirketinin üretim ve kurulum verileri, dava konusu faydalı modelin araştırma raporunda yer alan 2010/09190 nolu belge, aynı rapordaki 2006 tarihli Amerikan patenti, yine 2011 tarihli yabancı patent belgeleri faydalı model ile karşılaştırılmış, buna bağlı olarak faydalı model konusu olan istemlerin daha önceki tekniğe dahil olduğu belirlenmiştir. Bilirkişi raporu denetime elverişli, kıyas yönteminin patent ilkelerine uygun olduğu anlaşılmıştır. Belge sahibi vekilinin rapora itirazlarının ise reddi gerekmiştir. Nitekim, inceleme ele alınan kanıtlar tarih taşıyan yazılı kanıtlardır. Öte yandan, …..’ın yaptığı üretim ve kurulumun herkesin ulaşabileceği anlamına gelmediği iddiası kabul görmemiştir. Nitekim, davalı firmanın …..’da tesis ettiği ürünün, tesisi için kamu kurumunda teklif, şartname, ihale gibi ilişkilere girdiği (girmesi gerektiği anlaşılmaktadır), dolayısıyla ürünün tanımlanması ve özelliklerinin ifade edilmesi zorunlu bulunmaktadır. Öte yandan, bakım servis gibi nedenlerle yetki teknik elemanlarının incelemesine açık kalacaktır. Bu haliyle normalde görülmese de, teknik işlev ve parçaların incelenmeye hazır olduğunu kabul etmek gereklidir.
Diğer belgelerde de yenilik tartışılmış ve istemlerin bilinen tekniğe dahil olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafın tek taraflı yorum ve yaklaşımlarının kabul görmeyeceği anlaşılmıştır.
Buna göre 05990 nolu faydalı model yenilik taşımamaktadır. Hükümsüzlüğü gerekmektedir. Hükümsüzlük kararı ile faydalı model başvuru tarihinden itibaren geçersiz kılındığından, ileri sürülen tecavüz iddiası da dayanaksız kalmaktadır.
Birleşen dosyada, iddia konusu tecavüz eyleminin araştırması yapılmıştır. Bu dosyada davalı ….., faydalı modele tecavüz bulunmadığını, tecavüz bulunduğuna ilişkin olarak ….. firmasının yaptırdığı tespit ve raporun yeterli inceleme içermediğini savunmuş ve daha önce …..’ın Samsun …..’da bu tekniği kullandığını ileri sürmüştür. Bununla ilgili olarak Samsun 1. SHM’nin 2017/55 D.iş dosyasındaki bulgulara da dayanmıştır. Ayrıca iddiayla ilgili uzman raporu sunmuştur. Nitekim teknik uzman, ….. şirketinin kullandığı tekniği 05990 nolu faydalı modelin koruması kapsamında olmadığını, ayrıca …..’da yapılan tespit bulgularına göre, 05990 nolu faydalı modelin yenilik taşımadığını bildirmiştir.
Bir an için 05990 sayı ….. faydalı modelinin geçerlilik şartlarını taşıdığı kabul edilse dahi, tespit raporu ve alınan teknik rapor çerçevesinde, …..’ın ön kullanım şartlarını karşıladığı, mülga PatKHK’nın 77. maddesi gereğince başvurudan önce iyi niyetli kullanım ve bununla ilgili tedbirlerin alınması şeklindeki yasal hakkın kapsamında bulunduğu asgari ölçüde kabul edilmelidir.
Mahkememizce öncelikle faydalı modelin yasal şartları tartışılmış ve tescilin hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmıştır. Bundan ayrı, birleşen dosya bakımından iddialarda araştırılmış, davacı …..’in ileri sürdüğü tecavüz ve yoksun kalınan kâr iddiaları değerlendirilmiştir. Her ne kadar, tespit raporu ve 20/02/2018 tarihli teknik uzman olmayan patent vekili tarafından düzenlenen raporda faydalı modelin istemlerinin ….. firmasının ürününde mevcut olduğu rapor edilmişse de, faydalı modelin yasal tescil şartlarını taşımadığı …..” gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile ….. Ekipmanları adına kayıtlı 2012/05990 nolu faydalı modelin yenilik taşımadığı anlaşılmakla, hükümsüzlüğüne, sicilden terkin edilmesine, birleşen dosya yönünden ise faydalı modele tecavüzün men’inin, maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, hükümden sonra 24.04.2018 havale tarihli dilekçe ile davasının kabul edilmesine karşın mahkemece aleyhlerine verilen 2017/79 d. iş nolu ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiş olup, 25.04.2018 tarihli ek karar ile hükümle birlikte artık dosyadan el çekildiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl davada davacı/birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece hükümsüzlük davasının kabülüne karar verildiği için artık bu aşamada yine mahkemece daha önce verilen 2017/79 D. İş sayılı dava dosyasında tedbirin kaldırılması gerektiğini, yerel mahkemece tedbir kararı kaldırılmadığı için başvurulmasına karşın dosyadan el çekildiği gerekçesiyle tedbir kararının kaldırılmayacağının belirtildiğini, bunun yanı sıra karşı tarafça açılan birleşen dava dosyasında men,ref,maddi ve manevi tazminat talaplerinin bulunduğunu, bu 4 talep için ayrı ayrı yasal vekalet ücreti takdiri gerekirken yalnızca maddi ve manevi tazminat yönünden vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek bu yönden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
Bilirkişi raporuna itirazlar için tekrar bilirkişi raporu alınmadığını, varsayımlar üzerine hüküm kurulduğunu, ….. içerisinde yer alan …..nda bulunan ürünlerin spor aletleri olup faydalı modelin kendisi olmadığını, bu sistemin spor aletinin görünen kısmında yer almadığını, dolayısıyla ürünün kamuya sunulduğunu göstermediğini, faydalı model başvurusundaki resimlerin temsili olarak sunulduğunu, son derece küçük olduklarından unsurlarının anlaşılmasının mümkün olmadığını bu sebeple mahkemenin araştırmasının eksik ve yetersiz olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava faydalı modelin hükümsüzlüğü, birleşen dava ise faydalı modele tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinafa başvuran tarafın istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, faydalı modelin sunulan delillere göre yenilik unsuru taşımadığı anlaşılmakla mahkemece verilen karar yerinde görülmüştür. Ancak, birleşen dava, faydalı modele tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i ve maddi-manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmesine rağmen davalı lehine yalnızca maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa birleşen davada davacı taraf, maddi ve manevi tazminat talepleri yanında, haksız rekabet oluşturan fiilin tespiti ve markaya tecavüzün önlenmesi ile ortadan kaldırılması (ref’i) taleplerini bir arada ileri sürmüştür. Bu durumda, maddi tazminat, manevi tazminat ve diğer tüm talepler için ayrı ayrı olmak üzere 3 kez vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde 2 vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bunun yanı sıra birleşen davada davacı 1.000,00 TL manevi ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş olup davasının reddi karşısında davalı lehine maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden hükmedilecek vekalet ücretinin yürürlükteki AAÜT’nin 13/2. maddesi uyarınca kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği nazara alınmadan mahkemece ikinci kısmın ikinci bölümündeki maktu vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamış ise de bu hususa yönelik olarak birleşen dava davacısının istinaf istemi bulunmadığından söz konusu vekalet ücretlerinin düzeltilmesi mümkün olmamıştır.
Son olarak ise asıl ve birleşen davadan önce birleşen davanın davacısı, davalı aleyhine asıl davaya konu hükümsüzlüğü talep edilen faydalı modeline dayanarak ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş olup, yerel mahkemece 2017/79 d.iş ve 02.01.2018 tarihli karar ile tedbir kararı kabul edilmiş, bu kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir BAM 11. Hukuk Dairesi’nin 29.01.2018 tarih, 2018/79 E. – 2018/110 K. Sayılı ilamı tedbirine devamına ve tedbir kararında belirtilen teminatın 150.000 TL’ye çıkarılmasına karar verilmiştir. Aleyhine tedbir kararı verilen asıl dava davacısı nihai hükümle faydalı modelin hükümsüzlüğüne karar verildiği için verilen tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiş olup faydalı modele dayanılarak verilen tedbir kararının asıl davada verilen hükümsüzlük kararı doğrultusunda artık hukuki dayanağının kalmaması sebebiyle kaldırılması gerektiğinden bu yöndeki davacı istinaf itirazları yerinde görülmüş, bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1 – Asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin istinaf isteminin REDDİNE
2 – Asıl davada davacı/birleşen davada davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/160 Esas ve 2018/66 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Asıl davanın KABULÜ ile, ….. Ekipmanları adına kayıtlı 2012/05990 nolu faydalı model yenilik taşımadığından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkin edilmesine, Birleşen davada faydalı modele tecavüzün men’inin, maddi ve manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
4- İzmir BAM 11. Hukuk Dairesi’nin 29.01.2018 tarih, 2018/79 E. – 2018/110 K. Sayılı tedbir kararının kaldırılmasına, teminatın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Ana dosya bakımından:
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 27,90 TL harcın davalıdan alınarak, Hazine’ye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın da davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,
Davacı ….. kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davalı ….. ‘den alınarak, davacı …..’a ödenmesine,
Davacı ….. tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 4,60 TL vekâlet harcı, 3 müzekkere gideri 32,60 TL, 6 tebligat gideri 75 TL, 600,50 TL talimat gideri olmak üzere, toplam 744,10 TL yargılama giderinin davalı ….. ‘den alınarak, davacı …..’a ödenmesine,
Davalı ….. tarafından yapılan 4,60 TL vekâlet harcı giderinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Birleşen 2017/156 sayılı dosya bakımından;
Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacı ….. tarafından yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile eksik 27,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
Davalı ….. kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat davası reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen miktar, faydalı modele tecavüz davası da dikkate alınarak arttırılmakla, 3.145 TL vekâlet ücretinin davacı ….. ‘den alınarak, davalı ….. Şirketine ödenmesine,
Davalı ….. kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen 3.145 TL vekâlet ücretinin davacı ….. ‘den alınarak, davalı ….. Şirketine ödenmesine,
Davalı ….. kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, faydalı modele tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i davası reddedilmekle, AAÜT.’ne göre belirlenen 5.900 TL vekâlet ücretinin davacı ….. ‘den alınarak, davalı ….. Şirketine ödenmesine,
Davacı ….. tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 4,60 TL vekâlet harcı, 7 tebligat gideri 81,70 TL, 3 müzekkere gideri 32,60 TL, 600 TL bilirkişi ücreti, 464,50 TL talimat gideri ve mahkememizin 2017/79 D.iş sayılı dosya yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 51,70 TL peşin harç, 4,60 TL vekâlet harcı, 221,80 TL keşif harcı, 450 TL bilirkişi ücreti, 200 TL keşif araç ücreti, 6 tebligat gideri 105,50 TL, 23,50 TL posta gideri olmak üzere, toplam 2.303,30 TL yargılama giderinin davacı ….. şirketi üzerinde bırakılmasına,
Davalı ….. Şirketi tarafından yapılan 1 tebligat gideri 17 TL ve mahkememizin 2017/79 D.iş sayılı dosyasında yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 31,40 TL istinaf karar harcı, 18 TL posta gideri, 1 tebligat gideri 14 TL olmak üzere, toplam 166,10 TL yargılama giderinin davacı ….. şirketinde alınarak, davalı ….. Şirketine ödenmesine,
İstinaf giderleri bakımından;
1-a) Asıl davada davacı-birleşen davada davalı tarafın yatırmış olduğu toplam 71,80 TL istinaf karar harcının davacıya iadesine,
b) Davacının yatırmış olduğu 98,10 TL istinaf kanun yolu harcı ve istinaf yargılama gideri 43,28 TL olmak üzere toplam 141,38 TL’nin davalıdan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Asıl davada davalı – birleşen davada davacının yatırmış olduğu 71,80 TL istinaf karar harcı ve 98,10 TL istinaf kanun yolu harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden davacı yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.