Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/367 E. 2021/545 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/367
KARAR NO : 2021/545
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S Tİ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :16/01/2015 (Dava), 07/10/2016 (Karar)
NUMARASI : 2015/66 Esas, 2016/889 Karar
DAVA : TAZMİNAT (TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN)
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/06/2021
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/66 Esas – 2016/889 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı temlik alan davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …..’ne kayıtlı, ….. tarafından işletilen ve davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan motorsikleti ile seyir halinde iken …..’a ait ….. plakalı aracın çarpması sonucu yaralanarak ömür boyu tekerlekli sandalyeye bağlı kaldığını, ….. plakalı motosikletin ZMMS poliçesinde teminatın 100.000,00.TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin yaralanmasına ve sakat kalmasına sebep olan trafik kazası ile ilgili olarak diğer sorumlular hakkında İzmir 7. İş Mahkemesi’ nin 2014/460 Esas sayılı dosyası ile açılan davada ….. plakalı motosiklet sürücüsünün % 20, aracın işleteninin % 30, kazaya karışan karşı ….. plakalı araç sürücüsünün % 50 oranında kusurlu bulunduğunu, İzmir 6. İş Mahkemesi’ nin 2014/117 Esas sayılı dosyası ile açılan ek davada müvekkilinin 337.606,17.TL maddi zararın oluştuğuna hükmedildiğini, karşı araç sigorta şirketinden poliçe teminatı kapsamında kalan 100.000,00.TL’nin tahsil edildiğini, diğer davalılardan bakiye zararın tahsil edilemediğini, mahkeme kararı ile kesinleşen %20 kendi sürücü kusur oranı tenzil edilerek 80.000,00.TL teminat bedelinin kendi kullandığı motosikletin ZMMS poliçesini düzenleyen davalıdan talep edildiğini bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 80.000,00.TL’nin 20/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın 25/03/2008 tarihinde meydana gelen ve ….. plakalı aracın da karşıtığı trafik kazasında malul kaldığı iddiasıyla işbu davayı açtığını, kazaya karışan ….. plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup, şahıs başına azami poliçe limitinin 100.000,00.TL ile sınırlı olduğunu, sürücünün yaralanmasının trafik sigortası kapsamına girmediğini, dava konusu kazada …..’ın kendi kusurundan dolayı tazminat talep ettiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluk alanının 3.şahısların uğradığı zararlardan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafça kazaya sebebiyet veren ….. plakalı diğer aracın sigortacısına başvurulması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün malul kalması sebebiyle açılan davada kendi kusuru ile kazaya sebebiyet vermesi nedeniyle üstlenilen sorumluluk sona ermiş olduğundan müvekkili şirket hakkında açılan davanın reddine, kabul anlamına gelmemek kaydı ile aleyhe hüküm kurulması halinde poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece, iddia savunma ve dosya kapsamına göre; “…Dava, İzmir 8.Tüketici Mahkemesinin 2014/640 Esas, 2014/153 Karar sayılı 15/12/2014 tarihli görevsizlik kararı sonucu mahkememize tevdi edilmiş, taraf delilleri dosyaya bildirilmiştir.
İncelenen trafik sigorta poliçesinin ….. plakalı araç ile ilgili olarak 25/01/2008-25/01/2009 tarihleri arasında geçerli olmak üzere davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlendiği, sigortalının dava dışı ….. olduğu belirlenmiştir.
İncelenen İzmir 7.İş Mahkemesinin 2010/460 Esas, 2013/489 Karar sayılı dosyasında davacıların ….., ….. ve …, Davalıların ….., ….. ve ….. olduğu, davanın tazminat talepli olarak açıldığı ve mahkemece 17/07/2013 tarihinde verilen karar ile 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılar ….. ve …..’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Davacı …..’a verilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, manevi tazminata ilişkin olarak Davacı ….. yönünden 15.000,00 TL diğer davacılar yönünden 4.000,00’er TL’nin ….. ve …..’dan tahsiline karar verildiği, ilgili dosya içinde alınan 18/03/2013 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde davacı işçinin işvereni ve motosiklet sahibi davalı …..’nin % 30, motosikleti kullanan davacı …..’ın % 20, kimliği tespit edilemeyen ….. sürücüsünün % 50 oranında kusurlu olduğu, ….. marka aracın plakasının kesin olarak belirlenememesi nedeniyle olaya karıştığı iddia edilen ….. plakalı aracın sahibi ve işleteni …..’un kusurunun tespit edilemediğinin bildirildiği belirlenmiştir.
İncelenen İzmir 6 İş Mahkemesinin 2014/117 Esas, 2014/500 Karar sayılı dosyasında; davacının ….., Davalıların ….., ….. ve ….. olduğu, davanın tazminat talepli olarak açıldığı ve mahkemece 02/10/2014 tarihinde verilen karar ile 337.606,17 TL maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirlenmiştir.
Dosyaya toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; İzmir 7 ve 6 İş Mahkemelerinde açılan davaların iş kazası kapsamında açılan maddi ve manevi tazminat davaları olduğu, trafik bilirkişisi raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşumunda dava dışı ….. plakalı araç sürücüsünün % 75 oranında, davacı tarafın ise % 25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, davanın davacı tarafa ait ….. plakalı aracın trafik sigorta poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketi aleyhine davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak trafik sigorta poliçesi gereğince açıldığı, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91/1 maddesi ve 85/1 maddesi kapsamında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının Motorlu aracın karayolunda işletilmesi sırasında zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş bir düzenleme olduğu ve sebep sorumluluğu olduğu, aynı yasanın 92.maddesinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası dışında kalan hususların belirlendiği, araç sürücüsünün de trafik poliçesini düzenleyen sigortacı yönünden üçüncü kişi olmadığı, davacının davaya konu trafik kazasına karışan ve davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan ….. plakalı aracı kullanan sürücü olduğu nazara alındığında davanın subut bulmadığı…” gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiş, verilen bu karara karşı temlik alan davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Temlik alan davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini, sürücünün kazadaki kusur oranı belirlenerek kendi kusuru dışında kalan kusur oranına göre poliçe teminatından yararlanmasının mümkün olduğunu, KTK’ nun 92. maddesi kapsamında davacı sürücünün sigorta kapsamı dışında kaldığına dair bir hüküm bulunmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, sürücünün kendi araç ZMMS poliçesine dayalı olarak maddi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
”…2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (….., Borçlar Hukuku, 9. B, s. 631 vd.; …… ……, Borçlar Hukuku, 10. B., s. 264 vd.).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi,kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim,durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hâkimin taktirine bırakmıştır.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nın 91.maddesiyle de; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
“Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a)İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e)Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f)Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı KTK’nın 92/b maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve fürunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve fürunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Bu durumda, işletenin; eşinin, usul ve fürunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölümü veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir…”(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin 25.03.2021 tarih ve 2020/913 Esas 2021/3291 Karar sayılı İlamı’ ndan)
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle ZMMS şartları uyarınca davalı sigorta şirketinin işletenin ve dolayısıyla sürücünün 3. kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına, yaralanan davacının aracın sürücüsü olduğuna ve kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğine, davacı sürücünün zarar gören üçüncü kişi konumunda sayılamayacağı bu nedenle zararın kendi araç ZMMS poliçesi teminatı kapsamında olmadığına (Bknz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin 17.03.2016 tarih ve 2016/1361 Esas 2016/3425 Karar sayılı İlamı)
göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, temlik alan davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/10/2016 tarih ve 2015/66 Esas – 2016/889 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan temlik alan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 59,30.TL maktu harçtan peşin alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40.TL harcın temlik alan davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında temlik alan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
6-Kararın Dairemizce taraf vekillerine tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay’ a temyiz yolu açık olmak üzere 16/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.