Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/356 E. 2021/536 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/356
KARAR NO : 2021/536
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S Tİ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2017 (Dava), 14/03/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/350 Esas, 2018/121 Karar
DAVA : GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/06/2021
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/350 Esas – 2018/121 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin 15.03.2017 tarihinde gerçekleştirilen 2016 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların 3., 4., 5. 6. 7. ve 8. maddelerinin kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, şöyle ki,
Genel Kurul tutanağının 3. numaralı bendi altında, faaliyet raporunun okunması sırasında, faaliyet raporunun genel kurul tarihinden 1 gün önce e-posta yoluyla gönderildiğini, ayrıca faaliyet raporunun mevzuat uyarınca sahip olması gereken format ve içerik olmaksızın düzenlendiğini, bu nedenle de şirketin faaliyeti hakkında yeterli bilgi sahibi olunamadığını, bu eksikliklerin genel kurulda ileri sürülmesine rağmen, oy çokluğu ile faaliyet raporunun yeterli bulunduğunu ve kabul edildiğini,
Genel Kurul tutanağının 4. maddesi, bilanço ve kar-zarar tablolarının müzakeresiyle ilgili olduğunu, bilanço ve kar-zarar tablolarının genel kurul tarihinden 1 gün önce ve e-posta yoluyla gönderildiğini, inceleme ve denetleme hakkının kullanılamadığını, TTK’nın 420. maddesi kapsamında pay sahibine sağlanan haklar doğrultusunda, finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların(örneğin ibra) bir ay sonraya ertelenmesinin talep edildiğini, ancak bu emredici yasal hükme uyulmadığını,
Genel Kurul tutanağının 5. maddesi de, finansal tabloların müzakeresi sonrasında ancak hakkında karar verilebilecek ibra konusuna ilişkin olduğunu, TTK’nın 420. maddesi kapsamındaki taleplere aykırı olarak karar alınması nedeniyle, söz konusu ibra kararının da iptalinin gerektiğini, önemli bir ortaklık payına sahip ortak şirket faaliyetleri ve mali durumu hakkında bilgilendirilmeden, yönetim kurulunun ibra edildiğini, bu ibra işleminin geçersiz olduğunu,
Genel kurul tutanağının 7.maddesi ise müvekkilinin iradesi hilafına gündeme eklendiğini, gündeme madde eklenmesinin %100 toplantı nisabının bulunduğu hallerde ve oybirliği ile yapılabilecek bir uygulama olduğunu, bu konuda müvekkil muhalefet ettiğini, alınan kararın usule aykırı ve geçersiz olduğunu, zira yapılan genel kurulun Ticaret Sicil Gazetesinde ilan olmadığı için çağrısız genel kurul niteliğinde olduğunu, çağrının sadece taahhütlü mektupla yapıldığını, dolayısıyla uygulanacak hükmün de TTK’nun 416.madde hükmü olduğunu, buna göre gündeme madde eklenmesinin oybirliği ile mümkün olduğunu,
Genel Kurul tutanağının 8.(tutanakta yine-ikinci kez-7.madde görünmektedir) maddesinde, TTK’nın 420. maddesi gereği genel kurulun ertelenmesi yönünde bir talep bulunmasına, ayrıca, müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olmak istemediği yönündeki beyanını tutanağa geçirmesine rağmen, müvekkilinin oy çokluğu ile yönetim kuruluna seçilmesine ilişkin bu kararın da iptalini gerektirdiğini bildirerek, davalı şirketin 15/03/2017 tarihinde yapılan 2016 yılına ilişkin genel kurul kararlarının 3.4.5.6.7.8. maddelerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece, iddia savunma ve dosya kapsamına göre; “… Davalı şirkete ait sicil dosyası örneği celbedilmiş, muhasebe uzmanı Özel-Ticaret Hukuku Kürsüsünde öğretim üyesi … imzalı 19/01/2018 havale tarihli bilirkişiler rapor alınmıştır.
Dava, TTK’nun 445 ve 446.madde hükümlerine göre açılmış, anonim şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Davalı şirketin merkezinin mahkememiz yargı çevresi içerisinde kaldığı, davacının davalı şirketin ortağı (%33,2 hisse sahibi) olduğu, 15/03/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısının yapıldığı ve dava konusu edilen kararların tesis edildiği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davalı şirketin 15/03/2017 tarihli dava konusu olağan genel kurul toplantısında 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 (tutanakta ikinci kez 7) gündem maddeleri ile alınan kararların kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına uygun olup olmadığı noktalarındadır.
Tüm dosya içeriği ve delillerin, özellikle bilirkişiler raporunun değerlendirilmesi sonucunda;
Davacı ortağın temsilcisi, genel kurulun 3.gündem maddesinden itibaren faaliyet raporu ile bilanço, kar ve zarar hesaplarına ilişkin görüşmelerin 1 ay sonraya ertelenmesini talep etmiştir. Bu bağlamda, TTK’nun 420.madde hükmü uyarınca finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular sermayenin onda birine sahip olanların istemi üzerine ertelenir. Erteleme için genel kurulun karar almasına gerek yoktur. Böyle bir durumda toplantı başkanının kararı ile toplantı 1 ay sonraya bırakılır. Bu halde sadece finansal tabloların görüşülmesi değil onunla bağlantılı diğer gündem maddelerinin görüşülmesi de olanaksız hale gelir. Finansal tabloların görüşülmesinin ertelenmesi öncelikle karın belirlenmesi ve dağıtılmasına ilişkin gündem maddelerinin görüşülmesini de engeller. Yine müdürlerin yıllık faaliyet raporları ve ibrası da görüşülemez. Genel kurul finansal tablolar hakkında müzakerede bulunmadan yıllık faaliyet raporunun ve ibra kararının yeteri derecede aydınlanmamış olan genel kurulda görüşülmesi mümkün değildir. Azınlığın finansal tablolarının görüşülmesinin ertelenmesinin talep etmesi ve buna ilişkin gerekçeleri ortaya koymasından sonra genel kurul bunların haklı olup olmadığı noktasında karar alamaz. Genel kurul buna rağmen finansal tablolar ve bununla bağlantılı hususları görüşüp karara bağlar ise bu kararlar iptal ile maluldür.
I-Gündemin 3.maddesi yıllık faaliyet raporuna ilişkindir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından çıkartılan “Şirketlerin Yıllık Faaliyet Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında Yönetmelik”in 7 vd.maddelerinde faaliyet raporunun içeriğinde nelerin yer alması gerektiği belirtilmiştir. Yönetmelik bunların belirtilmesinin zorunlu olduğunu ifade etmiştir. Davalı ..’nin … imzalı faaliyet raporunun yönetmelikte aranan şartlara uygun olarak düzenlenmediği, yıllık faaliyet raporunun kabulüne ilişkin kararın geçerli olamayacağı belirgindir. Ayrıca, yıllık faaliyet raporunun görüşülmesi ve oylanması finansal tablolara bağlı bir gündem maddesi olduğundan bu hususun azınlığın talebinden sonra genel kurulda görüşülmemesi gerekirdi. Bu itibarla, gündemin 3.maddesi ile alınan yıllık faaliyet raporunun kabulüne ilişkin genel kurul kararının iptali gerekir.
II-Gündemin 4.maddesi 2016 yılı bilanço ve kar-zarar hesaplarına ilişkin olup, bu madde de doğrudan finansal tablolara dairdir. Azınlık TTK’nun 420.madde hükmü uyarınca, 1 ay sonraya bırakılmasını talep ettiği için bu hususun genel kurulda görüşülmemesi gerekirdi. Anılan hükme aykırı olarak görüşülen ve alınan bilanço ve kar-zarar tablolarının kabulüne ilişkin genel kurul kararı da bu nedenle iptal edilmelidir.
III-Gündemin 5.maddesi yönetim kurulu üyelerinin ibralarına ilişkin olup, 17/06/2016 tarihinde yapılan genel kurulda yönetim kurulu üyeliklerine …, … ve … seçilmiştir. Yönetim kurulu üyelerinin ibra oylamasında oy kullananlarda … ve …’dir. TTK’nun 436/2.maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyeleri ile yönetimde görevli imza yetkisine sahip olanlar yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz. Bu hükmün ihlali sonucunda alınan genel kurul kararı TTK’nun 446/1-b madde hükmü uyarınca iptali müeyyidesine tâbidir. Bu çerçevede ibraya ilişkin kararın iptal yaptırımına tâbi olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, yönetim kurulu üyelerinin ibrası finansal tablolarla ilişkili olduğundan finansal tablolara ilişkin alınan kararın iptal müeyyidesine tâbi olması nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin ibrasının da iptal müeyyidesine tâbi olduğunu kabul etmek doğal bir durumdur.
IV-Gündemin 6.maddesi pay devirlerine ilişkindir. Anonim şirketlerde, limited şirketlerden farklı olarak pay devri için genel kurulun onayına gerek olmadığı gibi genel kurulun bu yönde bir yetkisi de yoktur. Anonim şirketlerde pay, serbestçe devredilebilir. Payın devri için esas sözleşmede belli şartlara uymak suretiyle bağlam öngörülebilir. Ancak bu halde dahi devre onay verme yetkisi yönetim kuruluna aittir. Nitekim TTK’nun 375.madde hükmü uyarınca, kanun ve esas sözleşme ile genel kurula yetki verilmeyen tüm hallerde yetki yönetim kuruluna aittir. Genel kurulun kanun ve esas sözleşme ile kendisine yetki verilemeyen durumlarda yönetim kuruluna ait bir yetkiyi kullanması alınan genel kurul kararının geçersizliğine yol açar. Pay devrine ilişkin gerekli şartların yerine getirilmiş olması halinde yapılan bu devir geçerli olur. Bu itibarla şirket ortakları … ve …’in paylarının devri ile ilgili alınan genel kurul kararlarının iptali gerekir. Ne var ki bu durum bu pay devirlerinin geçerliliğini etkilemez.
V-Gündemin 7.maddesi … üzerinde bulunan paranın tahsil edilmesi ve faaliyetleri nedeniyle söz konusu kişinin takip edilmesine ilişkindir. Bu madde ile yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılması için genel kurul karar almıştır. Ne var ki, genel kurul toplantı gündeminde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu hakkında dava açılmasına ilişkin bir gündem maddesi bulunmamaktadır. TTK’nun 413 ve Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında yönetmeliğin 25.maddesinde sorumluluk davası açılması “gündeme bağlılık” ilkesinin istisnası olarak sayılmamıştır. Bu itibarla gündemde madde olmadığı halde, davacı … ile ilgili bu hususun görüşülmesi hukuken mümkün değildir; yönetim kurulu üyelerinden birinin takibine ilişkin olarak alınan bu kararın iptali gerekir.
VI-Gündemin 8.maddesi (tutanakta ikinci kez 7.madde olarak gösterilmiş) yönetim kurulunun seçimine ilişkindir.
Dava konusu 15/03/2017 tarihli genel kurul toplantı tutanağına göre yönetim kurulu üyeliğine …, … ve … seçilmiştir. Oysa, davacı …’nun temscilcisi müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğine seçilmek istemediğini bildirmiştir. Yönetim kurulu üyeliği isteğe bağlı bir kurum niteliğindedir. Bu nedenle davacı …’nun yönetim kurulu üyeliğine seçilmesi mümkün değildir. Yine yönetim kurulu üyeliğine seçilen … önceki yönetim kurulunda da yer almaktadır. Finansal tablolar görüşülmeden mevcut yönetim kurulu üyelerinin yeniden üye seçilmesi mümkün değildir. Bu itibarla, … ve …’nun yönetim kurulu üyeliğine seçilmesine ilişkin karar geçerli olmayıp iptali gerektiği…” gerekçesiyle davanın KABULÜ ile davalı …tarafından 2016 faaliyet yılına ilişkin olarak 15/03/2017 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında 3, 4, 5, 6, 7 ve 8. (toplantı tutanağında ikinci kez 7.) gündem maddeleri ile alınan kararların İPTALİNE, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Genel kurula katılım sağlayan ve itirazda bulunan davacı vekilinin vekaletnamesinin temsile yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, genel kurul toplantı davetiyesinin iadeli taahhütlü olarak davacıya bildirildiğini, davacının 2014 yılından itibaren yönetim kurulu üyesi bulunması ve yetkisinin olması nedeniyle şirket faaliyet raporundan haberdar olmadığını ileri sürmesinin gerçeği yansıtmadığını, TTK.’ nun 420. Maddesinin emredici nitelikte bulunmadığını, ibra için oy birliği zorunluluğunun bulunmadığını, iptali istenen toplantının TTK’ nun 416. Maddesi mucibince çağrısız toplantı olmadığını ve usulünce bildirim yapıldığını, pay devrine ilişkin işlemin genel kurul gündemine alınmasının toplantının iptalini gerektiren bir husus olmadığını, … yönünden ibranın gerçekleşmiş olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, Anonim şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın “İptal sebepleri” başlıklı 445. maddesine göre “446’ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” düzenlemesi mevcut olup, aynı kanunun “İptal davası açabilecek kişiler” başlıklı 446. maddesinde ise, “a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” hükmü mevcuttur.
6102 sayılı TTK’nın “Butlan” başlığını taşıyan 447. maddesi, “Genel kurulun, özellikle; a) pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.” hükmünü haizdir.
6102 sayılı TTK’nın 437/1 maddesinde “Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir.” hükmü, aynı Yasa’nın 420/1 maddesinde’’ Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır. Erteleme, 414’üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı olduğu şekilde pay sahiplerine ilanla bildirilir ve internet sitesinde yayımlanır. İzleyen toplantı için genel kurul, kanunda öngörülen usule uyularak toplantıya çağrılır. “hükmü ile 414. maddede de” Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir. Sermaye Piyasası Kanunu’nun 11’inci maddesinin altıncı fıkrası hükmü saklıdır.”
”…genel kurul toplantı tutanağında gündem maddelerinin görüşülmesine geçildiği sırada davacının muhalefet şerhlerini sunduğu, vekil …’nün itirazlarının dört madde olarak yazılı bir şekilde imza karşılığı teslim alındığı, vekil …’nün talebinin oy çokluğu ile reddedildiği, esas sermayenin en az 1/10 nu elinde bulunduran pay sahiplerinin bilanço görüşmelerinin 1 ay süre ile ertelenmesini talep etmeleri halinde bu talebin herhangi bir gerekçesi olmasa bile bilançonun tasdiki ve buna bağlantılı görüşmelerin bir ay sonraya bırakılması zorunlu olduğu, talebin kabul edilmemesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabülü ile 27/11/2014 tarihli genel kurul kararların iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,…oy birliğiyle karar verildi….” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 31.05.2017 tarih ve 2016/440 Esas 2017/3247 Karar sayılı İlamı)
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle TTK’nın 420/1. maddesi uyarınca onda bir azınlık pay sahiplerinin finansal tabloların görüşülmesini talep etmesi halinde finansal tabloların müzakeresi ile yönetim kurulunun ibrası, yönetim kurulu faaliyet raporunun görüşülmesi hususları da birbiri ile bağlantılı konulardan olduğundan bir ay süreyle ertelenmesinin zorunlu olmasına, TTK’nın 436. maddesine aykırı olarak yönetim kurulu üyelerinin ibralarında oy kullanılmasına, yönetim kurulu faaliyet raporunun TTK’nın 516. maddesinde belirtilen şartları taşımamasına, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/03/2018 tarih ve 2017/350 Esas – 2018/121 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 59,30.TL maktu harçtan peşin alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme, harç ikmali ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
6-Kararın Dairemizce taraf vekillerine tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 16/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.