Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/345 E. 2021/510 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/345
KARAR NO : 2021/510
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S Tİ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/07/2017 (Dava), 15/03/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/135 Esas, 2018/40 Karar
DAVA : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/06/2021
İzmir Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/135 Esas – 2018/40 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Mahkemece yapılan açık yargılama sonucunda “…Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin fotoğrafının davalı şirket tarafından haksız ve izinsiz kullandığını, kullanılan fotoğrafın davacı fotoğraf sanatçısına ait eser niteliğinde olduğunu ve davalının gazetesinin internet web sayfasında 15.11.2015 tarihinde kullanıldığını ve yayınlandığını belirterek, FSEK hükümleri uyarınca 3 kat tazminat haklarına karşılık şimdilik 1.000 TL’nin ve ayrıca 5.000 TL manevi tazminata ihtar tarihinden işleyen ticari faizle karar verilmesine yargı giderlerine hükmedilmesine istemiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın reddinin gerektiğini, yasal dayanağın bulunmadığını savunmuştur.
Öncelikle yetki ve zaman aşımı itirazı yapmıştır.
Esasen de fotoğrafın eser niteliği taşımadığını, 3 kat tazminat isteyemeyeceğini alenileşmiş bir fotoğraf olduğunu, davanın kötü niyetli olduğunu savunmuştur.
TESPİT, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE
Dava, fotoğraf eserinin izinsiz kullanılması nedeniyle tazminat davasıdır.
Somut olayda davacı taraf fotoğraf sanatçısı olduğunu, çeşitli eser nitelikte fotoğraflarının bulunduğunu, davalı şirketçe yayınlanan gazetenin 15/11/2015 tarihli web sayfasında “…” başlıklı bir haberin yayınlandığını ve davacı sanatçı tarafından çekilmiş olan fotoğrafın kullanıldığını, oysa bu kullanımda önceden izin alınmadığı gibi haberle fotoğraf arasında uyum bulunmadığını, fotoğraf sanatçısının isminin belirtilmediğini, kaldı ki habere veya yazıya konu edilen gerçek kişilerin fotoğraftaki kişilerle ilgisi bulunmadığını belirtmiş ve bu konudaki olayları, fotoğraf asıllarını, internet sayfalarını sunarak kanıtlamıştır.
Davalı ise, yetki ve zaman aşımı itirazı yaparak, kötü niyetle açılan davanın reddini istemiştir. Bununla birlikte, FSEK 66/son madde uyarınca davacı fotoğraf eser sahibi, kendi ikametgahı mahkemesinde davayı açabilecek konumdadır. Davacı adresini İzmir göstermiş ve vatandaşlık numarası bildirerek davayı açmış olduğundan yetki itirazının reddi gerekmiştir. Rusya’nın Lahey üyesi olması ve eser sahibinin ülkemizde mukim olması nedeniyle yabancılık teminatı gerekmediği değerlendirilmiştir. Öte yandan, sabit olduğu takdirde aynı zamanda suç da teşkil eden mali ve manevi hak ihlali eylemleri bakımından 8 yıllık uzun ceza zaman aşımı uygulanmaktadır. Bu bakımdan zaman aşımı itirazı da yersizdir.
Davalı anılan fotoğrafın eser şartlarını taşımadığını, fotoğrafın hali hazırda mevcut olmadığını, kaldırıldığını, bir zararın doğmuş olamayacağını savunmuştur.
İşin teknik ve sanatsal niteliği gözetilerek uzman bilirkişi raporu almak gerekmiş, Ankara FSHHM tarafından bir fotoğraf uzmanı ve telif hakları uzmanı eliyle inceleme yapılıp, deliller değerlendirilmiştir. Bilirkişilerin görüşlerinin birbirleriyle bir çelişkisi bulunmamaktadır. Davanın mahiyeti gereği heyet teşkili yeterlidir. Bilirkişi raporu söz konusu fotoğrafın FSEK kapsamında güzel sanat eseri olarak korunması gerektiğini ortaya koymuştur. Davalı kullanımının serbest kullanım istisnası kapsamında olmadığı belirlenmiştir. Her ne kadar, basım kuruluşlarının toplumu haberdar etme, bilgi sunma görevleri kapsamında ifade özgürlükleri bulunduğu sabit olsa da, bu hakkın uygulanması konusunda eser sahiplerinin eserlerinden doğan mali ve manevi haklar sınır oluşturmaktadır. Somut haber değeri taşıyan olayla doğrudan ilgili, olayın kendi fotoğraflarının kullanımında ilgililerden izin alınması gerekmez. Bununla birlikte, haber veya makalenin tamamlanması adına eklenen fotoğrafın haberde geçen gerçeklikle ilgisi olmaması ihtimalinde ise, fotoğrafın basın istisnası kapsamında kullanıldığı söylenemez.
Buna göre, eser sahibinin fotoğraf eserini çoğaltma yayma şeklinde mali hakları, internet yoluyla umuma iletim mali hakkının ihlal edildiği belirlenmiştir (FSEK 22, 23 ve 25. maddeler). Keza, umuma iletim konusunda izin verilmediğinden, umuma arz ve eser sahibinin ismi gösterilmediğinden manevi hak ihlali de bulunmaktadır (FSEK 14 ve 15. maddeler).
Davacı FSEK 68. madde ve 70. maddelere dayanmıştır. FSEK 68. maddeye göre eser sahibi söz konusu kullanım karşılığı rayicin 3 katına kadarına talep hakkına sahiptir. Bu bakımdan bilirkişilerden rayiç konusunda da rapor alınmıştır. Bilirkişiler bu tür fotoğrafların internet sitelerinde kullanımı halinde fotoğraf başına ödenen telif bedelinin 125 TL mertebesinde olduğunu, 3 katının da 375 TL’ye ulaştığını rapor etmişlerdir. Diğer deyimle, davalı yan fotoğrafı kullanmadan önce, davacı eser sahibinden izin isteseydi 125 TL bedeli veya anlaşacakları bedeli ödemek durumundadır. Ancak, izinsiz olarak kullanım karşısında eser sahibi Medeni Ceza mahiyetinde 3 kata kadar tazminat isteyebilmektedir. Somut olayın şartları, eserin niteliği, kullanımını amaç ve boyutları, kullanımının eser sahibine etkisi gibi hususlara göre 3 kata kadar tazminatın belirlenmesi mümkündür.
Bu bakımdan mali hak ihlali nedeniyle 3 kat tazminatın kabulü gerekmektedir. Her ne kadar davacı, mali hak bedelini bilirkişilerin belirttiğinden yüksek olabileceğini, … sitesinde satsaydı daha yüksek bir bedel elde edeceğini sürmüşse de, bu itiraz haklı bulunmamıştır. Nitekim, davalının eylemi fotoğrafı kendi internet sitesindeki haberde bir süreliğine kullanmaktan ibarettir. Davalı kendi emek ve çabası ile bu fotoğrafı veya benzerini çekmek ve kullanmak yerine, bu eylemi tercih etmiştir. Fotoğrafın davacı eser sahibi tarafından ileriye dönük tasarrufları konusunda bir zarar doğmuş değildir. Öte yandan adı geçen sitelerdeki satışlarda aynı fotoğraf birden fazla kişiye verilebilmektedir. Çeşitli lisans ihtimalleri bulunmaktadır. Ancak ihtimaller üzerinden bir mali hak emsali oluşturmak mümkün değildir. Davacı 1.000 TL maddi tazminat davası açmış olup, dilekçesinde bu miktarın kesin olmadığını, belirlenebilir olduğunda arttırılacağını ifade ederek belirsiz alacak talebinde bulunmuştur. Ayrıca, aynı eylem nedeniyle 5.000 TL manevi tazminat davası açmıştır. Bilirkişi raporunda gösterilen bedelin somut olaya uygun düştüğü, 3 katının istenebileceği değerlendirilmiştir.
Davalı taraf izinsiz olarak umuma arz ve fotoğrafta eser sahibinin ismi gösterilmemesi nedeniyle iki ayrı manevi hakkı ihlal etmiştir. Bu nedenle 5.000 TL manevi tazminatın eser sahibinin teskin edilmesi bakımından hakkaniyete uygun olacağı….” gerekçesi ile DAVANIN KISMEN KABULÜ ile 375.00.TL maddi, 5.000.00.TL manevi tazminatın ihtarname tebliği 16/03/2017’den işleyen değişen oranlı ticari faiziyle davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait diğer benzeri fotoğraflarının 250-500.Dolar bedelle satıldığını, bilirkişinin telif tazminat tespitinde eksik araştırma ve hesaplama yapıldığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kısmen kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu fotoğrafın eser niteliğini taşımadığını, fotoğrafın daha önceden davacının rızası ile bir internet sitesinde yayınlanarak alenileştirildiğini, fotoğrafın davalı müvekkilinin imtiyaz sahibi olduğu gazetede haber verme ve kamuoyunu bilgilendirme amacıyla kullanılmış olduğunu ve bu kullanımın hukuka uygun olduğunu, davacının zararın varlığını ve tazminat bedelini nasıl ve neye göre belirlediğini kanıtlayamadığını, olayda maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını ayrıca takdir edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, Fotoğraf eserinin izinsiz kullanılmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/03/2018 tarih 2017/135 Esas – 2018/40 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 59.30.TL maktu harçtan peşin alınan 91.80.TL harcın mahsubu ile bakiye 32.50.TL harcın davacıya iadesine
3-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 367.16.TL nispi harçtan peşin alınan 92.00.TL harcın mahsubu ile bakiye 275.16.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu sırasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider/delil avansı ikmali/iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 10/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.