Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/322 E. 2021/469 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/322
KARAR NO : 2021/469
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2018
NUMARASI : 2017/92 Esas- 2018/35 Karar
DAVA : Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/06/2021

İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/92 Esas- 2018/35 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı adına kayıtlı tasarımın tescil şartlarını taşımadığını, yenilik bulunmadığını belirterek, 2015/02457 nolu “vantilatör kafes göbeği” tasarımının terkin edilmesini, kaydına tedbir konulmasını istemiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, tasarımın şartlarını taşıdığını ileri sürmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre “Dava, tasarım tescilinin hükümsüzlüğü konusundadır.
Tasarım tescili yenilik ve ayırt edicilik koşullarına uymak kaydıyla başvuru üzerine esaslı inceleme yapılmaksızın gerçekleşmektedir. Dolayısıyla bu tescil koşullarına uymayan tasarımların tescillenme olasılığı bulunmaktadır. Dava konusu olan tasarım vantilatör kafes göbeği adlı 01/04/2015 başvuru tarihli 2015/02457 nolu tasarımdır. Türk Patent ve Marka Kurumundan tasarım dosyası getirtilmiş, davalı adına kayıtlı ve geçerli olduğu görülmüştür. Tasarım ve fikir mülkiyet uzmanı bilirkişilerden söz konusu tasarımın başvuru tarihi itibariyle geçerli olup olmadığı, tescil için öngörülen şartları taşıyıp taşımadığı konusunda rapor alınmıştır. Başvuru tarihi, SMK’nın yürürlüğünden önce yürüklükte olan EndTasKHK’nın geçerli olduğu döneme aittir. SMK’nın geçici 1. maddesi uyarınca SMK’nın yürürlüğünden önce yapılmış tasarım başvuruları bakımından KHK hükümleri esas alınarak işlemler sonuçlandırılacaktır. Buna bağlı olarak hükümsüzlük değerlendirmesi de önceki kanuna göre yapılacaktır. Bununla birlikte SMK’nın tasarım tesciline ilişkin şartları düzenleyen 56. maddesi, tasarım tanımını düzenleyen 55. maddesi ve hükümsüzlük davasını düzenleyen 77. maddesi esas itibariyle KHK hükümlerini kapsamaktadır.
Bununla beraber EndTasKHK hükümleri çerçevesinde yapılacak inceleme ile başvuru tarihinde bilgilenmiş kullanıcı gözüyle tescil şartları incelenecektir. Davacının dayandığı önceki tarihi taşıyan kataloglar, satışa ilişkin görseller ile tasarım görseli karşılaştırılmış, birbirinin aynı olduğu tespit edilmiştir. Böylece davacının yenilik bozucu olarak niteliği kanıtların iddiasını teyit ettiği, bu katalogda sergilenen ürünlerin satışlarının da yapıldığına ilişkin 2013 tarihli faturalar bulunduğu anlaşılmıştır. Raporun hükme esas alınabilecek kapsam ve kalitede olduğu değerlendirilmiştir.” gerekçesiyle davanın KABULÜNE, davalı adına kayıtlı 2014/02457 nolu tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin TPE nezdinde birçok marka ve tasarımı tescil ettirmiş olduğunu, iddia edilenin aksine müvekkiline ait şirketin ısıtma ve soğutma cihazları, küçük ev aletleri ve plastik parçaların üretimini yapan oldukça büyük kapasiteli bir şirket olduğunu, üretimini yaptıkları ürünlerin “…” markası ile yurt içi ve yurt dışında büyük bir ağ çerçevesinde satışını gerçekleştirdiğini, müvekkilinin ve yönetim kurulu üyesi olduğu şirketin, TPE nezdinde tescil ettirerek büyük ekonomik yatırımlar yaptıkları marka ve tasarımlarının davacı şirket tarafından kullanılmış olduğunun tespit edildiği ve haksız – hukuka aykırı olarak kullanımın önlenmesi amacıyla davacı şirkete ihtarname gönderildiğini, yerel mahkemede görülmekte olan bu dava da, gönderilen ihtarname sonrasında açıldığını, amaçlarının haksız ve hukuka aykırı kullanımın aksini iddia ederek, haklarında açılacak olan ceza ve tazminat içerikli hukuk davalarından kurtulmak olduğunu, davacı şirketin katıldığı fuarda vantilatör kafes göbeğinde müvekkil Şirkete ait tescilli tasarımın birebir aynısını kullandığını, bu tecavüzün tespiti amacıyla İzmir Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde 2017/50 d iş sayılı dosyada dava açtıklarını, Çin’den ithal edilen bu parçaların müvekkilinin ürünleri ile karıştırılması ihtimaliyle maddi manevi zarara uğrayacaklarını, dava sürecinde, davacı şirketin, mahkemeye iki adet katalog sunduğunu ve söz konusu tasarımın 1997 ve 2013 tarihlerinde kullanıldığını iddia ettiklerini, ancak 1997 yılına ait olan ve iddia edilen kullanımın iflas eden … şirketler grubuna ait olduğunu, 2007 yılında …. şirketler grubuna ait şirketlerin iflası sonrasında, 2008 yılında kurulup 2012 yılında unvan değişikliği yaparak, …​ olan davacı şirketin bambaşka bir firma olduğunu ve iflas eden …. markasının tanımışlığından faydalandığını, 2013 tarihli kataloğun ise, davacı şirketin müvekkil şirkete fason olarak üretim yaptırmış olduğu ürünleri içerir katalog olduğunu, davacının iddia ettiği üretim faaliyetlerinin müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olduğu şirketle yapılmış olan fason üretim sözleşmesi sonrasında başlamış olduğununu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davalı tasarımının yeni olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esas yönünden reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1- İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/92 Esas- 2018/35 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3- İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davalı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına
5- İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının HMK 333. mad. gereğince istek halinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/06/2021