Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/308 E. 2021/897 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/308
KARAR NO : 2021/897
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2017
NUMARASI : 2016/278 Esas – 2017/526 Karar
DAVA: Özel sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/10/2021
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/06/2017 tarihli 2016/278 esas ve 2017/526 karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yürütmekte olduğu 9 Blok 57 daireden oluşan … İnşaat Projesinin davalı sigorta şirketi tarafından 09.03.2015 başlangıç ve 09.09.2016 bitiş tarihli 169122915 nolu poliçe ile sigortalandığını, müvekkili şirkete ait inşaatta 16.12.2015 gecesi hırsızlık olayı yaşandığını ve birçok malzemelerin çalındığını, hasarın tazmini için davalı sigorta şirketine başvurulduğunu, müvekkilinin tazmin talebinin davalı şirketin 01.03.2016 tarihli yazısı ile reddedildiğini, davalı sigorta şirketinin söz konusu hasarı tazminden kaçınması hukuka, yasaya ve poliçe şartlarına aykırı olup hiçbir dayanağının bulunmadığını, hırsızlık olayının inşaatta çalışma olmadığı saatlerde gerçekleştiğini, müvekkilinin davalı tarafla arasından imzalanmış olan İnşaat Sigortası All Risks Sigorta sözleşmesi uyarınca üzerine düşen tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, primlerini düzenli ödediğini, inşaat alanında bekçi bulundurduğunu ve kullanılmadığı zaman malzemeleri kilitli depoda tutulduğunu, TTK.nun 1409. maddesi uyarınca sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortasıya ait olduğunu, davalı tarafın bu iddiada ise iddiasını ıspatla yükümlü olduğunu, aksinin ispatının müvekkiline yüklenmesinin mümkün olmadığını bildirerek davanın kabulü ile müvekkili şirketin çalınan mallarının bedeli olan 27.580,00-TL’ nin hasar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete İnşaat Sigorta Poliçesi ile 09.03.2015/2016 tarihleri arası Sigortalı … İnşaat Projesinin dava dışı Türkiye … Bankası A.Ş.’ nin … Şubesi tarafından rehinli bulunduğunu, Poliçede rehinli alacaklı Türkiye … Bankası A.Ş.’ nin … Şubesi olduğunu, davanın sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğunu, TTK ‘ nın 1453 maddesi uyarınca malı rehin alan kimse o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı yasanın 1454. madde hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkün olduğunu ve böyle bir durumda sigortalı durumda olan rehin hakkı sahibi olduğundan sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkının da öncelikle ona ait olması gerektiğini, sigorta ettirenin ancak sigortalı malın dain ve mürtehini olan ve lehine sigorta edilenin açık muvafakatını almak suretiyle sigortadan şayet kendi menfaati de zedelendiği takdirde tazminat isteme hakkınına haiz olur ki davacının böyle bir muvafakat aldığına ilişkin dosyada bir bilgi ve belgenin olmadığını, dava açma hakkının davacıda değil dava dışı Türkiye … Bankası A.Ş.’ de bulunduğundan davacının davasının aktif husumet ehliyeti bulunmaması nedeni ile reddine, dilekçemiz ekinde sunulu, İnşaat Sigorta Poliçesi başlıklı taraflar arasında düzenlenen poliçenin 3 numaralı sayfasında yer alan Sigorta Teminatı Başlıklı 4 numaralı maddesinde; ” şantiye sahasının çitle çevrili olması ve 24 saat süreyle uzman bir güvenlik birimince kontrol altında tutulması ” şartları ile verildiğinin açıkça hüküm altına alındığını, davacı sigortalı tarafından bu şartlara uyulmadığını ve hasarın teminat dışı kaydığını belirterek; kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararı ile “….Olay yerinde tutulan tutanağa göre şantiye sahasının yaklaşık 80 cm yüksekliğindeki çevre duvarı ile çevrili olduğu, çevre duvarı üzerinde herhangi bir çit ve tel örgünün olmadığı, inşaat sahasını bekleyen bekçinin tek başına olup akşam 18.00 ile sabah 08.00 arasında bekçilik yaptığı, bu haliyle sigortalı inşaat alanının 24 saat süre ile uzman bir güvenlik birimince kontrol altında tutulmadığı, ayrıca inşaat alanının çitle çevrili olmaması, poliçenin üçüncü sayfasında yer alan özel şartların yerine getirilmediğinden davanın REDDİNE ….” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin ilgili poliçedeki hükmü ” şantiye sahasının çitle çevrili olması ve 24 saat süre ile uzman bir güvenlik birimince kontrol altında tutulması ve de inşaat malzemelerinin kilit altında bulunması ” kaydı ile teminat dahilinde olduğu yönündeki yorumunun aksine, davaya dayanak poliçe hükmünde hırsızlık teminatının yalnızca ” inşaat malzemelerinin kilit altında tutuluyor olması” kaydına(şartına) bağlandığını, dava dilekçesinde de aynen belirttikleri üzere, poliçenin 3. sayfasında yazılı olan “ Şantiye sahasının çitle çevrili olması ve 24 saat süreyle uzman bir güvenlik birimince kontrol altında tutulması gerekmektedir ” şeklindeki gerekliliğin yerine getirilmemesi halinde hasarın teminat dışı kalacağına dair hiçbir ibare bulunmadığını, hatta bu gerekliliğin hangi hasara hasredildiğine ilişkin de hiçbir açıklık olmadığını, bu haliyle müvekkilinin poliçede açıkça yazmayan bir şartı yerine getirmediğinden bahisle taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuken yerinde olmadığını belirterek; İlk derece Mahkemesinin kararının yapılacak olan istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yapılacak olan yargılama neticesinde talepleri doğrultusunda davanın kabulü ile, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki İnşaat Sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan hasar bedelinin tahsili amacıyla açılan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacı şirketin yürütmekte olduğu 9 Blok 57 daireden oluşan … İnşaat Projesinin davalı sigorta şirketi tarafından 09.03.2015 başlangıç ve 09.09.2016 bitiş tarihli 169122915 nolu İnşaat Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, davacı şirkete ait inşaatta 16.12.2015 gecesi hırsızlık olayı yaşandığı ve birçok malzemelerin çalındığı, hasarın tazmini için davalı sigorta şirketine başvurulduğu, ancak davacının tazmin talebinin davalı şirketin 01.03.2016 tarihli yazısı ile reddedildiği, davacının hasar bedelinin tahsili amacıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davaya dayanak 169122915 numaralı İnşaat Poliçesinin 3. sayfasında özel şartlara göre hırsızlık teminatı, ” şantiye sahasının çitle çevrili olması ve 24 saat süreyle uzman bir güvenlik birimince kontrol altında tutulması vede inşaat malzemelerinin kilit altında kaydı” ile verilmiştir şeklinde hükmün bulunduğu görülmüştür.
Buna açıklamalara göre; polislerce 16.12.2015 tarihinde tutulan Olay, Görgü, Tespit ve Araştırma Tutanağına göre ; hırsızlık olayının B Blok no 1 Bodrum katında gerçekleştiği, bodrum katının iki bölümden ibaret olduğu, bodrum katının demir olduğu, kapı üzerinde asma demir kilidin açık vaziyete olduğu, girişe göre sağ arka dip tarafta bulunan bölümde giriş kapısının demir kapı olduğu, kapı üzerindeki asma demir kilidin ise sert bir cisim ile kesilmiş olduğu ve çalındığı iddia edilen inşaat malzemelerin buradan çalındığı tespit edilerek tutanağın imza altına alındığı, söz konusu tutanağa göre Hırsızlık Sigortası Genel Şartların A-1. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca davacı inşaat sahasında hırsızlık olayının gerçekleştiği, sigortalı mahalde akşam 18:00 ila sabah 08:00 arasında geceleri bekçi olarak …’in kaldığı, şantiye sahasının yaklaşık 80 cm yüksekliğindeki çevre duvarı ile çevrili olduğu, çevre duvarı üzerinde herhangi bir çit ve tel örgünün olmadığı, inşaat sahasını bekleyen bekçinin tek başına olup akşam 18.00 ile sabah 08.00 arasında bekçilik yaptığı, bu haliyle sigortalı inşaat alanının 24 saat süre ile uzman bir güvenlik birimince kontrol altında tutulmadığı, ayrıca inşaat alanının çitle çevrili olmaması, poliçenin üçüncü sayfasında yer alan özel şartların yerine getirilmediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır. (benzer nitelikte Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/13965 esas – 2015/945 karar sayılı ve 2015/14256 esas – 2016/253 karar sayılı ilamları).
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/06/2017 tarihli, 2016/278 esas ve 2017/526 karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK.”nun 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/09/2021