Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/303 E. 2021/477 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/303
KARAR NO : 2021/477
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S Tİ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2016 (Dava), 09/01/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/651 Esas, 2018/11 Karar
DAVA : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/06/2021
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/651 Esas – 2018/11 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … sok. … … … adresinde faal olan yedek parça satış ve servis iş yerine davalının … Poliçesi ile Sigortacısı olduğu … plakalı aracın çarparak iş yerine zarar verdiğini, davalı … Şirketinin müvekkiline ait iş yerine verilen zarardan dolayı 10.000,00.TL demirbaş ve 5.000,00.TL bina/dekorasyon ve 200.000,00.TL’ de emtia poliçe limitleri ile sorumlu olduğunu, olay sonrasında yapılan ekspertiz çalışmasında müvekkiline ait iş yerinde 127.487,69.TL tutarında emtia/yedek parça hasarı, 16.102,77.TL tutarında demirbaş hasarı ve 8.858,08.TL tutarında bina hasarı olmak üzere toplamda 152.448,54.TL tutarında zarar meydana geldiğini, söz konusu hasarın davalı şirkete ihbar edildiğini, davalı şirket nezdinde 3081386130002 nolu hasar dosyasınnı açıldığını, ancak bir ödeme yapılmadığını, alacak net olarak bilirkişi incelemesi ile belirlenebileceğinden belirsiz alacak davası olarak şimdilik 217.487,69.TL tutarında emtia/yedek parça hasarı, 10.000,00.TL demirbaş hasarı, 5.000,00.TL bina /dekorasyon hasar bedeli toplamı 142.487,69.TL hasar bedelinin ekspertiz raporunun tanzim tarihi olan 14.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait 3 iş yerinin kendi şirketlerine … poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tarihinin 05.09.2014 olduğunu, ekspertiz tarihinin 14.09.2015 olduğunu, dava tarihinin 25.06.2016 olduğunu, dava konusu kazada 595 kalem 1460 adet parçanın hasar gördüğünün iddia edildiğini, bu parçaların yeniden değerlendirme bedelinin 1.000,00.TL olarak belirlendiğini, bu parçalar arasında hiç zarar görmeyecek parçalar da olduğunu, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, davacı tarafından meydana gelen hasar için iş yerine çarpan aracın Trafik poliçesinden dolayı …’ ya, kaskosunun bulunduğu …’ ya ve İMM sigortacısına da başvuruda bulunduğunu ve hasar dosyasını kapattırdığını bu nedenlerle kendilerinin temerrüdünün söz konusu olmadığını, davacının işyerine çarpan ve zarar veren aracın ZMMS poliçesinden dolayı ….’ ne ve kaskodan dolayı …’ne davanın ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
YEREL MAHKEME KARARI;
Mahkemece, iddia savunma ve dosya kapsamına göre; “…taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının … olduğu aracın davacının iş yerine çarpması sonucu, kusur durumu, davacının iş yerinde zarar meydana gelip gelmediği varsa miktarının ne olduğu ve davalının sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacının aynı olay nedeni ile … ve … karşı açılan İzmir 4.ATM nin 2016/614 esas sayılı dosya celp edilmiş incelendiğinde; davacısının … olduğu, davalılarının … ile … olduğu, dava konusunun davacıya ait … Sk. … adresindeki yedek parça ve satış ve servis olan işyerine dava dışı …’un maliki olduğu … plakalı araç ile çarparak işyerinde maddi hasara sebebiyet vermesi, davalıların da …’nın KZMM sigortacısı, …’nin da İMMS sigortacısı olması sebebiyle poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduklarından müvekkiline ait işyerinde oulşan 76.800,00.-TL hasar bedeline mahsuben 26.800,00.-TL’sinin davalı …’den, kalan 50.000,00.-TL’nin de …’den tahsilini talep ettiği, davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, …, davalı şirket uhdesunde açılmış hasar dosyası, hurda teklif yazısı, emtialara ilişkin çeşitli faturalar, olayı gösteren fotoğraflar dosya içersinde mevcuttur.
Dosya zarar miktarının hesaplanması için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş,rapor alınmıştır. Bilirkişi raporuna göre, davacının işletmesinde meydana gelen olayda iş yerine çarpan dava dışı araç sürücüsü …’un sevk ve idarsindeki otomobili ile fren yerine gaz pedalına basması nedeni ile tamamen kusurlu olduğu,davacı tarafın ise kusurunun bulunmadığı, olay nedeni ile KDV dahil yedek parça hasar tutarının 152.458,54 TL, demirbaş hasar tutarının 27.442,53 TL olduğu, toplam KDV li hasar tutarının 179.901,07 TL olduğu,burada 152.458,24 TL miktarındaki hasardan poliçe limitleri dahilinde olan 142.497,69 TL nin davalı … Şirketinin sorumluluğu dahilinde kaldığı, ancak davalının aynı zamanda … ve …’ya rücu hakkının olduğu, anlaşılmakla tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile talebe uygun olarak davanın kabulü gerektiği….” gerekçesi ile DAVANIN KABULÜ ile, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 142.487,69.TL hasar bedelinin 14.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığını, huzurdaki dava ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/614 Esas sayılı dava dosyası arasında bağlantı olmasına rağmen birleştirme kararı verilmeksizin karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, sigorta poliçesinde rücu hakkı özel şartı olduğunu ve öncelikle İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/614 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya uygun olmadığını, davacının kebir ve envanter defterlerinin dahi incelenmediğini, müvekkili şirketin poliçede yer alan limitler dahilinde sorumlu olduğunu, cevap dilekçesi ve dosyaya ibraz edilen tüm dilekçeler ile davanın … ile … (…)’ ne ihbar edilmesini talep etmelerine rağmen bu şirketlere davanın ihbar edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin yanlış olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, KOBİ paket sigortasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; 05.09.2014 tarihinde, davalı … şirketine KOBİ sigorta poliçesi ile sigortalı davacının işyerine dava dışı … plakalı aracın çarpması sonucunda davacının işyerinde zarar meydana geldiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından, Kobi sigorta poliçesi ile sigortalı işyerinde meydana gelen zarar nedeniyle işyerini sigortalayan davalı … aleyhine maddi tazminat istemiyle iş bu davanın açıldığı ihtilafsızdır.
Davanın ihbarının düzenlediği 6100 sayılı HMK’nun 61’inci maddesinde “Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir.” hükmü getirilmiştir. Mahkemece davanın ihbarı talepleri, 6100 sayılı HMK’nun 62’nci maddesi gereği davalının davayı ihbar taleplerinin yazılı olması, davanın ihbar edileceği kişilerin adı ve adreslerinin bildirilip bildirilmediği ve tebligat masraflarının yatırılıp yatırılmadığı hususları dikkate alınmak suretiyle değerlendirilmelidir.
Mahkeme, davanın ihbarı dilekçesinin üçüncü kişiye (ve karşı tarafa) tebliği için, davanın ihbarı şartlarının (m.61/1) bulunup bulunmadığını inceleyemez ve ihbar talebinin (dilekçesinin) reddine veya kabulüne karar veremez; ihbar dilekçesini, üçüncü kişiye (ve karşı tarafa) tebliğ etmekle yükümlüdür.
Davaya bakan mahkeme, ihbar dilekçesini üçüncü kişiye tebliğ etmeden, davayı hükme bağlayamaz. (Prof.Dr.Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 5. Baskı sayfa 394)
Somut olayda, davalı … vekili, cevap dilekçesinde ve yargılama sırasında verdiği dilekçe ile davanın, sigortalı işyerine çarparak zarara neden olan … plakalı aracın ZMMS poliçesi ile sigortalayan …(…) ile kasko poliçesi ile sigortalayan …’ ne ihbar edilmesini talep etmiş, gerekli usulü işlemleri yerine getirmiş ise de, mahkemece bu yönde herhangi bir işlem yapılmaması doğru görülmemiştir. Oysa mahkemece yapılması gereken iş, …. (…) ile …’ ne 7201 sayılı Tebligat Kanunu gereğince tebligat yapılarak davanın bu şirketlere ihbar edilmesi, anılan şirketler tarafından delil bildirilmesi halinde toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü ile HMK’nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince davanın esası ile ilgili olarak inceleme yapılmaksızın kararın kaldırılmasına ve dosyanın yeniden görülmesi için ilgili yerel mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/01/2018 tarih ve 2016/651 Esas – 2018/11 Karar sayılı hükmünün, HMK’nın 353/(1).a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davalının sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına
4-Davalı … şirketinden tahsil edilen nispi istinaf karar harcının davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusu aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-İİK 36. maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın davalıya İADESİNE,
8-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’ nın 353/(1)-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere 03/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.