Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/274 E. 2021/367 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/274
KARAR NO : 2021/367
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2018
NUMARASI : 2017/114 Esas- 2018/20 Karar
DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/04/2021
İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/114 Esas- 2018/20 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin 2013/82691 nolu “…” ibareli, 2010/08157 nolu “…” ibareli ve 2004/39135 nolu “…” ibareli markalarının ve 2017/01798 nolu “…” ibareli, 2017/55434 nolu “…” ibareli marka başvurularının sahibi olduğunu, hükümsüzlük konusu ettiği emtialar bakımından öncelik hakları bulunduğunu, davalı yanın ise 2014/90635 nolu “…” ibareli ve 2014/90629 nolu “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı yanın müvekkilinin sahibi olduğu markalara yakın ve ayırt edilemeyecek kadar benzer markaları, müvekkilinin faaliyette olduğu sınıflarda tescil ettirdiğini, daha sonra aracılar vasıtasıyla markaları müvekkiline 100.000- 150.000 TL gibi bir bedelle müvekkiline devredebileceklerini ifade ettiklerini, markaların görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzer olduklarını, müvekkilinin başvurularının daha önce yapıldığını belirterek, davalı yana ait 2014/90635 nolu “…” ibareli 35. sınıfta yer alan müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için “motorlu kara taşıtları ve bu taşılar için motorlar, parçalar (motosikletler, mobilet dahil)” alt hizmet sınıfları yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, 2014/90629 nolu “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili, açılan davanın haksız olduğunu, davacı yanın benzer itirazları Türk Patent ve Marka Kurumuna da yaptığını, itirazının reddedildiğini ve davacı yanın yasal süre içerisinde dava yoluna başvurmadığı için kurum tarafından kararın kesinleştiğini, hükümsüzlük şartlarının oluşmadığını, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ” Dava, marka hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Marka tescili, marka olabilecek kapasitedeki işaretin başvuru konusu yapılması üzerine, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından mutlak red nedeninin bulunmadığı ve yayın kararı verilmesi halinde, yayından sonra herhangi bir itiraz gelmez veya gelen nispi itiraz sebeplerinin geçerli olmadığı sonucuna varılırsa gerçekleşmektedir.
Dava konusu “…” ve “…” markaları 2014/90635, 2014/90629 no ile davalı adına kayıtlıdır. İlk marka 35. sınıfta otomotiv parçaları ve benzeri yedek parçaların pazarlanması hizmetleri için tescillenmiştir. Diğer marka ise, 29. sınıfta kuruyemişler ve 35. sınıfta gıda ürünlerinin pazarlanması ve mağazacılığı için tescillenmiştir.
Bu markaların tescil edildikleri tarihten itibaren başlayan süre zarfında, davacı tarafından hükümsüzlükleri ileri sürülmüş, önceye dayalı üstün hakka dayanılmıştır.
Davacı tarafın 2013/82691 sayılı “…” markası 29 ve 35. sınıflarda 03/10/2013’de başvurularak tescillenmiştir. Tarihsel olarak bu tescil davacıya hak sağlamakta, öncelik vermektedir. Ancak, bu önceliğin kapsamı markanın emtiası ile sınırlıdır.
Davacının bir diğer markası 2010/08157 nolu “…” markasıdır. Bu tescil de 29. sınıfta 10/02/2010 tarihinde başvurularak elde edilmiştir. Buna göre davacının 29. sınıf ürünler bakımından “…” ibaresi üzerinde 2010’dan bu yana marka önceliği bulunmaktadır.
İşin mahiyeti gereği atanan marka vekili bilirkişi, tarafların kanıtlarını incelemek suretiyle karşılaştırma yapmış ve tarihsel önceliği olan davacı markaları ile davalı markaları arasında, markaların tescil edildiği tarihte yürürlükte olan, Mülga, MarkKHK 8/1-b maddesi şartlarının (nisbi red) bulunduğunu tespit etmiştir. Öte yandan, davalı markalarının kayıtlı olduğu emtia da değerlendirilmiş, davacının 12. sınıfa giren ürünler bakımından tescilli bir markası bulunmamakla birlikte, 35. sınıf kapsamına girebilecek pazarlama, mağazacılık eylemlerini yürüttüğü tespitin yapmıştır. Davacının oto alım satım, galericilik yaptığını, çok sayıda fatura ve satış sözleşme örneklerini sunduğu rapor etmiştir. Dolayısıyla, davacının önceye dayalı fiili faaliyet alanının emtia ile benzerlik arz ettiği anlaşılmaktadır. İşaret ve hizmet benzerliğinin bir arada bulunması karıştırma tehlikesini doğurmaktadır. Davacı şirketin 04/02/2000 tarihinde sicile kaydedildiği, “…” kılavuz sözcüğü ile unvan sahibi olduğu, iştigal alanının da kuruyemiş, gıda, oto galerisi olduğu gelen kayıttan anlaşılmıştır. Buna göre davacının iştigal alanı bakımından davalıya göre marka konusunda bir önceliği bulunmaktadır.
Bilirkişi davalı tarafın tescilli markasına rağmen esnaf kaydında “işin terki” şeklinde kayıt bulunduğu ve ticari faaliyete ilişkin bir belgesinin de sunulmadığını belirtmiştir.
Buna göre, davacı tarihsel ve fiili öncelik hakkına göre markaların hükümsüzlüğünü istemekte hak sahibi olup davasını ispat etmiştir. ” gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı adına kayıtlı 2014/90635 nolu “…” markasının 35. sınıfta yer alan “motorlu kara taşıtları ve bu taşıtlar için motorlar, parçalar (motorsikletler, mobilet dahil)” alt hizmet sınıfı bakımından kısmi hükümsüzlüğüne; 2014/90629 nolu “…” ibareli markanın kayıtlı olduğu tüm emtia bakımından hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, iddia ve savunmalarının ve bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlarının değerlendirilmediğini, dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 6769 sayılı kanun 6.maddesinin; “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir ” şeklinde olduğunu, tescil edilen marka ile aynılık ya da benzerlik yeterli olmayıp, kapsadığı mal veya hizmetin de aynılığı ya da benzerliği şartı olduğunu, davacının … markasını kuruyemiş sektöründe kullanmakta olduğunu, müvekkilinin … otomotiv dünyası ile tamamen farklı mal/hizmet kategorisinde faaliyette bulunduğunu, markanın benzer olması şartı gerçekleşmiş ise de kapsadığı mal/hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği şartının gerçekleşmediğini, faaliyet alanlarının tamamen farklı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, marka hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacının önceye dayalı kullanımını ispatladığı, markalar ile mal ve hizmet sınıflarının benzer olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/114 Esas- 2018/20 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3- İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davalı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına
5- İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının HMK 333. mad. gereğince istek halinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/04/2021