Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/269 E. 2021/366 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/269
KARAR NO : 2021/366

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2018
NUMARASI : 2017/148 Esas- 2018/16 Karar

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti, Manevi Tazminat,Tecavüzün Ref’i
İstemli)
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/04/2021

İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/148 Esas- 2018/16 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin “….” ibareli markaları bulunduğunu, davalıların ise müvekkiline ait markayı “….” alan adlı web sitesinde aynen ve benzerini taşıyan ürünler ile satışa sunduğunu, davalılara ait “….” alan adlı internet sitesinde müvekkilinin marka hakkına yapılan tecavüz nedeniyle, tecavüzün tespiti, men’ini, ref edilmesi ile tecavüzün önlenmesini amacıyla “….” ve “….” alan adlarına ve müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil eden alt linklerine erişimin engellenmesini, 2017/70 D.iş sayılı dosya ile verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının devamını, marka hakkına tecavüz nedeniyle 50.000 TL manevi tazminata, haksız fiilin başlangıcından itibaren işleyecek olan yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili, şirket yetkilisi olan …. davalı sıfatı olarak açıkça gösterilmediğinden husumet yönünden reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin ise, çeşitli şirketlerin ürettiği ürünleri internet ortamı üzerinden sipariş üzerine satan aracı olduğunu, kendisinin üretim yapmadığını, bu ürünlerin görsel tanımı ve satımını kendisini ….’de store manager olarak tanıtan …. adlı kişi tarafından yapıldığını, firma çalışanın da bu ürünün …. marketten satıldığı yanılgısına kapılarak, taklit olduğunu bilmeden görselleri siteye koyduğunu, ürün görseli yeni olduğu için bir tane bile alım satım olmadığını, müvekkilinin sipariş üzerine çalıştığı için bu ürünlerin hiçbirinin stoka girmediğini, talep edilen tazminatın haksız ve fahiş olduğunu, firma çalışanın yetkili bir yerden satıldığı düşüncesiyle bir ürünün görselini yayınlamaktan öteye gitmeyen eylemi nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, manevi tazminatın şartları oluşmadığını savunarak, açılan davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre “Dava, marka hakkına tecavüzün önlenmesi, giderilmesi ve manevi tazminata ilişkindir.
Davacı taraf Türk Patent ve Marka Kurumunda tescilli 2016/75530, 2016/77725, 2016/77730, 2016/75532, 2016/75520,2016/75519, 2016/75518, 2016/75523, 2016/75517, 2016/75522, 2016/75516, 2016/75521, 2016/75288, 2016/75278, 2016/75272, 2016/75185, 2016/75236, 2016/75524, 2016/77737 ve 2016/77745 nolu markalara sahiptir. Anılan marka kapsamındaki ürünlerin satışı, sergilenmesi, icaba daveti ve tanıtımları bakımından davacının tekelci nitelikte hak ve yetkileri bulunmaktadır. Davalı şirketin ise, 2017/70 D.iş dosyada tespit edildiği üzere, kendisine ait web sitesi üzerinde markanın kapsamına giren ürünleri marka sahibinin ürünleri; karıştırılabilecek kadar benzer oyuncakları satışa sunduğunun kanıtlandığı anlaşılmaktadır. Nitekim, davalı da bu eylemi ikrar etmekle birlikte, tedbir kararı üzerine derhal içeriği değiştirdiklerini, kaldırdıklarını savunmaktadır. Gerek şekil, gerekse “….” ibaresinin kullanıldığı ve böylece davacıya ait markaların esas unsuru ile çakıştığı gibi ürün sınıfıyla da çakıştığı sabittir. Davalının bu satışa sunum veya icaba davet eylemleri, markayı görsel olarak kullanma eylemleri marka hakkına tecavüz oluşturmaktadır. Nitekim, mahkememizce 2017/70 D.iş dosyada davalının internet sitesine bu içerikler bakımından erişimin, tedbiren engellenmesi kararı verilmiş ve uygulanmıştır.
Davacı başlangıçta anılan şirketi ve yetkilisini taraf göstermiş, yetkilinin …. olduğu, davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde husumetin üstlenildiği ve her iki davalı bakımından savunma yapıldığı anlaşılmıştır. Buna göre, ticaret sicil kayıtları da getirtilerek davalı ….’in şirket yetkilisi olduğu belirlenmiş, dosyada taraf teşkili tamamlanmıştır. Ön inceleme aşamasında, davalı vekili ….’nın yetkili olduğunu belirterek, onunla ilgili savunma yaptıklarını, ek bir savunma yapmalarının gerekmediğini savunmuştur. Tüzel kişi yetkililerinin şirket adına gerçekleştirdikleri eylemlerden sorumlu oldukları ve eylemlerinin aynı zamanda şirketi bağladığı yasal bir gerçektir. İnternet sitesinin yetkilisi olan davalı … ihlal oluşturan eylemi işlemiş bulunmaktadır.
Davacı, maddi tazminat talep etme hakkı bulunmakla birlikte, bu yönde bir talepte bulunmayarak, tecavüzün önlenmesi ve 50.000 TL manevi tazminat talep etmiştir.
Markanın izinsiz olarak gerçek veya sanal ortamda kullanılması; markanın reklam, tanıtım ve ürünün kaynağını gösterme işlemlerinden haksız olarak yararlanılması halinde SMK’nın 29. maddesi uygulanacaktır. Marka sahibinin izni olmaksızın markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak; koruma kapsamına ilişkin 7/ 2-a maddesine uygun biçimde kullanmak marka hakkına tecavüzdür. Marka sahibinin SMK’nın 149. maddesinde yazılı taleplerde bulunması mümkündür. Eylemin ihlal oluşturduğu kanıtlanmış olup, özellikle, sonuçları, markanın tanıtım gücü ve bilinirliği dikkate alınarak, manevi tazminatın takdiri gerekmiştir. Davalı şirketin ve davalı asilin sosyal ve ekonomik durumu da gözetilerek, tazminatın tayini gerekmektedir. Şirketin kurucusunun davalı …. olduğu, şirket ortakları arasında başka tüzel kişilerin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Şirket, elektronik, bilişim ve sanal mağazacılık konuludur. Bu faaliyet alanlarıyla bağlantılı olarak şirketin 3. kişilerin fikri ve sınai haklarına ilişkin basiretli davranışı beklenmelidir. Bu nedenlerle, 35.000 TL manevi tazminatın uygun olacağı değerlendirilmiştir. ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının, davacıya ait “….” markalarını sözcük ve şekil olarak içeren kullanımlarının tecavüz oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, bundan böyle önlenmesine, tecavüzlü ürün ve tanıtım gereçlerinin toplanarak el konulmasına, 35.000 TL manevi tazminatın 17/06/2017’den işleyen değişen oranlı ticari faiziyle davalılardan tahsil edilerek, davacıya ödenmesine, 2017/70 D.iş dosyada verilen ve uygulanan 11/08/2017 tarihli ihtiyati tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, kesinleştiğinde kendiliğinden kalkacağına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, manevi tazminat miktarının yeterli olmadığını, aslında davalarının tam olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, internet sitesinin sahibinin …. olmadığını, davacının bile yargılama boyunca ….’ya husumet yöneltmediklerini beyan etmelerine rağmen tazminattan ….’nın sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, bunun yanı sıra kasıtlı olmadan hataya düşülerek ve derhal düzeltilen bir eylemden dolayı tek bir satışın olmaması ve dava konusunun oyunca bebek olduğu da nazara alınarak takdir edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, tedbir kararının davalıya tebliğ edilir edilmez kararı uygulayarak ürün görsellerini siteden çıkardıklarını, ürünleri satan kişiyi yetkili sandıklarını, davacının bu kişinin halen bu ürünleri sattığının anlaşılması karşısında bu kişiyi engellemeye yönelik herhangi bir harekette bulunmamasının üçüncü kişilerin mağduriyetine yol açtığını, mahkemenin ekonomik ve sosyal durum araştırması yapmadan ve defterleri incelemeden bu denli yüksek bir rakamı tespit etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, refi ve manevi tazminatın tahsili istemlidir.
Somut olayda, d.iş dosyasında da tespit edildiği üzere, davalı şirketin davacıya ait marka kapsamındaki ürünlerin karıştırılabilecek kadar benzerlerini tekelci hakka sahip davacının izni olmadan kendisine ait internet sitesi üzerinden satışa sunduğunun kanıtlandığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, bu ihlal neticesinde talep edilebilecek manevi tazminatın miktarının tespiti noktasındadır. Mahkemece, eylemin ihlal oluşturması sebebiyle özellikle, sonuçları, markanın tanıtım gücü ve bilinirliği, davalı şirketin ve davalı asilin sosyal ve ekonomik durumu da gözetilerek davalılar aleyhine 35.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
22.06.1966 tarih ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda etraflıca açıklandığı üzere, manevi tazminat ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin manevi ıstırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır. Esasen manevi tazminat hususunda tüzel kişiler için elem veya acı söz konusu olamayacağından, tüzel kişinin örneğin iyi şöhretinin korunması amacı güdülür. Manevi tazminatın kapsamını takdir hakkı, kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, hak ve adalete uygun davranmalı, hukuk biliminden yararlanmalı, toplumun sosyal, ekonomik ve moral yapısını ve özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Takdir edilecek tutar, bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise, zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Bu itibarla, olayın oluş şekli, davacıya ait markanın kapsamına giren ürünlerin davalı şirkete ait web sitesinde yayımlanma (ihallin) süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları yani davalının ticari iş hacmi, davacının marka imaj itibarı ve değeri gibi hususlar değerlendirilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre ise, davacının davalı şirketin yanı sıra şirket yetkililerini değil, alan adının bir başka üçüncü kişiye ait olabileceği düşünülerek …. alan adlı internet sitesi yetkililerine davayı yönelttiklerini, davanın ….’nın şahsına karşı açılmış bir dava değil, internet sitesinin yetkililerine dolayısıyla bu internet sitesi alan adının sahibi olan ….AŞ.ye yöneltildiğini, yani huzurda ….’ya karşı açılmış bir dava bulunmadığını, ….’nın yetkilisi olduğu ….ye yöneltilmiş bir dava bulunduğunu belirtmesi karşısında, artık davalı ….’ya karşı açılmış bir davanın bulunmadığı gözetilip bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenle KABULÜNE,
2- İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/148 Esas- 2018/16 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda yapılan açıklamalara göre davanın yeniden görülüp istinaf denetimine uygun bir Yargılama yapılarak varılacak sonuca göre bir karar vermek üzere Mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşılıklı taraflar yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-a) İstinaf yoluna başvuran davacıdan başlangıçta alınan 597,75 TL istinaf nispi karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,
b) İstinaf yoluna başvuran davacıdan başlangıçta alınan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının ilk derece mahkemesince yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
6-a) İstinaf yoluna başvuran davalıdan başlangıçta alınan 598,00 TL istinaf nispi karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,
b) İstinaf yoluna başvuran davalıdan başlangıçta alınan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının ilk derece mahkemesince yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
7-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29/04/2021