Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2647 E. 2023/1285 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2647
KARAR NO : 2023/1285

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/06/2020
NUMARASI : 2017/684 Esas – 2020/336 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/06/2017
BAM KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2020 tarihli 2017/684 Esas ve 2020/336 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30.01.2017 tarihinde müvekkillerinin içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı …’den …’a gitmekte olan otobüste yolcu olduklarını, davalılardan …’un otobüsün sürücüsü olduğunu, davalı …’in işleten olduğunu, otobüsün davalılardan … AŞ’ye ZMMS ile sigortalı olduğunu, olay günü … plakalı otobüsün … plakalı kamyon ile çarpıştığını, davacıların yaralandığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile: her bir davacı için ayrı ayrı meslekte kazanma gücü kaybı için 100,00’er TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ile yol, yemek, refakatçi vs. sağlık giderleri için 100,00’er TL, geçici bakıcı gideri için 100,00’er TL olmak üzere toplam 600,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkillerine ödenmesine, müvekkillerinin uğradığı manevi zararlar bakımından ise her bir davacı için 75.000,00 ‘er TL den 150.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren davalı sürücü ve davalı araç malikinden alınarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; olayın meydana gelmesinde müvekkili şirkete atfedilecek bir kusur bulunmadığını, istenilen tazminatların fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline atfedilen kusura itiraz ettiklerini, dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, dosyanın yetkisizlik karar verilerek İstanbul Anadolu Adliyesine gönderilmesini, ticari faiz talebinin haksız olduğunu, usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davayı konu talebin zamanaşımına uğradığını, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, zarar ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “….Maddi tazminat talepleri yönünden; davacı … için 2.106,00.-TL geçici işgöremezlik, 1.777,50.-TL bakıcı gideri, 307,00.-TL SGK dışı yemek, yol gideri toplamı 4.190,50.-TL maddi tazminatın davalılardan … ve … yönünden kaza tarihinden itibaren, davalı … yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle iş bu davacıya verilmesine, davacı … yönünden 35.917,76.-TL sürekli işgöremezlik, 4.411,95.-TL geçici işgöremezlik, 1.777,50.-TL bakıcı gideri, 447,00.-TL tedavi amaçlı SGK dışı yemek, yol gideri toplamı, 42.554,21.-TL tazminatın davalılardan … ve … yönünden kaza tarihinden itibaren (bu miktarın davalı sigorta şirketi yönünden 29.841,35.-TL sürekli işgöremezlik, 4.411,95.-TL geçici işgöremezlik, 1.777,50.-TL bakıcı gideri, 447,00.-TL tedavi amaçlı SGK dışı yemek yol gideri toplamı 36.477,80.-TL’si ile sorumlu olarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle iş bu davacıya verilmesine, davacıların diğer maddi tazminat taleplerinin reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; davacı … yönünden takdiren 5.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiliyle işbu davacıya verilmesine, davacı … yönünden takdiren 10.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiliyle işbu davacıya verilmesine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı … A.Ş. vekili, davalı … vekili ve davalı … Seyahat Org. Ve Tic. A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; huzurdaki dava 30.01.2017 tarihinde … plakalı sigortalı aracın karıştığı iddia edilen kaza neticesinde davacıların yaralanması sonucu doğan sürekli iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı gideri talepleriyle ikame edildiğini, Başkanlıkça da malum olduğu üzere 01.06.2015 tarihinde yapılan poliçe genel şartları değişikliğiyle 6111 sy Kanun’a paralel olarak sağlık gideri teminatının işlevsiz kaldığı açıkça düzenlendiğini, hal böyleyken müvekkil şirket aleyhine hükmedilen geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı gideri kalemlerinin kaldırılarak reddinin gerektiğini, davacının 31.01.2017 tarihi itibariyle “çalışır” vaziyette olduğu SGK evraklarıyla açıkça tespit olunduğunu, aynı şekilde tedavi gideri için de teminat artık poliçede bulunmamakta olup sağlık giderleri teminatına ilişkin tüm primler SGK’na aktarıldığını, primi alınmayan bir riskin teminat altına alınması sigortaya aykırı olduğunu, bilirkişi yol, yemek masrafını da tedavi gideri olarak değerlendirdiğini, SGK’nın genelgelerinde dahi yol, muayene, refakatçi vs tüm masrafların kendi sorumluluklarında olduğu açıkça kabul edilmişken müvekkil şirketin bu tedavi giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacı …’nun maluliyeti bulunmadığının tespit edildiğini, ancak işbu davacının maluliyet talebinin de mevcut olduğunu, bu hal karşısında reddedilen söz konusu talepler için karşı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı lehine herhangi bir vekalet ücretine hükmedilmediğini, davacılar yolculuk esnasında emniyet kemerini takmayarak savrulduklarını, bu nedenle zararın meydana gelmesinde müterafik kusurlarının mevcut olduğunu, henüz vadesi gelmemiş bir borç için bugün faize hükmedilmesinin faizin ruhuna aykırı olduğunu, arz ve izah edilen sebepler ve re’sen tespit edilecek nedenlerle tehiri icra taleplerinin kabulü ile kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; görülen dava 30.01.2017 tarihinde … plakalı araç sürücüsü müvekkil … olan aracın karıştığı kaza neticesinde davacıların yaralanması sonucu doğan sürekli iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı gideri talepleriyle ikame edildiğini,
Yerel Mahkemece müvekkil aleyhine sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı giderine ve manevi tazminata hükmedildiğini, davacının talepleri haksız olup müvekkil aleyhine hükmedilen geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı gideri kalemlerinin kaldırılarak reddinin gerektiğini, SGK ödemesinin mahsubunun da değerlendirilmediğini, davacı …’nun maluliyeti bulunmadığının tespit edildiğini, ancak işbu davacının maluliyet talebinin de mevcut olduğunu, reddedilen söz konusu talepler için karşı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı lehine herhangi bir vekalet ücretine hükmedilmediğini, davacılar yolculuk esnasında emniyet kemerini takmayarak savrulduklarını, bu nedenle zararın meydana gelmesinde müterafik kusurlarının mevcut olduğunu, ayrıca sigortalı araç sürücüsüne de atfı kabil kusur bulunmadığını, bu sebeple davacıların kusur durumu bilirkişi raporu ile tespit edilmeden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, sürekli iş göremezlik zararı davacının gelecekte uğrayacağının müstakbel bir zarar olduğunu, henüz vadesi gelmemiş bir borç için bugün faize hükmedilmesinin faizin ruhuna aykırı olduğunu, arz ve izah edilen sebepler ve re’sen tespit edilecek nedenlerle yerel Mahkeme kararının gerek maddi tazminatın SGK tarafından karşılanması gerektiğini, fahiş olduğunu, … yönünden karşı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca hükmedilen manevi tazminat miktarının tüm davacılar yönünden fahiş olduğunu, kararın kaldırılmasına karar verilmesini, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı … Seyahat Org. Ve Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı, 30.01.2017 tarihinde yolcu olarak bulundukları … Plakalı otobüsün … plakalı kamyon ile çarpıştığını, bu nedenle yaralandıklarını, bu nedenlerle meslekten kazanma gücü kaybı, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri, yol, yemek refakatçi vs, giderleri, bakıcı gideri olmak üzere toplamda 600 TL maddi tazminat ile toplamda 150.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava ettiklerini, yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda itirazına uğrayan bilirkişi raporlarına göre davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, mahkemenin iş bu kararı hatalı olup istinaf incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, zaman aşımı itirazının dikkate alınmadığını, davacılar davalarını ıslah ettiklerini, ıslaha karşı davalı tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmuş ancak bu durumun mahkemece değerlendirilmediğini, davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde müvekkil şirkete atfedilecek kusurun bulunmadığını, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 17.09.2018 tarihli raporunda davalı sürücü …’un kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunu, diğer sürücü …’un ise kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı yönünde görüş bildirildiğini, rapordaki iş bu tespit eksik incelemeye dayalı olup bu itibarla rapora itiraz ettiklerini, raporun eksik incelemeye dayalı oluşturulduğu için kabulünde olmadığını, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, var ise ceza dosyası davalı tarafın talebine rağmen bekletici meselenin yapılmadığını, kararın istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasına, ve yeninden yargılama yapılarak haksız ve dayanaksız olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; kısmen kabulüne karar verilmiş olup; hüküm davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, davaya konu trafik kazasının 30/01/2007 tarihinde davacıların yolcu olarak bulunduğu … plakalı davalı … Seyahat Org. Ve Tic. A.Ş’ye ait otobüsün, sürücü davalı … sevk ve idaresinde iken … plakalı kamyon ile çarpışması sonucu meydana geldiği, kaza sonucu davacıların yaralandığı, yargılama sırasında ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 17/09/2018 tarihli rapora göre, davalı sürücü …’un kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunun, … plakalı kamyon sürücüsü dava dışı …’un kusursuz olduğunun belirlendiği, Ege Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik Hükümlerine göre, davacı … Ayın sürekli işgöremezlik oranının %4 geçici işgöremezlik süresinin 3 ay, davacı …’nun ise sürekli işgöremezlik oranının %0 geçici işgöremezlilik süresinin ise 1,5 ay olduğunun belirlendiği, maluliyet raporunda davacıların bakım süresi konusunda ayrı bir değerlendirme yapılmadığı, anılan rapora davalıların süresi içerisinde itiraz etmelerine rağmen mahkemece davalıların itirazları hakkında olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılarak ara karar tesis edilmediği, mahkemece davalı sigorta şirketi yönünden TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılan hesap, diğer davalılar yönünden ise PMF yaşam tablosuna göre yapılan aktüer hesabının hükme esas alındığı, aktüer raporuna davalılardan sigorta şirketi ile işleten tarafından itiraz edilmesine rağmen bu itiraz hakkında da mahkemece olumlu ve olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmıştır.
1-HMK nın 27. Maddesinde düzenlenen Hukuki Dinlenilme Hakkı“(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.” olarak tanımlanmıştır.
Davalıların, maluliyet raporu ile aktüer rapora itirazları hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediği, davalıların hukuki dinlenilme ve savunma haklarının ihlal edildiği anlaşılmıştır.
2-Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 22/06/2021 tarih ve 2021/3089 E, 2021/3441 K sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
3-Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, öncelikle Üniversite Hastanelerinden veya ATK 3. İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile davacıların sürekli iş göremezlik oranları, geçici iş göremezlik süreleri, bakıcı ihtiyaçları olup olmadığı var ise süresi belirlenip, davacıların maddi zararlarının hesaplanması amacıyla aktüer uzmanı başka bir bilirkişiden TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve %1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması, bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması, bilinen ve bilinmeyen dönem hesabının hangi tarihlerden başlayıp hangi tarihte bittiği açık ve denetime elverişli bir şekilde belirtilerek tazminat hesaplamasının yapılması için, rapor alınıp, usuli kazanılmış haklarda dikkate alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalılar vekilinin istinaf itirazlarının belirtilen yönden kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine, kararın kaldırılması sebep ve şekline göre davalılar vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı ESASTAN KABULÜNE; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2020 tarihli 2017/684 Esas ve 2020/336 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davalılar vekillerinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde kendilerine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 14/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.