Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2606 E. 2023/927 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2606
KARAR NO : 2023/927

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI : 2018/131 Esas – 2019/850 Karar
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/03/2018
BAM KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2019 tarihli 2018/131 Esas ve 2019/850 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Sokak No:… … mahallesi … adresindeki işyerinde 27.07.2016 tarihinde saat 23.00 sıralarında yangın çıktığını, taşınmazın hasara uğradığını ve süpermarketteki mal ve malzemelerin yandığını, bütün makinelerin hasara uğradığını, Yangın İtfaiye İdaresi tarafından 03.08.2017 tarihinde rapor düzenlendiğini ve elektrik kısa devre yapması nedeni ile sigorta panosunun patlaması sonucunda yangının çıktığının belirlendiğini, mahkemenin 2016/147 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını, sonraki süreçte müvekkilinin 115.000,00 TL sigorta tazminatını karşı tarafın kabul ettiğini, ne var ki müvekkilinin zararının 300.000,00 TL’nin çok üzerinde olduğunu, bu bağlamda, binada meydana gelen 67.000,00 TL hasarın 30.028,50 TL’sının ödendiğini, bakiye 36.971,50 TL bina hasarının ödenmediğini, meşrubatlar ve gazlı içecekler için 29.072,00 TL ödendiğini, gerçek zarar 58.000,00 TL olduğu için bu kalem için de 28.928,00 TL bakiye zararın ödenmediğini, muhtelif temizlik maddeleri için 3.000,00 TL ödendiğini, gerçek zarar 21.500,00 TL olduğu için bu kalem için 18.500,00 TL bakiye zararın ödenmediğini, muhtelif mandıra emtiası için 3.000,00 TL ödendiğini, gerçek zarar 21.000,00 TL olduğu için bu kalem için 18.000,00 TL bakiye zararın ödenmediğini, muhtelif şarküteri emtiası için 2.500,00 TL ödendiğini, gerçek zarar 9.000,00 TL olduğu için bu kalem için 7.500,00 TL bakiye zararın ödenmediğini, şekerleme ve cips emtiası için 2.500,00 TL ödendiğini, gerçek zarar 13.500,00 TL olduğu için bu kalem için 11.000,00 TL bakiye zararın ödenmediğini, muhtelif bakkaliye emtiası için 12.000,00 TL ödendiğini, gerçek zarar 28.000,00 TL olduğu için bu kalem için 16.000,00 TL bakiye zararın ödenmediğini, dökümü yapılan süpermarketteki emtiadaki toplam zararın 151.000,00 TL olmasına rağmen 52.072,00 TL ödendiğini ve toplam 99.928,00 TL bakiye zararın ödenmediğini, üçüncü ana başlık olarak davalı sigorta şirketinin 24.030,00 TL tutarındaki dondurmaya ilişkin zararı ödemediğini, demirbaşlar ve diğer elektronik cihazlardaki hasarlar için 16.555,00 TL’lik ödeme yapıldığını, oysa gerçek zararın 33.550,00 TL olduğu için bakiye zarar 16.995,00 TL’nin halen ödenmediğini, 1 adet bilgisayar ve sair ürünleri için 1.777,50 TL ödendiğini, gerçek değerin 4.500,00 TL olduğunu ve bakiye 2.722,52 TL zararın ödenmediğini, ayrıca dava dilekçesinin 6.sayfasında “bb” bendinde belirtilen demirbaşların bedellerinin ödenmediğini, bu demirbaşların toplam değerinin 19.045,00 TL olduğunu, son olarak, iş durması ve alternatif işyeri masrafları için 3.000,00 TL ödendiğini, oysa bu husustaki gerçek zararın 15.000,00 TL olduğunu, 12.000,00 TL’sinin ödenmediğini, bildirerek toplam 211.692,00 TL bakiye sigorta tazminatının 13.12.2016 tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın müvekkili şirketin adresinin bulunduğu İstanbul Anadolu Mahkemesinde açılması gerektiğini ve mahkememizin yetkisiz olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalıya sigorta poliçesine uygun olarak toplam 115.134,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun teminat limiti ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı taraf iddia ettiği zarar miktarını ispatlarsa meydana gelen zarar sigorta bedelini aşacağından eksik sigorta uygulaması yaparak zarar miktarının tespit edilmesi gerektiğini, davacının talebinin fahiş olduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Davanın kısmen kabulüne, 15.278,54 TL bakiye tazminatın temerrüd tarihi 13.12.2016’dan itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmediğini, kök rapor ile ek rapor birbiri ile uyuşmadığı halde yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişilerin itiraz ettiği 05.11.2018 tarihli raporlarının sonuç kısmında davalıdan bakiye olarak 21.520,68TL alacaklı olduğunun belirtildiğini, yapılan itirazlar sonucunda ek rapor alınmasına karar verildiğini, alınmış olan 20.10.2019 tarihli ek raporda ise 15.915,18TL davacı tarafın alacaklı olduğunun açıklanmakta olduğunu; buna da itirazlarının mevcut olduğunu, iki rapor arasında sonuç olarak 450’ye yakın bir farklılık bulunduğuna göre yeni bir rapor alınarak bu farklılıkların giderilmesi usul ve yasa gereği iken bu gerekliliğin yerine getirilmemiş olması eksik tahkikat oluşturduğunu, gazlı İçecekler-… Faturaları : İlk rapor oluşturulurken gazlı içeceklerin faturalarının getirtilmemiş olması, dondurmaların hesaplara katılmamış bulunması nedeniyle mahkeme … şirketinden faturalarının temini yoluna gittiğini, ayrıca hiç hesaplara katılmayan dondurmaların da faturaların dosyaya getirtildiğini, bu eksiklikler tamamlanıp dosya ek rapor için aynı bilirkişi heyetine verilince bu defa da hiçbir gerekçe gösterilmeden gazlı içeceklerin ve dondurmaların bedellerinin hesaba katılmadığını, mahkemenin özellikle ilgili mercilerden resen istetip dosyasına eklettiğini, binlerce liralık kamyonlar dolusu gazlı içeceğin hesaplara intikal ettirilmemesi ve bununla ilgili hiç bir açıklama da yapılmamasının da başlı başına bir istinaf sebebi olduğunu, Dondurma Faturaları : Binlerce Jliralık dolaplar dolusu dondurmaların da hesaba katılmamasının esaslı bir yanılgı olduğunu, bilirkişi heyeti dondurmaların dışarıda olduğunu beyan ederek hesaplara katmadığını, oysa dondurma dolaplarının zaten bir kaçı alışveriş merkezinin içinde olduğunu, dışarıda olanlar ise altında özel yapılmış kızaklara sahip olduklarını, iş yeri açıldığında kaydırılarak dışarıya çıkarılmakta akşam kapatılırken de kaydırılarak içeri alındığını, yangın raporundan yangın olayının gece 23:30’da gerçekleştiği net olarak görüldüğünü, 20 – 30 bin liralık dondurmaların ve dondurma dolaplarının dışarıda bırakıldığını kabul etmenin mümkün olmadığını, bir tek lira dondurma faturasının kabul edilmemesinin hatanın en bariz göstergesi olduğunu, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığını, bakiye bir zararın kalmadığını, poliçe teminat limitleri ile müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelerin toplam 115.134,00 TL olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemeye ilişkin detayların Poliçenin 22. maddesinde yer alan ‘Hasarla ilgili özel şart’ başlıklı maddesinde; “Hasar gerçeklestiginde tazminat, ancak giris çıkıs ve envanter kayıtları ile diger bütün evrakın inceleme ve saptanması sonucunda ödenebilecektir. Sigortalı, varlıgını belge ile ispat edemedigi emtia veya demirbaslar için herhangi bir tazminat talebinde bulunmayacaktır. Bu konu taraflar arasında kararlaştırılmıştır.” ifadesinin yer aldığını, bu bağlamda, davacının belge ile ispat edemediği eşyalar hesaplamaya dahil edilmemiş olup huzurdaki davada da dikkate alınmaması gerektiğini, emtia alımında bu derece artış olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davacının haziran ayında 14.564,79 tl içecek siparişi vermiş olmasına rağmen temmuz ayında sipariş tutarının 65.126,88 tl olması akla, mantığa ve ticari hayata uygun olmadığını, davacının 2015 ve 2016 yıllarına ait vergi beyannameleri de dikkate alındığından kazancının işbu alımları sağlayabilecek nitelikte olmadığının tespit edileceğini, dosyada mübrez fotoğraflardan da görüleceği üzere, işyeri içerisinde bulunan gazlı içecek emtialarının büyük çoğunluğu 1 LT ‘lik Cola emtiası olduğunu, bu durum göz önüne alınarak Temmuz 2016 alış faturalarına konu 2,5 LT ‘lik … ve … emtialarının büyük çoğunluğunun satılmış olduğu kanaatinin hasıl olduğunu, bu nedenle bu kısımla ilgili değerlendirme, ekte sunulan emtia alış sirkülasyon tablosu, ekspertiz bulguları ve kübaj hesabı dikkate alınmak sureti ile değerlendirildiğini, ayrıca, davacı tarafından Temmuz ayında 65.126,88 TL değerinde sipariş verildiği kabul edilse dahi, işbu husus önceki siparişlerinin tamamının satılmış olduğuna karine teşkil edeceğini, nitekim, elinde ürün bulunan tacirin yüklü bir siparişte bulunması ticari hayatın olağan durumuna aykırı olduğunu, zira, aksi durumun kabulünde stok fazlası olan tacirin yine de sipariş verdiği sonucunun ortaya çıkacağını, bu doğrultuda temmuz ayına ait siparişler bilirkişi değerlendirmesine esas alınacaksa dahi diğer aylara ilişkin alışların satılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, sigortalının Temmuz 2016 tarihine kadar rutin alışverişi olan firmalar dışındaki muhtelif firmalardan 5.309,88 TL + KDV tutarında emtia aldığının tespit edildiğini, Temmuz 2016 tarihinde ise muhtelif firmalardan alışlar toplamının 41.383,54 TL + KDV olduğunun anlaşıldığını, emtia alışındaki bu artış ile ilgili incelemede, ekte sunulan … firmasına ait 10.07.2016 tarih ve 33604 no.lu 37.725,00 TL + KDV tutarlı çerez alış faturasına rastlandığını, ilgili fatura muhteviyatı incelendiğinde, alış miktarlarının sigortalının işyerinde mevcut çerez dolabı kübajı ile uygunluk göstermediğinin kanaatine varıldığını, ayrıca bilindiği üzere 7.000,00 TL üzerindeki ödemelerin banka aracılığı ile yapılmasının gerektiğini, işbu fatura ile ilgili müvekkil şirkete ödeme belgesinin de ibraz edilemediğini, ilgili çerez faturası işbu nedenlerle hasar hesabında dikkate alınmadığını, bu kısımla ilgili kübaj, önceki alış faturaları ve piyasa rayiçleri dikkate alınmak sureti ile takdiren değerlendirildiğini, poliçede; “Yangın Sigortası Genel Şartlarındaki hükümler saklı olmak kaydıyla, sigortalı yerde yangın tehlikesinin gerçekleşmesi sonucu ticari faaliyetin hasarın meydana geldiği tarihi takip eden günden başlamak üzere 3 günden fazla tamamen durması halinde dikkate alınacaktır. Bu duruma göre iş yerindeki Sigortalıya ödenecek hasar bedelinin %10’u ve fakat hiçbir şekilde poliçe üzerinde belirtilen limiti aşmayacak şekilde ilave bir tutar iş durması tazminatı olarak ödenir.” ifadesinin yer aldığını, sigortalı işyerinde faaliyet yaklaşık 60 gün süre ile durduğunu, ilgili vergi dairesinden celp edilecek belgeler ile davacının beyan ettiği kazancı tespit edilebilecek ve müvekkil şirket tarafından eksiksiz ödeme yapıldığının doğrulanacağını, bu kapsamda, iş durması/alternatif iş yeri değişikliği teminatı gereği toplam 3.000,00 TL olarak ödendiğini, alternatif iş yeri değişikliği teminatına ilişkin olmak üzere önemle vurgulamak gerekir ki, sigortalının iş yeri değişikliği için masraf yapmasının gerektiğini, sıfır olmayan ve kullanılan her ürünün %10 değer kaybedeceği makul bir tespit olmakla Genel Şart hükmüne aykırı şekilde düzenlenmiş bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hem iş durması hem alternatif iş yeri tazminatı ödenmesi gerektiğinin tespit edildiğini, bu durumun davalı tarafça kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda davacıya hem iş durma tazminatı hem de alternatif iş yeri tazminatı ödenmesi gerektiğinin ifade edildiğini, davacı taraf işbu zararına ilişkin belge sunmamış olduğundan bu tazminatın kabul edilmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, market paket poliçesinden kaynaklanan bakiye zararın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi heyeti ek raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olmasına, market dışında bulunan dondurma dolaplarının poliçe özel şartları gereğince teminat kapsamında bulunmamasına göre, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, taraf vekillerinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Taraf vekillerinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2019 tarihli 2018/131 Esas ve 2019/850 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)Davalıdan alınması gereken 4.448,82-TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.045,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 3.403,82-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)Davacıdan alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 125,50-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Taraflarca yatırılan istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir olarak kaydına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 01/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.