Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/2598
KARAR NO : 2023/1426
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2015 (Dava) – 08/07/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/140 Esas – 2020/176 Karar
BİRLEŞTİRİLEN KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2015/330 E.-2015/424 K. SAYILI DOSYASINDA
DAVA TARİHİ : 02/06/2015
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
BAM KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2020 tarihli 2019/140 Esas ve 2020/176 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Asıl dosyada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 80 üye ile 1998 yılında kurulduktan sonra, üyelerine konut yapmak amacıyla … İl, … İlçesi, … Mahallesinde bulunan ve tapunun … ada … parsel ve … ada … parselde kâin arsayı 12.04.2000 tarihli gayrimerikul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile satın aldığını, inşaatlar henüz tamamlanmamışken davalı kooperatifin 25.03.2006 tarihli genel kurulunda, her bir blokun zemin katında bulunan ve üyelere dağıtılmayacak olan toplam 13 daire ve 1 dükkânın beherinin 80,000,00 TL’den aşağı olmayan bir bedel karşılığında pazarlık usulü ile satılmasına ve yönetim kurulunun satış iştemleri için yetkilendirilmesine karar verdiğini, 02.09.2007 yılında noter huzurunda yapılan kura çekiminde de genel kurul kararına uygun şekilde zemin katlardaki 13 daire kura dışı bırakılarak zemin kat haricindeki 80 adet dairenin kura yoluyla 80 üyeye tahsis edildiğini, müvekkillerinden … ile …, davalı kooperatifin 25.03.2006 tarihli genel kurulun 7 nolu kararına konu olan dairelerden almak için yetkili yönetim kurulu ile sözleşmeler imzaladıklarını ve ardından akdedilen sözleşmeye istinaden alınan yönetim kurulu karararı ile sabit fiyatlı ortak olarak davalı kooperatife kayıt edildiklerini, müvekkillerinden … ve …’un ise ortaklık hisselerini, kooperatif yönetim kurulu ile imzaladıkları sözleşmeler ile kendilerine zemin katlardaki dairelerden tahsis edilen ve sabit fiyatlı ortak statüsünü kazanan eski ortaklardan devraldıklarını ve yönetim kurulu kararları ile sabit fiyatlı ortak olarak davalı kooperatife kayıt edildiklerini, 25.03.2006 tarihli genel kurulun 7 no’lu kararı ile üye kayıt edilmeyen kooperatife ait T3 zemin daire ve 1 dükkânın beherinin 80.000,00 YTL den aşağı olmamak üzere, pazarlık usulü ile satılmasına, satış işlemlerini yapmaya ve satış şartlarını belirlemeye, satış bedeli alınmadan karşılığında iş yaptırılmasına veya malzeme alımına yönetim kurulunun yetkili olmasına oy birliği ile karar verildiğini, Yargıtayın istikrar bulmuş kararlarında, Kooperatifler Kanununun 23. maddesinde düzenlenen ilkenin dışına belirli şartlar dâhilinde çıkılabileceğini, diğer bir ifade ile genel kurul kararı ile sabit fiyatlı ortak kayıt etmenin mümkün olduğunu, bu durumda sabit fiyatlı ortaklığa kabul konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesi gerektiğini hükmettiğini, davalı kooperatifin 25.03.2006 tarihli genel kurulunda alınan 7 no’lu kararın, Yargıtay kararlarında aranan bu şartlara uygun bir karar olduğunu, hal böyle iken her bir müvekkilinin hukuki durumunun ellerindeki sözleşmeler ve yönetim kurulu kararları ışığında aşağıda ayrı ayrı değerlendirileceğini, müvekkili … açısından davalı kooperatifin yönetim kurulunun 25.03.2006 tarihli genel kurul kararı ile aldığı yetkiye istinaden müvekkilim … ile 18.05.2006 tarihinde, müvekkilinin sabit fiyatlı ortak olarak kayıt edilmesini öngören ve sabit fiyat dışında hangi masraf ve bedelleri ödemekle sorumlu olacağını düzenleyen bir sözleşme imzaladığını, bu sözleşmeye göre, müvekkili …’in 80.000,00 TL ödeme ile ortak kayıt edilip kendisine … parselde kâin A4 blok 3 no’lu dairenin tahsis edileceğini, sözleşmenin, sabit fiyat olarak 80.000,00 TL tutarındaki ödemenin dışında müvekkilini sadece ve sadece oturma raporu masraflarını, çevre düzenlemesinden payına düşecek giderleri, yol ve kanal katılım bedelleri ile elektrik, su ve tapu masraflarını ödemekle sorumlu tuttuğunu, bunların haricinde müvekkilinin ödemekle yükümlü olduğu bir inşaat finansman maliyeti ve masrafı olmayacağını, davalı kooperatifim yönetim kurulunun, 18.05.2006 tarihli sözleşmenin gereği olarak müvekkili …i, 20.05.2006 tarih ve 53 sıra no’lu kararı ile kooperatife üye olarak kaydettiğini, 25.03.2006 tarihli genel kurulunda alınan 7 no’lu karar ve 18.05.2006 tarihli sözleşme birlikte değerlendirildiğinde tarafların iradesinin hukuki açıdan müvekkilinin sabit fiyatlı ortak olarak kaydı olduğu ve bu hususun da şartı üye kaydı olarak ifade edilmiş olduğunun açık olduğunu, devam eden süreçte sabit fiyat olarak belirlenen 80.000,00 TLnin müvekkili tarafından kooperatife eksiksiz ödediğini, bununla birlikte oturma raporu masrafları, çevre düzenlemesinden payına düşmüş giderleri, yol ve kanal katılım bedelleri ile elektrik, su ve tapu masraflarını da yine eksiksiz olarak davalı kooperatife ödediğini, müvekkili … açısından davalı kooperatif yönetim kurulunun, müvekkili … ile de 25.03.2006 tarihli genel kurul kararına istinaden 27.10.2006 tarihinde, müvekkilinin sabit fiyatlı ortak olarak kaydını öngören ve … parselde kâin Al blok 1 no’lu dairenin müvekkiline tahsis edileceğini düzenleyen bir sözleşme imzaladığını, yine bu sözleşmenin de müvekkilini, belirlenen sabit fiyat dışında, sadece ve sadece oturma raporu masraflarını, çevre düzenlemesinden payına düşecek giderleri, yol ve kanal katılım bedelleri ile etektrik, su ve tapu masraflarını ödemekle sorumlu tuttuğunu, davalı kooperatif yönetim kurulunun 27.10.2006 tarihli sözleşmenin gereği olarak müvekkili …’u, 26.10.2006 tarih ve 60 sıra no’lu karanı ile kooperatife sabit fiyatlı üye olarak kaydettiğini, 25.03.2006 tarihli genel kurulunda alınan 7 no’lu karar ve 27.10.2006 tarihli sözleşme birlikte değerlendirildiğinde burada da tarofların iradesinin hukuki açıdan müvekkilinin sabit fiyatlı ortak olarak kaydı olduğu ve bu hususun da şartının üye kaydı olarak ifade edilmiş olduğunun açık olduğunu, müvekkili …’un da sabit fiyatı ile sözleşmede öngörülen diğer masraf ve bedelleri eksiksiz olarak davalı kooperatife ödediğini, müvekkili … açısından; müvekkiline tahsis edilen konutun … parselde kâin A4 blok 3 no’lu daire olduğunu, müvekkilinin davalı kooperatifteki sabit fiyatlı ortaklık hissesini, 12.09.20013 tarihinde … isimli ortaktan devraldığını, davalı kooperatifin yönetim kurulunun 17.09.2013 tarihinde de ortaklık hisse devri ile ilgili işlemlerin yapılıp müvekkilini ortak olarak kooperatife kayıt edilmesine karar verdiğini, müvekkili …’in … isimli ortaktan devraldığı hissenin de, diğer müvekkillerinde olduğu gibi, sabit fiyatlı ortaklığa ilişkin olduğunu, zira …’in de ortaklık hissesini, davalı kooperatife sabit fiyatlı ortak olarak kaydedilen …’dan devraldığını, davalı kooperatifin yönetim kurulunun 16.04.2008 tarihinde aldığı 27 no’lu karar ile de bahse konu sabit fiyatlı ortaklık hissesinin devri kabul edilerek …’in sabit fiyatlı (şartlı) ortak olarak kaydının yapıldığını, katılım bedelleri ile elektrik, su ve tapu masraflarını ödemekle sorumlu tuttuğunu, bunların haricinde müvekkilinin ödemekle yükümlü olduğu bir inşaat finansman maliyeti ve masrafı olmayacağını, müvekkili … açısından ; müvekkilinin davalı kooperatifteki ortaklık hissesini sabit fiyatlı ortak olarak kaydedilen … isimli ortaktan aldığını, müvekkili … ile … arasında imzalanan sözleşme ve …’ın davalı kooperatife yazdığı dilekçe birlikte değerlendirildiğinde …’ın kendisine tahsis edilmiş konut olan 21619/1 parselde kâin A3 blok 2 no’lu daireye ilişkin sabit fiyatlı ortaklık hissesini müvekkiline devrettiğini, davalı kooperatifin, genel kurul kararı ile 14 kişiyi sabit fiyatlı ortak kaydettikten ve de sabit ödemeleri tamamen tahsil ettikten sonra onların ortaklık statülerini ortadan kaldırıcı nitelikte kararlar almasının iyi niyet esaslarına uymayacağını belirterek, davanın kabulü ile öncelikle …nin 03.05.2015 tarihli genel kurulunda alınan 7 no’lu kararın iptaline, bu mümkün almadığı takdirde davacılar yönünden yok hükmünde olduğunun tespitine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Kooperatifin üyelerine konut edindirmek üzere, tapunun … ilçesi,… pafta,… ve … parseller üzerinde konut inşaası için, Karşıyaka Noterliğinin 12.04.2000 tarih ve 19919 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanıdğını ve 2006 yılına gelindiğinde inşaatların birçoğunun bitirildiğini, ancak; üyeler için üretilen dairelerin yanında fazladan 13 adet daire ve 1 adet dükkan üretildiğini, bu 13 daire ve 1 adet dükkanın nasıl değerlendirileceğinin 25.03.2006 tarihli genel kurulda tartışıldığını ve aynı günlü genel kurul kararının 7. maddesi ile; üye kayıt edilmeyen, kooperatife ait 13 zemin daire ile bir dükkanın beherinin 80.009,00 liradan aşağı olmamak üzere, pazarlık usulü ile satılmasına, satış işlemlerini yapmaya ve satış şartlarını belirlemeye , satış bedeli alınmayarak karşılığında iş yaptırılmasına veya malzeme alımına Yönetim Kurulunun yetkili olmasına oybirliği ile karar verildiğini, bu karar doğrultusunda davacıların, davalı kooperatiften birer daire satın aldığını, bu şekilde; davacı …’ın 28.07.2006 tarihli sözleşme ile, 85.000,00 TL bedel ile … adat parsel, … Blok … numaralı daireyi, davacı …’ın 21.09.2006 tarihli sözleşme ile … ada … parsel, … Blok … numaralı dajreyi, 80.000,00 TL bedel ile, satın aldığını ve kendisinin 26.10.2006 tarihinde karar defterine şartlı üye olarak üye kayıt edilmesine karar verildiğini, davacı …’in, … ada, … parsel, … Blok … numaralı daireyi 103.000,00-TL’ye satın aldığını, sözleşmede zuhulen … numaralı daire yazıldığını, bu satışın 11.11.2010 günü karar defterine işlendiğini, davacı …’in 28.07.2006 tarihli sözleşme ile … ada, … parsel, … Blok, … numaralı daireyi satın aldığını, satış sözleşmeleri incelendiğinde görüleceği gibi; kuraya katılmaksızın, daireleri sözleşme ile satın alan davacıların, şartlı üye olarak kaydedileceğini, nitekim davacı …’ın şartlı üye olarak kaydına ilişkin 25.10.2006 tarihli karar defter suretini dosyaya ibraz ettiklerini, davalı Koaperatifin, bu şekilde daire satın alanlardan sözleşmede belirlenen miktardan başka herhangi bir ödeme talep etmeyeceğini, dairelein anahtar teslimi olarak satın alındığını, çevre düzenleme, oturma raporu masrafları,yol ve kanal katılım bedellerinin dahi alıcı davacılarca ödendiğini, davacıların kura çekimine dahi katılmadıklarını, bu hususun da davacıların eşit üye olmadıklarının delili olduğunu, davacıların sözleşme gereğince ,edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, durum böyle iken, davalı kooperatifin 15.06.2014 tarihli genel kurulda, inşaatların yapımından dolayı ( kaba inşaat,sıva, fayans işçiliği alacağı) mahkeme kararı ile alacaklı bulunan …, …, … gibi alacaklılara olan borçları ödemek bakımından, tüm üyelerden (davacılar da dahil) , 2.000,00er lira toplanmasına karar alındığını, bu kararın, münhasıran davacılar bakımından iptali bakımından dava açtıklarını, bu dava devam ederken, bu defa 03 Mayıs 2015 tarihli Genel Kurulda 7. Maddede, davacıların itirazlarına rağmen, aynı borçların ödenmesi için her üyeden (davacılar da dahil) 10.000,00 TL alınmasına karar verildiğini, kararda, zemin kat maliklerinden bu paranın avans olarak alınacağı ve mahkeme kararına göre hareket edileceğinin karara bağlandığını, davacılardan inşaat giderleri nedeniyle ödeme talep edilemeyeceğini, bu nedenle karara itiraz şerhi koyduklarını ve bu hususun karara yazıldığını, her ne kadar, Kooperatifler Kanuna’nun 23. maddesinde ” ortakların hak ve yükümlülüklerinde eşit oldukları” belirtilmiş ise de Yönetim Kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususun Genel Kurul Gündemine alınarak, Genel Kurulda açıkça tartışmasına sunması gerektiğine veya Genel Kurulun , yapılan bu uygulamayı açıkça veya zimnen benimsemesi gerektiğine; ayrıca sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle kooperatif ortaklığına alınan(şartlı) üyelerin, orlaklığa alındıktan sonra “üyelik aidatı istenmesinin mümkün olmayacağına ; ayrıca Kooperatif Genel Kurulu Kararı ile , sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle, ortaklığa alınan üyelerin, yüklenici Kooperatifin inşaat giderlerinden sorumlu olmadığı”na dair , Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 19.09.2011 gün ve 2011/144 Esas, 2011/407 Karar sayılı, Aynı dairenin 2011/319 Esas, 201 1/395 Karar sayılı kararı ve 04.05.2012 tarih ve 2012/2016 Esas, 2012/3363 Karar sayılı kararlarının mevcut olduğunu belirterek davalı Kooperatifin, tüm üyelerden 10.000,00 er lira tahsiline dair 03.05.2015 günlü kararının 7. Maddesinin, davacıların şartlı üye olmaları, toplu-peşin ödeme ile kuraya katılmaksızın, Genel Kurul kararına uygun olarak, satın almış olmaları nedeniyle, davacılar bakımından iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili asıl ve birleşen dosyada cevap dilekçesinde özetle; 6.3.2006 Tarihinde yapılan Genel Kurul Kararı “Üye kayıt edilmeyen 13 zemin daire ve 1 dükkanın beherinin 80.000 YTL den aşağı olmamak üzere pazarlık usulüyle satılmasın, satış işlemini yapmaya ve satış şartlarını belirlemeye, satış bedeli alınmadan karşılığında iş yaptırılmasına veya malzeme alımına yönetim kurulunun yetkili olmasına oy birliği ile karar” verildi şeklinde olup genel kurul kararında bu bağımsız bölümler için üye kayıt edilen ortaklardan üyelik aidatı alınmayacağı veya diğer üyelerden farklı işleme tabi tutulacağının belirtilmediğini ve bu konunun genel kurulda tartışılmadığını, üye kayıt tarihine kadar olan üyelik aidatı ve benzer ödemeler için bu üyelerden 80.000,00 TYTL den az olmamak üzere peşin para alınması veya iş yaptırılması veya malzeme alınması konusunda karar verildiğini, bu nedenle üye kayıt edilen bu kişilerin üye kayıt edildikten sonra diğer ortaklarla eşit hak ve yükümlülüklere tabi olduğunun açık olduğunu, bu üyelerin üye kayıt edildikten sonra farklı uygulamaya tabi olacağına dair bir genel kurul kararı bulunmadığını, aksine her genel kurula eşit haklarla katılıp eşit hak ve yükümlülükleri bu güne kadar üstlendiklerini, yönetim kurulunun ortaklar arasında farklı uygulamaları içeren karar alması ve uygulamasının Kooperatifler Kanunun 23. maddesi karşısına yok hükmünde olacağını, Yönetim Kurulunun; ortaklar arasında farklılık yaratacak şekilde uygulama yapamayacağını, Genel Kurul kararı ile alınmasına karar verilen 10.000 TLnin 26.3.2006 tarihinden önceki inşaat maliyetleri için istenmediğini, Kooperatifin inşaatları bitmiş olup, 2008 yılında Yapı Kullanım İzini alınmış olup, kooperatifin inşaat gideri bulunmadığını, sadece davacılar açısından ilgili maddenin iptali söz konusu olamayacağı ve anılan maddenin bazı üyeler için iptali, bazı üyeler için geçerli olacağı düşünülemeyeceğini, davacılar iddialarını kendileri hakkında yapılacak takibe itiraz ve bu itirazın kaldırılması davalarının konusu olacağını, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davacılar … (kooperatif ortaklığını devralan), …, … ve … tarafından mahkememizin 2015/328 E. sayılı asıl dosyası ile açılan davanın KABULÜNE, Davacılar …, …, … ve … tarafından mahkememizin birleştirilen 2015/330 E. sayılı dosyası ile açılan davanın KABULÜNE, Davalı kooperatifin 03.05.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 7 nolu kararın adı geçen tüm davacılar yönünden İPTALİNE… ” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme taleple bağlı olmasına rağmen, mahkemenin talepten fazlasına karar verdiğini, asıl dava dosyasındaki dava dilekçesindeki talep ile verilen kararın farklı olduğunu, dava konusu genel kurul kararının sadece davacılar yönünden iptal edilemeyeceğini, mahkemenin genel kurul yerine geçip, kararı değiştirmesinin mümkün olmadığını, alınan Genel Kurul Kararının sadece sabit ödemeli üyeler için iptalinin söz konusu olamayacağından davanın redddi gerektiğini, Kooperatifin 13 (on üç) zemin daire, 1 (bir) dükkan ve 81 normal daireden oluştuğunu, bunlardan zemin dairelerin İstinaf mahkemesinin kabulüne göre “sabit ödemeli” ortaklar olduğunu, davacılar tarafından iptali istenen genel kurul kararının toplam 95 (doksan beş) ortak için alınmış bir karar olduğunu, iptali istenen kararın sadece davacıları ilgilendiren karar olmadığını, Kooperatif genel Kurul Kararının iptalini düzenleyen 1163 Sayılı Kanunun 53. Maddesinde; Kanuna, ana sözleşme hükümlerine veya iyi niyet esasına aykırı genel kurul kararlarının iptalinin istenebileceğinin belirtildiğini, Maddenin son fıkrasının, iptal kararının tüm ortaklar için sonuç doğuracağına amir olduğunu, ayrıca alınan karar içinde davacıların ödeme zorunda olduğu genel yönetim giderlerinin de mevcut olduğunu, sadece davacılar yönünden iptal edilmesi durumunda istinaf mahkemesince davacıların sorumlu olduğu konusunda tereddüt bulunmayan genel yönetim giderlerinden davacıların sorumlu olmadığı sonucunun çıkacağını, bu durum istinaf mahkemesince kabul gördüğünden taraflar açısından mektesep hak oluşturduğunu, dava konusu edilen Genel Kurul kararının davacılar yönünden iptalinin de mümkün olmadığını, zira böyle bir iptal kararının Genel Kurul Kararın değiştirilmesi sonucunu doğuracağını, Mahkemenin; Kooperatif Genel Kurulu yerine geçip, Genel Kurul Kararını değiştirme yetkisi olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, somut olayda; davacıların İstinaf incelemesi neticesine göre sabit ödemeli ortak olduğunu, kooperatif genel kurulunun ise davacıları, diğer ortaklarla birlikte genel yönetim ve inşaat giderlerinden sorumlu tutularak aynı tutarda aidat ödemesi kararı aldığını, bu kabul karşısında, inşaat giderlerine ilişkin genel kurul kararlarının davacılar bakımından yok hükmünde olduğunu, talebin çoğun içinde azı da vardır prensibinden hareket ile; genel kurul kararının iptali için açılan davanın öncelikle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine, aksi kanaatte ise; davacılar yönünden, genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olarak, genel yönetim gideri tutarı olan 423,90 TL yönünden kısmen reddine, 9.576,10 TL yönünden ise yok hükmünde olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali, genel kurul kararında öngörülen aidattan sorumlu olmadığının tespiti istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Asıl ve birleşen dava dilekçesinde, davacıların davalı kooperatifin sabit fiyatlı ortağı oldukları, sabit ödemeli ortak kaydı yapılan ortaklardan sabit ödemeleri tamamen tahsil ettikten sonra, sabit ödemeli ortağın sadece genel idare giderleri ve genel altyapı giderlerinden sorumlu olacağı ancak bunun dışındaki ek yükümlülük getiren ödemelerden sorumlu tutulamayacağı onların ortaklık statülerini ortadan kaldırıcı, kazanılmış haklarını bertaraf edici nitelikte kararlar almasının iyi niyet esaslarına uymayacağını belirterek davalı kooperatifin 03/05/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7 no’lu kararın iptali gerektiği iddia edilmiş; asıl davada davacılar; öncelikle …nin 03/05/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7 no’lu kararın iptaline, bu mümkün almadığı takdirde davacılar yönünden yok hükmünde olduğunun tespitine, karar verilmesini talep etmiş; birleşen davada davacılar aidatlarını düzenli olarak ödediğini belirterek davalı Kooperatifin, tüm üyelerden 10.000,00 er lira tahsiline dair 03/05/2015 günlü kararının 7. Maddesinin, davacıların şartlı üye olmaları, toplu-peşin ödeme ile kuraya katılmaksızın, Genel Kurul kararına uygun olarak, satın almış olmaları nedeniyle, davacılar bakımından iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu iptali istenen 03/05/2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 7 no’lu karar ile, geçmiş borçların ödenmesi için her üyeden (davacılar da dahil) 10.000,00 TL alınması yönünde karar verildiği; davacıların iptal davasına konu genel kurula katıldığı, toplantıda sabit ödemeli ortak oldukları ve inşaat maliyetlerini ödememeleri gerektiğini, inşaat giderleri nedeniyle kendilerinden ödeme talep edilemeyeceği belirtilerek, karara itiraz şerhi koydukları anlaşılmıştır.
Mahkemece verilen, 10/07/2017 tarihli ve 2015/328E.-2017/458K. Sayılı karara karşı taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. H.D.’ nin 18/03/2019 tarihli 2017/1905 E.-2019/450 K. Sayılı ilamı ile “….mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek genel kurul kararının davacılar yönünden kısmen iptaline karar verildiği ve ayrıca talep aşılarak, davada menfi tespit istemi bulunmadığı ve bu konuda harç yatırılmadığı halde, davanın menfi tespit davası olarak yorumlanması gerektiği gerekçesiyle, davacıların 9.481,65 TL borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, genel kurullarda kararlaştırılan ödeme miktarları gösterilerek, vergi borçlarının tahmine dayalı olarak geçmişteki inşaat finansmanlarından kaynaklı olduğunun belirtilmesi ve mahkeme giderlerinin kaynağının sabit ödemeli ortaklarının ödemekle yükümlü olduğu giderler haricindeki davalardan kaynaklı olup olmadığının değerlendirilmesi yapılmadan düzenlenmiş olup, soyut değerlendirmelere dayalı bu rapor hüküm kurmaya yeterli değildir. Bilirkişi raporu ekinde, aidat borçlarının dayanağı olan belge örneklerinin yer almamış ve davalı vekilince de dosyaya sunulmamış olması nedeniyle, bilirkişi raporu denetlenememektedir. Mahkemece, davalı kooperatif vekilinden, davaya konu aidatların, hangi giderlere ilişkin olduğu, her bir gider için istenen miktarın somutlaştırılması ve dayanağı olan belgelerin sunulması sağladıktan sonra, kooperatif uzmanı bilirkişiye, kooperatifin kayıt ve belgeleri, genel kurul kararları incelettirilmek suretiyle genel kurul kararına konu aidatı oluşturan genel giderler veya inşaat finansman giderleri ayrı ayrı belirlendikten sonra, davacıların genel kurul kararındaki aidatlardan sorumlu olup olmadığı ve miktarı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak ve davanın genel kurul kararının iptali davası olduğu, davada menfi tespit istemi bulunmadığı gözetilerek karar verilmesi gerekirken, ortaklardan talep edilen aidat alacağının nitelikleri ayrı ayrı belirlendikten sonra, davacıların ortaklık durumu ve ortaklığının niteliğine göre istenilen alacakların hangilerinden ne miktarda sorumlu olduğu araştırılmadan, deliller toplanmayarak alacağın kaynağı somutlaştırılmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesi ile itiraza konu kararın kaldırılmış olduğu anlaşılmıştır.
Kaldırma kararı sonrasında kaldırma kararı uyarınca alınan bilirkişi raporuna göre, 2015 yılındaki gider kayıtları içerisinde yer alan 40.270,73 TL lik bölümün; 1.000,00 TL’si yönetim kurulu huzur hakkı, 1.169,12 TL noter giderleri, 178,90 TL posta/kargo giderleri, 24.968,25 TL genel (muhtelif) giderler, 4.693,38 TL vergiler ve 8.261,08 TL dava/mahkeme giderleri olup, genel yönetim giderleri niteliğinde olduğu, davalı kooperatifin 95 ortağının bulunduğu dikkate alındığında her bir ortağa isabet eden genel gider miktarı 40.270,73/95=423,90 TL olduğu belirlenmiş olup; bu giderlerin dışında kalan giderlerin genel yönetim giderleri niteliğinde olmadığı; dosya kapsamı, yargılama aşamasında yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporlarından sabit ödemeli ortak sıfatını haiz davacıların genel yönetim gideri dışındaki 9.576,10 TL yönünden sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, dava konusu 03/05/2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında kooperatif ortaklarından 10.000,00 TL tahsil edilmesinin kararlaştırıldığı ve söz konusu karar ile sabit ödemeli ortaklar olan davacıları da kapsayacak şekilde karar alınarak davacılara ek yükümlülük getirildiği, davacıların sadece 423,90 TL aidattan sorumlu olması gerekirken 10.000,00 TL aidat ödemesinin tamamından sabit ödemeli üye olan davacı ortakların da yükümlü kılınmasının davacıların kazanılmış haklarının ihlâli sonucunu doğuracağı, alınan 7 nolu kararın sözleşmeye ve kanuna, iyi niyet kurallarına aykırı olup sabit ödemeli ortaklar olan davacılar yönünden yok hükmünde olduğu anlaşılmaktadır.
Kural olarak genel kurul kararının iptali talepli davalarda iptal kararı verilebilmesi yönünde şartların oluşması halinde sadece genel kurul kararının iptaline karar verilebileceği, genel kurulun yerine geçerek kısmi iptal kararı verilemeyeceği anlaşılmakla, mahkemenin dava konusu genel kurul kararının bütün olarak iptaline karar vermiş olması isabetli olmakla; davalı vekilinin genel kurul kararının tümüyle iptali yerine genel yönetim gideri tutarı olan 423,90 TL yönünden kısmen reddine, 9.576,10 TL yönünden ise yok hükmünde olduğuna karar verilmesi gerektiği şeklinde asıl dava ve birleşen dava yönünden istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2020 tarihli 2019/140 Esas ve 2020/176 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 215,45-TL istinaf karar harcının asıl ve birleşen dosya yönünden ayrı ayrı olmak üzere davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Ayrıca davalıdan istinaf başvurusu sırasında birleşen dosya için eksik alınan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/09/2023