Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2576 E. 2023/786 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2576
KARAR NO : 2023/786

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2020 (Dava) – 17/09/2020 (Karar)
NUMARASI : 2020/197 Karar – 2020/310 Karar
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
BAM KARAR TARİHİ : 10/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/05/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2020 tarih ve 2020/197 Esas – 2020/310 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … yetkilisi olduğu …, …, … ve … şirketlerinin yetkilisi olduğu, müvekkilin ekonomik koşullar ve zorluklar içerisinde kazancı düştüğü ve iflas etme eşiğine geldiği, küçülme kararı aldığı, müvekkil hakkında birçok icra takibi açıldığı ve iflas ettiği, müvekkil …’ın yetkilisi olduğu şirketler hakkında icra takipleri nedeniyle “…” adresinde bulunan taşınmazı icra müdürlüğü vasıtasıyla dosya borcuna karşılık satıldığı, müvekkile alacaklıları tarafından işbu şirketlere ait taşınmazın boşaltılması istendiği, işbu taşınmazın içerisinde şirketlere ait dosyalar, evraklar ve söz konusu muhasebe kayıtları bulunan tüm evraklar, bilgisayar ve diğer tüm eşyalarla birlikte taşımak için … isimli şüpheli ile anlaştıkları, müvekkil malların teslim edileceği adrese ulaşıp ulaşmadığı teyit için şüpheli ile iletişim sağladığı, müvekkil aradığında numaranın kullanılmadığını, böyle bir hattın olmadığını öğrendiği, nakliye işi yapan …’in malları alıp kaçtığını öğrendiği, … Polis Merkezi’ne müracaat edildiği, 2020/38379 soruşturma no’su ile savcılığa müracaatta bulundukları, davacı konumundaki şirketlere ait kuruluşundan itibaren tutmakta zorunlu olduğu ticari defterlerin çalındığını ileri sürerek, işbu defterlere yönelik zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “… davacı şirketin taşınma işleminin ne zaman gerçekleştiği ve iddia edildiği üzere ticari defterlerin zayi olmasının hangi tarihte gerçekleştiğinin net olarak tespit edilemediği, incelenen icra takip dosyalarından anlaşıldığı kadarıyla taşınma olayının ve kaybın çok daha eski yıllara dayandığı, davacı vekilinin iddialarının hayatın olağan akışına ters olduğu, dava açma hak düşürücü süresinin geçirildiği, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi hareket ederek şirkete ait ticari defter ve kayıtları gerekli özeni göstererek muhafaza etme yükümlülüğünü yerine getiremediği, Türk Ticaret Kanunun 82/7. maddesindeki şartların oluşmadığı ve yeterli delil sunulamadığından iddianın ispat edilemediği, mahkemece yeterli kanaatin oluşmadığı, davacının kendi kusuru ile bu defterlerin kaybına sebep olduğu…” gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından verilen kararın hukuka ve vicdana aykırı olduğunu, davacı şirketler adına imzaya ve temsile yetkili …’ın yetkilisi olduğu şirketlerin ticari defter ve belgelerinin zayi olduğu gerekçesiyle işbu defterler için zayi belgesi verilmesini için ilk derece mahkemesinde dava açıldığını, müvekkilinin bu şirketlerin yetkilisi sıfatıyla ticari alanda bir saygınlık kazandığını ve ticari faaliyetlerini her defasında büyüterek basiretli bir iş adamı olduğunu, ancak kısa dönem içerisinde müvekkilinin ülkemizde var olan ekonomik koşullar ve zorluklar içerisinde kazancının düştüğünü ve iflas etme eşiğine geldiğini, bu nedenle müvekkilinin küçülme kararı aldığını, müvekkilinin yaşadığı ekonomik zorluklar ve ticari alandaki saygınlığını kazanmak adına borçlarını ödemek ve tekrar ticari alanda söz sahibi olmak istediğini, müvekkili hakkında birçok icra takibi açıldığını ve ticari alanda bir çok çeki karşılıksız kaldığını ve iflas ettiğini, bunun üzerine müvekkili …’ın yetkilisi olduğu şirketler hakkında icra takipleri nedeniyle ” … ” adresinde bulunan taşınmazı icra müdürlüğü vasıtasıyla dosya borcuna karşılık satıldığını, müvekkilinin alacaklıları tarafından işbu şirketlere ait taşınmazın boşaltılmasının istenildiğini, müvekkilinin 26.03.2020 tarihinde taşınmazı boşaltma kararı aldığını, müvekkilinin, alacaklılarının talebi üzerine satılan taşınmazın boşaltılması için harekete geçtiğini ve işbu taşınmaz içerisinde şirketlere ait dosyalar, evraklar ve söz konusu muhasebe kayıtları bulunan tüm evrakları, bilgisayar ve diğer tüm eşyalarla birlikte 26.03.2020 tarihinde taşınması için … isimli şüpheli ile anlaştığını, söz konusu nakliye işini yapan şüpheli ile telefon hattından iletişime geçtiğini ve işbu … isimli şüphelinin 26.03.2020 tarihinde … ve … Plakalı Nakliye araçlarıyla “…” adresine gelerek yükleme işine başladıklarını, müvekkili şirketlerin yetkilisi … ile Nakliye için anlaşma sağlandığını, şüpheli … isimli şahsın 4.000,00-TL ücret karşılığında şirkete ait eşyaları …’te bulunan inşaatı tamamlanan dairelere götürülmesi konusunda mutabık kaldıklarını ve malların araca yüklenmeye başlandığını, müvekkilinin bu anlaşma gereği şüpheli ile anlaştığı miktarın 3.000,00-TL’sini peşin ödediğini, mallarrı ve ticari defterlersı 26.03.2020 tarihinde araca yüklendiğini, araç sahibi şüpheli … isimli şahsın yola çıktığını, müvekkilinin devamında malların teslim edileceği adrese ulaşıp ulaşmadığını teyit etmek için şüpheli ile iletişim sağladığını, ancak müvekkili aradığında numaranın kullanılmadığını ve böyle bir hattın olmadığını öğrendiğini ve kendisinin kandırıldığını, nakliye işi yapan … isimli şüpheli şahsın şirketlere ait malları alıp kaçtığını öğrendiğini, müvekkilinin bir terslik olduğunu ve kendisinin emin olabilmesi için aracıyla …’e gittiğini ve anılı adreste herhangi bir eşyanın gelmediğini ve kendilerine … ve … Plakalı araçlara yüklenen eşyaların ulaşmadığının belirtildiğini, müvekkilinin defalarca aramasına rağmen ulaşamadığını, bu konu ile ilgili müvekkili … ile birlikte … Polis Merkezi Amirliğine Müracaat ettiklerini ancak şikayetlerinin savcılığa yazılı bir dilekçe ile suç duyurusunda bulunmaları gerektiğini belirtilerek savcılık makamına 2020/38379 Soruşturma numarası ile müracaatta bulunduklarını, müvekkili şirketlere ait tüm ticari defterler ve evrakların çalındığını, ticari defterlerin çalınması ile ilgili tacirin kusurunun olmadığı ve defterlerin çalınması durumunda tacirin yasal süreler içinde ilgili Asliye Ticaret Mahkemesine başvurması durumunda tacire zayi belgesinin verilmesinin zorunluluk arz edeceğini, müvekkilinin, taşınmazın satılmasından sonra mecburi olarak başka bir yer ayarladığını, malları ve ticari defterleri başka bir yere taşımak istediğini, ancak yaşanan hırsızlık olayı sebebiyle hem maddi anlamda hem de ticari defterlerin kaybolması sebebiyle hukuki anlamda hak kaybına uğradığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davacı vekili, …’ın yetkilisi olduğu davacı şirketler hakkında icra takipleri nedeniyle “…” adresinde bulunan taşınmazın icra müdürlüğü vasıtasıyla dosya borcuna karşılık satıldığı, müvekkile alacaklıları tarafından işbu şirketlere ait taşınmazın boşaltılması istendiği, işbu taşınmazın içerisinde şirketlere ait dosyalar, evraklar ve söz konusu muhasebe kayıtları bulunan tüm evraklar, bilgisayar ve diğer tüm eşyalarla birlikte taşımak için … isimli şüpheli ile anlaştıkları, müvekkil malların teslim edileceği adrese ulaşıp ulaşmadığı teyit için şüpheli ile iletişim sağladığı, müvekkil aradığında numaranın kullanılmadığını, böyle bir hattın olmadığını öğrendiği, nakliye işi yapan …’in malları alıp kaçtığını öğrendiği, … Polis Merkezi’ne müracaat edildiği, 2020/38379 soruşturma no’su ile savcılığa müracaatta bulundukları, davacı konumundaki şirketlere ait kuruluşundan itibaren tutmakta zorunlu olduğu ticari defterlerin çalınması sebebiyle işbu defterlere yönelik zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava dilekçesinde bahsedilen “…” adresinde bulunan taşınmazın satıldığı icra takip dosyasının bildirilmesi yönünde kesin süre verilmiş, davacı vekilinin bildirdiği İzmir 23.İcra Müdürlüğü’nün 2017/13455 Esas sayılı dosyası getirtilerek incelenmesinde; Alacaklısı … Bankası A.Ş, borçluları … Tic. Ltd. Şti, … İç ve Dış Tic. A.Ş, … ve … San. Tic. Ltd. Şti, … … Tic. Ltd. Şti. Aleyhine toplam 5.409.214,14-TL alacak üzerinden takip başlatıldığı, dava dilekçesinde bahsedilen taşınmazın satışının 2017 tarihli takibe kadar gittiği, bilirkişi raporu ve diğer mahkeme dosyası içerisindeki evraklarda emlakçı kiralık ilanının 2017-2018 yılları olduğunun görüldüğü, dava konusu taşınmazla ilgili 11/12/2019 tarihinde açık arttırma ilanı, 17/12/2019 tarihinde satış kararı verildiği görüldüğü, buna göre taşınma olayının ve kaybın çok daha eski yıllara dayandığı, davacı vekilinin iddialarının hayatın olağan akışına ters olduğu, dava açma hak düşürücü süresinin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyanın yapılan incelemesinde, icra müdürlüğünün satış kararı aldığı tarihin 17.12.2019 olduğu, 1. satış tarihinin 24.01.2020, 2. satış tarihinin ise 18.02.2020 olarak belirlendiği, davacının iddiasına göre 26.03.2020 tarihinden nakliyeci … ismindeki şahısla taşınmazdaki eşyaların Ödemiş’e nakli için anlaşıldığı, bu kişinin eşyaları alıp ortadan kaybolduğu, bu sebeple 27.03.2020 tarihinde suç duyurusunda bulundukları ve aynı tarihte de eldeki davayı açtıkları anlaşılmıştır. Davacı, taşınmazın satılmasından sonra kendisine taşınmazın boşaltılması için süre verildiğini ve son olarak alacaklıların talebi üzerine taşınmazı boşaltmak için harekete geçtiğini, bu arada taşınmazı daha satılmadan evvel getiri elde etmek için kiraya verdiğini, bir kısmında eşyalarının kaldığını, yani taşınmazı daha önceden terk etmeyip her zaman içinde eşyalarının olduğunu, … isimli nakliyeci ile ilgili şikayette bulunurken telefon numaraları verdiği anlaşılmıştır. Davacının ciddi itirazları karşısında mahkemece söz konusu taşınmazın satış tarihinin tespiti ve suç duyurusunun akıbeti araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi hatalı olmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/197 Esas – 2020/310 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacılar tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/05/2023