Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2555 E. 2023/784 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2555
KARAR NO : 2023/784

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2018 (Dava) – 06/03/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/1278 Esas – 2020/204 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 10/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/05/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/03/2020 tarih ve 2018/1278 Esas – 2020/204 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … şubesi davadışı borçlu … ve müşterek müteselsil borçlu davalı … arasında ticari nitelikli Genel Kredi Sözleşmeleri akdedilerek mukabili krediler kullandırıldığını, kullandırılan kredilerin geri ödemesine aksama olması üzerine müvekkil banka tarafından borçlulara ihtarname keşide edilerek hesap kat edildiğini, borçlular ihtarnameye karşı itirazda bulunulmadığını ve bu suretle kat ihtarındaki asıl alacak miktarı faiz oranı, işlemiş faiz ve BSMV kesinleştiğini, ödeme olmaması üzerine İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2017/13840 esasına kayden 20/10/2017 tarihinde ilamsız icra takibine başlanıldığının ödeme emrinin davalı borçluya 25/10/2017 tarihinde tebliğ edildiğini davalı tarafından 30/10/2017 tarihinde icra takibine borca ve tüm ferilerine faiz oranına ve faize itirnaz edildiğini, çekilen kredinin tüketici kredisi olduğu gerekçesi ile adi kefalet hükümlerinin gereği yerine getirilmeden talepte bulunulmasının doğru olmadığını, itiraz üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek, İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2017/13840 esas sayılı dosyasına vaki davalı borçlu itirazlarının iptali ile icra takibinin devamına davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kefilliğinin yasa hükmü gereği adi kefalet hükmünde olduğunu, çekilen kredi genel kredi sözleşmesine dayalı olduğunu, ticari kredi olmadığını, adi kefalette, öncelikle borçluya gidilmesini, tahsil imkansızlığı halinde kefile yönelik işlem yapılması gerektiğini, bu hususların hiçbirisi gerçekleşmeden müvekkile karşı takip yürütülmesinin imkanı bulunmamadığını,alacaklı tarafından yetkisiz icra dairesinde icra takibi yürütüldüğünü, geçerli bir icra takibi olmadığını, davanın bu yönü ile de reddi gerektiğini, Akdi faiz oranının yasada düzenlenen faiz oranlarından yüksek olmasının mümkün olmadığını savunarak, icra takibinde talep edilen faiz de fahiş olduğunu, bu nedenle davanın reddi ile davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Mahkememizce taraflarca ileri sürülen deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup 13/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı bankaca dava dışı …’na 17/10/2014 düzenleme tarihli 40.000-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalatıldığını, genel kredi sözleşmesini davalı … kendi el yazısı ile 6098 sayılı TBK kefalet hükümleri doğrultusunda kefalet tarihi kefalet limiti ve kefalet türü yazılmak suretiyle 40.000-TL kefalet limitli olarak mütesilsil kefil sıfatıyla imzaladığını, Genel kredi Sizleşmesine istinaden dava dışı asıl borçluya taksitli esnaf kredisi kullandırılmış, kredi ödemelerindeki aksamalar üzerine kredi hesabı kat edilerek borçlulara ihtarname ikeşide edilmiş ve 11/08/2017 tarinde temerrüde düşmüştür. İhtara rağmen ödeme yapılmadığından dava dışı borçlu davalı aleyhine İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2017/13840 esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibne başlanmış davalı kredinin tüketici kredisi kefaletin adi kefalet olduğunu beyan ederek borcun tamanına, faiz ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurulmuştur. Taraflar arasındaki sözleşme ticari nitelikli genel kredi sözleşmesi olup kullandırılan kredi taksitli ticari esnaf kredi davalının kefalet türü ise sözleşmede kendi el yazısı ile belirterek imzaladığı gibi müteselsil kefalet olup 6502 TKHK hükümlerine tabi değildir. Açılan iş bu itirazın iptali davası çerçevesinde yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda, faiz alacağı yönünden taleple bağlı kalınmıştır. 20/10/2017 takip tarihli itibariyle 22.795.38-TL asıl alacak, 1.605.40-TL işlemiş faiz 80.27-TL faizin %5 gider vergi 24.481,05-TL toplam banka alacağından davalı … ‘in tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile mütesilsil kefil sıfatıyla sorumlu bulunduğu belirlenmiş nihai takdirin mahkemeye bırakıldığını, davacı bankanın takip tarihinden itibaren 22.795,38 TL asıl alacağa sözleşme hükümleri ve banka faiz tebliği gereği %35 oranında temerrüt faizi faizin %5 gider vergisini talep ve uygulama yetkisinin bulunduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir. Mahkememizce aldırılan rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı ve davacı vekilinin itirazı üzerine dosya yeniden ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş olup 28/11/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda ; kök raporda yapılan tespitlerde değişikliği gerektirecek bir husus bulunmamış nihai takdir mahkemeye bırakılmıştır. Denetime elverişli ve tüm dosya kapsamı ile uyumlu bilirkişi raporu da dikkate alınarak…” gerekçesiyle 1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; Davalının İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2017/13840 Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibine itirazının kısmen iptali ile, 22.795,38-TL asıl alacak, 1.605,40-TL işlemiş faiz, 80,27-TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 24.481,05-TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %35 oranında yıllık temerrüd faizi ve faizin %5 ‘i oranında gider vergisi uygulanmasına, Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- İİK madde 67 gereğince hüküm altına alınan alacağın %20 ‘si oranında hesaplanan 4.896,20- TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece, yapılan bilirkişi incelemesi ile 20.10.2017 takip tarihi itibari ile 22.795,38-TL asıl alacak, 1.605,40-TL işlemiş faiz ve 80,27-TL faizin %5 gider vergisi toplam 24.481,05-TL banka alacağından davalının sorumlu bulunduğunun belirlendiği, bilirkişi raporunun mahkemece de benimsendiğinin belirtilerek hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kredi hesabının 02.08.2017 tarihinde 22.795,38-TL olarak kat edildiğini, bu tutarın asıl alacağı oluşturduğunu, kat tarihi itibariyle hesap kesimi yapılan kredi için tekrar takip tarihine kadar ödeme planında olan akdi faizin anaparaya ilavesinin mümkün olmadığını, kredi borcuna temerrüt tarihine kadar akdi, temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi işletileceğini, kat tarihi ile takip arasına faiz işletildiğini, bu sebeple tekrar bu döneme ait ödeme planındaki faizin ilavesinin mükerrerlik arz edeceğinin belirtildiğini, TTK md. 8 uyarınca faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesinin mümkün olduğunu, davalı borçlunun imzasını da taşıyan Ödeme Planı Belgesinde anapara ödemesinin yanında ayrıca faiz ödemesi de açıkça kabul ettiğini, 02.08.2017 hesap kat tarihi ile 20.10.2017 takip tarihi arasında, davalı borçlunun da imzasını taşıyan Ödeme Planı ile davalı tarafın; 17.08.2017 tarihinde 340,68-TL, 18.09.2017 tarihinde 337,23-TL ve 17.10.2017 tarihinde 292,48-TL olmak üzere anapara yanında toplamda 970,39-TL faiz borcunun da bulunduğunu, anapara yanında ayrıca faiz ödemesinin de davalı borçlu tarafça açıkça kabul edildiğinden, hesap kat tarihinden takip tarihine kadar ki dönemde davalı tarafça ödenmesi taahhüt edilen faiz borcunun hesaplamada dikkate alınmamasında hukuka uyarlık bulunmadığını, davalının bu faiz borcuna TBK md. 121 gereği takip tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edilebileceğinden ve anapara ile faiz borcu için aynı temerrüt faizi oranı geçerli olduğundan, takip talebinde anapara ve faiz borcu toplamının 23.257,30-TL’nin asıl alacak olarak talep edilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafça anapara yanında ayrıca, kat tarihinden takip tarihine kadarki dönemde ödenmesi kabul edilen faiz borcunun hesaplamada dikkate alınmamasında hukuka uyarlık bulunmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kefil sıfatı ile imzaladığı kredi genel kredi sözleşmesi olduğunu, kredinin son kısmına kefalet türünün ticari olduğunun müvekkile yazdırılarak imzalattırılması, kredinin türünü ve kefaletin adi kefalet olduğu gerçeğini değiştirmediğini, Yerel Mahkemece, müvekkilinin kefil olduğu kredinin her ne kadar esnaf kredisi olduğu belirtilmiş ise de, kredinin ticari sayılabilmesi için gerekli unsurların bulunmadığını, bu hali ile sadece kredinin kefalet türüne ilişkin müvekkiline beyan yazdırılıp imza attırılmasının, kredinin ticari sayılabilmesine yeterli olmadığını, davacı asıl borçluya başvurmadan, asıl borçlundan tahsil imkanı bulunmadığını ispatlamadan doğrudan müvekkili hakkında takip yürüttüğü için davanın reddi gerektiğini, ayrıca, davacının talep ettiği faiz miktarının da fahiş olduğunu, davacının yasal faiz talep edebileceği hususu dikkate alınmadan, talep ettiği faiz miktarının ve oranın kabulünün de doğru olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi asıl ve ek raporunun anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli, itirazları karşılar şekilde ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, kat tarihi ile temerrüt tarihi arasında akdi faiz işletildiğinden ödeme planındaki faizin tekraren eklenemeyeceği, bunun haricinden davacının işlettiği diğer faiz oranlarının sözleşmeye uygun olduğu, kefaletin ticari kredi için olduğu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı anlaşılmakla, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1278 Esas – 2020/204 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
Davacı istinafı yönünden; alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından, peşin yatan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
Davalı istinafı yönünden; alınması gerekli 1.672,30 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan harçlar toplamı 418,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.254,22 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/05/2023