Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2528 E. 2023/691 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2528
KARAR NO : 2023/691

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/08/2018 (Dava) – 16/07/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/937 Esas – 2020/412 Karar

DAVA : Tazminat

BAM KARAR TARİHİ : 26/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/04/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2020 tarihli ve 2018/937 Esas – 2020/412 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sürücü … idaresindeki davalı sigorta şirketine Z.M.M.S. (trafik) poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın o esnada durakta minibüsten indikten sonra yolun solundan sağına geçmek üzere yola giren müvekkili yaya …’a çarparak müvekkili yayanın ağır derecede yaralanmasına sebebiyet verdiği kaza sonucunda, müvekkilinin hastanelerde tedavi gördüğünü, söz konusu kaza nedeniyle Kaş Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/434E-2014/200K numaralı dosyasında ceza yargılaması yürütüldüğünü, müvekkilinin belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararın davalı sigorta şirketinden tazmini talep olunduğunu, müvekkilinin zararlarının tazmini için davalı sigorta şirketine 29.01.2018 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, sigorta şirketince her ne kadar ödeme yapılmışsa da ödenen tazminat miktarının zararı karşılamakta yetersiz olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL. kalıcı iş görmezlik, 100,00-TL. geçici iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00-TL. maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Z.M.S. (trafik) poliçesiyle sigortalı olduğunu, müvekkili şirkete yapılan başvuruya istinaden açılan hasar dosyası kapsamında davacı … için 18.08.2014 tarihinde 4.470,00-TL. 19.08.2014 tarihinde 4.470,00-TL. 21.08.2014 tarihinde 4.470.00-TL. olmak üzere toplam: 13.410,00-TL. ödeme yapıldığını, bu nedenle müvekkil şirket poliçe kapsamındaki tüm sorumluluğunu yerine getirdiğinden davacının maddi tazminat talebinin reddi gerektiğini, davacının maluliyetini kanıtlaması için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden veya Üniversite hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden rapor ibraz etmesini talep ettiğini, ayrıca sürekli ve geçici iş görmezlik tazminatına ilişkin talebin değerlendirilmesi amacıyla aktüer sıfatına sahip bir bilirkişinin görevlendirilmesini talep ettiklerini, davacının olay tarihinden itibaren işleyecek faiz talebinin haksız olduğunu savunarak, müvekkili şirket aleyhine açılmış bulunan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince ”…davacı tarafından mahkememize geçici ve kalıcı maluliyetine ilişkin tazminat davası açılmış ise de; davacının maluliyetine ilişkin rapor aldırılmak üzere davacının Ege Üniversitesi ATK’ na sevk edildiği ancak belirlenen randevu gününde davacının hazır olmadığı, dosyanın işlemsiz olarak geri gönderildiği, Mahkememiz 21/11/2019 tarihli celsesinde davacının Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanlığında hazır edilmesi için Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, davacı vekiline müvekkilini hazır etmesi için 2 haftalık kesin süre verildiği, talimat mahkemesince davacı vekiline ve davacı vasisine tebligat çıkartıldığı, ancak buna rağmen davacının herhangi bir müracaatının bulunmadığı ve herhangi bir mazeret de bildirilmediği, esasen 29/04/2019 randevu tarihinden karar tarihi 16/07/2020 tarihine kadar davacı vekili tarafından müvekkilini rapor aldırılmak üzere hazır etmediği anlaşıldığından, davacının kaza nedeniyle maluliyetinin oluştuğunun davacı tarafça ispatlanamamış olması…” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … vekili konumunda yer almış olsalar da vekil olarak müvekkilinin adli raporunun alınması için hazır etme yükümlülükleri bulunmamakta olup bu hususta sorumlulukları da bulunmadığını, usulüne uygun işlemlerin kişilere bağlanan hukuki sonuçları doğurabilmesi için muhatabına bildirilmesi gerektiğini, usulüne uygun olarak yapılan tebligatın, Anayasa’da güvence altına alınmış olan iddia ve savunma hakkının tam olarak kullanılabilmesinin ve bireylere tanınan hak arama hürriyetinin önemli güvencelerinden biri olduğunu, tebligatta amaçlanan en önemli hususun hakkında işlem tesis edilen kişilerin, işlem hakkında haberdar edilmesi ve kişilere hukuki yollara başvurma imkanlarının sağlanması olduğunu, kişilerin, hakkında tesis edilen işlemden haberdar olmadan, hukuki yollara başvurmalarının beklenmesinin mümkün olmadığını, ancak, tebliğ konusu işlem asil bakımından ağır hukuki sonuçlar doğuracaksa, örneğin her hangi bir hak kaybının yaşanmasına neden olacak ise tebliğin her ne kadar vekile yapılmış olsa da asile de yapılması gerektiğini, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/9043 E. , 2017/11419 K. Sayılı ilamında da bu durumun açıkça belirtildiğini, gerek 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, gerek 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu gerekse diğer ilgili yasal mevzuatlarda davacı vekilinin müvekkilini adli raporunun alınması için hazır etme yükümlülüğü bulunmadığını, nitekim İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 26.02.2019 Tarih, 2019/338 Esas- 2019/284 Karar Sayılı ilamının da bu hususu destekler nitelikte olduğunu, her ne kadar istinaf kanun yoluna başvuru konusu dosyada … vekili konumunda yer almış olsalar da vekil olarak müvekkilinin adli raporunun alınması için hazır etme yükümlülükleri bulunmamakta olup ayrıca Anayasa’da güvence altına alınmış olan iddia ve savunma hakkının tam olarak kullanılabilmesinin ve bireylere tanınan hak arama hürriyeti kapsamında davacı asilin maluliyet durumunun tespiti yapılmadan yerel mahkemece verilen işbu davanın reddi kararına karşı istinaf yoluna müracaat etme zorunluluğunun ortaya çıktığını belirterek İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/937 E.- 2020/412 K. Sayılı ilamına karşı istinaf kanun yoluna başvurunun kabulü ile işbu yerel mahkemece verilen işbu kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı olarak geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Mahkemece 21.11.2019 tarihli duruşmada, davacı küçük … ve velisi olan annesinin Kaş’ta ikamet ettiği anlaşıldığından Antalya Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davacı …’ın Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesi ana bilim dalı başkanlığına sevkinin sağlanarak …’ın geçici işgöremezlik süresi ile sürekli işgöremezlik oranının tespitinin istenmesine, talimat mahkemesine, davacı …’ın velisine ve davacı vekiline asilin Antalya Akdeniz Üniversite Tıp Fak Hast Ana Bil Dal başkanlığınca belirlenen gün ve saaat hazır edilmesi aksi takdirde dosyanın mevcut durumu itibariyle ele alınarak bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususunun ihtarını içeren davetiye gönderilmesine karar verilmiş, talimat mahkemesince söz konusu ihtarları içeren davetiyeler adı geçenlere usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen rapor için herhangi bir başvuruda bulunmadıkları gerekçesiyle talimat evrakı iade edilmiş, mahkemece de yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusunda her ne kadar kendisine davacı asili rapor için hazır etmesi amacıyla yükümlülük yüklenemeyeceğini belirtmiş ise de, bu konuda vekile bir yükümlülük yüklenmemiş, ihtar doğruda davacı asile ve velisine yapıldığından bu konudaki istinafi itirazları yerinde bulunmamıştır. Ancak mahkemece bu durumda dosyada bulunan tüm tıbbi evraklar değerlendirilerek evrak üzerinden olay tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerinde öngörülen kriterlere göre, kalıcı ve geçici işgöremezlik (maluliyet) oranı hususunda rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu durumda davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/937 Esas – 2020/412 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/04/2023