Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2527 E. 2023/673 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/2527
KARAR NO : 2023/673

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2019 (Dava) – 14/07/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/458 Esas – 2020/401 Karar

DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı)

BAM KARAR TARİHİ : 26/04/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 26/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2020 tarihli 2019/458 Esas ve 2020/401 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … plakalı araç ile … plakalı aracın 21/08/2019 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ın, “Karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şeride girmek ve şerit ihlali” suretiyle asli kusurlu olduğunu, davalı … AŞ’nin kazada kusurlu olan … plakalı aracın trafik sigortasını (poliçe limiti 39.000 TL, zira 21/12/2018 tarih 30632 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik ile 01/07/2019 tarihinden sonraki kazalar için araç ve kaza başı 39.000-TL’ye yükseltildiği), … AŞ’nin ise İMMS poliçesini tanzim eden şirketler olduğunu ve müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan ayrı ayrı poliçe limitleri ile sorumlu olduklarını, kaza sonrası müvekkiline ait araçtaki hasar bedelinin tespiti maksadıyla İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/156 D. İş sayılı dosyası ile delil tespiti talep edilmiş olup, makine mühendisi bilirkişinin düzenlemiş olduğu raporda 103.734-TL tutarında hasar olduğunun mütalaa edildiğini, davalıların elektronik posta adreslerine başvuru yapıldığını, ancak bugüne değin olumlu ya da olumsuz bir yanıt alınamadığını, arabuluculuk sürecinde de sonuç alınamayan ve ödenmeyen hasar bedeli alacağının tahsili için işbu davanın ikamesinin zorunlu olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak ikame ettikleri işbu davada, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 39.010-TL maddi tazminatın; 39.000-TL kadarının davalı … A.Ş.’den kalan 10-TL hasar bedeli alacağının da diğer davalı … A.Ş.’den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ayrı ayrı tahsiline, 2019/156 D. İş sayılı dosyasında sarf edilen toplam 1.388,90-TL delil tespit giderinin yargılama gideri olarak davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile istemini 60.000-TL’ye (39.000-TL’si … AŞ’den, 21.000-TL’si … AŞ’den olmak üzere) çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı … AŞ. vekili cevap süresi geçtikten sonra sundukları beyan dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, müvekkili şirkete 24.05.2019 – 24.05.2020 tarihleri arasında genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının, teminat limiti olan 100.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, poliçede yer alan ihtiyari mali mesuliyet teminatının devreye girebilmesi için zorunlu trafik poliçesindeki teminat miktarını aşan bir zararın mevcut olması gerektiğini, davacının ancak gerçek zararı ölçüsünde hak sahibi olacağını, 2019/156 D. İş sayılı dosyası ile yapılan tespiti kabul etmediklerini, tespitin yokluklarında ve tek taraflı olarak hukuka aykırı bir şekilde yapıldığını, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, davacının avans faiz talebinin usul ve yasaya aykırı olup, kabul edilemez nitelikte olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için aksi düşünüldüğünde ise, haksız fiil nedeniyle yasal faiz talep edilmesi gerektiğini beyanla, davanın müvekkili şirket bakımından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası ile 24.05.2019/2020 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde teminat altına alındığını, müvekkilinin sorumluluğu sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına 39.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, ekspertiz raporunda 54.920,97-TL hasar bedeli tespit edildiğini, ekspertiz raporu ile tespit edilen tutara istinaden poliçe limiti olan 39.000-TL sınırlı olmak üzere davayı kabul ettiklerini, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden faiz talebinin reddi gerektiğini, kaldı ki ilişkinin de ticari bir nitelik arz etmediğini ve haksız fiilden kaynaklandığını, uygulanacak faizin yasal faiz olduğunun ortada olduğunu, tüm bu sebeplerle; davacının 39.000-TL hasar bedeli talebi yönünden davasının kabulü ile, haksız tespit giderleri ile faiz talebinin reddini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “… Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 21.08.2019 tarihinde, davalı … AŞ nezdinde ZMMS poliçesi, diğer davalı … Şti. nezdinde ise İMMS poliçelisi bulunan … plakalı aracın, davacının maliki olduğu … plakalı araç ile maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, otomotiv uzmanı ve trafik uzmanı bilirkişilerden alınıp benimsenen bilirkişi raporlarına göre; meydana gelen olayda, davalı şirketlere poliçeli … plakalı araç sürücüsü …’ın %100 kusurlu olduğu, davacı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsü …’in kusurunun olmadığı, davacıya ait aracın pert-total olarak değerlendirilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğu, buna göre; gerçek hasarın 60.000.00-TL olduğu, hasar miktarının 39.000,00 TL’ lik kısmının ZMSS poliçe limiti dahilinde kaldığı, hasar bedelinin kalan kısmı olan 21.000,00 TL ise İMMS teminat limit içerisinde kaldığından ve davalı … A.Ş’nin davayı kabul etmesi de nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmekle; DAVANIN KABULÜ İLE, 39.000,00-TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … AŞ’den alınarak davacıya verilmesine, 21.000,00-TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … AŞ’den alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN, “…Mahkeme kararının esasına ilişkin olarak herhangi bir istinaf sebebi olmamakla beraber, hüküm bölümünde takdir edilen vekalet ücretlerinde hatalı karar verildiğini, şöyle ki; gerekçeli kararda 8 nolu bentte; 2.925,00-TL vekalet ücretinin davalı … AŞ’den alınarak davacıya verilmesine, yine 9 nolu bentte; 2.925,00-TL vekalet ücretinin davalı … AŞ’den alınarak davacıya verilmesine denilmek suretiyle hatalı karar verildiğini, ayrıca kabul edilen müddeabihin 60.000-TL olup, AAÜT 6. maddesine göre işbu 60.000-TL tutarındaki bedele karşılık gelen 8.600-TL tutarındaki vekalet ücretinin; 3.010-TL kadarından … A.Ş.’nin, 5.590-TL kadarından da diğer davalı … A.Ş.’nin sorumlu olması gerektiğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DAVALI … AŞ. VEKİLİ TARAFINDAN, “…Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, müvekkili şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli tazminatı için hesaplanan piyasa rayiç değerinin yanlış hesaplandığını, şöyle ki; gerçek zararın yani sigortacı tarafından ödenecek tazminat miktarının, sigortalı malın menfaat değerinin rizikosunun gerçekleştiği andaki değeri dikkate alınarak tespit edilmesi gerektiğini, kara araçları kasko sigortası genel şartlarının 3.3.1.1. maddesinde sigorta tazminatının hesabında sigortalı menfaatlerin rizikonun gerçekleşmesi anındaki rayiç değerlerinin esas tutulduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda araç piyasa rayiç değeri için kazadan neredeyse 7 ay sonrasının rakamlarının baz alındığını, kaza tarihinin 21.08.2019 olup yılbaşı sonrası her piyasada olduğu gibi araç piyasasında hareketlilik olacağı ve fiyatların artacağının yadsınamaz bir gerçek olduğunu, hesaplanan araç piyasa rayiç değerinin gerçek zararı ve hasarı karşılamaktan uzak, sebepsiz zenginleşmeye yol açacak mahiyette olduğunu, fahiş, abartılı ve gerçeğe aykırı şekilde gösterilen rakamların kesinlikle kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenle mevcut poliçe ve bu poliçedeki hüküm ve şartların dikkate alınarak kaza tarihi itibariyle gerekli araştırma ve mukayeseler yapılarak, poliçe teminat limitleri dahilinde, kazanın meydana geliş şekli, araçların çarpma noktaları, hasarlandığı iddia edilen parçalar tek tek irdelenmek ve birbirleriyle kıyaslanmak suretiyle ve ayrıca onarım rakamlarının tespiti açısından pert total uygulaması yönünden de değerlendirme yapılarak gerçek zarar miktarının belirlenmesi gerektiğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle karşı yan trafik sigortacısı ve İMM sigortacısından maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili ve davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı … AŞ vekilinin istinaf itirazı; hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın kaza tarihindeki rayiç değerinin değil, 7 ay sonrasının rayiç değerinin dikkate alındığına yönelik olup, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda aracın kasko bedeli ve piyasa araştırmaları sonucunda kaza tarihindeki rayiç bedelinin 125.000-TL olarak belirlendiği açıkça belirtilmiş olup, bu hesap bakımından aracın geçmişteki bir adet kazasının dikkate alındığı da ifade edilmiştir. Kaldı ki, davalı … AŞ bu rapora itiraz etmiş ise de, itiraz içeriği incelendiğinde bu yön itibariyle herhangi bir itirazda bulunmamış olup, buna göre, dosya kapsamına, bilirkişi raporundaki açıklamalara ve özellikle HMK 357.madde hükmüne göre, davalı vekilinin istinaf aşamasında ileri sürdüğü bu itirazının reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazı ise yalnızca vekalet ücretine yönelik olup, yapılan değerlendirmede; her ne kadar davacı vekili, ZMM sigortacısı ve İMM sigortacısı olan davalıların sorunluluklarının toplamı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, davalıların farklı sorumluluk nedenleri ve miktarları olduğu, her birinin poliçesindeki koşullar ve limitlere göre hüküm tesis edildiği, ZMM sigorta şirketinin üst limitini aşan miktardan itibaren İMM sigorta şirketinin sorumluluğunun başladığı açık olmakla, toplam rakam üzerinden AAÜT’ne göre vekalet ücreti takdir edilmesi mümkün bulunmadığından bu yöndeki itirazın da reddi gerekmiştir. Mahkemece, hüküm kısmında art arda iki bentte de aynı davalı adının yazılıp, sonrasında sözkonusu maddi hatanın fark edilerek düzeltmiş olması karşısında, her zaman mahallinde giderilebilecek olan maddi yazım hatası olarak görülen bu husus da karar kaldırma nedeni yapılmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin ve davalı … AŞ. vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin ve davalı … AŞ. vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/458 Esas – 2020/401 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-Davacıdan alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 125,50-TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
b-Davalı … AŞ.’den alınması gereken 1.434,51-TL istinaf karar harcından peşin alınan 358,50-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.076,01-TL’nin davalı … AŞ.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı ve davalı … AŞ. tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç, teminat ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/04/2023