Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/2516
KARAR NO : 2023/629
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2019
NUMARASI : 2019/223 Esas – 2019/1527 Karar
DAVA : Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/06/2019
BAM KARAR TARİHİ : 06/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/12/2019 tarihli 2019/223 Esas – 2019/1527 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sürücü … idaresindeki davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı otomobilin 14.09.2018 tarihinde İzmir- Bornova ilçesi Altındağ semti Kemalpaşa caddesi Mimar Sinan Lisesi önünde müvekkili sürücü …’ün idaresindeki … plakalı motosiklete asli ve tam kusurlu çarparak müvekkilinin kullandığı aracın hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, kaza sonucu araç üzerinde yapılan ekspertiz incelemesi neticesi alınan ekspertiz raporuna göre KDV hariç 31.000,00 TL zarar tespit edildiğini, ancak işçilik bedellerinin bu zarar dahil edilmediğini davalı sigorta şirketine müvekkile ait araçta meydana gelen bu zararın ve değer kaybı zararının tazmini amacıyla davalı sigortacıya 2918 sayılı yasanın 97. maddesi gereği yapılan başvuru üzerine açılan 3476289 nolu hasar dosyasına rağmen gerek hasar gerekse değer kaybı ödemesi yapılmadığından iş bu nedenle dava açma zorunluluğu hasıl olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL hasar ve 10,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 60,00-TL maddi tazminatın davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili nezdinde sigortalı araç sürücüsünün, kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunmadığını, müvekkilinin sorumlu tutulacağı tutarın belirlenmesi için öncelikle dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, kusurun ve zararın ispata muhtaç olduğunu, dava açmadan önce müvekkili şirkete başvuran ancak evrakları tamamlamayarak davanın açılmasına ve uzamasına sebep olan davacı, dava kabul edilse dahi yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Davacının, 10,00-TL lik değer kaybına yönelik talebinin reddine, hasar kaybına yönelik talebinin kabulü ile; 17.500,00-TL hasar kaybının, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; numarası yazılı mahkeme dosyasında hakka ve hakkaniyete aykırı olarak verilmiş olan gerekçeli kararın tebliğ taleplere rağmen davalı tarafa tebliğ olmamasına karşı hak kaybı olmaması amacıyla ilgili karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduklarını, öncelikle, İzmir’de yürütülen 2018/69939 numaralı savcılık soruşturmasında şüpheli şahsın dava konusu kaza ile ilgili şaibenin varlığına dair ifade verdiğini; kazanın kurgusal olduğu yönünde açıkça beyanda bulunduğunu, söz konusu şaibeli durumun, yerel mahkemeye belirtmiş olmasına rağmen; yerel mahkemece söz konusu durumun araştırılması ve değerlendirilmesi yapılmadan bu yönde hüküm kurulmuş olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, her ne kadar şikayetçi sıfatıyla sigorta bilgi ve gözetim merkezi olarak görünüyorsa da, soruşturma kapsamının genişletilerek müvekkili sigorta şirketini de dahil edildiğini, bu sebeple, yerel mahkemece hüküm kurulmadan ilgili soruşturma dosyasının akıbetinin öğrenilmesinin gerektiğini, bu hususun göz önünde bulundurulmasını talep ettiklerini, ek olarak, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara itiraz etmelerine rağmen dikkate alınmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, zararı araştırılan aracın rayiç değeri olduğunu, bu konu hakkında bilirkişi raporunda, “internet sitelerinden yapılan araştırmada; aracın piyasa rayiç değerine ulaşılamamıştır” denildiğini, dosya kapsamında da görüleceği üzere, bilirkişi raporunda yabancı sitelerden yapılan araştırma dayanak gösterilerek bir değerlendirmenin yapıldığını, bu şekilde yapılan tespit yönünde kurulan hükmün usule ve hukuka aykırı olduğunu, tüm itirazlar göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirilme yapılmasını talep ettiklerini, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan hasar bedeli ve değer kaybının, kazaya neden olduğu iddia edilen aracın zorunlu trafik sigorta poliçecisinden tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; değer kaybına yönelik talebin reddine, hasar kaybına yönelik talebin kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti incelemesine dayanılarak hazırlanan raporun denetime elverişli, gerekçeli ve usul ve yasaya uygun olmasına, hasarın poliçe teminat kapsamı içinde bulunmasına, HMK.’nın 357/1. maddesi uyarınca, istinaf aşamasında ileri sürdüğü hususlarda savunmada bulunmayan davalının ilk derece mahkemesinde ileri sürmediği savunmalarının dinlenememesine ve yeni delillere dayanamamasına ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/331 Esas, 2019/7579 Karar sayılı ilamı), zararın poliçe kapsamı dışında bulunduğunu davalının somut delillerle ispat edememesine göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/12/2019 tarihli 2019/223 Esas ve 2019/1527 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 1.195,42-TL istinaf nispi karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 298,85 -TL’ nin mahsubu ile bakiye 896,57-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
3-Davalı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 148,60- TL’ nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. mad. gereğince karar kesinleştiğinde resen yatıran tarafa İADESİNE,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 06/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.