Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2487 E. 2023/648 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2487
KARAR NO : 2023/648

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2017 (Dava) – 12/03/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/1304 Esas – 2020/224 Karar
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tespiti/Alacak
BAM KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ: 12/04/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2020 tarihli 2017/1304 Esas ve 2020/224 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 27.05.2011 tarihinde kooperatif tarafından yaptırılacak konutlardan edinmek üzere kooperatife 29.719,50-TL yatırdığını, yönetim kurulu üyelerinin kendisini kooperatife üye kayıt ve kabul edeceklerini beyan ettiklerini, bu tarihten birkaç gün sonra ilgili kooperatifle o tarihlerde aynı binada bulunan davadışı … Şirketi ile -kooperatifin maliki bulunduğu arsada inşaat yapılmak üzere- müvekkiline aynı kişiler tarafından satış vaadi sözleşmesi imzalatıldığını, kooperatifin yöneticisi durumunda olan kişilerin kooperatif adına kendilerine ait bu ticari şirketle iş ilişkisi kurmaları yasaya aykırı ise de o sırada müvekkilinin konuyla ilgili bilgisinin bulunmadığını ve davalı kooperatif yöneticilerinin de bu durumdan yararlandıklarını, bir süre kendisini üyesi olarak düşündüğü kooperatiften hiçbir haber alamayan müvekkilinin, genel kurul toplantılarına da davet edilmeyince, haricen duyumu üzerine gittiği bir kooperatif genel kurul toplantısında divan başkanı olarak görev yapan …’dan, kendisinin bu kooperatife üye olmaması nedeniyle toplantıya kabul edilmeyeceğini öğrendiğini, bunun üzerine yatırdığı paranın iadesini talep eden müvekkiline davalı kooperatif yöneticilerinden …’nin ödeme vaadinde bulunup bu ödeme için çeklerinin hazırlandığını beyan ederken, kendisinin gönderdiği muhasebecinin ise, müvekkilinin kooperatifle ilgisinin bulunmadığı ve yatırdığı parayı geri aldığını beyan ettiğini, ortada müvekkilinin yatırdığı parayı geri aldığına ilişkin imzasını muhtevi bir belge bulunmadığı gibi, kooperatiften çıktığı veya çıkartıldığına ilişkin herhangi bir belge veya tebligat da bulunmadığını, kooperatiften çıkma veya çıkarılma prosedürünün belli olup böyle bir prosedürün uygulanmadığını, kendisine bedelin geri ödendiğine dair hiçbir belge verilmediğini ve gösterilmediğini, buna dair müvekkilinin noterden çekmiş olduğu iki ihtarnamenin ekte olduğunu, kooperatif yöneticileri ile satış vaadi imzalatılan … İnşaat şirketi yöneticilerinin yasanın yasaklamasına rağmen aynı kişiler olduğunu, … Kooperatifi arsasına inşaat yapacak olan firmanın değiştiğini, bu nedenle satış vaadi sözleşmesinin hukuki sonuçlarını da beklemenin faydasının kalmadığını, başlangıçtan bu yana kooperatif yönetimini üstlenenler ile inşaatı yapacak olan … İnşaat yöneticilerinin işbirliği içinde ve müvekkilinin kandırılması yolunda beraber hareket ettiklerini, müvekkilinin mağduriyetinin devam ettiğini, sorumluluğun cezai kısmına dair C. Savcılığına 2017/119796 Sor. no ile suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek, müvekkilinin davalı kooperatif üyeliğinin tespitine, aksi halde ödemiş olduğu 29.719,50-TL’nin en yüksek banka mevduat faizi ile iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili davaya cevap süresi geçtikten sonra sunduğu beyan dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili kooperatif ile daha önce kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalamış olan … Şti’nden, alacağın temliki yolu ile bir bağımsız bölüm satın aldığını, bu sözleşmeye dayalı olarak da 30.000-TL tutarında peşin ödeme yaptığını, davacının bu ödemeyi satıcı yükleniciye ödenmek üzere müvekkili kooperatife gönderdiğini, geri kalan 90.000-TL tutarında ödemeyi ise vadeli olarak ve kredi kullanma şartına bağladığını, dava dilekçesinden ve eki sözleşmeden anlaşılacağı üzere davacının, müvekkili kooperatife ortak olmak gibi bir istek ve irade ortaya koymadığını, böyle bir talep olmadığı için de herhangi bir ortaklık işlemi yapılmadığını, zira; Kooperatifler Kanunu’na göre kooperatif ortaklığının kazanılması için bir kısım zorunlu işlemlerin ve kararların yerine getirilmesi gerektiğini, öncelikle ortak olmak isteyen kişinin kooperatife bir dilekçe ile başvuruda bulunması gerektiğini, kooperatif yönetim kurulunun istemi inceleyip uygun görmesi halinde yönetim kurulu kararı ile talepte bulunanın ortaklığına dair karar alması gerektiğini, ortaklık kararı alınmasından sonra kimlik belgesi, ikametgah belgesi ve peşinat ödeme belgesini kooperatif yönetimine ibraz etmesi gerektiğini, davacının bu işlemlerin hiçbirini yapmadığını ve kooperatif yönetim kurulu tarafından da davacının ortaklığına karar verilmediğini, herhangi bir şekilde kooperatif hesabına bir ödeme yapılmış olmasının ortaklık sıfatını kazandırmaya yetmeyeceğini, yönetim kurulu kararı olmadığı takdirde yatırılmış olan paradan dolayı davacının sadece o günkü yöneticilerden alacak hakkı doğduğunu, müvekkili kooperatifin tüm defter, belge ve kayıtları ile genel kurul kararları ve yönetim kurulu kararları incelendiğinde davacının kooperatif ortaklığının olmadığının görüleceğini, davacının daha önceki kooperatif yöneticileri ile görüşerek ortaklık sıfatını kazanmadığını öğrendiğini ve yatırmış olduğu paranın iadesi için ihtar çektiğini, kooperatifin yeni yöneticileri tarafından defter ve belgeleri inceleme olanağı bulunamadığı için ödeme yapılması konusunda tereddüt gösterildiğini, zira tüm defter ve belgelerin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından incelemeye alınmış olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…İzmir C.Başsavcılığının 2017/119796 Esas sayılı soruşturma dosyasının incelenmesinde, bu soruşturma dosyasında şikayetçi konumunda olun davacının dava dilekçesinde belirttiği olayları anlatarak kooperatif yönetim kurulu üyeleri hakkında dolandırıcılık suçundan suç duyurusunda bulunduğu, ancak bu olay nedeni ile kooperatif yöneticileri hakkında dava açılıp suçlu bulunsa da bulunmasa da bu durum davalı kooperatifin hukuki sorumluluğunu etkilemeyeceğinden ve ödenen paranın iadesi talebi ile ilgili kooperatifin tüzel kişilik sorumluluğunu etkilemeyeceğinden bu soruşturma dosyasının sonuçlanmasının beklenmediği, tüm dosya içeriğine, hüküm vermeye ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, davalının da beyanlarında belirttiği üzere, önce daire satın almak için kooperatifle görüşen davacının, sonra daire satış vaadi sözleşmesi imzalayarak yüklenici … Şti’nden bir bağımsız bölüm almak istediği, ancak arsa maliki olan kooperatifin hesabına 29.919,50.-TL yatırdığı, davacının üyelik prosedürünün tamamlanmadığı ve fakat davacının yaptığı ödemenin kooperatif kayıtlarında yer aldığı, davacının ödediği parayı geri alabilmek için davalıya ihtarname çektiği, dolayısı ile davacının kooperatifte üyelik kaydının bulunmadığı ve ödediği parayı iade alma hakkının bulunduğu anlaşılmakla; DAVACININ DAVALI KOOPERATİFE ÜYE OLDUĞUNUN TESPİTİ TALEBİNİN REDDİNE, davacının davalıya ödediği 29.719,50 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “…Davanın, müvekkilinin kooperatif üyeliğinin tespiti, aksi halde kayıtlara göre bu olanak dışı ise ödediği bedelin iadesi davası olduğunu, yapılan bilirkişi incelemesinde, müvekkili …’nin 27.05.2011 tarih ve 99 nolu yevmiye defterinin 26. sayfasında, yatırdığı bedelin ‘üye ödemesi’ olarak muhasebeleştirildiği, kendisine ‘üye sıfatı’ verildiğinin tespit edildiğini, üyelikten çıkarıldığına dair herhangi bir karar olmadığını, üyelik sıfatının devam ettiği ortadayken mahkemenin hatalı bir yorumla müvekkilinin amacının ödediği parayı geri almak olduğu gerekçesiyle üyeliğin tespiti taleplerini reddettiğini, oysa, kendilerince açılan davanın, ‘öncelikle üyeliğin tespiti, aksi halde ödenen bedelin iadesi’ davası olduğunu, bu hususun çekilen ihtarnamede de açıkça belirtildiğini, müvekkilinin isteğinin, hayatın olağan akışına uygun olarak, öncelikle üye olmak amacıyla para yatırdığı ve bu para üye aidatı olarak kabul edildiği üzere kooperatif üyeliğinin tespitini sağlamak olduğunu, sonrasında eğer bu gerçekleşemezse ödediği parayı talep etmek olduğunu, çünkü kooperatif üyeliğinin geçen zaman içinde değer kazandığını ve bu amaçla yaptığı yatırımın üyelik olarak karşılığını almasının en doğal hakkı olduğunu…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti, aksi takdirde ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre; mahkemece alınan bilirkişi raporunda kooperatif defter ve kayıtlarının incelendiği, davacının yaptığı ödemenin “üye ödemesi” olarak tüm defterlere kaydedildiği gibi, davacıya üye numarası da (041) verilmiş olduğu, izleyen yıl defter kayıtlarında da bunun devam ettiği, davalı kooperatife ait YK karar defterlerinin, hakkında İzmir Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/315 E. sayılı dosyasında yargılama devam eden eski yönetici … tarafından alındığı ve bu şahsın kaçtığının belirtildiği, ceza dosyasına dair eklenen birtakım evraklardan da bu şahıs hakkında yakalama kararı çıkarılmış olduğu görülmektedir. Bu durumda, davalı kooperatifin incelenebilen mevcut kayıtlarında davacının “üye” olarak geçtiği, davacı hakkında üyeliğe kabul kararı olup olmadığına dair YK karar defterlerine ulaşılamamasında davacıya yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı gibi, kaldı ki mevcut defter kayıtları zımnen üyeliğe kabul olarak yorumlanabilecek olup (benzer yönde bknz. Yargıtay (kapatılan) 23. HD 2012/5565 E.- 2012/7728 K, 2013/8573 E.-2014/1851 K.), kooperatif tüzel kişiliğinin tüm defter ve belgelerini mahkemeye sunarak, kendi kayıtlarında tespit edilen durumun aksi yönündeki savunmalarını ispat etmesi gerektiği, yine davacı ödemesinin kooperatif tarafından davadışı yüklenici şirkete aktarılmış olmadığının da -kooperatifin savunmasının aksine- bilirkişi raporunda tespit edildiği anlaşılmakla, kooperatife bahse konu YK karar defterleri de dahil davaya ilişkin tüm bilgi ve belgelerini sunması için kesin süreli ve uyarılı ihtarat çıkarılarak, kooperatif alanında uzman bir bilirkişiye yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, kararın eksik inceleme nedeniyle kaldırılması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜNE; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1304 Esas – 2020/224 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan 54,40-TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç, teminat ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 12/04/2023