Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/247 E. 2021/317 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/247
KARAR NO : 2021/317

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2017
NUMARASI : 2014/534 Esas- 2017/1107 Karar
DAVA : DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI
KARAR TARİHİ : 16/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/04/2021

İzmir 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/534 Esas, 2017/1107 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30.06.2011 tarihinde davalı … şirketince ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın maliki ve sürücüsü olan müvekkilinin eşi …’ın Aydın’dan Muğla’ya seyir halinde iken geçirdiği tek taraflı trafik kazası sonucu ağır yaralandığını 04/07/2011 tarihinde hayatını kaybettiğini, Aydın CBS’nin 2011/8494 sayılı soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporunda müteveffa …’ın asli ve tam kusurlu olduğunun belirlendiğini, 32 yaşında hayatını kaybeden …’ın evli ve iki çocuk babası olduğunu, işçi olarak çalışıp ailesine iyi bir yaşam düzeyi sağladığını, müteveffanın ölümü ile birlikte ev hanımı olan eşi …’ın onun desteğinden ve sağladığı imkanlardan yoksun kaldığını ve belirlenecek zararın ZMMS poliçesi kapsamında davalı … şirketi tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek şimdilik 5.000.00.TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili yargılama sırasında verdiği 12.04.2016 tarihli dilekçe ile talebini 149.351.65.TL’ ya yükseltmiştir.

CEVAP:

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın … Mecburi Mali Mesuliyet Poliçesi ile 18/01/2011-2012 tarihleri arasında sigortalı bulunduğunu ve poliçe limitinin zarar gören başına azami 200.000,00.TL ile sınırlı olduğunu, işletenin kendisinin uğrayacağı bedensel ve maddi zararların poliçe kapsamına girmediğini, dolayısıyla işletenin kaza sebebiyle vefatı halinde de ZMMS teminatı kapsamında sorumluluktan söz edilemeyeceğini, KTK’nun 86/2. maddesi gereğince davacının murisinin kazada asli ve tam kusurlu olması sebebiyle tazminat hakkının bulunmadığını, kimse kendi kusurundan menfaat elde edemeyeceği gibi mirasçıların ve destekten yoksun kalanların da vefat edenin kusurundan faydalanarak menfaat elde etmesinin mümkün olmadığını, KTK 91.maddesi gereğince ZMMS poliçesi ile işletenin KTK 85/1 maddesindeki sorumluluklarının teminat altına alındığını, ZMMS sigortası kapsamında sigortacının sorumluluğunun işletenin atfı kabil kusuru ile sınırlı olduğunu, davacının murisinin müvekkili şirkete sigortalı aracın işleteni ve sürücüsü olduğundan, davacının ZMMS kapsamında üçüncü kişi konumunda kabulünün mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEME KARARI;

Mahkemece, iddia savunma ve dosya kapsamına göre; “… davaya konu trafik kazasının 30/06/2011 tarihinde meydana geldiği ve kazada … plakalı araç sürücüsü davacının eşi ve miras bırakanı …’ın vefat ettiği, Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/8494 sayılı dosyası ile yapılan soruşturma sonucu kazanın …’ın kusurundan kaynaklandığı ancak kazada vefat etmiş olması nedeniyle kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, … plakalı aracın kaza tarihini kapsar trafik poliçesinin davalı … şirketi nezdinde düzenlendiği, 2918 Sayılı KTK’nu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre kaza ve poliçe tarihine göre davalı … şirketinin işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı, davacının davalı … şirketi karşısında üçüncü kişi konumunda olduğu ve HMK 107.madde gereğince belirsiz alacak davası olarak açıldığı, davacı …’ın çocukları dava dışı … ve … yönünden Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/309 Esas sayılı dosyası ile destekten yoksun kalma tazminat talepli dava açıldığı ve ilgili mahkemece 06/04/2016 tarihinde Davacı … için 24.069,41 TL, Davacı … için 26.578,94 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı taraftan tahsiline karar verildiği, ayrıca kazada vefat eden …’ın annesi ve babası yönünden davalı … şirketinin Sigorta Tahkim Komisyonunun 27/09/2016 tarihli itiraz sonucu vermiş olduğu kararı ile toplam 32.028,66 TL’nin vefat edenin anne ve babasına ödenmesine karar verildiği, söz konusu miktarların mahsubu ve sigorta teminat limitine oranlanması ile davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 117.322,99 TL olduğu, davacı vekilinin talebini 11/04/2016 tarihli dilekçesi ile 149.351,65 TL’ye arttırdığı” gerekçesiyle DAVANIN KISMEN KABULÜ ile 117.322,99.TL’nin dava tarihi olan 19/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kendi kusuru ile kendi ölümüne sebebiyet veren sürücü/işleten yakınının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin teminat dışında kaldığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.11.2017 tarih ve 2017/17-1315 Esas, 2017/1239 Karar sayılı ilamı gereğince müvekkili sigorta şirketinin meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağını belirterek usul ve yasaya aykırı yerel Mahkeme kaldırılması ve davanın reddi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kendi kusuru ile tek taraflı trafik kazasına sebebiyet veren müteveffa işleten/sürücünün eşi olan davacının 3 kişi konumunda olup olmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.11.2017 tarih ve 2017/17-1315 Esas, 2017/1239 Karar sayılı ilamının somut olayda uygulanmasının söz konusu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; 30.06.2011 tarihinde, davacının eşi ve murisi olan …’ ın, işleteni ve sürücüsü olduğu … plakalı davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan aracın, Aydın İli’ nden Muğla İli’ ne doğru seyir halinde iken kendi kusuru ile aracın hakimiyetini kaybetmesi sonucunda meydana gelen tek taraflı kazada vefat ettiği anlaşılmıştır.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmış olmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağına, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olması halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve davaya konu uyuşmazlığa konu olan aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinin teminat aldığı tarih olarak 18.01.2011-2012 tarihleri arasında yani poliçe tarihinde geçerli olan 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsa bile, destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketinin sorumlu olacağına ilişkin Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’ nin müstekar içtihatları ile HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün ve 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 Esas 2013/74 Karar sayılı ilamlarına göre ve poliçe tarihinde geçerli olmayan 14.05.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın ve bu yöndeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.11.2017 tarih ve 2017/17-1315 Esas, 2017/1239 Karar sayılı ilamının somut olay yönünden uygulanmasının söz konusu olmamasına göre; davalı … şirketi vekilinin yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının HMK’nun 353/(1).b.1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/534 Esas, 2017/1107 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1 bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 8.014,33.TL harçtan peşin olarak alınan 2.004,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.010,33-TL harcın davalı … şirketinden alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı … şirketi vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından davalı … şirketi aleyhine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirmesine,
6-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay’ a temyiz yolu açık olmak üzere 16/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.