Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2461 E. 2022/763 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2461
KARAR NO : 2022/763

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2018 (Dava) – 17/07/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/186 Esas – 2020/343 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 10/05/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 10/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli 2018/186 Esas ve 2020/343 Karar sayılı dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 05.08.2017 tarihinde müvekkilinin … plakalı motosiklet ile seyir halinde iken, plakası tespit edilemeyen bir otomobilin müvekkiline çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin ağır yaralandığını, rapor alındığında maluliyet oranının açıklığa kavuşacağını, kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında plakası tespit edilemeyen aracın kusurlu olduğunun belirtildiğini, kusur durumunun da alınacak rapor ile netlik kazanacağını, aracın plakası tespit edilemediğinden davalarını …na yönelttiklerini, yazılı başvurularına rağmen sağlık kurulu raporu istendiğini, oysa kazadan 1 yıl geçmeden kesin ve tam raporun alınmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davalının bu cevabının yasada belirtilen “…verilen cevabın talebi karşılamadığına” dair hükme girdiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100,00-TL kalıcı işgöremezlik ve 100,00-TL geçici işgöremezlik tazminatının, olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile kalıcı işgöremezlik tazminatı istemini 270.588,048-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafça gerekli belgelerle başvuru yapılmadığından, bu şart yerine getirilmeden ikame edilen işbu davanın usulden reddi gerektiğini, müracaat şartı yerine getirilmediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden de müvekkilinin sorumlu tutulmamasına karar verilmesini, davacının kazanın beyanlarındaki şekilde gerçekleştiğini hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlaması gerektiğini, soruşturma dosyasının bulunup celp edilmesi ve kazanın beyan edilen şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerektiğini, davacının tek taraflı beyanlarının ve bu beyanlara dayanılarak açılan soruşturma dosyasının dahi tek başına delil olarak kabul edilemeyeceğini, zira meçhul bir araca ait herhangi bir iz ve parça bulunmadığını, müvekkilinin teminat limitiyle ve diğer aracın kusuru oranında sorumlu olabileceğini, meçhul aracın da olayda bir kusuru olmaması nedeniyle, müvekkili kuruma yöneltilebilecek bir talebin söz konusu olmadığını, ayrıca oluşan arazlar ile kazanın illiyet bağının da saptanması gerektiğini, geçici işgöremezlik tazminatının SGK’nın sorumluluğunda olup tazminat hesabına dahil edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının kaza esnasında kask/koruyucu elbise kullanmaması zararın artmasına neden olduğundan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini, ayrıca ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
İlk derece mahkemesince, “…Dosya içinde davacının tüm tedavi evrakları, kaza tespit tutanağı, ATK’ dan meydana gelen kaza nedeniyle sürücüsü belli olmayan otomobil sürücüsünün %100 kusurlu, sürücü davacı …’in kusursuz olduğuna dair ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin raporu, Ege Üniv.’den alınan maluliyet raporları ve aktüerya bilirkişiden alınan bilirkişi raporu, Yargıtay kararları ve davacının kask takmadığı dikkate alınarak, Borçlar Kanunu 44. madde uyarınca müterafik kusur indirimi olarak %20 indirim yapılmak suretiyle, davacının artırım dilekçesi de dikkate alınarak, sürekli işgöremezlik tazminat miktarı olan 338.360,06-TL’ den takdiren %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak 270.688,048 TL’nin kalıcı iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, yine aynı şekilde 100 TL geçici iş görememezlik tazminatının da; bilirkişi raporunda 32.690,42 TL çıkmakla %20 indirim uygulandığı takdirde talep miktarından fazla olacağı için davacının 100 TL’ lik talebiyle bağlı kalınarak 100 TL geçici iş görememezlik tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair karar vermek gerekerek, sonuç olarak; DAVANIN KABULÜNE, davacının sürekli iş göremezlik tazminat miktarı olan 338.360,06 TL’den takdiren %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak 270.688,048 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aynı şekilde 100 TL geçici iş görememezlik tazminatının da, bilirkişi raporunda 32.690,42 TL çıkmakla %20 indirim uygulandığı takdirde talep miktarından fazla olacağı için davacının 100 TL’ lik talebiyle bağlı kalınarak 100 TL geçici iş görememezlik tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, “….2918 S. Yasada yapılan değişiklikle tüm davalarda hak sahibinin öncelikle yazılı başvuruda bulunması gerektiği, dava konusu olayda davacı vekili tarafından müvekkili kuruma yapılan başvuruda, davacının maluliyetinin ve ortaya çıkan zararın tespitine ilişkin olarak belge ve beyan sunulmamış olması nedeniyle, davacının talebi ile ilgili olarak hiçbir değerlendirme yapılamadığı, davacının, müvekkili kuruma geçerli bir başvuru yapmadan işbu davayı ikame ettiği, bu nedenle davanın usulden reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, bu minvalde, davanın ikame edilmesine sebebiyet vermeyen müvekkili kurum aleyhine yargılama gideri, vekalet ücreti ve faize hükmedilmesinin de hatalı olduğu, ayrıca kazanın beyan edilen şekilde gerçekleştiğinin ispatlanması gerektiği, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen, tespit edilemeyen aracın varlığının/türünün ve kazaya kusuru ile sebebiyet verdiğinin ispatı şüpheye yer bırakmayacak şekilde sağlanmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, dosya kapsamında, davacının ifadesi dışında tanık beyanı, kamera görüntüsü vs. hiçbir delil bulunmadığı, davacının davasını gazete haberi ile delillendirmiş olduğu, somut verilerle ispat edilmeden davanın kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dosya kapsamındaki farklı kusur raporlarında, plakası tespit edilemeyen aracın kazanın meydana gelmesindeki kusurunun farklı oranlarda tespit edilmiş olduğu, raporlar arasındaki bu çelişki giderilmeden kurulan hükmün eksik incelemeye dayandığı, ayrıca geçici işgöremezlik taleplerinin teminat kapsamı dışında olup SGK’ nın sorumlu olduğu, bu sebeple bu yöndeki taleplerin de reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu….” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, plakası belirlenemeyen aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davacının dava açmadan önce mevcut belgelerle davalıya müracaatta bulunmuş olduğu, davalı tarafından maluliyete dair sağlık kurulu raporunun da istenmesi üzerine eldeki davanın ikame edilmiş olduğu anlaşılmakla, kesin maluliyet durumunun yargılama sırasında alınan rapor ile saptanmış olması karşısında, davalı vekilinin davadan önce yasal başvuru şartının yerine getirilmediğine dair itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin, kazanın beyan edilen şekilde gerçekleştiğinin ispatlanması gerektiğine dair itirazı ise dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre yerinde görülmüştür. Dava dilekçesinde, kazaya neden olan ve plakası belirlenemeyen araç ile ilgili savcılık soruşturma dosyasının celbedilmesi yönünde delil de gösterildiği halde, mahkemece tensiben soruşturma numarası bildirildiğinde soruşturma dosyasının getirtilmesine dair ara karar tesis edildiği, ancak mahkemece daha sonra bu yönde herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır. Yine dosya içerisinde resmi görevlilerce düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı bulunmakta ise de, bu tutanak içeriğinin; “..çarpıp kaçtığı belirtilen plakası belirlenemeyen bir araç olduğu hususunun tanık beyanlarına dayalı olarak tutanağa yazılmış olduğu, ancak araca dair bir parçanın olay yerinde bulunamadığı, aracın da tespit edilemediği” yönünde olduğu görülmüştür. Bu haliyle, kazaya plakası belirlenemeyen aracın sebebiyet verdiği iddiasının yeterince araştırılmış olduğundan söz edilemez ve eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Mahkemece yapılması gereken iş; kazaya ilişkin savcılık soruşturma dosyası bulunup bulunmadığının tespiti ile, var ise içeriğindeki kazaya dair tanık beyanları vs. hususların değerlendirilmesi, yine kaza tespit tutanağındaki tutanak mümzilerinin de ifadeleri alınarak tutanak içeriği ve kazaya dair tutanakta belirtilen tanıklarla ilgili bilgi alınması, bu suretle tüm deliller toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Savcılık soruşturma dosyası ve ilgili delillerin tespiti halinde, mahkemenin kabulüne göre ise; davalı vekilinin kusur raporlarının çelişkili olduğuna dair itirazı mevcut dosya kapsamına göre yerinde görülmemiştir. Zira, kabule göre, Ankara ATK ve İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairelerinden alınan her iki raporda da davacının kusursuz olduğuna dair görüş bildirilmiş odluğu görülmüştür. Yine kabule göre, geçici işgöremezlik tazminatından davalı …nın sorumlu olmayıp SGK’nın sorumlu olduğu yönündeki istinaf itirazları da yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-a-6.madde uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KISMEN KABULÜ İLE, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/186 Esas-2020/343 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınan 4.569,98-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10/05/2022