Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2458 E. 2023/1287 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2458
KARAR NO : 2023/1287

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2019
NUMARASI : 2014/71 Esas – 2019/1469 Karar
DAVA : Kooperatif Aidat/Genel Gider Borcundan Kaynaklanan İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/02/2014
BAM KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2019 tarihli 2014/71 Esas ve 2019/1469 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlunun 15.07.2000 tarihinde müvekkili kooperatife üye olarak kabul edildiğini, davalının müvekkili Kooperatife, 2010/Kasım ile 2013/Kasım arasında, Kooperatif Genel Kurulları tarafından karar altına alınmış olan aidat bedellerini ödemediğini ve aylık % 5 gecikme faizi hariç toplam 12.175,00-TL aidat borcu biriktiğini, kooperatif genel kurulunca alınan kararlara göre, ödenmeyen aidat borçları için her ay % 5 gecikme faizi alınmasının kararlaştırıldığını, buna göre de davalının icra takibi öncesinde 9.917,68.-TL faiz borcu bulunduğunu, birikmiş ve ödenmemiş bulunan aidat bedelleri ile ilgili olarak borcun ödenmesi için davalı ile şifahi olarak görüşüldüğünü, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı/borçlunun daha önceki aylara ilişkin olan aidat bedellerini de ödemediğinden, aleyhine İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/246 E. ve 2013/16 K. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, bu davanın 02.07.2013 tarihinde kesinleştiğini, davalı tarafından 2010 yılı Ekim ayına kadar tüm aidatların ödendiğini, bu nedenle, alacağın tahsili için İzmir 21. İcra Dairesinin 2013/13874 Esas Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının müvekkili kooperatife hangi dönemde ne kadar borçlu olduğunun icra takip dosyasında yer alan hesap ekstresinde açıkça yazıldığını, ayrıca davalının, katılmış olduğu genel kurul toplantılarından ve kooperatif defterlerinden de borç tutarını bildiğini belirttiğini, davalının İzmir 21. İcra Dairesinin 2013/13874 E. Sayılı dosyasında borca itirazının iptaline ve takibin aynen devamına, davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Adana 14. Noterliğinden keşide ettiği 05.02.2013 tarih ve 4311 yevmiye numaralı istifaname ile davacı Kooperatif ortaklığından ayrıldığını, davacı kooperatifin, İzmir 13. Noterliği’nden keşide ettiği 21.02.2013 tarih ve 3201 yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde, müvekkilinin istifasının kabul edilmediğini bildirdiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 13. Maddesinin, “Yönetim Kurulu, ana sözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın Kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile Kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.” hükmüne amir olduğunu, yasanın açık hükmü karşısında, müvekkilinin davacı Kooperatif nezdinde ortaklığının 2013/Şubat ayında sona erdiğini, hal böyleyken, davacı Kooperatifin, İzmir 21. İcra Dairesinin gönderdiği 2013/13874 dosya numaralı ödeme emrinde, müvekkilinin ortaklıktan ayrıldığı 2013/Şubat ayından, icra takibinin yapıldığı 2013/Kasım sonuna kadar olan dönem için de aidat talep ettiğini, Kooperatif ortağı olmadığı dönem için müvekkilinden aidat talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, Davacı Kooperatif tarafından, 2006/Eylül-2010/Kasım dönemindeki borçlarını ödemediği gerekçesiyle müvekkili aleyhine, İzmir 1. İcra Dairesinin 2010/17694 numaralı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibine yapılan itiraz üzerine, davacı Kooperatif tarafından müvekkili aleyhine ikame edilen davanın, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/246 E. sayılı dosyasında görüldüğünü, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/246 E., 2013/16 K. Sayılı kararında, müvekkilinin davacı Kooperatife 2010/Kasım sonuna kadar olan bir takım borçlarını ödemediğine hükmedildiğini, müvekkilinin, kesinleşen mahkeme kararı uyarınca, 2010/Kasım sonuna kadar olan borçlarının tamamını ödediğini, davacı kooperatifin, müvekkilinin daha önce ödediği 2010/Kasım ayı aidatını işbu dava ile mükerrer olarak talep ettiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin davacı kooperatife olan toplam 2.825,00-TL. tutarındaki borcunu, …/… Şubesi nezdindeki hesabından, davacı Kooperatifin …/… Şubesi nezdindeki … no.lu hesabına 06.08.2013 tarihinde havale ederek ödediğini, davacı Kooperatifin bu ödemeyi de dikkate almadığının görüldüğünü, davacı Kooperatif tarafından düzenlenen ödeme emrinde, aidatların ödenme zamanının her ayın 15’i olarak gösterildiğini ve bu tarihten sonra aylık % 5 oranında faiz hesabı yapıldığını, oysa davacı Kooperatifin genel kurul kararlarında, aidatların ödeme gününe ilişkin bir karar bulunmadığını, diğer yandan davacı kooperatifin müvekkilini temerrüde düşürmediğini, dolayısıyla, faiz başlangıç tarihinin, her ayın 15’i değil ödeme emrinin düzenlendiği tarih olduğunu, avans faiz oranının dahi yıllık % 11,75 olduğu bir dönemde aylık faiz oranının % 5 olarak uygulanmasının adil ve hakkaniyetli olmadığını, davacı kooperatifin müvekkiline, Bayındırlık birim fiyatı üzerinden hesaplanan bedeli peşin olarak ödemesi durumunda, kura’da adına isabet eden konutun tapusunu devredeceğini taahhüt ettiğini, müvekkilinin, davacı Kooperatif yönetim kurulu tarafından hesaplanan bedelin tamamını 2006/ağustos ayı itibariyle ödediğini ve 23.08.2006 tarihinde tapusunu devraldığı, tapu devrinin yapıldığı 2006/Ağustos ayı itibariyle her bir ortağın ödemesi gereken aidat tutarının 23.440.-TL. olduğu, 2006 Ağustos ayı itibariyle müvekkilinin 45.390.-Tl. aidat ödediğini, bu tarih itibariyle fazladan 21.950,00-TL tutarında aidat ödediğinin anlaşıldığını, müvekkilinin peşin olarak fazladan ödediği 21.950,00-TL’yi diğer ortakların 4 yılda taksitler halinde ödediklerini, peşin ödenen bu aidatlara faiz uygulanmak suretiyle hakkaniyet denkleştirilmesi yapılması gerektiğini, aksi durumda davacı Kooperatifin müvekkilinden peşin aldığı paraları 4 yıl boyunca faizsiz olarak kullandıktan sonra müvekkilini borçlandırması ve bir de üstüne çok fahiş faiz talep etmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Yasası’nın 2. maddesi hükmüne açıkça aykırılık oluşturacağını belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Davanın kısmen kabulü ile; davalının İzmir 21. İcra Müdürlüğü’nün 2013/13874 esas sayılı takip dosyasındaki davalının 3.966,48-TL aidat alacağının olduğu anlaşılmakla, bu aidat alacağına aylık %5 oranında faiz işletilmek suretiyle, ayrıca davalı …’in istifa tarihi olan (15/02/2013 tarihinden), icra takip tarihi olan 27/11/2013 tarihine kadar, davalının faydalandığı genel yönetim giderleri karşılığı 1.057,11-TL nin takip tarihiden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle, ayrıca 221,04-TL gecikme faizine yönelik yapmış olduğu itirazın da iptali ile, takibin 3.966,48-TL lik aidat borcuna, takip tarihinden itibaren aylık %5 faiz uygulanarak, 1.057,11-TL lik giderler yönünden ise takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, İİK 67/2 nin şartları oluşmadığından, alacak likit ve hesaplanabilir olmadığından, yargılamayı gerektirdiğinden, davacı lehine icra inkar tazminatı talebine yer olmadığına, davacı kötüniyetli olmadığından, şartları oluşmadığından, reddedilen miktar yönünden, davalı lehine icra inkar tazminatına yer olmadığına, her ne kadar davalı, kesinleşen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/246 Esas, 2013/16 karar sayılı dosyasında, 2.800,00-TL lik fazla ödeme yapıldığını ve mahsup edilmesini talep etmiş ise de, kesinleşen alacak nedeniyle, mahsup şartları oluşmadığından, Borçlar Kanunu md 139 da değerlendirilerek, bu talebin reddine, ayrı bir alacak davası açabileceği, mahsup şartları oluşmadığından, bu talebin reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın davalı aleyhine olan kısımları hukuka aykırı olup istinaf etmek gerektiğini; yerel mahkeme, kesinleşen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/246 esas sayılı dosyasında 2.800,00 TL’lik fazla ödeme yapıldığını yerinde ve doğru olarak tespit ettiğini, ancak alacağın kesinleşmiş olması ve Borçlar Kanununun 139’uncu maddesinde belirtilen şartların oluşmadığı gerekçesiyle müvekkilin fazladan ödemiş olduğu 2.800,00 TL’nin toplam borç tutarından mahsup edilemeyeceğine hükmettiğini, yerel mahkeme, fazladan ödenen 2.800,00 TL için ayrıca bir alacak davası açılabileceğine karar verdiğini, işbu davada aydınlığa kavuşturulması gereken husus, müvekkilin davacı kooperatife borcunun olup olmadığı; varsa borcunun miktarının belirlenmesi gerektiğini, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/246 E. sayılı dosyasında, 2010/Mayıs-Kasım ayları arasındaki 7 aylık dönemde aylık 400,00 TL olarak dikkate alınması gereken aidat tutarı aylık 800,00 TL olarak hesaplandığını, 2010/Mayıs-Kasım ayları arasındaki 7 aylık dönemde aidat tutarının aylık 800,00 TL değil aylık 400,00 TL olduğu işbu davada açığa çıktığını, bu nedenle 2010/Mayıs-Kasım ayları arasındaki 7 aylık dönemde müvekkil adına fazladan 2.800,00 TL borç hesaplandığını ve bu borcun ödendiği hususunun açık olduğunu, nitekim Yerel Mahkeme de, müvekkilin davacı kooperatife fazladan 2.800,00 TL ödediğini yerinde ve doğru olarak kabul ettiğini, ancak fazladan ödenen bu tutarın toplam borçtan mahsup edilemeyeceğine karar verdiğini, işbu davada aydınlatılması gereken hususun, müvekkilin borcunun olup olmadığı; varsa borcun miktarının belirlenmesine ilişkin olduğu dikkate alındığında, müvekkilin fazladan yaptığı 2.800,00 TL tutarındaki ödemenin dikkate alınmasının hukuki bir zorunluluk olduğunu, yerel mahkeme kararının bu yönüyle hatalı olduğunu, davacı kooperatifin genel kurul kararlarında, aidatların ödeme gününe ilişkin bir karar bulunmadığını, müvekkil ödeme emri ile birlikte temerrüde düşürüldüğünü, faiz başlangıcı, ödeme emrinin tebliğ tarihi olduğunu, cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, yerel mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporunda, 6098 sayılı yasanın 120/2 maddesine atıfla, aylık faiz oranının en fazla %1,5 olacağı değerlendirildiğini ve hesaplamaların buna göre yapıldığını, yerel mahkeme, 3.966,48 TL olarak belirlediği aidat alacağına aylık %5 oranında faiz işletilmesine karar verdiğini, kararın bu yönüyle hatalı olduğu gibi kendi içinde de çelişkili olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK 67/2 uyarınca kooperatif aidat borcu ile genel giderlerden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
1-Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2010 yılı Kasım ayı aidat borcunun hesaplamada dikkate alınmamasına, kesinleşen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/246 Esas 2013/16 Karar sayılı dosyasında hüküm altına alınan meblağ içerisinde yer aldığı iddia olunan 2800 TL lik bedelin mahsubunun yapılmamasının yerinde olmasına, aidat ödeme gününün kooperatif ana sözleşmesi ile belirlenmemesi halinde her ayın son gününün aidat ödeme günü olarak değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, temerrüt tarihinin doğru hesaplanmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan bütün istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
2-Davalı vekilinin aidat alacağına işletilen aylık %5 gecikme faizine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde ise; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu karar tarihinde yürürlükte olup, Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlülüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanun’un 7. maddesinde aynen “Türk Borçlar Kanunu’nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesindeki “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının % 50 fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının %100 fazlasını aşamaz. Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdi faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz Türk Borçlar Kanunu’nun 120. maddede düzenlenen temerrüt faizidir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun’un 2/1. maddesi gereğince bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu sözleşmeyle aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faiz oranını belirlerken, yukarıdaki belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır. Davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesine düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının %100 fazlasını aşamayacaktır. (Yargıtay (kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 2016/8399 Esas – 2020/1980 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Bu durumda, mahkemece karar tarihinde yürürlükte olan anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, aidat alacağı bakımından aylık faiz oranının %1,5 olması gerekirken yazılı şekilde aylık %5 oranında faiz hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Ne varki; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamaya gerektirmediğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının kabulü ile kararın faiz yönünden kaldırılmasına dair dairemizce aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2019 tarihli 2014/71 Esas ve 2019/1469 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERİNE;
“1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının İzmir 21. İcra Dairesinin 2013/13874 esas sayılı takip dosyasına itirazının kısmen iptali ile, anılan takibin 3.966,48 TL aidat alacağı, 1.057,11 TL genel yönetim gideri, 221,04 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 5.244,63 TL üzerinden devamına, 3.966,48-TL lik aidat borcuna, takip tarihinden itibaren aylık %1,5 faiz, 1.057,11-TL’ lik genel giderler yönünden ise takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İİK 67/2′ nin şartları oluşmadığından, alacak likit ve hesaplanabilir olmadığından, yargılamayı gerektirdiğinden, davacı lehine icra inkar tazminatı talebine yer olmadığına,
3-Davacı kötüniyetli olmadığından, şartları oluşmadığından reddedilen miktar yönünden, davalı lehine icra inkar tazminatına yer olmadığına,
4-Peşin alınan 377,30-TL harçtan alınması gereken 358,26-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 19,04-TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan 25,20-TL başvurma harcı, 377,30-TL peşin harç olmak üzere toplam 402,50- TL’ nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan 1.379,00-TL bilirkişi-posta-müzekkere masrafının, kabul red oranına göre (%24 Kabul, %76 Red) 330,96-TL’ sinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye 1.048,04-TL yargılama giderinin davacının kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılan 800,00-TL bilirkişi-posta-müzekkere masrafının, kabul red oranına göre (%24 Kabul, %76 red) 608,00-TL’ sinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiye 192,00-TL yargılama giderinin davalının kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden ilk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1′ e göre takdir ve hesaplanmış olan; 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/3.maddesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 2.725,00 -TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
10-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa resen iadesine”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
B)Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle REDDİNE,
C) İSTİNAF AŞAMASINDA;
1-İstinaf başvurusu sırasında davalıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
2-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan istinaf başvuru harcı 148,60-TL’nin hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davalı yanca istinaf kanun yolu aşamasında yapılan 148,60-TL istinaf harcı giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 14/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.