Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2450 E. 2023/555 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2450
KARAR NO : 2023/555

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/08/2018 (Dava) – 30/06/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/964 Esas – 2020/324 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 30/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2020 tarihli 2018/964 Esas ve 2020/324 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ankara İlinde büfecilik ve milli piyango bileti satış işi ile uğraştığını, müvekkilinin 2017 yılı yılbaşı için Milli Piyango İdaresinden aldığı toplam 56.000.-TL bedelli piyango biletlerinin satışı için İzmir ilinde yaşayan …’a gönderdiğini, bu kişinin de biletleri satışı için yine İzmir ilinde büfecilik yapan davalı …’e teslim ettiğini, 2017 yılı yılbaşı öncesi bilet satış işlemleri bittikten sonra müvekkilinin bilet paralarını istemek için davalıyı aradığını, davalının ise …’ın kendisine borcu olduğunu ve borç ödeninceye kadar paraya el koyduğunu beyan ettiğini ve müvekkilinin kendisine 40.000.-TL.’lik senet vermesi halinde parayı göndereceğini söylediğini, müvekkilinin de …’ın davalıya olan borcunu ödeyeceğini ve senetleri alacağına güvenerek davalıya 30.01.2018 vadeli 20.000.-TL ve 31.07.2018 vadeli 21.500,00 TL toplam 41.500,00-TL bedelli iki senet verdiğini, ancak davalının kendisine 37.000.-TL ödenmesi halinde senetlerinin iade edileceğini beyan etmesi üzerine senet bedellerinin 37.000.-TL.’sini 24.07.2017 tarihinde davalının oğlu …’in hesabına ödediğini, müvekkilinin ısrarla senetlerin iadesini istemişse de davalının kendisine ancak 41.500.-TL daha verilmesi halinde senetleri vereceğini söylediğini, müvekkili tarafından senet bedelleri ödenmiş olmasına karşın 30.01.2018 vadeli bonoya 29.07.2017 tanzim tarihi atılmak suretiyle İzmir 6.İcra Müdürlüğü’nün 2018/5131 sayılı dosyasına konu edildiğini,30.01.2018 tarihli bonoya 29.07.2017 keşide tarihi atıldığını, davalının kötüniyetli olarak, müvekkilinden yeniden senet bedellerini tahsil etmeye çalıştığını beyan ile müvekkilinin İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5131 sayılı dosyasına konu edilen 30.01.2018 vadeli 20.000.-TL ve 31.07.2018 vadeli 21.500.TL’lik toplam 41.500.-TL.’lik bonolardan ödeme miktarı olan 37.000,00-TL.’si kadar borçlu olmadığının tespitine, davalının ödenmiş bononun tekrar tahsil edilmesi istemiyle kötüniyetli takip başlatması sebebiyle %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekiline dava dilekçesinin müphem olması sebebi ile hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü çerçevesinde dava değerinin 37.000,00 TL olması karşısında 30/06/2020 tarihli duruşmada hangi senet için hangi miktarda talepte bulunulduğu davacı vekilinden sorulduğunda; davacı vekili 31.01.2018 tarihli bono yönünden tümünü kapsayacak şekilde, 31.07.2018 tarihli senet yönünden ise 17.000,00 TL üzerinden borçlu olmadığına karar verilmesini talep ettiğini açıklamıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kötü niyetli olarak davaya konu olan senetlere karşılık yapılmayan ödemeyi bu senetlere karşılık yapılmış gibi göstererek borçtan kurtulmaya ve müvekkilinin alacaklarını geciktirmek için mahkemeyi yanıltmaya yönelik beyanlarda bulunduğunu, yapılan ödemenin davaya konu kambiyo senetleri dışında başkaca senede karşılık yapıldığını ve bu senedin de davacıya iade edildiğini, ödeme belgesi olarak dayanılan makbuzların ise banka dekontları olduğunu ve takip dayanağı bono karşılığında ödendiğine dair makbuzlarda bir yollama bulunmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ve ispatlanması mümkün olmayan davanın reddine, davacı kötü niyetli olduğundan alacağın %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleriyle yasal vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ankara İli Tandoğan ilçesinde büfecilik ve milli piyango bileti satış işi ile uğraştığını, 2017 yılı yılbaşı için Milli Piyango İdaresi’den aldığı toplam 56.000.-TL.bedelli piyango biletlerinin satışı için dava dosyasında tanık olarak bildirdikleri İzmir ilinde yaşayan …’a gönderdiğini, …’ın da biletlerin satışı için yine İzmir ilinde büfecilik yapan davalı …’e teslim ettiğini, 2017 yılı yılbaşı öncesi bilet satış işlemleri bittikten sonra müvekkilinin önce tanık olan arkadaşı …’tan piyango bileti bedellerini istediğini, bu kişinin bilet paralarının davalıda olduğunu söylemesi üzerine davalıyı aradığını ve parasını davalıdan istediğini, bunun üzerine davalının müvekkiline, …’ın kendisine borcu olduğunu ve borç ödeninceye kadar paraya el koyduğunu beyan ederek önce müvekkilinin parasını göndermeyeceğini, daha sonra davalının müvekkilininin kendisine 40.000.-TL.’lik senet vermesi halinde parayı göndereceğini söylediğini, müvekkilinin de, …’ın davalıya olan borcunu ödeyeceğini ve senetleri alacağına güvenerek davalıya, 30.01.2018 vadeli 20.000.-TL. ve 31.07.2018 vadeli 21.500.TL. toplam 41.500.-TL. bedelli iki senedi verdiğini, müvekkilinin bu bonoları Piyango İdaresine ödemesi gereken zorunlu bedelleri ödemek ve parasını alabilmek için vermek zorunda kaldığını, müvekkilinin dava dışı kişinin borcunu yüklenmediğini ya da herhangi borca girmediğini, daha sonra davalının kendisine 37.000.-TL.ödenmesi halinde senetlerinin iade edileceğini beyan etmesi üzerine müvekkilinin senet bedellerinin 37.000.-TL.’sini 24.07.2017 tarihinde davalının oğlu …’in İzmir Konak Şubesi’nde bulunan … nolu hesabına “… Senedine Karşılık Yatırılan” şerhini düşmek suretiyle ödediğini, müvekkilinin senet bedellerini ödemiş olmasına karşın senet asıllarının müvekkiline verilmediğini, müvekkili ısrarla senetlerin iadesini istemişse de davalının kendisine ancak 41.500.-TL.daha verilmesi halinde senetlerini vereceğini söylediğini, ayrıca davalı tarafından ispat külfetinin ters çevrildiğini, zira; davalı tarafından sunulmuş olan dilekçede taraflar arasında başkaca bir hukuki ilişkinin olduğunun belirtildiğini ancak bu hukuki ilişkiyi kanıtlar nitelikte dosyaya ne belge ne de başkaca ispat aracı sunulamadığını, hal böyle olmasına ve taraflar arasındaki tek hukuki ilişkiyi ispatlar şekilde yapılan ödemeye dair banka dekontları müvekkili tarafından dosyaya ibraz edilmişken aksini iddia eden ve bu iddiayı ispatlamak zorunda olan davalının herhangi bir delil sunmamasına rağmen mahkemece davalının iddiasının aksinin ispat külfetinin müvekkiline yüklenerek davanın reddedilmiş olunmasının kabulü mümkün olmadığını, müvekkili tarafından senet bedelleri ödenmiş olmasına karşın 30.01.2018 vadeli bonoya 29.07.2017 tanzim tarihi atılmak suretiyle 20.000.-TL.’lik bononun İzmir 6.İcra Müdürlüğü’nün E:2018/5131 sayılı dosyasına konu edildiğini ancak, yukarıda da izah edildiği ve dava dosyasına sunulan ödeme dekontundan da anlaşılacağı üzere bonolardan dolayı müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalının kötüniyetli olarak, ödenmiş olan bono nedeniyle takip yaparak müvekkilinden haksız olarak yeniden senet bedellerini tahsil etmeye çalıştığını, müvekkilinin davalıya vermiş olduğu 30.01.2018 vadeli 20.000.-TL. ve 31.07.2018 vadeli 21.500.TL. toplam 41.500.-TL. bedelli iki senedi için davalıya 24.07.2017 tarihinde 37.000.-TL.ödenmiş olması, bu ödemenin banka ödeme dekontuyla ispat edilmiş olması, taraflar arasında başkaca bir hukuki durumunda bulunmaması karşında, müvekkilinin İzmir 6.İcra Müdürlüğü’nün E:2018/5131 sayılı dosyasına konu edilen 30.01.2018 vadeli 20.000.-TL.ve 31.07.2018 vadeli 21.500.TL. bonolardan borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken davanın reddine şeklindeki kararın ortadan kaldırılmasına, davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; iki ayrı takibe konu bonolar yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemli İ.İ.K.’nun 72. maddesine göre açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Somut olayda, davacının senetteki imzaya ve senet bedeline itirazının bulunmadığı, senetlerin tanzim tarihinin 29/07/2017 olduğu, davacı vekili tarafından dosyaya sunulu dekontun incelenmesinde, davacı tarafından 24/07/2017 tarihinde ” … senedine karşılık yapılan ödeme” açıklaması ile …’in hesabına 37.000,00 TL para gönderdiği anlaşılmıştır. Davalının cevap dilekçesinde, davacı tarafından dava dışı …’e yapılan ödemeyi kabul ederek, ödeme yapılan senedin dava konusu ile ilgisinin olmadığını, yapılan ödemenin davaya konu kambiyo senetleri dışında başkaca senede karşılık yapıldığını ve bu senedin de davacıya iade edildiğini, beyan etmesi karşısında ispat yükünün yer değiştirdiği, bu hususun mahkemece değerlendirilmediği ve ispat yükünün davacı tarafa yüklendiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından yapılan ödemenin dava konusu borç dışında başka bir borç ilişkisi için yapıldığının iddia edilmiş olması nedeniyle, davalının dava konusu borç dışında başka bir borç ilişkisinin varlığının kanıtlaması gerekirken, mahkemece yapılan ödemenin dava konusu senede ilişkin olduğunun davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur. Bu durumda mahkemece belirtilen hususlar nazara alınarak davalının başka bir senede ilişkin ödeme yapılmış olduğu yönündeki savunmasını ispat için göstereceği tüm delilleri toplanarak, taraflar arasında davaya konu senedin dışında ödemeye esas başka bir hukuki ilişkinin bulunup bulunmadığı konusunda araştırma yapılarak, belirtilen hususun açıklığa kavuşturulmasından sonra sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, ispat yükü ters çevrilerek eksik inceleme ile davacı tarafından yapılan ödemenin takibe konu senede ilişkin yapıldığının ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmakla, davacı vekilinin istinaf itirazının esastan kabulü ile kararın kaldırılması gerekmiştir. (Bu yönde bknz.Yargıtay 13. HD 2016/18132-2019/4966K.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2020 tarihli 2018/964 Esas ve 2020/324 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 30/03/2023