Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2442 E. 2023/630 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2442
KARAR NO : 2023/630

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2018 (Dava) – 03/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/169 Esas – 2020/98 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2020 tarihli ve 2018/169 Esas – 2020/98 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/08/2018 tarihinde …’e ait ve …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkili …’e ait … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda … plakalı aracın tam ve asli kusurlu olup davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortalısı olduğunu, davalı sigorta şirketinin müvekkilinin aracında kaza nedeniyle meydana gelen maddi zarardan sigorta teminatının yabancı para karşılığı ölçütünde, davalı …’ün araç işleteninin kusursuz sorumluluğu sebebiyle ve davalı …’ün araç sürücüsünün kusur sorumluluğu ilkelerine göre zararın tamamından sorumlu olduğunu, iş bu davaya bakmaya İzmir Asliye Ticaret mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunu, dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, müvekkiline ait ve Alman trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası tamir masrafının Almanya’da bulunan …Mühendislik Bürosu tarafından düzenlenen 29/09/2018 tarihli ekspertiz raporu ile tamir maliyetinin 9.924,40 Euro, kaza sebebiyle araçta oluşan değer kaybının 1.200,00 Euro olarak tespit edildiğini, müvekkilinin aracı yabancı plaka olup yurtdışında tamir edileceğinden zararın plakasının kayıtlı olduğu Alman rayiç değerlerine göre belirlenmesi gerekip fiili ödeme günündeki kur üzerinden tahsil edilmesi gerektiğini, davaya konu trafik kazası 15/08/2018 tarihinde meydana gelmiş olup davalı sigorta şirketinin 29/11/2018 tarihinde kendisine yapılan başvuruya rağmen tazminatı ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek 12/12/2018 tarihinde temerrüde düştüğünü, ayrıca müvekkili tarafından araçta meydana gelen zararın tespiti amacıyla zorunlu olarak alınması gereken bilirkişi raporunun tanzimi için 1.113,40 Euro ödeme yapıldığını ve iş bu meblağın fiili ödeme gününde Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden yargılama giderlerine dahil edilerek hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin aracında kaza nedeniyle oluşan 9.924,40 Euro hasar ve 1.200,00 Euro değer kaybı olmak üzere toplam 11.124,40 Euro maddi tazminatın davalı şahıslardan kaza tarihi olan 15/08/2018’den itibaren, davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 12/11/2018 tarihinden itibaren (ZMMS poliçe teminat limitinin temerrüd tarihindeki yabancı para cinsinden karşılığı ile sınırlı olarak) yabancı para bakımından 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesien göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin bilirkişi ücreti olarak ödediği 1.113,40 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dahil edilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kanuni vekalet ücretinin KDV hariç hükmedilerek yargılama giderleri ile birlikte davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin genel müdürlük adresinin Maslak Sarıyer İstanbul olduğundan yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu bu nedenle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin beyanlarında ise davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını ancak belirsiz alacak davasının istisnai bir dava türü olup her eda davasının belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığını, belirsiz alacak davası açılabilmesi için alacağın miktarının, davanın açıldığı tarihte tam ve kesin olarak tespit edilebilmesinin objektifleştirilmiş dikkat ve özen çerçevesinde davacı alacaklıdan gerçekten beklenilmemesi gerektiğini ancak huzurdaki uyuşmazlıkta başvuru sahibince, teknik bilgiye sahip eksperden tazminat alacağını öğrenme imkânı uygulamada ve mevzuatta kendisine tanındığından maddi zararı ve değer kaybı miktarını bilebilecek durumda kabul edilmesi gerekip işbu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini,davanın hukuksal yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu trafik kazasında öncelikle ksuru oranlarının tespiti gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, davacı yanın talebinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.6. Teminat Dışında Kalan Haller maddesinin “o” bendi yollamasıyla EK 1. Değer Kaybı Hesaplaması 2.(Teminat Dışı Kalan Haller) maddesindeki düzenleme kapsamında olması durumunda reddine karar verilmesi gerektiğini, dosyanın bağımsız ve tarafsız bir bilirkişiye gönderilip nesnel ve bilimsel veriler çerçevesinde bir maddi tazminat raporu alınmasını talep ettiklerini, davacı tarafından talep edilen delil tespit gideri,bilirkişi ücreti ve keşif harcının müvekkili şirketin sorumluluğunda olmadığını ve müvekkili şirketten talep edilmesinin tamamen kötü niyetli olduğunu, ayrıca davacının lehine hükmolunacak tazminat bedeline kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesini talebinin de mesnetsiz olduğunu, zira faiz talebinin ön koşulunun başvuranın muaccel hale gelen bir alacağa sahip olması ve bu alacak nedeniyle müvekkili şirketi BK. Md. 101 ve devamı uyarınca temerrüde düşürmesi olduğundan kabul anlamına gelmemek üzere , müvekkili şirket aleyhine bir tazminata hükmedilecekse dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…kazanın meydana gelmesinde kazaya karışan araçların kusur durumları ve kaza nedeniyle davacının aracında hasar ve değer kaybı meydana gelip gelmediği, varsa miktarı ile hasar ve değer kaybından davalı şirket ile davalı şahısların sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davacının hangi tarihten itibaren ne tür faiz talebinde bulunabileceğinin tespiti noktalarında toplandığı anlaşılmıştır. Davacının davalı şirkete yaptığı başvurunun 29/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından, davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihi bu tarihten sonraki sekiz iş günü hesaplanarak faiz başlangıç tarihi olarak 12/12/2019 tarihi esas alınmıştır. Diğer davalılar yönünden ise haksız fiil tarihi olan kaza tarihi faiz başlangıç tarihi olarak kabul edilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılamada toplanan deliller ve hükme esas alınacak nitelikte kabul edilen ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporu dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek; 15/08/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında davalı sigorta şirketinin, kazanın meydana gelmesinde sürücüsü asli kusurlu olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu ve kazanın sigorta poliçesi teminat süresi içerisinde meydana geldiği , bu nedenle davalı sigorta şirketinin sigortalı aracın sürücüsünün kusuruyla neden olduğu hasar ve değer kaybı bedelinden sigortalının sigortacısı olarak; davalı …’ün araç işleteninin kusursuz sorumluluğu sebebiyle ve davalı …’ün araç sürücüsü olarak kusur sorumluluğu ilkelerine göre sorumlu olduğu, davacının ekspertiz ücretini yargılama gideri olarak talep edebileceği…” gerekçesiyle 1-Davacının davasının KABULÜ ile, 9.924,40 EUR hasar bedeli ile 1.200,00 EUR değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 11.124,40 EUR maddi tazminatın (davalı … Sigorta A.Ş.’den temerrüde düştüğü 12/12/2018 tarihinden itibaren, davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 15/08/2018 tarihinden itibaren) işleyecek yabancı para bakımından 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının (davalı … Sigorta A.Ş.’den sigorta poliçesi teminat limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı sigortanın sorumluluğu bakımından hükmün icrasında şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hüküm kurulması gerektiğini, dava dilekçesinde, davalı sigortanın temerrüd tarihinden itibaren ZMMS poliçe teminat limitinin temerrüt tarihindeki yabancı para cinsinden karşılığı ile sınırlı olmak üzere sorumlu tutulması talep edilmiş ancak, gerekçeli kararda taleple ilgili bir açıklama yapılmadan davalı sigortanın sadece poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacağı yönünde karar kurulduğunu, ilamın hüküm fıkrasında, davalı ZMMS sigortasının sorumlu olduğu poliçe limitinin hangi tarihteki kur karşılığı alınarak yabancı paraya çevrileceğinin, bu işlemden sonra yabancı para alacaklarına uygulanacak 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca değişken faiz uygulanacağının hüküm fıkrasında açıkça belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinde oluşan zararın yabancı para üzerinden doğduğunu ve sigortanın sorumluluğunun işletenle eş değer olduğunu, davaya konu trafik kazasının 15.08.2018 tarihinde meydana geldiğini, davalı sigortanın dava konusu taleple ilgili 12.12.2018 tarihinde temerrüde düştüğünü, temerrüde düşen davada mesnetsiz itirazları ile davanın uzamasına sebebiyet veren ZMMS sigortasının yabancı para borcuna ilişkin borç yükümlülüğünün sonucuna katlanmak zorunda olduğunu, davalı sigortanın yabancı para borcuna ilişkin sorumluluğunu poliçe teminatının TL tutarında sabitlenmesinin mümkün olmadığını, yabancı para üzerinden doğan tazminat borcu bakımından, sigortanın sorumluluğunun kaza tarihine göre belirlenen teminat limitinin temerrüd tarihindeki kur karşılığı olduğunu belirterek, karşı istinaf taleplerinin kabulü ile kararın HMK madde 353/b-2 maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere belirlendiğini ancak poliçe limitinin türü e miktarının açıkça belirtilmediğini, söz konusu dava bakımından müvekkili şirketin sorumluluğunun maddi 36.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, ancak yerel mahkeme kararında bu hususa değinilmediğini, kararda müvekkili şirketin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına rağmen vekalet ücreti, yargılama, harç ve giderlerinin tamamından sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, değer kaybı hesaplamasının zorunlu trafik sigortası genel şartlarına göre yapılması gerekirken serbest piyasa rayiçlerine göre yapılan hesaplama üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka ve yasalara aykırı olduğunu, yerel mahkeme söz konusu kararı verirken gerekli incelemeyi yapmadığını, müvekkilinin söz konusu kazada %100 kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin bu oranda kusurlu bulunmasının mümkün olmadığını, gerekli araştırmalar ve incelmeler yapıldığında bu durum ortaya çıkacağını, bilirkişi raporlarının gerçeği yansıtmadığını, davacının kazadaki hasarı belirleyen ekspertiz raporunu Türkiye’de değil de yurt dışında yaptırmasının hem hakkın kötüye kullanması anlamına gelmekte hem de raporda çıkan bedelde fahiş fiyat oluşturduğunu, müvekkilinin ne kadarlık bir borç miktarından sorumlu olacağının net olarak belli olmadığını, müvekkilinin, aracı ile ilgili gerekli bakımları yaptıran, vergisini ödeyen ve zorunlu sigortasını yaptırmış bir vatandaş olduğunu, söz konusu hasarın bedeli ile ilgili sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktarın da önem taşıdığını, fakat yerel mahkemenin vermiş olduğu kararda bu hesaplamanın yapılmadığını, sanki müvekkilinin bütün borç miktarından sorumlu tutularak karar verildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 03/02/2020 TARİHLİ EK KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Davalı vekiline 11/07/2020 tarihinde tebliğ edilen 03/07/2020 tarihli muhtırada yatırılması gereken harcın muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içersinde mahkeme veznesine yatırılması, aksi halde istinaf isteminden vazgeçmiş sayılacağına karar verileceği bildirildiği halde harcın belirtilen süre içinde ve halen yatırılmadığı…” gerekçesiyle davalı … vekili Av. …’nun istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmaları nedeni ile istinaf taleplerinin REDDİNE dair ek karar verilmiş, ek kararın tebliğine rağmen istinaf edilmediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle araçtaki hasar bedeli ve değer kaybının karşı araç sürücü, işleten ve zorunlu sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.

İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
A-Davacının istinaf itirazlarının yapılan incelemesinde;
6098 sayılı TBK m. 99 hükmüne göre, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası olarak ödenmesini isteyebilir.
Yabancı para cinsinden yapılan harcamalar, yabancı para alacağı olarak dava edilebilir ve ödeme günündeki kura göre işlem görür. Davacı alacağı, yabancı para cinsinden meydana gelmiş olup, fiili ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının tahsiline karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; davacının dava konusu kaza nedeni ile meydana gelen zararın yabancı para cinsinden olması nazara alınarak mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ışığında Euro üzerinden hesaplanan tazminatın 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca fiili ödeme tarihinde T.C. Merkez Bankası’nın efektif satış kuru üzerinden belirlenecek TL karşılığının tahsiline karar verilmesi doğru olmuş, bu konuda davacı istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
B-Davalı sigorta şirketinin istinaf itirazlarının yapılan incelemesinde;
1-) Davalı her ne kadar değer kaybına yönelik istinaf itirazda bulunmuş ise de, değer kaybına da inceleyen ve hükme esas alınan bilirkişi raporu davalıya usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalının herhangi bir itirazda bulunmamış olması sebebiyle hasar bedeli yönünden artık davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan bu yöndeki istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Buna göre; davalı sigorta şirketinin kaza tarihi itibariyle sorumluluğuna esas poliçe teminat limitinin 36.000,00 TL olmasına göre, davalının sorumluluğunun poliçe teminat ile sınırlı olduğunun hükümde belirtilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bu yöndeki istinaf itirazları haklı görülmüştür.
3-) 2918 sayılı KTK.’nun 98. ve 99 maddeleri ile ZMSS Genel Şartlarının B.2 maddesi uyarınca, sigortacı yargılama giderleri ile avukatlık ücretini ödemekle yükümlü olup hükmolunan tazminat miktarı sigorta bedelini (limitini) geçerse sigortacının bu masraflardan sigorta bedelinin tazminata oranı dahilinde sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır. O halde, davalı sigorta şirketinin harç, yargılama gideri ve avukatlık ücretinden, sigorta bedelinin (limitinin) hükmolunan tazminata oranı dahilinde sorumlu tutulması gerekirken mahkemece bu durum gözetilmeden harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmesi doğru olmamış, bu konuda davalı istinaf itirazları haklı görülmüştür. ( bknz aynı yönde Yargıtay 4. HD, 2021/22770 E. – 2022/9782 K. )
Bu nedenlerle; yerel mahkeme kararının davalı sigorta şirketi lehine kaldırılarak harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden davalı sigorta şirketi lehine düzeltilmesine, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından Dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı sigorta şirketi vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/169 Esas – 2020/98 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
“a-Davacının davasının KABULÜ ile, 9.924,40 EUR hasar bedeli ile 1.200,00 EUR değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 11.124,40 EUR maddi tazminatın (davalı … Sigorta A.Ş.’den temerrüde düştüğü 12/12/2018 tarihinden itibaren, davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 15/08/2018 tarihinden itibaren) işleyecek yabancı para bakımından 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının (davalı … Sigorta A.Ş.’nin sigorta poliçesi teminat limiti olan 36.000,00 TL ile sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
b-Alınması gereken 4.590,22 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.147,56 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 3.442,66 TL’nin (davalı sigorta şirketi 1.824,61 TL’den sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
c-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.535,60 TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketi 5.400,00 TL’den sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 1.147,56 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 99,00 TL tebligat gideri, 9,00 TL e-tebligat masrafı, 109,60 TL müzekkere posta masrafı, 400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.806,26 TL yargılama giderinin (davalı sigorta şirketi 957,31 TL’den sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e-Ekspertiz masrafı 1.113,40 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden (davalı sigorta şirketi 590,10 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
f-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
g-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-Davalı sigorta şirketinin sair istinaf taleplerinin yukarıda açıklanan gerekçelerle REDDİNE,
4-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-Davacı istinafı yönünden; alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,)
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
b-Davalı sigorta şirketi istinafı yönünden;
Davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davalı sigorta şirketine iadesine,
Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
e-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/04/2023