Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2423 E. 2023/577 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2423
KARAR NO : 2023/577

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2016 (Dava) – 23/05/2019 (Karar)
NUMARASI : 2016/799 Esas – 2019/622 Karar

DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı)

BAM KARAR TARİHİ : 05/04/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 05/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2019 tarihli 2016/799 Esas ve 2019/622 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/12/2015 tarihinde … plakalı aracın müvekkili …’ a çarpması neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiğini, kaza tespit tutanağına göre, müvekkilinin 3 yaşında olması ve olay yerinde araç sürücüsünden başka kimsenin olmaması nedeni ile kusur dağılımı yapılamadığını, kusur durumunun, mahkemece yapılacak yargılama safahatında alınacak bilirkişi raporu ile netlik kazanacağını, yaralanan müvekkilinin tedavisinin Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapıldığını, rapor alındığında müvekkilinin maluliyet oranının (kalıcı iş göremezlik) açığa kavuşacağını, … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde davalı şirketten ZMMS sigortasının bulunduğunu, bu sebeple davanın davalıya yöneltildiğini, davalı sigorta şirketine yazılı başvuru yapıldığını ve davalı sigorta şirketinin başvuruya 16/05/2016 tarihli e-mail ile “kazaya karışan tarafların kusur oranlarını gösterir mahkeme teknik bilirkişi raporu” alınması gerektiği yönünde cevap verdiğini, bundan başka istenen maluliyet raporu bakımından, kaza tarihi dikkate alındığında kesin ve tam rapor alınabilmesi için tedavi sürecinin bitmesi ve en azından kaza tarihi üzerinden 1 yıl geçmesi gerektiğini, müvekkilinin herhangi bir sağlık kuruluşundan ivedi şekilde alacağı raporun müvekkilinin hak kaybına uğramasına sebep olacağını, söz konusu talepler yargılamayı gerektirdiğinden yazılı başvuru şartını gerçekleştiren müvekkilinin işbu davayı açma gereğinin hasıl olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 2.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 26.01.2017 tarihli celsede taleplerini 1.500-TL kalıcı işgöremezlik ve 500-TL geçici işgöremezlik tazminatı olarak açıkladıkları görülmüştür.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın müvekkili şirkete başvuru şartını yerine getirmediğini, … plakalı aracın, müvekkili şirket tarafından 25.10.2015-08.07.2016 vadeli zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini, davacı çocuğun aniden yola fırladığını, takiben sigortalı araç durmuş olmasına karşın çocuğun aracın kapısına çarptığını, sigortalı aracın davacıya değil, davacının sigortalı araca çarptığını, tüm kusurun davacı yanda olduğunun açık olduğunu, davacı yanın Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek maluliyet durumu ve maluliyetin kaza ile illiyeti hakkında rapor alınmasını, mahkemece aleyhlerine bir karar verildiği takdirde işleten ve sürücüye rücu edileceğinden, davanın, sigortalı … AŞ’ye ve sürücüsü …’e ihbarını talep ettiklerini beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazada, davacı … park halindeki araçların arasından caddeye fırlamak suretiyle müvekkili şirket aracına çarptığından sürücünün görüş açısına son anda girdiğini ve sürücü durduğunda ise davacının, hızla koştuğundan araca çarpması neticesinde yaralandığını, bu sebeple araç sürücüsü ve müvekkili şirkete atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını beyan ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın oluşumunda tarafına atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, davacı küçüğün velisi … ‘un kaza sonrasında, bir problem olmadığını gidebileceğimi beyan etmesine rağmen olay yerine polis ve ambulans ekiplerinin gelmesini beklediğini, kazadan davacı … ‘ un tek başına yolun karşısına geçmesine engel olmayan onu gözetmeyen velilerinin sorumlu olduğunu beyan ile davanin reddine, yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…..Davacı küçük … hakkında Ege Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 23/03/2017 tarihli rapora göre, davaya konu kaza nedeniyle herhangi bir maluliyete uğramadığının, tıbbi iyileşme süresinin ise 3 ay olduğunun bildirildiği, itirazlar üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu’nun 18/01/2019-519 sayılı raporunun alındığı, rapora göre davacı …’un davaya konu kaza nedeniyle sürekli maluliyete uğramadığı, iyileşme süresinin ise 2,5 ay olabileceği görüş ve kanaatinde olunduğunun bildirildiği, kaza sonucu, davacının sürekli iş göremezliğe uğramadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 2,5 ay olduğunun anlaşıldığı, toplanan delillerden; 21/12/2015 tarihinde yaralanan davacı …’ın sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının bulunmadığı, yaşı sebebiyle geçici iş göremezliğe dair maddi tazminat talep koşulunun da oluşmadığı anlaşıldığından, yerinde oolmayan DAVANIN REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “…Maluliyet raporunun müvekkilinin gerçek durumunu yansıtmaması nedeniyle ve her iki maluliyet raporu arasında bulunan çelişkinin giderilmesi için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’na tevdi edilerek yeniden ayrıntılı ve gerekçeli maluliyet raporu alınması yönünde itiraz etmelerine rağmen taleplerinin reddolunduğunu ve işbu rapor dahilinde yerel mahkemece hüküm kurulduğunu, yeteri kadar inceleme yapılmadan ve objektif verilere dayanılmadan hazırlanan raporların yargılamanın esasında dikkate alınmasının hukuken mümkün olmadığını, gerek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen maluliyet raporunda, gerekse İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun raporunda dosya kapsamında mevcut müvekkiline ait tedavi evrakları, müvekkilinin durumu, yaşı, meslek grubu incelenmeden, eksik incelemeyle rapor düzenlendiğini, raporlar arasında çelişki olduğundan her iki raporun da hüküm kurmaya elverişli olmadığını, maluliyetin tespiti için Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan rapor alınması gerektiğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı cismani zarar nedeniyle geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından maluliyet raporlarına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dava tarihi itibariyle sigorta şirketine başvuru, dava şartı niteliğinde olup, re’sen yapılan incelemede; dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre dava açılmadan önce sözkonusu dava şartının yerine getirildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, maluliyete ilişkin olarak alınacak raporların; kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlenmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, kaza tarihi 21.12.2015 olup, maluliyet raporunda uygulanması gereken mevzuat; Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleridir. Mahkemece Ege Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp ABD’dan alınan maluliyet raporunun “Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ne, ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan raporun ise “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ne göre düzenlendiği anlaşılmakla, sözkonusu raporlara göre hüküm tesis edilmesi yerinde görülmemiştir. Mahkemece yapılması gereken iş; kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca davacı küçük …’un kazaya bağlı işgöremezlik durumunun olup olmadığının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile kararın eksik incelemeden dolayı kaldırılması gerekmiştir.
Ayrıca geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede; her ne kadar davacı küçük kaza anında 3 yaşında olup çalışmayan küçük bakımından mahkemece geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmemişse de, yukarıda açıklanan doğru yönetmelik hükümlerine göre bir maluliyeti olup olmadığının belirlenmesi, kalıcı maluliyetinin tespit edilmesi halinde bu durumun küçük bakımından da efor kaybı oluşturacağı gözetilerek, geçici işgöremezlik tazminatının da mahkemece değerlendirilmesi gerekecektir (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/27196 E.- 2022/9433 K).
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜNE; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/799 Esas – 2019/622 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan 54,40-TL istinaf karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç, teminat ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 05/04/2023