Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2403 E. 2023/529 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2403
KARAR NO : 2023/529

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2018 (Dava) – 16/06/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/1011 Esas – 2020/252 Karar

DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 29/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/03/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/06/2020 tarih ve 2018/1011 Esas – 2020/252 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketinin İzmir’de bölge müdürlüğünün bulunması nedeniyle davayı burada açtıklarını, 04/02/2013 tarihinde sürücü … ’in, yönetimindeki … plakalı araç ile Namık Kemal Mah. 60. Sokak üzerinden Hacı Murat Caddesi yönüne seyir ettiği sırada 23. kavşağa geldiğinde bu kavşağa giren sürücü … ’nun yönetimindeki … plakalı motosikletle çarpışması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı kazanın oluştuğunu, bu kazada yolcu konumunda bulunan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, … plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiğini, kaza ile ilgili olarak Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2013/2833 sayılı dosyada soruşturmanın başlatıldığını ve karara bağlandığını, müvekkilinin geçici ve kalıcı iş göremezliği sebebiyle maddi zararının oluştuğunu, davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00-TL’si kalıcı iş göremezlik ve 100,00-TL’si geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2918 sayılı KTK’nın değişik 97. maddesi gereğince başvuru şartının yerine getirilmemesi sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafça gerekli belgeler ile birlikte başvuru yapılmadığını, müvekkilinin gerekli işlemleri yaparak tazminat miktarını belirleyebilmesinin ve ödeme yapabilmesinin belge sunulmasına bağlı olduğunu, ancak eksiklikler giderilmeden dava açma yolunun tercih edildiğini, … plakalı aracın 20/03/2012-20/03/2013 tarihleri arasında ZMMS poliçesinin müvekkili tarafından düzenlendiğini, müvekkilinin poliçeden dolayı sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olmak üzere ölüm/sakatlık halinde azami 250.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, dosyada öncelikle kusur durumunun belirlenmesi ve yine davacının varsa iş göremezliğinin belirlenmesi gerektiğini, bunun yanı sıra davacıya SGK tarafından rucüya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı veya gelir bağlanıp bağlanmadığı hususunun da araştırılması gerektiğinin, davacının motosiklette yolcu olması nedeniyle kaza sırasında kask ve koruyucu kıyafet giyip giymediğinin de araştırılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, geçici iş göremezlik zararının SGK tarafından karşılanması gerektiğini, kalıcı iş göremezlik isteği ile ilgili tazminat hesabının aktüer sıfatına sahip bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, kaza tarihinden itibaren faiz isteğinin haksız olduğunu, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermesinin söz konusu olmadığı, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın öncelikle usulden bu olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…sigortalı … plakalı araç sürücüsü … ‘in olay günü yönetimindeki bu araçla % 25 oranında tali kusurlu olarak sebebiyet verdiği kaza sonucunda davacının kaza tarihindeki yaşına göre % 14,3, bugünkü yaşına göre % 15,2 oranında sürekli iş göremez ve 9 ay süre ile geçici iş göremez duruma düştüğü, lise son sınıfta okuyan davacının mezuniyetinin ardından iş bulup çalışabileceği 01/07/2013 ile 04/11/2013 tarihleri arasındaki 4 ay 4 gün üzerinden geçici iş göremezlik tazminatı hesabının yapılması gerektiği, benimsenen bilirkişi raporunda buna göre yapılan hesaplamada kusur oranı dikkate alındığında geçici iş göremezlik zarar tutarının 830,47 TL, sürekli iş göremezlik zarar tutarının ise 44.723,72 TL olduğu, geçici ve sürekli iş göremezlik zararı tutarının toplamı olan 45.554,19 TL’den % 20 oranında hatır indirimi yapıldığında ve düşüldüğünde zarar tutarı toplamının 36.443,35 TL olacağı, davacı vekilinin de bu miktar üzerinden dava değerini artırdığı, sigortalı … plakalı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereğince oluşan bu zarardan dolayı sorumluluğunun bulunduğu, zararın davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limiti içerisinde kaldığı…” gerekçesiyle davanın KABULÜ ile; Davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı olan 36.443,35 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasalara aykırı olduğunu, 6704 Sayılı Torba Yasa kapsamında, trafik kazası sonucu zarar gören kişilerin, zararlarının tazmini için öncelikle sigorta şirketine başvurmaları mecburiyeti getirildiğini, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için, gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve kanunda öngörülen sürenin dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, sigorta şirketinin, gerekli belgeler ibraz edilmeksizin, gerçekleşen rizikonun kapsamını, hak sahibinin uğradığı zararı ve varsa hak kazandığı tazminat miktarını tespit edebilmesi ve neticede teminat dahilinde ödeme yapabilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından belirtilen evraklar ibraz edilmediğinden, müvekkil şirketin gerekli işlemleri yaparak tazminat miktarını belirleyebilmesi ve ödeme yapabilmesinin mümkün olmadığını, özürlülük ölçütü, sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun eksik olduğuna dair davacıya iletildiğini ancak eksiklikler giderilmeden dava açma yolunun tercih edildiğini, davacı tarafın gerekli belgeleri müvekkil şirkete ibraz etmemek ve ödeme süresinin dolmasını beklememekle, kanunda belirtilen başvuru şartını yerine getirmemiş olduğundan dava açma hakkının bulunmadığını, buna rağmen davacının başvurusunun kabul edildiğini, davacı tarafın gerekli tüm belgeleri ibraz etmesi halinde dahi, ödeme süresi dolmadan dava açılırsa başvuru şartının yine yerine getirilmemiş olacağını, davacı tarafın, sigorta şirketine başvuru yapmakla birlikte gerekli belgelerin tamamını sunarak ödeme süresinin dolmasını beklemeden dava ikame ettiğinden, dava şartını yerine getirmediğini, yerel mahkemece maluliyet oranındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden yeni rapor alınması gerekirken bu hususun göz ardı edilerek hatalı maluliyet oranı üzerinden hüküm tesis edilmesinin yerinde olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında oladığını, yerel mahkemece geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, davacının kaza tarihinde lise öğrencisi olduğunu, herhangi bir gelir getiren işte de çalıştığını ispat edemediğini, geçici iş göremezlik tazminatına hak kazanmasının mümkün olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmemesi gerektiğini, yerel mahkemece müterafik kusur indirimi yapılmadan hesap raporunun tam kabulünün yerinde olmadığını, davacının meydana gelen trafik kazasında motosiklet yolcusu olup hiçbir koruyucu önlem almaması sebebiyle yaralanmasının derecesini kendi ihmali ve kusuru sebebiyle arttırdığını, davacının, yeterli ehliyeti olmayan dava dışı motosiklet sürücüsünün aracında yolculuk yaparak müterafik kusurlu davrandığını, meydana gelen trafik kazasında motosiklet yolcusu konumundaki davacının kask takıp takmadığı hususunun açıklığa kavuşturularak müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, yerel mahkeme kararına dayanak hesap bilirkişi raporunda bu hususun değerlendirilmediğini, tazminat hesabına esas alınan hesap raporunda yerel mahkemece müterafik kusur indirimi yapılmamasının değerlendirme hatası olduğunu ve kabul etmediklerini, yerel mahkemece dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin haksız ve kabul edilmez nitelikte olduğunu, yerel mahkemece dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin haksız ve kabul edilemez nitelikte olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı olarak karşı araç zorunlu trafik sigortacısından geçici ve kalıcı işgöremezlik zararının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükme esas alınan maluliyet ve aktüer bilirkişi raporlarının somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, maluliyet raporunun yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre ve Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden alındığı, Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alındığında TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacı için hesap edilen geçici işgöremezlik tazminatının sigorta şirketi aleyhine de hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davadan önce davacının sigorta şirketine başvuru şartını da yerine getirmiş olduğu davalı hasar dosyası içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacıda meydana gelen yaralanma kazada koruyucu tertibat kullanmaması sebebiyle olmuş olup bu sebeple tazminattan %20 oranında müterafik kusur indiriminin davacı tarafça ıslah dilekçesinde yapıldığı, mahkemece ayrıca müterafik kusura dayalı indirim yapılmadığı, bunun yerine davalı karşı araç sigorta şirketi olmasına karşın davada uygulanma yeri olmayan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması hatalı olmuş ise de sonuç itibari ile tazminat miktarı değişmeyeceğinden bu hususun bozma sebebi yapılmasına gerek olmadığı, davanın niteliğine ve dava dilekçesi içeriğine göre davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu, bu sebeple tüm alacak bakımından dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1011 Esas – 2020/252 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 2.489,44 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 622,36 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 1.867,08 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/03/2023