Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2400 E. 2023/519 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2400
KARAR NO : 2023/519

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2019 (Dava) – 10/07/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/315 Esas – 2020/435 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 29/03/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ: 29/03/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2020 tarihli 2019/315 Esas ve 2020/435 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/10/2018 tarihinde davadışı … adına kayıtlı ve müvekkili tarafından kullanılmakta olan … plakalı aracın seyir halindeyken, arkasından gelen … plakalı aracın, müvekkilinin kullandığı araca arkadan çarparak hasara sebebiyet verdiğini, taraflarca kaza tespit tutanağı tanzim edildiğini, müvekkilinin meydana gelen kazada kusursuz olduğunu, … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, hasarın tespiti için İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/193 E. sayılı dosyasından delil tespiti talep edildiğini, ikame araç bedelinin dava öncesinde … plakalı araç sahibinden tahsil edildiğini, hasar tazminatının tahsili amacıyla da huzurdaki davayı açmalarının gerektiğini, müvekkilinin kaza anında … plaka sayılı aracın sürücüsü olduğundan aracı aldığı gibi eksiksiz ve hasarsız olarak malikine teslime etme yükümlülüğü altında bulunması nedeniyle aracın zilyedi sıfatıyla dava açmakta hukuki yararı ve dava ehliyeti bulunduğunu, Yargıtay’ın müstakar içtihatlarının da bu yönde olduğunu (Yargıtay 17. HD. 2017/1704 E.-2018/2358 K.) delil tespiti bilirkişi raporunda araçta oluşan hasarın 14.285,49-TL olarak tespit edildiğini, ancak söz konusu bilirkişi raporunda işçilik tutarına KDV eklenmediğinin görüleceğini, davalı sigorta şirketinin mail adresine başvuru yapılsa da bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, kısmi dava olarak açtıkları işbu davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 500,00-TL hasar tazminatının sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarih olan 27/06/2019′ dan itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca İzmir 3. SHM’nin 2018/193 E. sayılı dosyasındaki delil tespitine dair yargılama giderlerinin huzurdaki dosya kapsamında yargılama gideri olarak değerlendirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile hasar talebini 11.754-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın, müvekkili şirket nezdinde 23.03.2018-2019 vade tarihli trafik sigorta poliçesi ile sigorta teminatı altına alınan … plakalı aracın 04.10.2018 tarihinde karışmış olduğu maddi hasarlı trafik kazası neticesinde hasar talebine ilişkin olduğunu, hasarın tam olarak belirlenmesi için eksik evrakların müvekkili şirkete kazandırılmadığını, kusur oranlarının tespiti bakımından mahkemece dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumu’na sevk edilmesi gerektiğini, hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminatlarının teminat dışında kalan hallerden olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin sigorta poliçesinden kaynaklanan bir sorumluluğunun bulunmadığını, kabul manasında olmamak üzere davacının gerçek zararının tespiti gerektiğini, faizin de dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, nitekim açıklandığı üzere müvekkili şirketin tam anlamıyla temerrüde düşürülemediğini, davanın haksız fiile dayanması sebebiyle uygulanacak faizin yasal faiz olup, avans faizine hükmedilmesinin mümkün olmadığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…Bilirkişiden alınan 07/01/2020 havale tarihli raporunda; 04/10/2018 tarihli kazanın oluşumunda davalı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsünün %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, davacı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, dava konusu … plaka sayılı araçta kaza nedeniyle yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 11.757,00-TL (KDV dahil) hasar meydana geldiği görüş ve kanaatine varıldığını bildirildiği, davacı vekilinin 08/01/2020 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda taleplerini toplam 11.754,00-TL’ye çıkardığı, davacı zilyetliğinde bulunan aracın hasar görmüş olması sebebiyle dava ile zararın giderilmesi talebinde bulunulduğu, dava dilekçesinin araç malikine de tebliğ edilip davaya icazet edip etmediği yönünde beyanda bulunması için tebligat çıkartıldığı, zilyet sürücü de, zilyetlikten doğan sorumluluğundan dolayı zararı talep edebileceğinden davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu (İzmir BAM 11. HD. 2018/1347 E. 2019/745 K.), davalının, bilirkişi raporuna karşı beyanında; aracın yetkili serviste onarılmamış olması sebebiyle zararının arttığı, yedek parça ve iskonto bedelinden kaynaklanan fahiş hesaplamanın dikkate alınmamasını talep ettiği, davanın ZMMS kapsamında açılmış olması sebebiyle davacının sigorta şirketinin anlaşmalı servisinde onarım yaptırmak zorunda olmaması nedeniyle davacının itirazlarının kabul edilmediği, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu mahkemece de benimsenmekle; DAVANIN KABULÜ İLE, 11.754,00-TL tazminatın 27/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın bir örneğinin araç maliki …’na tebliğine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “…Uyuşmazlık konusu hasarın tam olarak belirlenmesi için eksik evrakların müvekkili şirkete kazandırılmadığını, sigortacının gerekli tüm belgelerin iletildiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde tazminatı hak sahibine ödeyeceğini, yeni bir belge talep etmesi halinde söz konusu sürenin yeni talep edilen belgenin sigortacıya iletilmesinden sonra başlayacağını, ekspertiz raporunun; ‘Tarafıma yapılan hasar ihbarı üzerine 35 … plakalı araç ilgili araç sahibiyle ve servis ile aracın fiziki olarak kontrolü için birkaç kez görüşülmeye çalışılmış, ancak aracın fiziki olarak kontrolleri yapılamamıştır’ şeklinde olduğunu, tüm bu sebeplerle davacı tarafın sorumluluklarına aykırı davranmış olması sebebi ile talebinin reddi gerektiğini, kabulü yönündeki kararın hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde gerçek ve doğrudan zarardan sorumlu olduğunu, sigorta bir zenginleşme aracı olmadığından fazlaya ilişkin fahiş taleplerin kabulünün mümkün olmadığını, sigortalı aracın neden olduğu hasarın KDV ile birlikte ödenmesini talep ettiğini, hukukumuzda gerçek zarar ilkesinin benimsendiğini, bu çerçevede faturanın dosyaya sunulmaması durumunda gerçek zararın KDV dahil miktar olduğunu kanıtlamanın fatura sunmayan tarafa ait olduğunu, aracın onarımına ilişkin dosyaya fatura sunulmadığından Katma Değer Vergisi’ne hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, istinafa konu kararda avans faizine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, kararın bu sebeple de kaldırılması gerektiğini, nitekim açıklandığı üzere müvekkili şirketin tam anlamıyla temerrüde düşürülemediğini, davanın haksız fiile dayanması sebebiyle uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiğini, kaldı ki aracın hususi olduğunu (Yargıtay 17. HD 2013/16898 E.-2014/7048 K.)” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; 04.10.2018 tarihinde meydana gelen kaza sonrasında taraflar arasında kaza tespit tutanağı düzenlenmiş olduğu, buna göre davalı sigorta şirketine sigortalı aracın, davacının sürücüsü olduğu … plakalı araca arkadan çarpmış olduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalıya sigortalı aracın %100 kusurlu bulunduğu, yine raporda, dosya kapsamına ve daha önce alınmış tespit bilirkişi raporuna göre kaza ile hasarın uyumlu olduğunun, ancak tespit raporundaki işçilik ücretlerinin piyasa rayiçlerine göre bir miktar yüksek olmasından dolayı bu tutarlar piyasa rayicine indirilerek sonuç olarak KDV dahil hasar tutarının 11.754-TL olduğunun belirlendiği, gerçek zararın giderilmesi ilkesi uyarınca tazminat tutarının KDV’li olarak hesaplanmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, raporun gerekçeli, denetime elverişli ve hüküm kurmaya uygun olduğu gibi, tespit raporu ve kaza tutanağı ile de uyumlu bulunduğu anlaşılmakla, bu yöndeki tüm istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Faiz başlangıç tarihi bakımından yapılan değerlendirmede; bilindiği üzere, 2918 sayılı KTK’ nın 98/1, 99/1.maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2-b.maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Somut uyuşmazlıkta, trafik sigortacısı olan davalı şirkete e-mail ile başvuru tarihi olan 10.05.2019’dan 8 işgünü sonrasında temerrüt oluşmakla ve bu tarih de esasen 23.05.2019 olmakla birlikte, mahkemece taleple bağlı kalınarak 27.06.2019’dan itibaren faize hükmedilmiş olması karşısında bu husustaki istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
Bununla birlikte faiz türüne ilişkin itirazın değerlendirilmesinde; zarara neden olan, davalıya sigortalı aracın hususi araç olduğu dosya kapsamından anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken, avans faizine hükmedilmesi ise doğru olmamış (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/7818 E.-2022/1597 K.), ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın kaldırılarak HMK 353/1-b-2.madde uyarınca düzeltilerek yeniden hüküm tesisi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/315 Esas – 2020/435 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davanın KABULÜ ile, 11.754,00-TL tazminatın 27/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Kararın bir örneğinin araç maliki …’na tebliğine,
c-Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 802,91-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL ile 192,20-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 236,60-TL’nin mahsubu ile 566,31-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
d-Davacı tarafından yatırılan toplam 287,40-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
e-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Davacı tarafından yapılan 450,00-TL bilirkişi ücreti, 147,60-TL tebligat ve posta ücreti ve İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi 2018/193 D. İş sayılı dosyasından yapılan 553,80-TL keşif ve bilirkişi ücreti ile 485,00-TL vekalet ücreti toplamı 1.636,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
g-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
h-Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A fıkra 13,14 gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına”,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınan 201,00-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan 148,60-TL istinaf kanun yolu başvuru harcından oluşan istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç, teminat ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29/03/2023