Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2393 E. 2023/594 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2393
KARAR NO : 2023/594

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2019
NUMARASI : 2017/183 Esas – 2019/746 Karar
DAVA : Kooperatif Ortaklığından Doğan Tazminat
DAVA TARİHİ : 21/03/2017
BAM KARAR TARİHİ : 06/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2019 tarihli 2017/183 Esas – 2019/746 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, kooperatife borcunun bulunmadığını, kooperatife ait … … köyü, … ada, … parselde tapuya kayıtlı … … Caddesi No:… … Blok D:… adresinde, mesken niteliğindeki bağımsız bölümü kendi adına tapuya tescil ettirdiğini, davalı kooperatifin piyasaya borçlarından dolayı hakkında başlatılan İzmir 4. İcra Müdürlüğü’ nün 2005/9041 Esas dosyasında Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1428 Tal. s. dosyası ile bağımsız bölümün 3. kişiye satılarak devredildiğini, kooperatif ve tapu malikleri tarafından Karşıyaka 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/394 E.s. dosyası ile satışların iptali yönünde açılan davanın reddedildiğini ve Yargıtay’ca onanarak kesinleştiğini, müvekkilinin meskeninden olduğunu, manevi zarara uğradığını, acı çektiğini ileri sürerek, müvekkiline ait bağımsız bölümün cebri icrada satıldığı tarihteki ve dava tarihindeki güncel piyasa değerlerinin tespiti ile, davacının zararının lehe olan bedel esas alınmak suretiyle şimdilik 10.000,00-TL kısmının tazminine, bu bedele cebri satış tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz yürütülmesine, 20.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili 16.07.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, 10.000,00-TL olan maddi tazminat talebini 75.000,00-TL artırdığını bildirerek, toplam 85.000,00-TL bedelin tazminini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 2 yıllık zamanaşımına uğradığını, ihale tarihinin 16.08.2013 olduğunu, davacının kendisine isabet eden bağımsız bölümü icra marifetiyle 3. kişiye ihalesine ilişkin satış ilanını 25.06.2013 tarihinde öğrendiğini, maddi tazminat davasının belirsiz alacak olarak açılamayacağını, davacı adına tahsis edildiği sırada dairenin tapu kaydı üzerinde İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2005/9041 E.s. haczin mevcut olduğunu, hacizli olarak tapuyu devraldığından maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edebilecekleri miktarın en fazla ihale neticesinde satışa esas olan değer olduğunu, İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2005/9041 E.s. dosyasında alacaklı olan … İnşaat aleyhine borçlu olunmadığının tespiti talebi ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/449 E.s. dosyası ile dava açıldığını, kooperatifin iyi niyetle hareket ederek ihale neticesinde daireleri satılan ortaklara, bu daireler yerine kooperatifte boş olan başka daireleri tahsis ettiğini, aynı şekilde … ada … parselde kayıtlı … Blok … Apartmanı’nda sıfır nitelikte hiç kullanılmamış 10 adet boş dairenin ihalede evi satılan üyelere teklif edildiğini, davacının kooperatife başvurması haline kendisine de boş dairelerinden tahsis yapılabileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulüne; 75.000,00-TL maddi tazminatın, 21.03.2017 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin 10.000,00-TL maddi tazminat isteminin reddine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne; 10.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine. fazlaya ilişkin 10.000,00-TL manevi tazminat isteminin reddine….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı kooperatif vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı kooperatif vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk olarak zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmasının gerektiğini, cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, yerel mahkeme, maddi tazminatın 06.04.2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, davacı yan ıslah dilekçesinde maddi tazminata ilişkin olarak dava değerini 10.000,00-TL’den, 75.000,00-TL olarak ıslah ettiklerini bildirdiklerini, Yerel mahkemece 75.000,00-TL maddi tazminatın tamamına 06.04.2016 dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine hükmettiğini, hâlbuki aleyhe kabul anlamına gelmemek kaydıyla 75.000-TL maddi tazminat için faiz başlangıcı olarak ıslah tarihinin esas alınabileceğini, davacının ıslah dilekçesinde manevi tazminata dair herhangi bir talebi olmamasına rağmen, yerel mahkeme kararında 10.000,00-TL manevi tazminata hükmettiğini, davacı taraf ıslah dilekçesinde maddi tazminata ilişkin olarak dava değerini 10.000,00-TL’den, 75.000,00-TL olarak ıslah ettiklerini bildirdiklerini ancak manevi tazminata ilişkin ıslah dilekçelerinde herhangi bir taleplerinin bulunmadığını, ıslaha rağmen yerel mahkeme, manevi tazminat talep edilmişçesine 10.000,00-TL manevi tazminata hükmettiğini, işbu kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu, davacı icradan satılan kooperatif taşınmazını üzerindeki hacizlerden haberdar olarak aldıklarını, davacı ihale yolu ile yapılan satıştan haberdar olup taşınmazı ihaleden satın alma imkânı olduğunu, davacı taşınmazı kooperatiften teslim alırken üzerinde İzmir 4.İcra Dairesinin 2005/9041 Esas sayılı dosyası üzerinden konulan haczin mevcut olduğunu, taşınmaz üzerindeki haczi bilerek tapuda teslim aldığını, artık bu aşamadan sonra haczi bilerek devraldığı tapunun ilgili haciz nedeniyle satılmış olmasına dayalı olarak maddi ve manevi tazminat talep edilmesinin dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, mal sahibinin de ihaleye girmek suretiyle evini ihale bedeli ile almasının mümkün olduğunu, kaldı ki, evi satılan kooperatif üyelerinden ihaleye girmek suretiyle evlerini düşük bedelle alan üyelerinde mevcut olduğunu, davacıların maddi tazminat taleplerini kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacıların en fazla talep edebilecekleri miktarda iş bu ihale neticesinde satışa esas olan değer olduğunu, kooperatif davaya konu taşınmazın satılması neticesinde 31.450,00-TL’lik bir yarar sağlayabildiği alenen ortada olduğunu, bu durumda taşınmazın sahibi üyeye bu bedelden daha fazla bir miktar tazminat ödemesi halinde kooperatifin ve tüm üyelerinin zararına olacağını, taşınmaz 31.450,00-TL bedel üzerinden satıldığına göre bu bedelden daha yüksek bir maddi tazminata hükmedilmiş olması da usul ve yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kendisinin tapuda gayrimenkulü devir alırken taşınmaz üzerinde İzmir 4.İcra Müdürlüğünün 2005-9041E. Sayılı dosyasının haczi bulunduğunu bilen davacı, bu aşamadan sonra ilgili haciz nedeniyle zarara uğradığı iddiasının dinlenmesi mümkün olmadığı gibi bu sebeple açılan manevi tazminat taleplerinin de kabulünün mümkün olmadığını, davaya konu taşınmazın değerinin çok yüksek bir bedel olarak hesaplandığını, taşınmazın bedeli 85.000-TL olarak belirlenmiş olup ihale neticesinde yapılan satışta taşınmaz 31.450,00-TL’ye satıldığını, aleyhe kabul anlamına gelmemek kaydıyla Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/485E sayılı dosyasında emsal nitelikte aynı muhitteki dairenin satış bedeli 73.220-TL olarak belirlendiğini, yine emsal nitelikte Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/183E sayılı dosyasında aynı kooperatifteki taşınmaz yönünden 22.03.2017 dava tarihi itibariyle taşınmazın 75.000-TL olduğunu, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/640E sayılı dosyasında aynı kooperatifteki taşınmaz yönünden 02.03.2017 dava tarihi itibariyle taşınmazın 80.000-TL olduğunun belirlendiğini, mahkemece 85.000-TL bedele itibar edilerek hüküm kurulmuş olmasının da hatalı olduğunu, daire içine yapılan imalatların kooperatifi bağlamasının mümkün olmadığını, daire içine yapılan imalatlar davacının kendi zevkine göre olup kooperatifin bu imalatlar yönünden davacıya borçlu olduğu zaten düşünülmeyeceğini, söz konusu icrada satışı yaptıran … inşaat yönünden kooperatif borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası ikame etmiş olup yargılamasının halen sürdüğünü, bu davanın da bekletici mesele yapılmasının gerektiğini, bunun yanında, İzmir 4 İcra müdürlüğünün 2005-9041e sayılı dosyasında … inşaat alacaklı konumda olup iş bu icra dosyasına müvekkil kooperatifçe borçlu olunmadığının tespiti açısından da menfi tespit davasının ikame edildiğini, dava halen İzmir 4 Asliye Ticaret mahkemesinin 2014/449e sayılı dosyasında devam ettiğini, izah edilen nedenlerle, istinaf taleplerinin kabulü ile Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/183E,2019/746K sayılı kararın kaldırılmasını ile yargılama giderlerinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı kooperatif üyesi davacının, davalı kooperatif tarafından taahhüt ve tahsis edilen konutunun, davalı kooperatifin borcundan dolayı satışı nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkin davadır.
Mahkemece; davanın maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1- Davalı kooperatifin ortağı olan davacı adına ferdileşme yolu ile tescil edilen … Blok D:…’de yer alan bağımsız bölümün, kooperatifin dava dışı üçüncü kişilere olan borcu nedeniyle yapılan icra takip dosyası kapsamında cebri icra ile yapılan satışı neticesinde davacının elinden çıktığı sabittir.
Kooperatif ile kooperatif üyesi arasında üyelik ilişkisi devam ettiği sürece tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı davalarda olduğu üzere ortaklığa sıkı sıkıya bağlı taleplerde zamanaşımı işlemez. Ortaklıkla yapışık olmayan talepler yani sadece aidat tahsili gerekipte karşılığında tapu ve benzeri edim beklenmeyen hallerde TBK’da öngörülen zamanaşımı süresi işler. (Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 05.06.2018 tarih ve 2016/6803 Esas, 2018/3527 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır) Eldeki dava, tahsis hakkına dayalı açılmış olup, zamanaşımı söz konusu olmadığından, davalı kooperatif vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Bir yapı kooperatifinin ortağına karşı asıl sorumluluğu parasal yükümlüğü karşılığında anasözleşmeye uygun oturmaya ya da kullanmaya elverişli konut ya da işyeri teslim etmektir. Çeşitli nedenlerle konut ya da işyeri tahsisi imkansızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ortağın tüm ödemelerini yapmış olduğu belirlenirse verilecek tazminat emsal bir konutun veya işyerinin dava tarihi itibari ile rayiç değeridir. ( Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 28.02.2018 tarih ve 2015/9265 Esas 2018/589 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır. ) 6098 sayılı Borçlar Kanununun 117. ( 818 sayılı BK’nun 101.) maddesine göre muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması suretiyle gerçekleşir. Borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden ihtarname yok ise dava / takip tarihinden itibaren oluşur. Davacı tarafından davalıya yönelen bir ihtarname sunulmadığından davalı ancak dava tarihinde temerüte düşecek ve bu tarihten önce alacağa faiz yürütülemeyecektir. Öte yandan, dava belirsiz alacak davası şeklinde açıldığından hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi mümkündür. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanması ise yerindedir. Bu itibarla, davalı vekilinin maddi tazminata yönelen istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmektedir.
2.-Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile TBK’nın 58. maddesi daha kapsamlıdır.
Kişilik hakları, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir.
Somut olayda, hacizli taşımazın ferdileşme sonrası davacıya isabet etmesi ve cebri icra yolu ile satılması nedeniyle konut sahibi olamayan davacının kişilik haklarına saldırı gerçekleşmeyeceği anlaşıldığından, 4721 Sayılı TMK’nın 24. vd maddelerindeki manevi tazminat şartları bulunmadığından, mahkemece manevi tazminatın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince kooperatif üyesi olup ödeme borcunu eksiksiz yerine getirmesine rağmen kendisine konut tahsis edilmemesi nedeniyle zarara uğrayan davacının maddi tazminat davasının taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç değeri olan 75.000,00-TL üzerinden kooperatifin daha önce temerrüte düşürülmemesi nedeni ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, manevi tazminat talebinin ise yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca açıklanan yönlerden davalı vekilinin maddi tazminata yönelen istinaf itirazlarının esastan reddi ile manevi tazminata yönelen istinaf başvurusunun ise kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının manevi tazminat yönünden kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2019 tarihli, 2017/183 Esas 2019/746 Karar sayılı kararının maddi tazminata yönelen istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesinin manevi tazminata ilişkin kararına yönelen ESASTAN KABULÜNE; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/177 Esas – 2019/621 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
“a-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, 75.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 21.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b-Davacının manevi tazminat davasının REDDİNE,
c-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 80,70-TL harcın, başlangıçta alınan 170,77 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 90,07 TL nin istek halinde davacıya iadesine,
d-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 5.123,25-TL harçtan, peşin alınan harçlar toplamı 1.623,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.500,12-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
e-Davacı tarafından sarf edilen 31.40 TL başvuru harcı, 68,31 TL peşin harç 1280,82 TL ıslah harcı, 274,00TL tamamlama harcı, 97,50-TL yazı ve tebliğ gideri, 800,00-TL bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 2.552,03 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre( %89 kabul) 2.271,30 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
f- Davalı tarafından sarf edilen 88,00-TL yargılama giderinden, davanın kabul ret oranı nazara alınarak, taktiren 10,38-TL kısmının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
g-Manevi tazminat yönünden yapılan ayrı bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
ğ-Maddi tazminat talebi yönünden; davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, kararı sadece davalı vekilinin istinaf ettiği, usuli kazanılmış haklar ve aleyhe hüküm verme yasağı uyarınca ilk derece mahkemesinin hüküm tarihindeki yürürlükteki A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 8.600,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
h-Manevi tazminat talebi yönünden; dava reddolunduğundan davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki A.A.Ü.T.’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
ı-Davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
i-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İstinaf kanun yolu aşamasında yapılan harç ve yargılama masrafları;
a-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davalı tarafa iadesine,
b-Davalı tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 148,60-TL ve tebligat ve posta gideri 23,50-TL olmak üzere toplam 172,10-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
ç-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
d-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 06/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.