Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/2386
KARAR NO : 2023/1053
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2019
NUMARASI : 2017/893 Esas – 2019/1132 Karar
DAVA : Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/08/2017
BAM KARAR TARİHİ : 15/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2019 tarihli 2017/893 Esas – 2019/1132 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ve …’ in kızları ve diğer müvekkillerinin kardeşi …’ ın, davalılardan …’ in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı motosikletiyle … ilçesi … mah. … Sokak üzerinde seyir halinde bulunduğu sırada arkasından gelen davalı … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı … A.Ş sahibi olan otomobille çarpışması sonucu davalı …’in motosikletinin arkasında yolcu olarak bulunan …’ ın kaza sonucu vefat ettiğini, davalıların İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014 /322 Esas 2015 /276 Karar sayılı ilamıyla yargılandıklarını ve mahkum olduklarını, diğer davalı sigorta şirketinin davalı …’ in kullandığı aracın genişletilmiş kasko sigorta poliçesiyle 1-6110838 sayılı manevi tazminatla sorumlu olduğundan açılan davada davalı olarak gösterildiğini, davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını ancak 14.06.2016 tarihli yazı ile mahkeme kararı olmadığından bahisle taleplerinin karşılanmadığını, ceza yargılaması sırasında İstanbul ATK İhtisas Dairesinden alınan raporda davalılardan …in asli kusurlu olduğu diğer davalı …in ise tali kusurlu olduğunun anlaşıldığını beyanla davacılardan … ve … için ayrı ayrı 25 bin TL, … ve … için ayrı ayrı 15 bin TL manevi tazminata, davalılar için müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden başlamak üzere en yüksek reeskont avans faiziyle hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket adına kayıtlı, Uzun Dönem Operasyonel Kiralama Sözleşmesi ile … Ltd. Şti.’ye kiralanan ve diğer davalı …’in kullanımında bulunan … plakalı aracın davalılardan …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletle çarpışması neticesinde, … plakalı motosikletin arkasında yolculuk eden …’ın vefatından kaynaklanan manevi zararların tazmini için müvekkili şirket ile diğer davalılar aleyhine açılan davada müvekkilinin uzun dönem araç ve filo kiralama işiyle iştigal ettiğini, mülkiyeti kendisine ait olan araçları 3. kişilere kiralayarak gelir elde etmekte olduğunu, davaya konu, mülkiyeti müvekkil şirkete ait olan … plakalı aracın 04.06.2012 tarihli A0001029 nolu Uzun Dönem Operasyonel Araç Kiralama Sözleşmesi ile … Ltd. Şti.’ne kiralandığını, müvekkili ile kiracı şirket arasında akdedilen A0001029 nolu Uzun Dönem Operasyonel Araç Kiralama Sözleşmesi’ nin 5. maddesinin 5.1 hükmü gereğince ” Kiracı Araç’ ı gerekli özeni göstererek kullanmayı ve Araç’ a herhangi bir zarar gelmemesi için gerekli ve makul tüm önlemleri almayı kabul ve taahhüt eder” kiracı gerekli özeni göstermek zorunda olduğunu, sözleşmede kiralama süresince» kiralanan malın zilyedinin kiracı olduğu ve sözleşmenin amacına uygun olmak koşuluyla kiracının kiralanandan her türlü faydayı temin etme hakkına haiz olduğunu, malın gerekli özeni göstererek kullanılmasından kiracının sorumlu olduğu ve sözleşmeye aykırı davranışlarda hasar ve ziyan sorumluluğunun kiracıya ait olduğunun açıkça belirtildiğini beyanla, müvekkili yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini, davanın … Ltd. Şti.’ne ihbarını, hukukî dayanaktan yoksun haksız davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada müvekkilinin, motosikleti sollamak için trafik mevzuatına uygun bir şekilde kontrollerini yaparak sinyalini verdiğini, sol şeride doğru motoru geçmeye başlamışken, davalı …’in sevk ve idaresindeki dikiz aynaları bulunmayan motosikletin, geriye dönmek için aniden sola doğru geçmesi üzerine kazayı engellemek amacıyla müvekkilin direksiyonu sola doğru kırmasına rağmen gerçekleşmiş olduğunu, İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi 2014/322 E, 2015/276 K sayılı dosyada mübrez tutanaklar ile davalı …’ in kusurlu olduğunun sabit olduğunu, kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusuru olmayan müvekkiline işbu manevi tazminat davasının yöneltilmesinin mümkün olmadığını, İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi 2014/322 E, 2015/276 K sayılı ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davalı … ile müteveffa arasında hatır taşımacılığı söz konusu olduğunu, müterafik kusurun varlığının mevcut olduğunu, sigorta poliçe limitleri dahilinde meydana gelen kaza neticesinde oluşan zararların tazmini ilgili olarak … A.Ş.’nin sorumluluğunun bulunduğunu beyanla müvekkiline atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmuyor olması sebebiyle davanın reddine, mahkemece müvekkil aleyhine tazminata hükmedilecek olması durumunda ise, müteveffanın kusur durumu da dikkate alınarak zarar hesabından ve tazminattan indirim yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; davacılar … ve … için ayrı ayrı 20.000′ er TL manevi tazminatın 14/06/2014 traihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar …, … ve … A.Ş den(…dan poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacılar …, …, … ve … için ayrı ayrı 10.000′ er TL manevi tazminatın 14/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar …, … ve … A.Ş den(…dan poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı … A.Ş ye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı … vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kabul manasına gelinmemesi kaydıyla, bir an davanın reddolunmaması düşünüldüğünde, birden fazla davacının birlikte dava açması ve tek vekille temsil edilmeleri halinde, davacılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, söz konusu olay, diğer davalı … sevk ve idaresindeki aracın müvekkilin motorbisikletine çarpması neticesinde gerçekleştiğini, yani kazanın yegane sebebinin davalı … olduğunu, diğer davalı …’ nin iddiaları, olayın oluş şeklini çarpıttığını, trafik kurallarına uyduğundan bahsetmiş ise de, buna katılmanın mümkün olmadığını, çünkü bir kişinin ölüm şekli ve diğer bir kişinin ciddi anlamda yaralanmasına sebebiyet verilen bir trafik kazasında, diğer davalı yanın trafik kurallarına uyduğu ifadesi inandırıcı davalı …; Ceza Mahkemesinde ki ifadesin de, müvekkilin motoruna çarpmamak için gaza bastığını söylediğini, mantıksızca yapılan davranış biçimi, davalı tarafça kazayı önlemek adına yapılacak bir davranış ve alınacak önemli bir tedbir sayılmadığını, kazayı doğurabilecek tüm koşulları tahmin edip, dikkat ve özeni gösterip, kaza koşullarını en aza indirmesi gerektiğini, en nihayetinde müvekkilin motosikletine arkadan çarpan şahıs, diğer davalı yanın … olduğunu, ayrıca araç gibi koruması ve güvenliği fazla olmayan motosiklete karşı, uyarı amaçlı gerekli ikazda bulunmadığını, sol şeridi kullanamayarak, çarpmamak içinde etkin bir tedbir almadığını, olayın gerçekleştiği yolun genişliğinin 7,5 metre olduğunu, müvekkilin alkolde almadığını, motosiklet için gerekli tüm evrakların tam olduğunu, motorda kask takmadığını beyan ettiğini, ceza yargılamasında da bunu ifade ettiğini, müvekkil güvenlik donanımlarını takmış olsa bile ağır yaralanmanın kaçınılmaz olduğunu, müvekkilin dikiz aynaları olmayışı ve U dönüşü yapmış olması iddiasının asılsız olduğunu, hali hazırda vefatla sonuçlanan trafik kazalarında araçlar ağır hasarların meydana geldiğini, müvekkilin arkasına oturan müteveffa …; mecburi olmasına rağmen kask, dizlik, kolluk gibi koruyucu donanımları takmayıp gerekli önemleri almayarak, trafik kazasında ki sorumluğunu ve kusurunu arttırdığını, müvekkili ile müvekkilin kullandığı motorun arkasında oturan … yakın arkadaşlığının bulunduğunu, Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi yapılan ameliyat ve tadavi hasta raporları, iş görmezlik belgeleri, bu sebeple ağır yaralanmasından ötürü, %20 meslekte kazanma gücü kaybın olduğunu gösterir kurul raporunca da sakat kaldığı ortada olduğunu, açıklanan ve resen görülecek nedenlerle, tazminat bakımından yüksek meblağlar ile her davacıya ayrı ayrı vekalet ücreti karar verilmesinin hukuka aykırılık taşıdığını, açıklanan ve resen görülecek nedenlerle; kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak talebi gibi müvekkilin kazaya sebebiyet vermemesi sebebiyle, davanın reddine karar verilmesi ile aksi halde; tazminat ödenecek ise, mahkemece ödenecek tazminat miktarının, müvekkilin mali durumu, müteveffanın ve diğer davalı …’ nin kusur durumu da dikkate alınarak indirim yapılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın oluş şekli, müvekkilin trafik kurallarına uyduğunu, buna rağmen motosiklet sürücüsünün, dikiz aynasız, kasksız ve sinyalsiz motosikleti sola kırmasına dayandığını, tüm bu hususlar İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi 2014/322 E, 2015/276 K sayılı dosyada mübrez tutanaklar ile sabit olduğunu, şehit polis memuru … tarafından tanzim edilen 04.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda: Davalı … için “ Meskun mahalde, görüş mesafesinin açık olduğu iki yönlü yolda, gündüz vakit, dikiz aynaları olmayan yönetimindeki motosiklet ile yolun sağ şeridi üzerinde ve yaya kaldırımına yakın mesafede seyir halindeyken, koruyucu tertibat olarak kask ve dizlik takmadığı, kavşak olmayan mahalde geriyi kontrol altında bulundurmadan, kontrolsüz şekilde U dönüşü yapmak için sola yöneldiği, gerisinde gelen e kendisini geçmek üzere olan sanık sürücünün ( …) seyir yönünü kısa mesafeden ve aniden kapattığı, ayrıca yönetimindeki motosikleti sevk ve idare ettiği sırada motosikletin arkasına yolcu olarak binen müteveffanın koruma başlığı takmadan tehlike arz edecek şekilde yolculuk yapmasına izin verdiği, müteveffanın ölümüyle ve kendisinin yaralanmasıyla sonuçlanan kazanın oluşumu üzerinde, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarından dolayı 2918 sayılı KTK’nın 46/B-84/J maddelerini ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda ASLİ derecede kusurlu bulunduğu, Müvekkil … için “ yönetimindeki araç ile seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde, önünde aynı yöne doğru yolun sağında seyir halinde olan motosikleti trafik kurallarına ve nizamlarına uygun bir şekilde seyir hızını arttırarak geçmek istediği sırada, kısa mesafeden ve aniden solan yönelerek istikamet şeridine giren ve aracın önünü kapatan davalı …’in hatası ve kusurundan dolayı karıştığı ve yaralandığı olayda atfı kabil kusurunun bulunmadığını, müteveffa … için ise “ Motosiklete yolcu olarak bindiği sırada can güvenliği için gerekli koruyucu tertibat olarak koruma başlığı ve dizlik kullanmadan, tehlike arz edecek şekilde yolculuk yaptığından dolayı kendisinin ölümü ile neticelenen olayda, 2918 sayılı KTK’nun 78. Maddesini ihlal ettiğinden kazanın sonucu üzerinde alt düzeyde TALİ derecede kusurlu bulunduğu” tespitinde bulunulduğunu, ceza davasında, işbu bilirkişi raporuna rağmen ilk derece mahkemesince usul ve yasaya aykırı verilen karara karşı temyiz başvurusunda bulunulmuş olup, henüz Yargıtay incelemesinin devam ettiğini, davacıların lehine hükmedilen toplam 80.000,00 TL tazminat fahiş olup, davalı müvekkilin mahvına sebep olacak nitelikte olduğunu, davalı müvekkilin meydana gelen zararda kusuru olmamasına karşın, diğer davalı … ile müteselsilen sorumlu olduğu yönünde karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, somut olayın özellikleri ve ceza dosyasının göz önüne alınarak miktarın hakkaniyete uygun olarak belirlenmesini gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu desteklerini yitiren davacıların manevi zararlarının kazaya sebebiyet veren aracın işleteni, sürücüsü ve kasko sigorta poliçecisinden tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm davalılar … vekili ve … vekili
tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; ilk derece mahkemesince 05/12/2019 tarihinde hüküm verilmesinden sonra, dosyanın istinaf incelemesi amacıyla Dairemize gönderilmesinden önce davalı sigorta şirketi vekili tarafından 31/01/2020 tarihli dilekçesi ile müvekkili ile davacılar arasında kasko sigorta poliçesi kapsamında sulh protokolü imzalandığını, anılan protokolde mutabık kalınan tazminat ve ferilerinin davacılar vekilinin banka hesabına ödendiği, müvekkili sigorta şirketinin tüm sorumluluğunu yerine getirdiği, davacıların da ekteki protokol uyarınca davadan feragat etmiş oldukları, protokol gereğince davacılardan vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığını, dolayısıyla gerekçeli karar kesinleşmeden sulh olunduğundan manevi tazminat talepleri bakımından davanın feragat nedeniyle reddine dair ek karar verilmesini talep ettiğini, ekinde sulh ve ibraname başlıklı belge sunduğu, davacılar vekilinin ise 14/02/2020 tarihli dilekçesi ile davalı sigorta şirketince toplam 22.260,00 TL ödeme yapıldığını, davalı sigorta şirketini ibra ettiklerini, bakiye alacaklarının diğer davalılar yönünden devam ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece HMK nın 31. Maddesi uyarınca davacılar vekiline hangi davacı için ne kadar manevi tazminat ödemesi alındığını açıklatmak, sulh, ibra ve ödeme belgeleri ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından sunulan ibranamenin içeriği ile davacılar vekilinin beyanları, ibranamenin davalı …’e sirayet edip etmeyeceği, manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … vekili ve davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan kabulü ile, istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın. 353/(1)-a-6. maddeleri gereğince kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekili ve davalı … vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2019 tarihli ve 2017/893 Esas – 2019/1132 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinafa gelen davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf aşamasında istinafa gelen davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın kaldırılması sebep ve şekline göre istinaf edenlerin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 15/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.