Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/238 E. 2021/340 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/238
KARAR NO : 2021/340

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
NUMARASI : 2016/317 Esas- 2017/759 Karar

DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 16/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/04/2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/317 Esas- 2017/759 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.

DAVA
Davacılar vekili, müvekkili …’in eşi …, … ve …’in babaları olan …’in …Noterliğinin 21/03/2002 tarihli kooperatif üyelik hakkının devri sözleşmesi ile …’dan davalı kooperatifin üyeliğini devraldığını, …. ada …. Blok …. Kat … nolu dairenin kendisinin olduğunu, …’in eve girdikten sonra aidatları eksik ödediği gerekçesi ile kooperatifçe 17/03/2008 gün 56 nolu karar ile ihraç kararı verildiğini, ayrıca eksik kalan aidatların faizi ile icra yolu ile tahsil edildiğini, ihraç kararı nedeni ile elden çıkarılan müvekkiline ait dairenin kooperatifçe satıldığını bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL ayrılma payı bedelinin yasal faizden az olmamak kaydıyla en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 28.11.2017 havale tarihli miktar arttırım dilekçesi ile, dava dilekçesinde 500,00 TL olan tutarı 5.321,13 TL arttırarak toplam 5.821,13 TL ayrılma payı bedelinin ihraç tarihinden itibaren yasal faizden az olmamak üzere en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili, dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, esas yönden ise davacılar murisinin ihraç olduktan sonra herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, aksine Karşıyaka 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/815 E.sayılı dosyası ile kooperatife borcunun olduğunun murisin kabulünde olduğunu, ihraç tarihinden itibaren faiz isteminin yerinde olmadığını bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre ” Davacıların murisi …’in davalı kooperatifin ortağı iken 17.03.2008 gün 56 nolu karar ile kooperatif ortaklığından ihraç edildiği, kooperatif ortaklığı süresince adı geçen muris tarafından davalı kooperatife bir takım aidatların ödendiği, ortaklığa bağlı bağımsız bölümden murisin müdahalesine son verildiği ve taşınmazın kooperatif tarafından satıldığı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşulmayan noktalar ve çözülmesi gereken sorun; davacıların murisinin kooperatif ortaklığından ihracından sonra, tasfiye prosedürü çerçevesinde davacıların davalıdan ayrılma payı alacağının bulunup bulunmadığı, varsa tutarının ne kadar olduğu noktalarındadır.
1163 sayılı Koop. K’nun 17/1 ve ana sözleşmenin 15/1 maddeleri gereğince, kooperatiften ayrılan ortağın, ayrıldığı yıla ait genel kurulda kabul edilerek kesinleşen bilançodan payına düşen miktardan hissesine isabet eden masraflar düşüldükten sonra -sermaye ve diğer alacaklarının- bakiyesinin iadesini talep hakkı vardır. Bilançonun genel kurulca kabulü sureti ile kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir. Aynı kanunun 17/2. maddesi uyarınca, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek olması nedeniyle ödemelerin geciktirilmesi mümkündür. Ancak bu durum kooperatife geciktirme hakkı verir ise de alacağın muacceliyet tarihini etkilemez (Yarg. 11 HD’nin 21.12.2006 gün, 2005/13083 E., 2006/13751 K.sayılı içtihadı).
Maddî ve hukukî olgular ışığında somut olaya gelince:
Davacıların murisinin üyelik süresince davalı kooperatife yaptığı toplam ödeme tutarının 6.696,40 TL olduğu, muris üyenin ihracına ilişkin mahkememizin 2008/153 E. – 2009/118 K.sayılı kararının kesinleştiği 16.05.2011 faaliyet yılına ilişkin payına düşen genel gider tutarının 875,27 TL olduğu, ödenen miktardan genel gider payının çıkarılması ile kalan 5.821,13 TL’nin davacılara ödenmesi gereken aidat toplamı olduğu, bu tutarın davacıların murisinin üyelikten ihracına ilişkin mahkememiz kararının kesinleştiği yıla ait bilançonun kesinleştiği 20.05.2012 tarihinden itibaren 1 ay sonra muaccel hale geldiği ve davalının 21.06.2012 tarihinde temerrüde düştüğü, ayrılma payı bedeli ile ilgili fazlaya ilişkin talebinin yersiz bulunduğu, tüm dosya kapsamı, özellikle bilirkişi raporu ile belirlenmiştir.
Dosyanın içeriğine ve davanın mahiyetine göre, dava konusu alacağın varlığı ve tutarı veya yokluğunun tespiti esas itibari ile davalıya ait ticari defter ve belgelerle belirlenebileceğinden ve davacı taraftan alacak miktarını tam ve kesin olarak belirlemesi beklenemeyeceğinden, HMK.’nun 107.madde hükmü uyarınca işbu davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olmasına, alacağın miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda davacının iddianın genişletilmesi yasağına tâbi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabilmesine; ihraç kararının kesinleştiği tarih olan mahkememizin 2008/153 E. – 2009/118 K.sayılı ilamın kesinleştiği 16.05.2011’den itibaren işbu davanın açıldığı 08.12.2015 tarihine kadar 1163 sayılı Koop K.’nun 15/son madde hükmünde öngörülen 5 yıllık sürenin dolmamış olmasına göre, davalı vekili tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’i ve bilirkişi raporuna itirazları hukuki dayanaktan yoksun bulunmuştur.” gerekçesiyle davanın kabulüne, 5.821,13 TL ayrılma payı alacağının temerrüt tarihi 21.06.2012’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davalarının aidatları iadesi değil ihraç sebebi ile tüm hakların tahsiline yönelik olduğunu, ihraç kararından sonra satılan evin değeri bugün itibariyle 400-500 bin civarında olup mahkemenin hükmetmiş olduğu alacak miktarından çok fazla bir bedel olduğunu, gayrimenkulün değeri de göz önüne alınarak mahrum kalınan tüm hakların tanzimi gerektiğini son olarak en yüksek mevduat faizinden talepte bulundukları halde yasal faize karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, kooperatif ayrılma payının iadesi davasıdır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacının ıslah dilekçesi ile tüm hakları yönünden talebini 5.821,13 TL ile sınırlandırdığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/317 Esas- 2017/759 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan başlangıçta alınan 35,90 TL maktu karar harcı ile 64,00 TL nispi karar harcının toplamı olan 99,90 TL’den, alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 40,60 TL’nin istek halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
b) Davacı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 16/04/2021