Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2366 E. 2023/582 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2366
KARAR NO : 2023/582

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2019 (Dava) – 30/06/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/446 Esas – 2020/322 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 05/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/04/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2020 tarih ve 2019/446 Esas – 2020/322 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2011/3127 sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibine başlandığını, müvekkilinin dosya borcunun 150.000,00-TL’sini ve fer’ilerini kabul ettiğini ve bakiye dosya borcuna itiraz ettiğini, süreç içerisinde dosyadan yaklaşık 210.000,00-TL tahsil edildiğini ve bakiye borç tahsil edilmeden dosyanın düştüğünü ve … A.Ş (daha sonra … A.Ş çatısında birleşmiş) tarafından alacağın devralındığını dosyanın yenilendiğini, 2016/8400 sayılı yeni esas numarasından müvekkiline yenileme emri gönderildiğini, yenileme emri üzerine bakiye borçtan sorumlu olunmadığının müdürlüğe bildirildiğini ancak bu beyanın reddedildiğini, müvekkilinin maaşına haciz konulduğunu, bunun üzerine İzmir 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/36 Esas 2017/516 Karar sayılı dosyası ile haksız hacizlerin kaldırılmasına ve dosyada mevcut ve henüz alacaklıya ödenmeyen maaş kesintilerinin müvekkiline ödenmesine karar verildiğini ve bu bedellerin müvekkiline iade edildiğini, ancak şikayet davası sonuçlanana kadar müvekkilinin maaşından kesilip alacaklıya ödenen 4.884,70-TL’nin iade edilmemesinden dolayı İzmir 28. İcra Müdürlüğü’nün 2017/12058 Esas sayılı dosyası ile istirdadı istemiyle icra takibi yapıldığını ve borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, İzmir 28. İcra Müdürlüğü’nün 2017/12058 Esas sayılı dosyasında itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasında haksız olduğunu, dosya borcunun henüz bitmediğini, İzmir 3. İcra Hukuk Mahkemesi 2017/36 Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak açılan takibin hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “… İzmir 9. İcra Müdürlüğü 2016/8400 (eski numarası 2011/3127) sayılı dosyası üzerinden Mahkememiz davacı aleyhine takip başlatıldığı, söz konusu takibe davacı-borçlu tarafından yukarıda belirtildiği şekilde kısmi itiraz yapıldığı, itiraz yapılmış olan kısma yönelik davacı-borçlu aleyhine itirazın iptali ya da itirazın kaldırılması davasının açılmadığı, itiraz edilmeyen kısma yönelik davacı-borçlu tarafından toplamda 203.847,12 TL’lik bir ödemenin yapıldığı, davacı-borçlu tarafından İzmir 3. İcra Mahkemesinin 2017/36 esas sayılı dosyası üzerinden açılan şikayet davası üzerine İzmir 9. İcra Müdürlüğü 2016/8400 (eski numarası 2011/3127) sayılı dosyası üzerinden 10/06/2016 tarihinden sonraki dönemde yapılan işlemlerin iptaline karar verildiği, söz konusu tarih baz alındığında dosyaya sunulu bilirkişi raporundan da görüleceği üzere davacı-borçlu tarafından söz konusu icra dosyasına maaştan kesinti yapılması suretiyle fazladan 4.884,70 TL yatırıldığı ve bunun icra dosya alacaklısı tarafından tahsil edildiği, yapılan bu fazla tahsilatın davalıdan tahsili istemi ile İzmir 28. İcra Müdürlüğü’nün 2017/12058 E. Sayılı dosyası üzerinden başlatılan ilamsız takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin açılan davada davacının dava açmasında haklı olduğu…” gerekçesiyle 1-Davanın KABULÜNE, 2- İzmir 28. İcra müdürlüğü’nün 2017/12058 E. Sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın reddi ile takibin aynen DEVAMINA, 3- İİK Madde 67/ son gereği hükmolunan alacak tutarının %20 si olarak hesaplanan 976,94 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyada eksik inceleme yapıldığını, rapora karşı itirazları değerlendirilmeden verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dışı … hakkında İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2011/3126 E. Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi sureti ile takip başlatıldığını, taşınmazın 18/10/2011 tarihinde alacağa mahsuben temlik eden bankaya ihale edildiğini ve tescilinin tamamlandığını, İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2011/3127 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, …’in hem kredi kartı hem ticari kredi riskleri banka tarafından tek bir takipte birleştirildiğini ve takibe konu kredilerden bir kısmının kendilerine temlik edildiğini, bir kısmının da banka takibinde bırakıldığını, kendilerine … nolu kredi kartı alacağıırı temlik edildiğini, banka tarafından söz konusu kartın İzmir 9. İcra Müdürlüğünün 2011/3127 Esas sayılı takibe dahil edildiğini ancak takibe konu diğer kredilerin tarafımıza temlik edilmediğini, bankaya yapılan ödemenin toplamda 172.122,00-TL olduğunun bildirildiğini, yerel mahkeme dosyasından alınan bilirkişi raporunda; İzmir 9.İcra Müdürlüğünün 2016/8400 E. Sayılı takip dosyası ile toplam 254.882,86-TL nin talep edildiği, davacının 150.000,00-TL borç aslı ve ferilerini kabul ettiği, toplam 203.847,12-TL ödeme yapıldığı, İzmir 28.İcra Müdürlüğünün 2019/10511 E. Sayılı dosyasından 4.884,70-TL ödemenin tahsili talebi ile takip başlatıldığı, İzmir 3.İcra Hukuk Mahkemesi 2017/36- 516 E/K, dosyasından 06.07.2017 tarihinden sonra yapılan tüm işlemlerin iptaline karar verildiği ancak bu kararın verilmesinden sonra belirtilen tarihten sonra davalı hesabına dava miktarı kadar ödeme yapıldığı, davalı tarafından bu ödemelerin davacıya iade edilmediği tespit edildiğinin belirtildiğini, rapora karşı verdikleri itiraz dilekçemizde ” dosyadan alınan bilirkişi raporunda tarafımıza fazladan yapılan ödeme tutarının hangi riske ve takip dayanağına ait olduğunun tespitinin yapılmadığı ; bankanın hangi dayanak alacağının temlik edilip edilmediğinin, dolayısıyla bu davaya konu alacağın hangisine ait olduğunun tespiti gerektiği, bu hususun aydınlatılması ve yalnızca tarafımıza ait yapılan ödemeye itiraz edilmiş olması nedeni ile temlik eden banka tarafından davacı borçluya bankaya yapılan tahsilat sonucu borcun bittiğine ilişin ibra /yazı verilip verilmediğinin sorulması gerektiği, bu hususların aydınlatılması neticesinde yeniden bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini ancak, Yerel Mahkeme tarafından işbu eksikliklerin giderilmesine yönelik taleplerinin dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, bu hali ile kararın, eksik inceleme üzerinden verildiğini ve gerekli maddi olguların aydınlatılmadığını, bankadan kendilerine temlik edilen alacağın tamamen tahsil edilmediği için, banka tarafından temlik edilen alacak kaleminin davacı tarafından bankaya ödendiği için davacı tarafından açılan haksız fazla ödeme iddiasına ilişkin talebin reddi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 341-(2) maddesinde; “miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK.’nun Ek 1. maddesi 1. fıkrasında; HMK.’nun “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların On Türk Lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK.’nun “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2020 yılı için HMK.’nun 341-(2) maddesindeki kesinlik sınırı 5.390,00 TL olmuştur.
Mahkemece kabul edilen ve istinaf incelemesine konu olan 4.884,70-TL karar tarihi itibarı ile HMK.’nun 341-(2) maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının altında olup, ilk derece mahkemesince verilen karar kesin niteliktedir.
Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi sonuca etkili değildir.
Buna göre; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Açıklanan nedenlerle; karar tarihi itibariyle miktar olarak kesin olan mahkeme kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 341-(2) ve 346-(1) maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı ile toplam 83,42 TL istinaf karar harcının davalıya iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352/1-b ve 362/1-a maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05/04/2023