Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2361 E. 2023/475 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2361
KARAR NO : 2023/475

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/08/2019 (Dava) – 07/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/395 Esas – 2020/36 Karar
DAVA : İtrazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 22/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/03/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/02/2020 tarihli ve 2019/395 Esas – 2020/36 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı … arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmesi için Beyoğlu 48. Noterliği’nin 03/07/2019 tarih, 69036 yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide olduğunu, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlu hakkında Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10436 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, uyuşmazlığın giderilmesi hususunda arabuluculuk müessesesine başvurulmuş olup, anlaşmaya varılamadığını, davalı borçlunun işbu itirazlarının kabulünün mümkün olmadığını, davalının bu iddialarının icra takibini geciktirmeye yönelik mesnetsiz iddialar olduğunu ileri sürerek, davanın kabulü ile, Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10436 Esas sayılı icra takibine konu 10.272,52-TL’ye borçlunun yaptığı itirazların iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı banka ile yıllarca farklı isimler altında ihtiyaç kredileri ve ticari krediler çektiğini, müvekkili davacının bankadan almış olduğu tüketici kredileri ve ticari krediler karşılığı birçok ödeme yaptığını, ancak bu güne kadar işletilen faiz oranlarının ve yapılan kesintilerin fahiş, yasaya aykırı, haksız ve dayanaksız olduğunu, sözleşmelerde haksız şartlar olduğunu, borcunun çok üzerinde ödemeler yaptığını öğrendiğini, müvekkilinin ticari şirket olmayıp şahıs olduğunu, dolayısıyla tüm alacakların şahsi alacak olduğunu ve borçlarından da şahsen sorumlu olduğunu, bu itibarla işbu davaya konu edilen kredi sözleşmesi de dahil olmak üzere müvekkili tarafından davacı bankadan çekilen tüm kredi dosyaları incelendiğinde bugüne kadar yapılan ödemelerden işletilen fahiş ve yasaya aykırı oranları, haksız kesintiler, haksız şarta dayalı alınan ödemeler düşüldüğünde müvekkilinin borçlu değil alacaklı çıkacağını, öncelikle 19/10/2017 tarihli kredi sözleşmesinde 12.000,00-TL kredi çektiğinin yazıldığını, 19/10/2017 tarihli dekontta müvekkilinin çektiği miktarın 10.970,00-TL olduğunu, bakiyenin ne için kesildiğinin bilinmediğini, dosyaya sunulan kredi sözleşmesinde de böyle bir hüküm olmayıp haksız bir kesinti yapıldığını, bu bedelin ve uygulanan faizin dosya borcundan düşülmesi gerektiğini, yine davaya konu takip ödeme emrinde müvekkilinin sadece 1.003,37-TL ödeme yaptığı ve bu bedelin düşüldüğü bildirilmekle beraber müvekkilinin yaptığı ödemelerin çok daha fazla olduğunu, takip talebinde istenen ana para ve faiz miktarlarının yanlış olduğunu, ödeme emrinde %62,4 oranında işlemiş faiz hesaplandığı, takip sonrası için de %62,4 işleyecek faiz talep edildiği görülmüş olup, bu keyfi ve fahiş oranın davacının dosyaya sunduğu sözleşme örneğinde bulunmadığını, yasal üst sınırın da üzerinde olup haksız, dayanaksız ve yasaya aykırı olduğunu, akdi faiz oranının aylık 1,49 olarak belirlendiğini, sözleşme ile kararlaştırılacak faiz oranının üst sınırının belirlendiği TBK 88.m’si ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Aksi Faize İlişkin Kanun 2.m’si birlikte değerlendirildiğinde talep edilen faizin yasaya aykırı, haksız ve dayanaksız olduğunun ortaya çıktığını, müvekkilinin daha önce kullandığı tüketici ve ticari kredilere de yıllarca yasaya aykırı fahiş faizler uygulandığını, neticede müvekkilinin ödemesi gereken miktarın çok üzerinde ödeme yaptığını, ödeme emrindeki faizin %5 gider vergisi talebinin de dayanağı olmadığını savunarak, davanın reddine, karşı tarafın %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da görüleceği üzere, davalının davacı bankadan kredi kullandığı, kredi borcunun geri ödemesinin tamamlanmadığı, bu kredi borcundan kaynaklı olarak davalı tarafça ödenmeyen 8.386,51-TL asıl alacak, bu asıl alacağa bağlı olarak 1.428,75-TL işlemiş faiz, 71,44-TL faizin %5 gider vergisi ve 198,72-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 10.085,42-TL borcunun kaldığı…” gerekçesiyle davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10436 Esas sayılı icra takip dosyasında 8.386,51-TL asıl alacak, 1.428,75-TL işlemiş faiz, 71,44-TL faizin %5 gider vergisi ve 198,72-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 10.085,42-TL’ye yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden talepnamedeki şartlar ile devamına, davacı yararına itirazı iptal edilen miktar üzerinden %20 (2.017,08-TL) tazminat verilmesine, fazlaya ilişkin (187,10-TL) istemin REDDİNE, davalı tarafın %20 tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; usul ve yasaya, genel işlem şartlarına aykırı bilirkişi raporuru doğrultusunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesinde akdi faiz oranı 1.49 (yıllık 17.88) olarak belirlendiğini, %62.4 oranında işlemiş ve işleyecek temerrüt faizi talep edildiğini, davacı banka tarafından temerrüt faizinin dayanağı olarak Genel Kredi Sözleşmesinin 11.m.’si gösterildiğini, 19.10.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin temerrüt faizine ilişkin 11.maddesinde; “bankanın mevzuat gereği TCMB’na bildirdiği kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihinde yürürlükte olan en yüksek faiz oranına bu oranın %30 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi işletileceğinin” bildirildiğini, Yerel Mahkemece Genel Kredi Sözleşmesinin karşı tarafa tek taraflı yetki veren öngörülemeyen temerrüt faiz oranına ilişkin 11. maddesinin haksız şart mahiyetinde olup, geçersiz olduğu göz ardı edilerek (akdi faiz oranı olan %17.88 uygulanması gerekirken) %62.4 temerrüt faizi uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece alınan bilirkişi raporunda genel kredi sözleşmesinin 11. Maddesinin haksız şart mahiyetinde olup olmadığının incelenmediğini, 19.10.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve 11.maddesinin; banka tarafından hazırlanarak birçok işlemde kullanılmak üzere sunulan genel sözleşmelerden olduğu, bu itibarla TBK.20.m.’si anlamında “Genel İşlem Koşulu” mahiyetinde olduğunu, bankaya tek taraflı olarak temerrüt faiz oranını belirleme yetkisi tanıdığından, temerrüt faizi oranının müşteri için sözleşme anında öngörülemeyeceğini, TBK.24.m.’si gereği geçersiz olduğunu, bilirkişi raporunun 3. sayfasında 3. maddesinde akdi faizin %1.49 (yıllık %17.88) olduğunun bildirildiğini, bu durumda 3095 SK.2.m.’si gereğince temerrüt faizinin akdi faiz olan yıllık 17.88 olarak hesaplanması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinde kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, uyuşmazlık ticari nitelikteki kredi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, ticari kredi sözleşmesinin niteliği göz önüne alındığında genel işlem koşullarına aykırılığı teşkil edecek bir hususun bulunmadığı, faiz hesabının da anlaşıldığından, taraflar arasında 19.10.2017 tarihinde imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’nin Temerrüt başlığı altındaki 11.b. maddesinde “Bankanın mevzuat gereği TCMB’ye bildirdiği kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına bu oranın % 30 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi tatbik edileceği” hükmü bulunduğu, temerrüt tarihinde geçerli olduğu bildirilen 14.05.2018 tarihli 273 sayılı Banka Duyurusunda TL krediler için tabloda % 48 faiz oranının bildirildiği, bu durumda davacı bankanın icra takibinde talep ettiği yıllık % 62,4 temerrüt faiz oranının (%48x% 0,30 = % 14,40) ( %48+%14,40= %62,40) yerinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/395 Esas – 2020/36 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 688,93 TL istinaf karar harcından, peşin yatan 54,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 634,553 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/03/2023