Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/236 E. 2021/291 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/236
KARAR NO : 2021/291
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2017
NUMARASI : 2015/1174 Esas- 2017/1273 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2021
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1174 Esas- 2017/1273 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davacı ve davalılardan ….. vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, davacıya ait ….. plakalı aracın 19/09/2015 tarihinde davalı ….. adına kayıtlı ve kendi sevk ve idaresindeki ….. plakalı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda araçta maddi hasar meydana geldiğini, kaza tespit tutanağına göre davalı ….. …..’nun tam ve asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin kasko şirketi tarafından ekspertiz yapılmak suretiyle aracın işçilik bedeli hariç 30.000 TL civarında parça bedelinin tespit edildiğini, aracın tamirinin karlı görülmeyerek aracın tam hasarlı kabul edildiğini ve sovtajı kasko şirketinde kalmak suretiyle müvekkiline 90.000 TL ödendiğini, ancak aracın tahmini bedelinin en az 110.000 TL olduğunu, ayrıca aracın hasarlı olduğu süre boyunca müvekkilin bir araç kiraladığını ve bunun için 2.470,00 TL ödediğini, müvekkilinin kasko şirketinden aldığı bedelin zararı karşılamadığını, yeni araç almak için bir an önce kaskodan alacağı bedele ihtiyacı olan müvekkilinin kaskonun yaptığı ödemeyi kabul ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle eksik kalan zarara karşılık 5.000 TL’nin davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, kiralama bedeli olarak ödenen 2.470,00 TL’nin davalı …..’dan fatura tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili uyap üzerinden gönderdiği ıslah dilekçesiyle 5.000 TL olan değer kaybı sebebi ile oluşan zarara ilişkin taleplerini 11.850,00 TL ye çıkardıklarını belirterek, bu bedelin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …..’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, yargılama sırasında verdiği feragat dilekçesi ile davalı sigorta şirketi yönünden davasından feragat etmiştir.
CEVAP
Davalı ….. vekili, müvekkiline ait aracın ZMMS poliçesinin mevcut olduğunu, dava konusu olayda davacının hasar gören aracının tamiri için müvekkilinin sigortacısına başvurmadığını, kendi isteği ile kendi kasko sigortasını devreye sokarak aracın tam hasarlı sayılmasından kaynaklanan bedeli tahsil etme yolunu seçtiğini, kaza anında çekilen fotoğraflar ve kaza tespit tutanağına göre davacıya ait aracın takla atmadığını, hiç bir camının kırılmadığını, sol ön çamurluğunun hasarlı olduğu, sol önden arkaya kadar derin çizikler olduğunu, aracın bu haliyle tam hasarlı olmasının kabul edilemeyeceğini, ancak davacı yanın tamamen keyfi bir şekilde kasko sigortasını devreye sokarak aracının tam hasarlı kabul edilmesini sağlayarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, Tramer’den alınan 11/11/2015 tarihli ekspertiz raporuna göre hasar giderim bedelinin 26.709,40 TL olduğunu, parça bilgileri bölümünde rot balans ve genel işçilik bedellerine ilişkin kayıtlar mevcut olduğunu, araçtaki gerçek hasar giderim bedelinin tespiti için bilirkişi incelemesinin gerektiğini, davacının müvekkilinin sigortacısına başvurması halinde kendisine ikame araç tahsis edileceğini bu nedenle araç kirası ödemek zorunda kalmayacağını belirterek, davanın her iki talep yönünden de reddini talep etmiştir.
Davalı ….. vekili, kazanın meydana geldiği 2015 yılı Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının araç başına teminat limitinin 29.000 TL olduğunu, davacı tarafın kasko sigortacısı tarafından kendisine 90.000 TL ödendiğini bildirdiğini, bu durumda davacıya ödeme yapan kasko sigortacısının sigortalısına daha fazla ödemede bulunduğundan 29.000 TL teminatın tamamının davacının sigortacısına ödeneceğini ve davacıya ödenecek bir tutarın kalmayacağını, davacı tarafın yeni araç satın alıncaya kadar kiralamak zorunda kaldığı araç için yaptığı ödemenin de müvekkilinin 29.000.-TL poliçe teminatı sınırları içerisinde temin edilen bir zarar olmadığını, bu nedenle bu tutarın da davacı yana ödenmesinin mümkün olmadığını, davanın kasko sigortacısı …..’ye ihbar edilmesi gerektiğini, müvekkilinden olay tarihinden itibaren faiz istenmesinin yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi asıl ve ek raporu ve tüm dosya kapsamına göre, feragat sebebiyle davalı sigorta şirketi yönünden davanın reddine, davacı vekilinin ısrarla kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının davalı taraftan tahsilini talep ettiği, aracın perte ayrıldığı, perte ayrılan araç için değer kaybının söz konusu olmadığı, davacı vekilinin ancak aracın gerçek değeri ile kasko şirketi tarafından kendisine ödenen değer arasındaki farkı maddi zarar olarak karşı taraftan isteyebileceği, bu nedenle davacının değer kaybı talebinin yerinde görülmediğinden bu talebinin reddine, araç perte ayrıldığı için davacının aynı niteliklerde yeni bir araç satın alması için gerekli olan sürenin 15 gün olduğu yönündeki bilirkişi raporuna itibar edilerek günlüğü 150,00 TL’den ikame araç bedeli olarak da 2.250,00 TL’nin davalı …..’dan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Yargıtay’ın emsal kararlarından da anlaşılacağı üzerine hakimin hukuki değerlendirmeyi yaparken tarafların değerlendirmeleri ile bağlı olmadığı bu yetkinin hakime ait olduğu, yine emsal kararlar uyarınca talebimiz bakiye zarara ilişkin olup araç değer kaybına ilişkin olmadığından bakiye zarara ilişkin alınmış rapor uyarınca davamızın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı ileri sürmüştür.
Davalı ….. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, mahkemenin değer kaybı talebinin reddine ilişkin kararının doğru olup onanması gerektiğini, perte ayrılan aracın tamiri söz konusu olmayacağından ve tamirde geçecek herhangi bir süre de olmayacağı için ayrıca raporda yeni araç satın alınması için bir süreye de yer verilmediği gözetildiğinde ikame araç bedeli yönünden verilen kararın hatalı olduğunu belirterek buna yönelik kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, araç hasar bedeli ve ikame araç bedelinin tahsili davasıdır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca ilk derece mahkemeleri tarafından verilen miktar veya değeri 1.500,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, anılan miktar aynı yasanın Ek. 1. maddesi uyarınca 01.01.2017 tarihi itibariyle 3.110,00 TL’dir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünü geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.
Somut olayda, mahkemece davalı ….. aleyhine kabul edilen 2.200,00 TL’nin hüküm tarihi itibariyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca istinaf sınırının altında kaldığı anlaşıldığından istinafı kabil olmayıp, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının davalıya iadesi cihetine gidilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı vekilinin yargılama safhasında talebini araçtaki değer kaybı olarak açıkça nitelendirmesi karşısında araç pert olduğundan mahkemenin perte ayrılan araç için değer kaybının söz konusu olmadığı gerekçesiyle bu yöndeki talebin reddine dair verdiği kararın yerinde olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı ….. aleyhine lehine kabul edilen miktarın hüküm tarihi itibariyle istinaf sınırının altında kalması nedeniyle istinafı kabil olmadığından, ikame araç bedeli talebine yönelik olarak davalı ….. vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nun 352. maddesi uyarınca usulden REDDİNE,
2- İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1174 Esas- 2017/1273 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşılıklı taraflar yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
4-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Davacı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
5- Davalı vekilinin yatırmış olduğu 98,10 TL istinaf kanun yolu harcı ve 38,00 TL nispi karar harcı olmak üzere toplam 136,10 TL’nin istemi halinde kendisine iadesine,
6-İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalılardan …..’nun yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerilerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran taraflara İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 08/04/2021