Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2356 E. 2023/846 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2356
KARAR NO : 2023/846

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2020
NUMARASI : 2015/1023 Esas – 2020/138 Karar
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 17/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2020 tarihli 2015/1023 Esas – 2020/138 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili 26/06/2014 günü meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, davalı …’un kullandığı … plakalı araçla seyir halindeyken karşıya geçmeye çalışan müvekkil …’e çarptığını, bu çarpma neticesinde müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını, kazanın meydana gelmesinde davalı …’un %100 kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle hem kafatasından hem de kulağından darbe aldığını, işitme kaybı yaşadığını kaza ile ilgili olarak İzmir 31. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan dava sonucunda davalı …’un cezalandırılmasına karar verildiğini bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 40.000TL manevi, 5.000-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 29/05/2014-29/05/2015 tarihleri arasında zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, poliçe limitinin kişi başına 268.000,00-TL olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamı dışında olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Maddi tazminat talebine ilişkin olarak; davacının davasının kabulü ile, 83.790,47 TL sürekli maluliyet tazminatı, 3.558,11TL geçici iş göremezlik tazminatı, 476,06TL tedavi gideri ve 560,26TL ulaşım gideri olmak üzere toplam 88.384,90TL maddi tazminatın, davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 26/06/2014 tarihinden itibaren, davalı … A.Ş yönünden dava tarihi olan 04/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat talebine ilişkin olarak; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 10.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 26/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davanın davalı sigorta şirketi yönünden reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili ile davalılardan … vekili ile … vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece alınan 10.06.2016 tarihli kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’un %100 oranında kusurlu, davacı …’ün ise kusursuz olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin bu kaza nedeniyle hem kafatasından hem de kulağından darbe aldığını ve ciddi şekilde işitme kaybı sorunu yaşadığını, müvekkili lehine yalnızca 10.000-TL manevi tazminata hükmedildiğini, bu miktarın az olduğunu, kararının manevi tazminat yönünden kaldırılarak, manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin salt araç maliki olması hasebiyle davaya dahil edildiğini, sözkonusu davada müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, davaya konu kazanın diğer davalı sürücü tarafından idare edilmesi sırasında meydana geldiğini, kazanın oluşumunda aracın mekanik ya da bakım arızasının etkisinin bulunmadığını, aracın sürekli olarak davalının sevk ve idaresinde bulunduğunu, önceden tedbir alınmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacıya S.G.K tarafından yapılan ödemelerin tazminat miktarında dikkate alınması gerektiğini, ayrıca, davacı tarafça ticari faiz talep edilmesinin yasal olmadığını, ancak yasal faiz talep edilebildiğini, Ege Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınan 03.08.2016 tarihli rapor ile İstanbul ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu ‘nun 27.02.2017 tarihli rapor arasında çelişki bulunduğunu, çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu‘na gönderildiğini, anılan kurul tarafından düzenlenen 29.03.2018 tarihli raporda davacının hasta geçmişi incelenmeden eksik inceleme ile rapor tanzim edildiğini, bu doğrultuda tazminat hesaplamasının yapıldığını, oysa davacının 2009 yılındaki kronik süpüratif otitis media tanılı hastalığı göz önünde bulundurularak rapor tanzim edilmesinin gerektiğini, davacının hasta geçmişi öyküsü incelenmiş olsa idi, 26.06.2014 tarihli kaza ile davacının kulağındaki işitme kaybı arasındaki illiyet bağının kurulması irdelenmiş olacak ve bu illiyet oranına göre 29.03.2018 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda davacının meslekte kazanma gücünde kaybetmiş olduğu oranın değişeceğini, davacının hasta geçmişi göz önünde bulundurularak hesaplanacak gerçeğe uygun meslekte kazanma gücü kaybı oranı ile yapılacak tazminat hesabının hukuka uygun olacağını, 07.05.2019 tarihli tazminat hesaplamasına ilişkin bilirkişi raporunda tazminat hesabına esas bilgiler kısmında “önceden yapılmış ödemeler” kısmında davalı tarafça davacıya önceden yapılmış herhangi bir ödeme bulunmamaktadır” .dendiğini, herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı tespit edilmeden hesaplamanın yapıldığını, aynı durum SGK tarafından yapılması gereken ödemeler için de geçerli olduğunu, raporda hesaplanan 13 senelik pasif dönem zararı hesabı hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı, kazanın meydana geldiği tarihte emekli olduğunu, dosya içeriğinde davacının bir işte çalıştığına dair belgenin bulunmadığını, dolayısıyla pasif dönem zararı hesabı yapılırken davacının halihazırda emekli olduğunu ve çalışmadığı hususunun göz önünde bulundurulmasının gerektiğini, öncelikle, davacının maluliyet durumu ve maddi kayıplarının heyetten mütevellit bir bilirkişi kurulunca inceleme ve tespit edilmesini dilediklerini, zira mahkemece hukuka, dosya kapsamına ve hakkaniyete aykırı değerlendirmelerde bulunulan raporlara itibar edilerek itirazlara konu karar verildiğini yeni bir bilirkişi kurulu raporu alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Ege Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınan 03.08.2016 tarihli rapor ile İstanbul ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu ‘nun 27.02.2017 tarihli rapor arasında çelişki bulunduğunu, çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu‘na gönderildiğini, anılan kurul tarafından düzenlenen 29.03.2018 tarihli raporda davacının hasta geçmişi incelenmeden eksik inceleme ile rapor tanzim edildiğini, bu doğrultuda tazminat hesaplamasının yapıldığını, oysa davacının 2009 yılındaki kronik süpüratif otitis media tanılı hastalığı göz önünde bulundurularak rapor tanzim edilmesinin gerektiğini, geçici iş göremezlik zararı yönünden davalı müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın ceza davasının 20.01.2015 tarihli celsesinde verdiği ifadede, maddi zararının 1700-1800 TL civarında olduğunu ve 5.000,00 TL karşılığında davacının müvekkili ile anlaşabileceğini beyan ettiğini, bu nedenle davacının 5.000,00 TL üzerindeki maddi ve manevi tazminat taleplerini usulen kabul etmenin mümkün olmadığını, hatta davacı uzlaştırmadan kaynaklı 5.000,00 TL’ yi icra takibine konu ettiğini ve maddi ve manevi tazminat taleplerini dava ve takip edilebilir hale getirdiğini, manevi tazminatın bir kere talep edilmesinin mümkün olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemli davadır.
Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili, davalılardan … vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
1-Davacı vekili ile davalı …’un manevi tazminata yönelen istinaf itirazlarının incelenmesinde;
6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olay yönünden yapılan değerlendirmede; meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur oranları, davacıların yaralanmasının niteliği, olay tarihindeki paranın alım gücü ile hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacılar yararına manevi tazminat hükmedileceğinden, davacının sürekli iş göremezlik oranları ile geçici iş göremezlik süresi gözetildiğinde hükmedilen 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu itibarla davalı … vekilinin manevi tazminata yönelen istinaf itirazlarının esastan reddi, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile kararın HMK nın 352/1-b/2 maddesi uyarınca kaldırılması ve davacı yararına 30.000 TL manevi tazminat takdiri gerekmiştir.
2-Davalı … vekili ve …’un istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti incelemesine dayanılarak hazırlanan İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu tarafından düzenlenen 29.03.2018 tarihli raporun denetime elverişli, gerekçeli ve usul ve yasaya uygun olmasına, davacının geçmişteki kulak hastalığının değerlendirilip sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesine, hükme esas alınan 07/05/2019 tarihli hesap raporunda davacının gelirinin asgari ücret üzerinden esas alınmasına, hesap raporunun PMF yaşam tablosuna göre hazırlanmasına rağmen davacı vekilince bu hususun istinaf kanun yolu başvurusuna konu edilmemesine, anılan tabloya göre yapılan hesabın davalılar lehine olmasına, davalı …’ün işleten olup, KTK nın 85. Maddesi uyarınca kusursuz sorumluluğunun bulunmasına, kazanın oluşumunda kusurun tamamının davalı …’a ait olmasına göre davalılardan … vekilinin tüm, davalı … vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan istinaf itirazlarının esastan reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
3-Davalı … vekilinin faize yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde ise;
Davalı …’e ait … plakalı araç kamyonet ise de hususi nitelikte olup, ticari amaçla kullanıldığına ilişkin dosya kasamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece yasal faiz yerine reeskont faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Davalı … vekilinin faizin türüne ilişen istinaf itirazı yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine, davacı vekilinin manevi tazminata yönelen istinaf itirazları ile davalı … vekilinin faizin türüne yönelen istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davalı … vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2020 tarihli 2015/1023 Esas – 2020/138 Karar sayılı kararının maddi tazminata yönelen istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-Davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına ve davalı … vekilinin ilk derece mahkemesinin faiz itirazlarına ilişkin kararına yönelen istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2020 tarihli 2015/1023 Esas 2020/138 Karar sayılı kararının HMK’nın 352-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
“1- Maddi tazminat davası yönünden; davanın kabulü ile, 83.790,47TL sürekli maluliyet tazminatı, 3.558,11 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 476,06 TL tedavi gideri ve 560,26 TL ulaşım gideri olmak üzere toplam 88.384,90 TL maddi tazminatın, davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 26/06/2014 tarihinden itibaren, davalı … A.Ş yönünden dava tarihi olan 04/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat davası yönünden; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 30.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 26/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Manevi tazminat isteminin davalı sigorta şirketi yönünden reddine,
4-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 6.037,57-TL harçtan, peşin alınan 153,70-TL harç ile 1.425,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.578,70-TL toplam harcın mahsubu ile bakiye 4.458,87-TL karar ve ilam harcının, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.049,30-TL harcın, davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Maddi tazminat yönünden, davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere toplam 3.296,20-TL (ATK ve Ege Üniversitesi Adli Tıp Poliklinliği faturaları), davacı tarafça yatırılan 1.606,40-TL harç gideri olmak üzere toplam 4.462,90-TL’ nin davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak 4.105,87-TL’ sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Manevi tazminat yönünden ayrı bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Maddi tazminat yönünden davacı taraf kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümleri uyarınca kabul edilen maddi tazminat yönünden 12.290,04-TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Kabul edilen manevi tazminat (30.000 TL) yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL’ nin davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Reddedilen manevi tazminat yönünden(10.000 TL) davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen manevi tazminat miktarı (10.000 TL) dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
11-Dava dilekçesinde davalı sigorta şirketi yönünden de manevi tazminat talep edildiğinden, reddedilen manevi tazminat yönünden (10.000 TL) davalı sigorta şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
12-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
C-Davalı … vekilinin sair istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan gerekçelerle REDDİNE,
Ç-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-Davacı ile davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince anılan taraflara iadesine,
b-Davacı tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 148,60-TL ve tebligat ve posta gideri 33,00-TL olmak üzere toplam 181,60-TL yargılama giderinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalı … tarafından yatırılan istinaf başvuru harcı 148,60-TL ‘nin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
ç-Alınması gereken 8.086,87-TL istinaf karar ve ilam harcının, başlangıçta davalı …’dan alınan 1.680,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.406,67-TL harcın anılan bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydına,
d-Davalı … tarafından yatırılan 148,60-TL istinaf kanun yolu başvuru harcının Hazineye gelir olarak kaydına,
e-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin uhdesinde bırakılmasına,
f-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
g-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
ğ-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 17/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.