Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2354 E. 2023/816 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2354
KARAR NO : 2023/816

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2020
NUMARASI : 2018/1356 Esas – 2020/259 Karar

DAVA : Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen Tazminat
DAVA TARİHİ : 21/11/2018

BAM KARAR TARİHİ : 11/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2020 tarihli 2018/1356 Esas ve 2020/259 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ve yine müvekkili sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … ve … plakalı araçların 01.10.2018 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğunu, kaza sonrası müvekkile ait araçtaki hasar bedelinin tespiti amacıyla İzmir 3 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/173 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talep edildiğini, makine mühendisinin düzenlemiş olduğu bilirkişi raporunda müvekkile ait araçta 29.100,00 TL tutarında hasar olduğunu, anılan rapor üzerinde 30.12.2018 tarihinde davalının e-posta adresine başvuru yapıldığını, ancak olumlu ve olumsuz bir yanıt alınamadığını, bu nedenle müvekkile ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 15.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/173 D.İş sayılı dosyasındaki yargılama giderlerinin davalıdan tahsilini, sarf edilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili sunmuş olduğu 05.02.2020 tarihli dilekçesiyle; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini 1.000,00 TL daha arttırarak sonuç olarak 16.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline yine İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/173 D.İş sayılı dosyasından sarf edilen toplam 1.247,60 TL delil tespiti giderlerinin yargılama gideri olarak karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların davasını kabul etmediğini, söz konusu kaza ile ilgili davadan önce müvekkili sigorta şirketine müracaat edildiğini ve 3465761-0 no’lu hasar dosyası açıldığını, müvekkili şirket nezdinde 67154391 no’lu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile teminat verilen … plakalı aracın 20.08.2018 tarihinde meydana gelen kazası neticesi davacının başvurusu ile açılmış olduğunu, hasar dosyasının incelemesinin sonuçlandırılmadığını, ancak davacı tarafın neticeyi beklemeden kötü niyetli olarak dava açtığını, bu poliçeden dolayı müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere, maddi zararlarda maddi araç başına tazminat sınırının azami kaza tarihi itibariyle 36.000,00TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmesinin davayı kabul anlamına gelmediğini, Zorunlu Mali Sorumluluk sigortasının bir meblağ sigortası değil zarar sigortası olduğunu, bu sebeple teminat altına alınan rizikonun gerçekleşmesine rağmen, teminat limiti olan 36.000,00 TL nin tamamen ödenmesinin söz konusu olmadığını, mağdurun gerçek zararının alanında uzman bilirkişilerce tespit edilmesini ve tespit edilen tazminat bedelinin sigortacıdan alınarak sigortalıya verilmesinin gerektiğini, poliçenin işlerlik kazanabilmesi için kazanın oluş şeklinin incelenmesi ve kusurun kime ait olduğunun belirlenmesini ve bunun sonucunda kazanın meydana gelmesinde sigortalıya atfedilecek hukuki bir sorumluluğun tespit edilmesinin gerektiğini, aksi halde müvekkili şirkete sorumluluk atfedilemediğini, müvekkili sigorta şirketince belirlenen hasar dosyasına istinaden toplam 6.060,00 TL ödeme yapıldığını, davacının müvekkil şirkete karşı açmış olduğu haksız ve kötü niyetli davanın ve tüm taleplerinin reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Davanın kabulüne; 16.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hakkaniyete aykırı kararın kabulünün mümkün olmadığını, hasar dosyası kapsamında yapılan araştırma ve değerlendirme neticesinde araştırma kapsamının genişletildiğini, mevcut hasar dosyasından çelişkinin hukuki ifade ile anlatılmasında ve meydana gelen trafik kazası neticesi ve yine davacının başvurusu ile açılmış olan hasar dosyasının incelemesinin sonuçlandırılmadan; davacı tarafın neticeyi beklemeden kötü niyetli olarak dava açıp, tek taraflı tespit dosyasının hükme esas alınmasının ve masrafının davalı tarafa yüklenmesinin hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu, dosya kapsamına sunmuş olduğu ve yine ekte yer alan ekspertiz raporundaki unsurlar ile yerel mahkeme kararında tespit edilip hükmolunan tutar arasındaki fahiş farka ve yine de kabul anlamına gelmemek üzere pert- total değerlendirmesinde araç rayiç değerinin yüksek tutulmasına itiraz ettiklerini, söz konusu değerlendirmelerin kabulünün davalı tarafça mümkün olmadığını, ayrıca, Yerel mahkemece verilen karar içerisinde “hasar dosyasına istinaden toplam 6.060,00 TL ödeme yapıldığını” ifadesi yer alsa da hasar dosyasından böyle bir ödemenin yapılmadığını, davalı tarafça bildirilen beyanda sehven hata yapıldığını, bu bakımdan her ne kadar İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/173 D.İş sayılı dosyasındaki rapor esas alınarak hüküm oluşturulmuş ise de ; hem tek taraflı tespit dosyası tespit raporunu esas almaktan ibaret olduğu hem de dosya için fahiş farka dayanan çelişkili rapor içeriklerinin mevcut olması nedeniyle söz konusu karar hakka ve hakkaniyete aykırı olup; davalı tarafça kabul edilemeyeceğini, bu şekilde yapılan tespit yönünde kurulan hükmün usule ve hukuka aykırı olduğunu, davacı taraf, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de müvekkile yükletilmesini talep ettiğini ve mahkemece bu yönde hüküm kurulduğunu, ancak “Dürüstlük kuralına aykırılık sebebiyle yargılama giderlerinden sorumluluk” başlıklı, HMK 327. Maddesine göre, “Gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebebiyet vermiş olan taraf, davada lehine karar verilmiş olsa bile, karar ve ilam harcı dışında kalan yargılama giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir.” bu durumda dava açmadan önce müvekkili şirkete başvuran ancak evrakları tamamlamayarak davanın açılmasına ve uzamasına sebep olan davacının, dava kabul edilse dahi yargılama giderinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiğini, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta oluştuğu iddia olunan hasar bedeline ilişkin tazminatın davalıdan tahsili istemli davadır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 1409. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin zorunlu trafik sigortası genel şartlarında sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı zorunlu trafik sigorta poliçesi genel şartları ve TTK 1446/2 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
Davaya konu aracın bahse konu kazaya karıştığının dosyada yer alan belgeler ile sabit olmasına, alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun bulunmasına , kaza ile davacı yanın aracında meydana gelen hasarın uyumlu olmasına, değiştirilmesi gereken parça ve işçilik bedellerinin tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edilmesine, dosyada davalı sigorta şirketi iddialarına dair herhangi bir somut bir tespit bulunmamasına, ispat yükü üzerinde olan davalının hasarın sigorta teminat kapsamı dışında kaldığına yönelik iddialarını ispat edememesine, davalı sigorta şirketinin yargılama giderlerinden sorumlu olmasına, tespit giderlerinin de yargılama gideri niteliğinde olmasına göre, davalı … A.Ş (yeni unvan … A.Ş) vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … A.Ş (yeni unvan … A.Ş) vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 30/06/2020 tarihli 2018/1356 Esas ve 2020/259 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı … A.Ş’ den alınması gereken 1.092,96- TL istinaf karar ve ilam harcından, başlangıçta alınan 273,24-TL harcın mahsubu ile bakiye 819,72-TL harcın anılan davalıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davalı … A.Ş tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından artan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 11/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.