Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2352 E. 2023/467 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2352
KARAR NO : 2023/467

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2019 (Dava) – 11/03/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/343 Esas – 2020/183 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 22/03/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarihli 2019/343 Esas ve 2020/183 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı araç ile … plakalı aracın 05/03/2019 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin kazada kusurlu olan … plakalı aracın KZMM sigortasını (poliçe limiti 36.000-TL) ve ayrıca İMMS sigorta poliçesini (poliçe limiti 75.000-TL) tanzim eden şirket olduğunu, hasardan poliçe limitleri ile sorumlu olduğunu, hasar bedelinin tespiti maksadıyla İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/62 Değişik İş sayılı dosyasından delil tespiti talep edildiğini ve makine mühendisi bilirkişinin düzenlemiş olduğu raporda, müvekkiline ait araçta 77.301,00-TL tutarında hasar olduğunun mütalaa edildiğini, davalı sigorta şirketine başvuru yaptıklarını ve 40.000-TL ödeme yapıldığını, bakiye alacağın ise ödenmediğini, arabuluculuk müzakerelerinde de anlaşma sağlanamayınca işbu davanın ikamesinin zorunlu olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak ikame ettikleri işbu davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik bakiye hasar bedeline mahsuben 10.000-TL ile değer kaybı alacağına mahsuben 10-TL olmak üzere toplam 10.010-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, delil tespiti giderlerinin yargılama gideri olarak davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile bakiye hasar bedelini 31.500-TL’ye, değer kaybı bedelini ise 7.478-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, 04.03.2019-04.03.2019 tarihleri arasında zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigorta poliçesi ile araç başına kaza tarihi itibariyle 36.000-TL’ye kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirketince sigorta ettirildiğini, ayrıca yine … plakalı aracın 04.03.2019-04.03.2020 tarihleri arasında müvekkilince genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalanmış olup ihtiyari mali mesuliyet teminat limitinin 75.000-TL olduğunu, hasar sebebiyle müvekkili sigorta şirketine başvuru yapıldığını, dava öncesi 24.04.2019 tarihinde davacıya 40.000-TL ödeme yapıldığını, davacının başvurusuna istinaden ekspertiz incelemesi yaptırıldığını ve toplam 40.000-TL maddi hasar bedeli olduğunun tespit edildiğini, akabinde azami teminat limiti olan 36.000-TL davacıya ödeme yapılarak poliçe teminat limitinin tüketildiğini, bakiye 4.000-TL için ise kasko sigorta poliçesinin ihtiyari mesuliyet teminatı dikkate alınarak 09.05.2019 tarihinde davacıya ödeme yapıldığını, müvekkilinin çıkacak bakiye tazminattan ancak kasko sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olacağını, araç sürücüsünün kusur oranının belirlenmesi ve sonrasında da hasar bedelinin tespitinin gerekli olduğunu, 2019/43 D. İş sayılı dosya ile yapılan tespitin, kendilerinin katılımı olmadan tek taraflı olarak yapıldığını, bu tespiti ve masraflarını kabul etmediklerini, dava öncesinde müvekkili şirkete “değer” talepli bir başvuru yapılmadığını, bu sebeple müvekkilinin değer kaybına ilişkin bir değerlendirme yapamadığını, poliçe vadesi gereğince genel şartların ekinde yer alan formüle ve kriterlere göre değer kaybının tespiti gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte öncelikle ”gerçek zarar” miktarının tespit edilmesi gerektiğini, dosya kapsamında uğranılan zararın başvuran sigortalının iddia ve beyanlarından ibaret olduğunu, iddialarını doğrulayan hiçbir delil veya emare bulunmadığını, davacı sigortalının ispat yükünü yerine getiremediğini, dava öncesi ödeme yapması ve tüm sorumluluğunu yerine getirmiş olması sebebiyle müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, davacı vekilinin kaza tarihinden itibaren ticari faiz talebinde yasal isabet bulunmadığını, sigortalı aracın hususi (özel) araç olduğunu, olayın da haksız fiilden ibaret olduğunu, herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, bu nedenle avans faizine değil yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin ancak dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu tutulabileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı araçların 05/03/2019 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıkları, kaza sonrasında oluşan bakiye hasar bedeli ve değer kaybı bedelinin aracın ZMMS ve İMMS sigortacısı olan davalıdan tahsili gerektiğinden bahisle davalı hakkında dava açıldığı, … plakalı aracın davalı sigorta şirketinde 04/03/2019-04/03/2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS sigorta poliçesi ile sigorta kapsamına alındığı, poliçede araç başına maddi 36.000-TL sigorta limitinin belirlenmiş olduğu, ayrıca … plakalı aracın 04/03/2019-04/03/2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigorta kapsamına alındığı, poliçede araç başına maddi hasarlarda teminat tutarının 75.000-TL olduğunun belirlendiği, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olan bilirkişi raporuna göre, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşunda %100 oranında kusurlu olduğu ve davacıya ait … plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, … plakalı araçta meydana gelen kaza nedeniyle toplam gerçek hasar miktarının yedek parça, işçilik, kdv olarak 71.500-TL olduğu, davacıya ait araçta kaza nedeniyle 7.478,58 TL değer kaybı meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin bu ödemeden sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin davacıya 40.000-TL ödeme yaptığı, davacının değer arttırım dilekçesinde araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 31.500-TL ve değer kaybı bedeli olarak 7.478-TL maddi tazminat talep ettiği, bu değerin sigorta poliçe limiti dahilinde kaldığı, davacının davayı açmakta hukuki yararının olduğu, davalı sigorta şirketinin sigortalısının vermiş olduğu zarardan sigortalının kusur oranında sorumlu olduğu kanaatine varılarak, değer arttırım dilekçesi ve davalı aracın kamyonet olduğu gözetilerek, sonuç olarak; DAVANIN KABULÜ İLE, 31.500-TL hasar bedeli ve 7.478-TL değer kaybından ibaret toplam 38.978-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 12/07/2019’dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “…Makine mühendisi tarafından düzenlenen 06.01.2020 tarihli bilirkişi raporunun kendilerine 10.01.2020 tarihinde e-tebliğ edildiğini, 24.01.2020 tarihinde süresi içerisinde itiraz edildiğini, ancak hiçbir itirazları dikkate alınmadan karar verildiğini, bilirkişi raporunun eksik inceleme ile hazırlandığını, ek bilirkişi raporu alınması talep edilmesine rağmen hiçbir surette dikkate alınmadığını, HMK’nın 353/1-a maddesi 6. bendinde; mahkemece tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen delillerinin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olmasının bir istinaf sebebi olarak kabul edildiğini, yetersiz bir tahkikat ile tahkikatın hiç yapılmamış olması arasında sonuç bakımından bir fark olmadığını, her iki halde de tarafların ilk derece mahkemesindeki yargılamada hukuki dinlenilme hakkından mahrum bırakıldıklarını, dolayısıyla, önemli olanın kaç delilin toplanıp kaç tanesinin eksik bırakıldığından çok, uyuşmazlığın halli için önem arz eden delillerin toplanıp toplanmaması olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi ve Anayasanın 36. maddesine göre herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğunu, adil yargılanma hakkının, 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde belirtilen hukukî dinlenilme hakkını da içeren daha geniş bir hak olduğunu ve hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğunu, hukukî dinlenilme hakkına aykırılığın, kanun yolu incelemesinde re’sen dikkate alınacağını ve bozma sebebi olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından esasa etki eden hususlarda delillerin eksik toplandığını, itirazlarının değerlendirilmediğini, kararın kaldırılması ile dosyanın mahkemeye iadesini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle hasar bedeli ve değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davalı sigorta şirketi vekilinin bilirkişi raporuna ve talep arttırımına yönelik olarak 24.01.2020 havale tarihli dilekçesi içeriğinde itirazlarda bulunduğu, mahkemece 11.03.2020 tarihli celsede; “tarafların rapora karşı beyan dilekçesi sunmadığı” şeklinde yazıldığı, oysa davalı vekilinin talep arttırım dilekçesine yönelik itirazları ve bilirkişi raporuna itirazlarını aynı dilekçe içerisinde ve süresinde sunmuş olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin süresinde rapora itiraz ettiğine ve itirazları konusunda bir karar verilmediğine yönelik istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Dosya kapsamına göre, kazaya neden olan aracın ZMM sigorta şirketi olan davalı sigorta şirketi aynı zamanda aracın İMM sigortacısı da olup, bakiye tazminat taleplerinin İMMS kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkemece bu doğrultuda ibraname içeriği, ödeme dekontları ve ZMM/İMM poliçe hükümleri incelenerek, teminat kapsamına göre taleplerin değerlendirilmesi gerekmekle, eksik incelemeyle ve davalı taraf beyan ve itirazlarına yönelik ek rapor alınıp değerlendirilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden, kararın HMK 353/1-a-6.madde uyarınca kaldırılması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜNE; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/343 Esas – 2020/183 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan 665,64-TL istinaf karar harcının istek halinde davalı tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç, teminat ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 22/03/2023