Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2348 E. 2023/518 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2348
KARAR NO : 2023/518

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2015 (Dava) – 14/07/2020 (Karar)
NUMARASI : 2015/1249 Esas – 2020/336 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 29/03/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 29/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2020 tarihli 2015/1249 Esas ve 2020/336 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin içerisinde bulunduğu, sürücü dava dışı …’ın idaresindeki, davalı … Sigorta A.Ş tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın seyir halindeyken, maliki davalı …, sürücüsü davalı … olan ve davalı … Sigorta A.Ş tarafından ZMMS ile sigortalanan … plakalı araç ile çarpıştığını, 08.05.2015 tarihli bu kazaya ilişkin trafik kaza tutanağında müvekkilinin içinde bulunduğu araç sürücüsüne tali, karşı yan araç sürücüsüne ise asli kusur verildiğini, taksirle yaralanmaya sebep olma suçu nedeniyle İzmir C.Başsavcılığının 2015/54894 soruşturma dosyası ile soruşturma açıldığını, müvekkilinin işbu kazada yaralanmış olması nedeniyle sol humerus diafiz kırığı tanısıyla tedavi yapıldığını, geçirdiği operasyonlar nedeniyle uzun bir süre yataktan kurtulamadığını, evde haricen 4 ay fizik tedavi görmüş olmasına ve halen fizik tedaviye devam ediyor olmasına rağmen tam iyileşemediğini, ekonomik geleceğinin sarsıldığını, yara izlerinin de geçmeyip sabit iz olarak kaldığını, kaza sonrası müvekkilinin efor kaybına uğradığının şüphesiz olduğunu, çok genç yaştaki müvekkilinin evlilik hazırlıkları yaparken yaşadığı bu kaza nedeniyle travma sonrası stres bozukluğu da yaşadığını, talep edilen maddi tazminat kalemlerinin; sürekli işgücü kaybından doğan maddi tazminatın 800,00-TL, geçici iş göremez kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybının 100,00-TL, tedavi ve iyileşme giderlerinin 100,00-TL olduğunu, müvekkilinin tedavi için hastane ve ev arasında taksi kullanıldığını, özel fizik tedavi gördüğünü, bu giderlerden çoğunun müvekkili tarafından bu aşamada belgelendirilemediğini, ancak uzman bilirkişi marifeti ile hesaplattırılıp tazminine karar verilmesi gerektiğini belirterek, maddi tazminat yönünden belirsiz alacak davası niteliğindeki davada şimdilik sigorta şirketlerinin poliçe teminat ve limitleri ile sınırlı sorumlu tutulmak üzere açıklanan maddi tazminat toplamı olan 1.000-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, 60.000-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den tahsili ile müvekkiline ödenmesine, hükmedilecek tazminatlardan davalı sigorta şirketlerinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi, … ve …’ün kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile; geçiçi işgöremezlik tazminatını 9.296,21 TL, tedavi giderine ilişkin talebi 600,00 TL olarak arttırdıklarını, sonuç olarak 800,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatı, 9.296,21 TL’lik işgöremezlik ve 600,00 TL tedavi giderine ilişkin olmak üzere toplam 10.696,21-TL (davalı … Sigorta A.Ş 2.474,05 TL’sinden, diğer davalı … Sigorta A.Ş 7.422,16 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde sigortalı aracın (… plakalı) karıştığı trafik kazası neticesinde davacı için tazminat talep edildiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, tedavi ve geçici iş göremezlik gibi taleplerin 6111 sayılı Yasa uyarınca reddi gerektiğini, zira Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağını, davacının bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumunun tespit edilerek davacıya ödenen geçici işgöremezlik ödeneği ile maluliyet nedeni ile bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin sorulması gerektiğini, davacı tarafın sürekli maluliyet halinde zararını ispat etmesi gerektiğini, maluliyetle kaza arasında illiyet bağının ve maluliyet oranının tespitini talep ettiklerini, mevzuata göre maluliyet raporu tanzimine tek yetkili yer olan İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kuruluna sevk edilerek maluliyet raporu alınmasını, aktüer raporlarının da Hazine Müsteşarlığının aktüer siciline kayıtlı aktüerler tarafından hazırlanması gerektiğini, müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olduğunu, müvekkili şirkete davadan önce başvuru yapılmadığını, uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, müvekkili şirkete, 01.12.2014-01.12.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede teminat limitinin 290,000-TL olduğunu, öncelikle dosyada kusur tespiti yapılması gerektiğini, maluliyet olup olmadığının, varsa oranının belirlenebilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne sevkine karar verilmesini, maluliyet raporunda kaza ile netice arasındaki illiyet bağının kurulması gerektiğini, maluliyetin sürekli olup olmadığının da raporda belirtilmesi gerektiğini, tedavi giderlerinin ise yapılan kanun değişikliği ile zorunlu trafik poliçesi kapsamından çıkarılmış olup, husumetin doğrudan Sosyal Güvenlik Kurumuna yöneltilmesi gerektiğini, kazaya karışan sigortalı aracın ticari araç değil de özel araç olması sebebi ile hükmedilecek faizin yasal faiz olması gerektiğini, müvekkili şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza nedeniyle kusurun davalı sürücüye ait olmadığını, davaya konu kazanın meydana geldiği yerin kontrolsüz kavşak olduğunu; herhangi bir yol ver/dur/vs. gibi işaretler bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, işbu haliyle dahi davacının içerisinde bulunduğu araç ile davalı sürücüye %50 kusur verilmesi gerektiğini, öncelikle keşif yapılarak kusur incelemesi yapılmasının talep olunduğunu, dikkat edilmesi gereken diğer hususun ise; davacının kemer takmaması olduğunu, yolcu konumunda bulunan davacıya da kusur izafe edilmesi gerekmekte iken, kaza tespit tutanağında bu durumun gözardı edildiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, tazminat talepleri üzerinden hatır taşıması indirimi uygulanmasını da talep ettiklerini, manevi tazminat miktarının son derece fahiş olup kabulünün mümkün olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…..Yargılama sırasında dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının maluliyet oranının belirlenmesi açısından Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden rapor alındığı, düzenlenen 18.08.2017 tarihli raporda davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle olaya bağlı kalıcı fonksiyon kaybının bulunmadığı, bu nedenle meslekte kazanma gücünde azalma oranına neden olabilecek bir arızanın bulunmadığı, iyileşme süresinin de 6 ay olarak belirlendiği, daha sonradan aynı konuya dair İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinden rapor alındığı ve düzenlenen 23.10.2019 tarihli raporda davacıyla ilgili dava konusu trafik kazası nedeniyle sürekli maluliyet tayinine yer olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 ay olarak belirtildiği anlaşılmakla, İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen en son rapor benimsenerek hükme esas alındığı, kusur oranlarının tespiti açısından trafik uzmanı bilirkişiden ve İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan her iki raporda da dava konusu trafik kazası nedeniyle dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın %25, davalı sürücü …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ise %75 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, yargılama sırasında 04.10.2016 tarihli celsede davacı vekili davalılardan … ve …’e karşı açılan davadan feragat edildiğini bildirmiş olduğu, bu nedenle bu davalılar yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verme gereği doğduğu, diğer davalılar olan … Sigorta A.Ş ve … Sigorta A.Ş açısından ise yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davalı … Sigorta A.Ş tarafından ZMMS sigorta poliçesiyle sigortalı olan … plakalı aracın dava konusu trafik kazasında %25 oranında, diğer davalı … Sigorta A.Ş tarafından kaza tarihini de kapsar şekilde ZMMS sigorta poliçesiyle sigortalanan … plakalı aracın ise %75 oranında kusurlu olduğu, aktüer bilirkişiden alınan raporda; dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının geçiçi işgöremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 9.296,21-TL ve SGK sorumluluğunda olmayan tedavi gideri 600,00-TL olmak üzere davacının talep edebileceği toplam maddi tazminat alacağının 9.896,21-TL olduğu, davacının sürekli maluliyetten kaynaklanan zararının bulunmadığının bildirildiği, raporun aynen benimsenip hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, dava değerinin arttırılmasına ilişkin dilekçe de dikkate alınarak, toplam 9.896,21-TL maddi tazminatın sigortalı aracın %75 oranındaki kusuruna tekabül eden 7.422,16-TL’sinden … Sigorta A.Ş, sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında kusuruna tekabül eden 2.474,05-TL’sinden de … Sigorta A.Ş sorumlu olmak kaydıyla karar verme gereği doğduğu, davacı tarafın daimi işgöremezlik tazminatına ilişkin maddi tazminat isteminin ise davacının maluliyetine ilişkin alınan raporda dava konusu trafik kazası nedeniyle davacıda daimi maluliyet oluşmadığı bildirildiğinden sigorta şirketlerine yönelik bu talep ise yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmakla, sonuç olarak; DAVALILAR … VE … ALEYHİNE AÇILAN DAVANIN; FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE, Davalılar … Sigorta A.Ş ve … Sigorta A.Ş aleyhine açılan DAVANIN KISMEN KABULÜYLE; 9.296,21-TL geçiçi işgöremezlik tazminatı, 600,00-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 9.896,21-TL maddi tazminatın (davalı … Sigorta A.Ş 7.422,16-TL’sinden, diğer davalı … Sigorta A.Ş ise 2.474,05-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılar … Sigorta A.Ş ve … Sigorta A.Ş’den tahsiliyle davacıya verilmesine, daimi işgöremezlik tazminatına ilişkin maddi tazminat isteminin yerinde görülmediğinden reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından, “…Son duruşma zaptında da görüleceği üzere, davacı yanın sigortalı ve sigortalı araç sürücüsüne karşı maddi ve manevi tazminat anlamında açmış olduğu davadan feragat ettiğini, davacı yanın tüm dava haklarından feragat etmiş olması sebebiyle müvekkili şirket yönünden de davanın reddedilmesi gerektiğini, müteselsil sorumlulardan biri hakkında davadan feragat edilmesinin diğer müteselsil sorumlu yönünden de teselsülden feragat niteliğini taşıdığını ve böylece müteselsil sorumlu olan diğer davalının da sorumluluktan kurtulmuş olduğunu (Yargıtay 4.HD 2006/11591 E.- 2007/11606 K), raporda müvekkili sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsüne izafe edilen kusur oranının kabulünün de mümkün olmadığını, %75 kusurun hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, kazanın gerçekleşmesine ilişkin olarak hava durumu, yol şartları ve kazanın oluşumunu etkileyebilecek diğer hususların dikkate alınmadığını, eksik inceleme gerçekleştirildiğini, maluliyet zararının aktüerya bilim dalı ile uğraşan aktüerler tarafından yapılması gerektiğini, aktüerlik yapabilmek için Hazine Müsteşarlığı nezdinde tutulan Aktüerler Siciline kayıtlı olmanın zorunluluk olduğunu, uzmanlık sahası itibariyle şartları taşımayan bilirkişilerce hazırlanan raporun kabul edilme olasılığının bulunmadığını, ayrıca geçici işgöremezlik tazminatı ve tedavi gideri bakımı miktarından müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, tedavi giderleri nedeniyle tüm sorumluluğun SGK’da olduğunu, genel şartlar hükümlerine göre hazırlanmayan raporun hüküm kurmaya elverişli olmamasına rağmen mahkeme tarafından hükme esas alındığını, bu sebeple eksik ve hatalı karar verildiğini…” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı yalnızca davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dava tarihi itibariyle sigorta şirketine başvuru hususu dava şartı niteliğinde olmadığından, re’sen gözetilecek bu husus bakımından dosyada bir eksiklik bulunmadığı görülmüştür.
Bilindiği üzere, zarara sebebiyet veren sürücüler, işleten ve trafik sigortacısı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddeleri) gereğince maddi zarardan müteselsilen sorumludur. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri TBK’nın 162/2 ve 163. maddelerine göre borcun tamamından sorumludur. Müteselsil borçlulardan birinin zarar görenin zararını ödemesi oranında diğer borçlular borcundan aynı oranda kurtulurlar. TBK’nın 166. maddesi (BK’nın 145. maddesi) de; “Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır” hükmünü içerir.
Bu açıklamalar ışığında dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin, davalı vekilinin istinaf itirazları çerçevesinde değerlendirilmesi neticesinde; davalı … Sigorta AŞ., davalılar … ve …’ün sürücüsü ve işleteni olduğu aracın trafik sigortacısı olup, davacı tarafından, sürücü ve işleten olan davalılar hakkındaki maddi ve manevi tazminat davasından feragat edilmesi karşısında, feragat hakkın özünden vazgeçilmesi niteliğinde olduğundan, bu şahıslara ilişkin aracın trafik sigorta poliçesini tanzim etmiş olan davalı … Sigorta AŞ’nin de iç ilişkide rücu imkanı kalmayacağı açık olup, feragatin bu kişilerle aynı kusur oranıyla müteselsil borçlu konumunda olan ve bu şekilde feragat ile durumu ağırlaştırılmış olan davalı sigorta şirketine de sirayet etmesi gerekmektedir. Zira, alacaklı diğerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır (TBK 168/2. madde). Mahkemece bu husus gözetilmeksizin davalı … Sigorta A.Ş’nin maddi tazminattan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK 353/1-b-2.madde uyarınca kararın kaldırılıp, davalı … Sigorta A.Ş yönünden de (%75 kusura denk gelen 7.422,16-TL bakımından) maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi gerekmiştir (Benzer yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/16402 E.-2021/6526 K.).
Kabule göre de, manevi tazminat talebi bakımından ayrı red hükmü kurulmamış olması da doğru olmamış, HMK 353/1-b-2.madde uyarınca yeniden kurulan hükümde bu hususun da düzetilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1249 Esas – 2020/336 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
b-Davalılar … ve … aleyhine açılan manevi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
c-Davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, 2.474,05-TL (geçici işgöremezlik ve tedavi gideri) maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya dair (daimi işgöremezlik tazminatı) istem yerinde görülmediğinden reddine,
ç-Davalılardan …, … ve … Sigorta AŞ. aleyhine açılan maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiliyle Hazineye irat kaydına,

d-Davalılardan … ve … aleyhine açılan manevi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiliyle Hazineye irat kaydına,
e-Kabul edilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90-TL karar ve ilam harcının, başlangıçta mahkeme veznesine yatırılan toplam 374,35-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 194,45-TL harcın davacıya iadesine,
f-Davacı tarafından başlangıçta mahkeme veznesine yatırılan toplam 406,15-TL harç ile, tebligat, posta ve müzekkere giderleri toplamı 551,44-TL ve bilirkişi ücreti 850,00-TL olmak üzere toplam 1.401,44-TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 1.050,75-TL’sinin davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
g-Kabul edilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.474,05-TL nispi vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
h-Kısmen reddedilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi gereğince hesaplanan 800,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
ı-Davalılar …, … ve davalı … Sigorta AŞ. yönünden dava feragat nedeniyle reddedilmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
i-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili olduğu tarafa iadesine” ,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı … Sigorta AŞ.’den alınan 170,00-TL istinaf karar harcının talep halinde bu davalıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi esnasında davalı … Sigorta AŞ. tarafından yapılan 148,60-TL istinaf kanun yolu başvuru harcından oluşan istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç, teminat ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29/03/2023