Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/233 E. 2021/269 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/233
KARAR NO : 2021/269

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2017
NUMARASI : 2016/38 Esas- 2017/1480 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/04/2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/38 Esas- 2017/1480 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davacı ve davalılardan … ve … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, … tarihinde müvekkili …’un kullandığı … plakalı araca ile davalı …’a ait diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın arkadan çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, davalı …’a ait aracın diğer davalı … . tarafından sigortalandığını, müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını, müvekkiline ait aracın 42 gün serviste kaldığını, aracında kazadan dolayı değer kaybının olduğunu, bu süre içerisinde işlerinin devamı için araç kiraladığını beyan ile müvekkilinin araç kiralama bedeli olan 2.480,00 TL ve araç değer kaybı olan 1.520,00 TL’nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar … ve … vekili, … tarihli dava konusu kazanın oluşumuna, seyir halindeyken aniden fren yapmak suretiyle duran … plakalı araç sürücüsü davacının sebebiyet verdiğini, bu nedenle trafik kaza tespit tutanağında müvekkiline atfedilen kusuru kabul etmediklerini, hasarın boyutu gözönüne alındığında davacı aracının yetkili serviste onarım için 42 gün kalma süresinin maddi gerçeklerden uzak bir iddia olduğunu, davacı tarafın, müvekkili davalılardan araç kiralama bedelini ve değer kaybı bedelini talep etmesinin yasal mesnetten yoksun olduğundan kabul etmediklerini beyan ile haksız ve yasal mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili, 13.06.2015 tarihli dava konusu kazaya karıştığı öne sürülen … plakalı aracın, 20.05.2015/2016 tarihleri arasında … sayılı Trafik poliçesiyle … adına, kaza tarihi itibarıyla maddi hasarda araç başına 29.000-TL. azami limitle sigortalı olduğunu, davacının araç kiralama bedeline ilişkin talep ettiği zararların trafik poliçesi teminatı kapsamında olmadığını, kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının belirlenmesi sonrasında araçta meydana gelen hasar ve değer kaybının tespitinin gerekli olduğunu, davacının davaya konu talebiyle ilgili olarak öncesinde müvekkili şirkete bir başvuruda bulunmadığını dolayısıyla müvekkilinin temerrüdü olmadığını beyan ile davanın müvekkili şirket yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının aracında meydana gelen değer kaybı bedelinden tüm davalıların, ikame araç bedeline ilişkin maddi tazminattan ise davalı işleten … ile davalı sürücü …’ın sorumlu bulundukları, davacının iş bu davayı açmakta kısmen haklı olduğu, ancak davalı sigorta şirketinin ikame araç bedelinden sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, tarafların haklılık oranına göre yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılmasına, her bir taraf leh ve aleyhine vekalet ücretinin nispi olarak takdir edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, maddi zarar tazmini taleplerinin tamamı kabul edildiği halde davalıların yargılama giderlerinden kısmen sorumlu tutulduğunu ve davalılar lehine haksız şekilde vekalet ücretine hükmedildiğini, araç kiralama bedeli yönünden tazminat talebinin davalı sigorta şirketi yönünden de kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … ve …. vekilleri istinaf başvuru dilekçesinde özetle, olayda davalılar sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığını, asıl asli ve tam kusurun davacıya ait olduğunu, tespit edilen değer kaybının fahiş olduğunu, bunun yanı sıra 10 günlük tamir süresi ve araç kiralama bedelinin de kazanın kapsamına göre çok fazla olduğunu, davanın dava dilekçesinde kısmi dava olarak açıldığının beyanı karşısında ıslahla arttırılan dava yönünden zaman aşımının doğduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, trafik kazası neticesinde davacı aracında oluşan değer kaybı ve araç kiralama bedelinin karşı yan işleten, sürücü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısından tahsili davasıdır.
Davacı dava dilekçesinde davanın HMK’nun 107. maddesi gereğince kısmi dava olduğunu belirterek, şimdilik araçtaki değer kaybı için 1.520 TL, aracın tamiri süresince de araç kiralanması sebebiyle araç kiralama bedeli olarak 2.480 TL olmak üzere toplam 4.000 TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece trafik polisi ve otomotiv öğretim üyesi bilirkişi heyetinden alınan rapora göre kazada davacının kusursuz, davalının ise tam kusurlu olduğu, araçtaki değer kaybının 4.000 TL ve aracın tamirinin 10 iş gününde mümkün olduğu nazara alınarak günlüğü 80 TL’den olmak üzere toplam 800 TL araç kiralama bedeli ödeneceği tespit edilmiştir. Taraflar her ne kadar rapora itiraz etseler de alınan ek rapor, kök rapor ile aynı sonuca ulaşmıştır. Bunun üzerine davacı 23/10/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile değer kaybı talebini 4000 TL’ye çıkarmış, araç kiralama bedelini ise 1680 TL azaltarak 800 TL’ye indirdiğini, yani toplamda dava değerini 4800 TL olarak ıslah ettiklerini belirten dilekçe sunmuştur.
Mahkemece değer kaybı istemi yönünden davanın kabulüne, araç kiralama istemi yönünden ise davalılar … ve … yönünden kısmen kabulüne, davalı sigorta şirketi yönünden ise istemin reddine karar verilmiştir.
Tarafların araç kiralama bedeli yönünden yaptıkları istinaf itirazlarının incelenmesinde, alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının denetime açık ve elverişli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu nazara alındığında, mahkemece rapor esas alınarak değer kaybı yönünden kurulan hükmün doğru olduğu anlaşılmış, ayrıca bu talebin sigorta poliçesi kapsamında kalmaması sebebiyle sigorta şirketi yönünden reddine karar verilmiş olması da usul ve yasaya uygun olup tarafların bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Tarafların değer kaybı yönünden istinaf itirazlarının incelenmesinde, alınan bilirkişi kök ve asıl raporda kusur durumu ve değer kaybı tutarının tespitinin usul, yasa ve Yargıtay içtihatlarına uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından tarafların bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir. Her ne kadar davalılar alacağın zamanaşımına uğradığını beyan etmişler ise de, dava dilekçesi ve dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde davacı talebinin belirsiz alacak yönünde olduğu anlaşıldığından zamanaşımına dair itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür.
Son olarak davacı her ne kadar ıslah dilekçesinde belirttiği miktarın tamamının kabulüne karar verilmesine karşın davalılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti tahsisinin doğru olmadığını belirtmiş ise de ıslah ile dava değerinin azaltılmasının mümkün olmadığı, davacının talep sonucunu ancak feragat yoluyla daraltabileceği nazara alındığında feragat edilen kısım yönünden davalılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti verilmesi yerinde olmuştur.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1- İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/38 Esas- 2017/1480 Karar sayılı kararına karşı davacı ve davalılardan … ve … vekillerinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşılıklı taraflar yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından başlangıçta yatırılan 82,00 TL’den, alınması gereken 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 22,70 TL’nin istek halinde yatıran tarafa iadesine, yatırılan kısmın hazineye gelir kaydına,
b) Davacı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4- a) İstinaf kanun yoluna başvuran davalılardan alınması gereken 327,88 TL istinaf nispi karar harcından, istinafa gelirken alınan 82,00 TL nispi harç ile 35,90 TL maktu harcın mahsubu ile bakiye kalan 209,98 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Davalılar tarafından yatırılması gereken istinaf kanun yoluna başvuru harcının yatırılmadığı anlaşıldığından, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir yazılmasına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerilerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran taraflara İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 01/04/2021