Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2308 E. 2023/402 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2308
KARAR NO : 2023/402

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2018 (Dava) – 12/03/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/1270 Esas – 2020/260 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
BAM KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2020 tarih ve 2018/1270 Esas – 2020/260 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/07/2015 tarihinde davacıya ait sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Menemen’den İzmir istikametine giderken yine Menemen’den İzmir istikametine giden davalı gerçek kişi idaresindeki ve diğer davalı şirkete ait ve davalı sigorta şirketi tarafından 217902218/0 nolu KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı … plakalı …. markalı vinç monteli kamyonun davacının aracına çarptığı, davalı şirkete ait kamyonun %100 kusurlu olduğu, davacının aracının büyük hasar gördüğü, kaza nedeni ile oluşan hasarın tespiti için İzmir 8 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/121 D. İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığı, düzenlenen bilirkişi raporuna göre … plakalı aracın hasarlı parçaların toplamı 15.976,85 TL’den 26,85 TL hurda değeri tenzil edildikten sonra hasarlı parça tutarı 15.950,00 TL onarım ve montaj işçilikleri toplamı da 6.000,00 TL olmak üzere hasarlı parçalar ve onarım işçilikleri toplamı 21.950,00 TL’si ve tespit edilen bu tutara %18 KDV’si ile birlikte toplam hasar miktarı 25.901,00 TL olarak ayrıca davacıya ait aracın 2. elden 5.000,00 TL değer kaybına uğradığının tespit edildiği, daha sonrasında İzmir 4. Noterliği’nden 24/08/2015 tarih ve 5600 sayılı ihtarnameyi keşide ederek davalılardan, davacının … plakalı aracında oluşan hasarlı parçalar onarım işçilikleri ve değer kaybına mahsuben KDV dahil toplam 30.901,00 TL’sinin en geç 7 gün içinde ödemesinin ihtar edilmesine rağmen sonuç alınamadığı ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 30.901,00 TL’sinin kaza tarihi olan 22/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen davalı sigorta şirketinden poliçe limitleri dahilinde sorumlu olmak kaydı ile tahsiline ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…22/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıya ait … plakalı araç ile davalı …’nın sürücüsü olduğu, davalı …. A.Ş’nin maliki olduğu ve davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı aracın çarpıştığı, bu çarpışma sonucu davacıya ait araçta oluşan zararın tazmini istemi ile mahkememizde iş bu davanın açıldığı, kaza nedeniyle davacıya ait araçta işçilik ve yedek parça bedeli olarak KDV dahil 25.901,00 TL hasar meydana geldiği, ancak aracın modeli, darbe aldığı kısımlar dikkate alındığında aracın ikinci el piyasa değeri ile sovtaj değerinin tespiti ve aracın tamirinin ekonomik olup olmadığının incelenmesi gerektiği, bu incelemeye göre aracın ikinci el piyasa değerinin 30.000,TL olabileceği, sovtaj değerinin ise 6.000,00 TL olacağı, ikinci el piyasa değerinden sovtaj bedelinin mahsubu ile 24.000,00 TL zararın doğduğu, bu hususun tespitine ilişkin düzenlenen bilirkişi heyet raporunun dosyadaki verilere uygun ve kanaat uyandırır nitelikte olduğu, davalı sürücü …’nın haksız fiili işleyen sıfatı ile, davalı …. A.Ş’nin araç maliki sıfatı ile davalı Sigorta şirketinin ise KTK ZMM Sigortasının 2918 KTK m.91 gereği, işletenlerin, KTK kapsamında motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. Kişilere karşı olan sorumluluğunun belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamayı amaçlayan sorumluluk sigortası ile sigortalayan şirket olması nedeniyle meydana gelen zararlardan sorumlu oldukları, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçe uyarınca ve Hazine Müsteşarlığınca yayınlanan 01/01/2015 tarihinden sonra ZMM (trafik) sigortası teminat limitinin 29.000,00 TL’si olduğu, belirlenen zarar bedelinin bu teminat limiti içinde kaldığı, mahkememizce verilen ilk kararda davalı sigorta şirketi yönünden faiz başlangıç tarihinin 05/09/2015 olarak belirtildiği ve davalı şirket tarafından bu tarihin istinaf konusu edilmediği görülmekle faiz başlangıcının bu şekilde hükmedilmesi gerektiği, diğer davalılar yönünden belirlenen zarar kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği anlaşılmış…” gerekçesiyle Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 24.000,00 TL tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden sigorta poliçesi limiti içinde kalması koşulu ile 05/09/2015 tarihinden itibaren, davalılar … A.Ş ile davalı … yönünden kaza tarihi olan 22/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalılar … ve … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının kendilerine tebliğ edilmediğini, yerel mahkeme tarafından eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, müvekkili …’nın yapmış olduğu kazada keşif incelemesi yapılmadığını ve tanıkların dinlenmediğini, bu sebeple …’nın, yaşanan kazada tek başına tam kusurlu olarak değerlendirildiğini ve tazminat oranının belirlendiğini, yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın yedek parça fiyatları, işçilik fiyatları fahiş olarak belirlendiğini, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda davacının aracında meydana gelen hasarın giderilmesi için belirlenen değerin çok yüksek olduğunu ve yeniden bu konularda bilirkişi raporu alınması gerektiği yönündeki taleplerinin yerel mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, yerel mahkeme tarafından belirlenen tazminat miktarı çok yüksek olduğunu, dava dosyasına diğer davalı tarafından sunulan ekspertiz ve teklif formunda araçtaki zararın 6.000,00 TL bedelle tamir edilebileceğinin sabit olduğunu, hükme esas olan bilirkişi raporunda ise tamirat bedelinin bu miktarın 4 katından daha fazla olabileceği tespit edildiğini, yerel mahkeme tarafından söz konusu teklif formu ve ekspertiz raporunun, dikkate alınmadan, bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazlarının kabul edilmeyerek, hüküm tesis edildiğini, davacı aracında oluşan zarar ile ilgili sorumlu oldukları yönündeki tespiti kabul etmediklerini, davacı tarafın, müvekkillerinden yasal faiz talep edebileceklerini, yerel mahkeme tarafından, belirlenen tazminat miktarına avans faiz uygulanmasının, usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, yerel mahkeme tarafından hükmedilen maddi hasara ilişkin tazminat bedelinin fahiş olduğunu, kabul etmediklerini, yerel mahkemece alınan bilirkişi raporu ile dosyadaki ekspertiz raporu arasında fahiş fark bulunduğunu, bu fahiş farkın sebebi fahiş işçilik ücretleri, parça iskontoları, değer kaybı ve KDV miktarından kaynaklandığını, bilirkişi tarafından herhangi bir araştırma ve hesaplama yapılmaksızın sadece davacı tarafın kendiliğinden almış olduğu tespit raporuna istinaden tespit edilen fahiş maddi hasar bedelini kabul etmediklerini, dava konusu aracın, bilirkişi raporuna göre onarıldığından çok daha ucuza mal edildiğini ve davacı tarafın haksız kazanç elde etme çabasında olduğunu, talebi kabul anlamına gelmemek üzere, değer kaybının belirlenebilmesi için birden çok kriterin incelenmesi, bu incelemenin de, konusunda uzman, ehil ve tarafsızlığı tartışılmayacak bilirkişiler kanalı ile yapılması gerektiğini, aracın dava konusu kazadan önce başka kazaya karışmış olması durumunda değer kaybından bahsedilemeyeceğini, değer kaybından bahsedilebilmesi için aracın ilk ve tek hasarı olması gerektiğinin hukuki bir gerçek olduğunu, aracın davaya konu kaza tarihinden önce başkaca kazalara uğrayıp uğramadığının araştırılması gerektiğini, bilirkişi raporları doğrultusunda verilen yerel mahkeme kararına göre fahiş bir miktar olan tazminat bedelinin hatalı hesaplandığını, şirketlerinin uzman bilirkişileri tarafından hesaplanan ekspertiz raporuna göre davacının kaza sonrası hasarı 6.000 TL olarak hesaplandığını, yerel mahkeme kararında avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bir an için müvekkil şirketin sorumluluğuna hükmedilmiş olması durumunda, haksız fiillerden mütevellit tazminat taleplerine, temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğinden davacının avans faiz talep hakkı bulunmadığını, dava konusu taleplerin sebebi bir trafik kazası/ haksız fiile dayanmakta olduğundan ticari bir yönü bulunmadığını, dava konusu alacağın ticari işletme ile ilgili değil, haksız fiile ilişkin olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasar ve değer kaybının kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükme esas alınan heyet bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davalı aracın arkadan çarpma kuralını ihlal ettiği anlaşıldığından olayda tam ve asli kusurlu olduğunun sabit olduğu, davalıya araç ticari kamyon olduğundan temerrüt faizi olarak ticari faize karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekillerinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1270 Esas – 2020/260 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
Davalılar … ve … A.Ş. İstinafı yönünden; alınması gerekli 1.639,44 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 410,00 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 1.229,44 TL harcın davalılar … ve … A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
Davalı sigorta şirketi istinafı yönünden; alınması gerekli 1.639,44 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 409,86 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 1.229,58 TL harcın davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/03/2023