Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/229 E. 2021/302 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/229
KARAR NO : 2021/302

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2017
NUMARASI : 2015/345 Esas- 2017/596 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2021

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/345 Esas- 2017/596 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin … günü sevk ve idaresindeki … plakalı aracına eşi ile birlikte seyir halinde iken … yönetimindeki … plakalı aracın arkadan çarpması neticesinde karşı şeride geçerek dava dışı …in kullandığı araca çarpması şeklinde meydana gelen kazada yaralandığını, kaza sonrası Gebze 1.Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada davalı sürücü … asli kusurlu bulunarak 6 ay hapis cezası aldığını, davalı …’nin … plakalı aracın maliki olduğunu, diğer davalı … Şirketinin … plakalı aracın ZMM Sigortası ile sigortalamış olduğunu ve davalıların müştereken ve müteselsilen sürücüsü kusuru oranında sorumluluğunun bulunduğunu, kaza sonrası müvekkilinin bilinci kapalı olarak hastaneye kaldırıldığını, uzun süre yoğun bakım ünitesinde tedavi gördüğünü, kalıcı ve bedensel zarara uğradığını, halen boyun travması sebebiyle yaşadığı güçlükler olduğunu, bu süreçte yaşadığı psikolojik travmalar sebebiyle eşinden boşandığını ve birçok tedavi, ulaşım vs. masraflara katlandığını, müvekkilinin maddi ve manevi anlamda kayıplarının tanzim edilmesi için dava açtıklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, sigorta şirketinin poliçe limitlerinde sorumlu olması kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili, öncelikle müvekkilinin talep edilen manevi tazminatla İlgili ZMMS Genel Şartları teminat dışı halleri düzenleyen A.3 maddesi e-bendi gereği sorumluluğu bulunmadığını ve reddini talep ettiklerini, davacının talebi olan maddi tazminattan ise müvekkili … Şirketinin sorumluluğunun poliçede belirten limitler dahilinde ve sigortalısının kusuru oranında olacağını, bu tazminatın belirlenebilmesi için maluliyetin bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, bu sebeple dosyanın öncelikle kusur değerlendirmesinin yapılması için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesini, Davacının maluliyet oranının belirlenebilmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine sevk edilmesini, sağlıklı ve gerçek bir tazminat değerlendirmesi yapılması için ise aktüer sıfatına sahip bilirkişinin atanmasını, açıklanan sebeplerle davacının maddi tazminatına ilişkin talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili, öncelikle usule ilişkin olarak davanın davacı ve davalı ikametgâhları dikkate alınarak yetkili Gebze/Kocaefi Asiye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiğini, bu sebeple görevsizlik kararı verilerek dosyanın yetkili mahkemelere gönderilmesini, esasa ilişkin olarak ise; tazminat davalarında özellikle manevi tazminat taleplerinin makul olması gerektiğini fakat davacının kısa süren bir tedavi süreci sonrası 50.000,00 TL manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu ifade ederek yapılacak incelemede bunun ortaya çıkacağını, davacının kısa süreli tedavisi sonrası taburcu olduğunu, dilekçesinde belirttiği devam eden rahatsızlıklarının kazayla ilişkili olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, ayrıca dosyaya kusur ve maluliyet raporlarının da alınması gerektiğini belirterek öncelikle davanın usule yönelik itirazlar doğrultusunda yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Gebze Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararı “….Somut olayda dava 03/04/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralandığı ve malul olduğundan dolayı 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketinin poliçe tutarı ile ve trafik sigortası genel şartları çerçevesinde sorumlu olması kaydıyla davalılardan ortaklaşa tahsiline yönelik olarak açıldığı, alınan bilirkişi raporu ile kazaya karışan ve davalı sigorta şirketi nezdinde trafik poliçesi olan … plakalı araç sürücüsü …’in kazanın oluşunda % 100 kusurlu olduğu, aracın sigortalısının … olduğu, kaza sonucunda davacının maluliyet oranının % 34,2 olarak tespit edildiği, mahkememizdeki davanın 24/03/2015 tarihinde açıldığı, dava aşamasında davacı ile davalı sigorta şirketi arasında düzenlenen 10/10/2016 tarihli sulh protokolü ile tarafların mutabık kalarak davacıya 131.490,07 TL maluliyet tazminatı ile 13.269,00 TL vekalet ücreti, 13.000,00 TL faiz ve 550,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 158.309,07 TL’lik ödemenin yapılmasıyla davacı vekilinin davadan feragat edeceği ve davalı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmeyeceğinin kararlaştırıldığı, sulh protokolünün iş bu dava aşamasında düzenlendiği, avukatlar arasında düzenlenen söz konusu protokolün ilam niteliğinde belge olduğu ve ve prokol ile davacı tarafın poliçe gereğince sorumlu olan davalı … Şirketine karşı olan talebinden feragat ettiği bu nedenle TBK 168/2.maddesi gereğince, diğer davalıların da maddi tazminat talebinden sorumlu tutulamayacakları sonucuna ulaşılmış, maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine, manevi tazminat talebi yönünden ise kazanın oluş şekli ve tarihi, kusur durumu, davacının maluliyet oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü nazara alındığında davacının manevi huzurunun gerçekleşmesi yönünden 15.000,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulünün, fazlaya ilişkin talebinin reddi gerektiği sonucuna ulaşılmış, kısa kararın manevi tazminat başlıklı 1 nolu bendinde olay tarihi 03/04/2013 yazılması gerekirken maddi hata sonucu 03/04/2015 olarak yazıldığı belirlenerek bu husus tashih edilmiştir…” şeklindedir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava konusu olayda KTK 111.maddesinin uygulanması gerektiğini, oysa mahkemenin bu yöndeki talebi dikkate almadığını, davalı ile yapılan sulh anlaşmasının kabul edilmediğinin davacı tarafça mahkemede beyan edildiğini, söz konusu anlaşmanın müvekkilinin maddi zorluk içinde olmasından dolayı imza edildiğini ve bu sebeple KTK’nun 111.maddesi uyarınca geçersiz olduğunu, söz konusu anlaşmanın bedelde yetersizlik olması sonucunda geçersiz olduğunun ileri sürülebileceğini, mahkemenin yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığına dair bir değerlendirme yapmadığını, alınan raporunda hüküm kurmaya elverişli olmadığını, doğmamış bir haktan feragatın mümkün olmadığından ibranamenin makbuz hükmünde olup belirlenen tazminattan mahsup edilerek sonuca göre hüküm kurulması gerektiğini ve son olarak manevi tazminat miktarının eksik olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, trafik kazası sebebiyle meydana gelen maddi ve manevi tazminatın karşı yan zorunlu mali mesuliyet sigortacısı, işleten ve sürücüden tahsili davasıdır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır.
Dava açıldıktan sonra davalı … şirketi davacıya toplam 158.309,07 TL ödeme yapmış, poliçe limiti sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına 225.000,00 TL olduğu halde davacı vekili davalı … şirketi yönünden davadan feragat etmiştir. Bu durumda, davacının, davalı sigorta şirketinin, yaptığı ödemenin üzerindeki bakiye teminat limitinden zimnen feragat ettiğinin kabulü gerekir. Böylelikle davacı taraf, davalı … şirketinin durumunu iyileştirirken diğer müteselsil davalıların (borçluların) iç ve dış ilişkideki durumlarını ağırlaştırmıştır. ( Aynı yönde Yargıtay 17. HD. 2013/15063 E.- 2015/2812 K., 16.12.2015 tarih) O halde davacıların feragati ile davalı … haricindeki diğer davalıların da teminat limiti kadar borçtan kurtulduğunun kabulü gerekir. Alınan bilirkişi raporunda tespit edilen zararın limitin altında kaldığı anlaşıldığından diğer davalıların tazminattan sorumlu tutulamayacaklarına yönelik mahkemenin gerekçesi yerinde görülmüştür.
Son olarak hükmedilen manevi tazminat miktarının tarafların sosyo-ekonomik şartları ve olayın oluş biçimi nazara alındığında hak ve nesafete uygun olduğu anlaşılmış, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1- İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/345 Esas- 2017/596 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Davacı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/04/2021