Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2280 E. 2023/358 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2280
KARAR NO : 2023/358

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018 (Dava) – 12/03/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/1281 Esas – 2020/257 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 08/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2020 tarihli ve 2018/1281 Esas – 2020/257 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/09/2018 tarihinde davacı gerçek kişiye ait dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki… plakalı araca davalı gerçek kişiye ait … plakalı aracın Mithatpaşa Cad. Balçova İzmir Dokuz Eylül Hastanesi yönünden Dörtyol BP yönüne seyir halinde iken bakmadan dikkatsiz bir şekilde kırmızı ışıkta geçerek aracın sol ön yan kısımları ile davacıya ait aracın sağ ön kısmına çarpması sonucu davacı aracında ağır hasar meydana geldiğini, trafik tespit tutanağında her ne kadar taraflara %50 – %50 kusur oranı yüklendiğini ancak, davacının oğlunun aracı kaza tarihinde kullanıyor olması ve sürücünün çok genç ve tecrübesiz olması nedeni ile davalı gerçek kişi tarafından doldurulan kaza tespit tutanağının davacının oğlu tarafından yanlış olarak panikle ve karşı yanın baskısı altında imzalandığını, davalının kırmızı ışıkta geçerek davacının oğlunun kaza yapmasına ve hasarın oluşmasına neden olduğunu, yaşanan kazada … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşmasında ve dolayısıyla davacıya ait araçta oluşan hasar ile buna bağlı olan araç değer kaybına asli ve tam kusurlu olduğunu, bu hususun kaza anı kamera kayıtları ile tespit edildiğini, davacının aracı dava dışı … Otomotiv tarafından onarıldığı ve hasar miktarının 11.800,00 TL olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından bu hasarın sadece yarısının ödendiğini, gerçek hasarın karşılanmadığını ileri sürülerek, davacıya ait araçtaki hasar bedeli ile değer kaybının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 6.000,00 TL’lik kısmının kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın davalı sigorta şirketini ihbar edildiğini, 4100737999/1 nolu hasar dosyasının açıldığını, ekspertiz incelemesi sonucu 5.900,00 TL hasar onarım bedelinin 11/10/2018 tarihinde davacıya ödendiğini, ayrıca davacı aracında oluşan 1.408,00 TL değer kaybının 24/10/2018 tarihinde davacıya ödendiğini, kusur oranlarının yarı yarıya olduğunu, davalı sigorta şirketinin yükümlülüğünün kalmadığını savunarak, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada tarafların yarı yarıya kusurlu olduğunu, meydana gelen hasarın davalı sigorta şirketi tarafından davacıya ödendiğini savunarak, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…08/09/2018 tarihinde davacı gerçek kişiye ait dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki… plakalı araca davalı gerçek kişiye ait ve davalı … nın sürücüsü olduğu … plakalı aracın çarpması sonucu davacı aracında ağır hasar meydana geldiği, yaşanan kazada … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşmasında ve dolayısıyla davacıya ait araçta oluşan hasar ile buna bağlı olan araç değer kaybına asli ve tam kusurlu olduğu, davalı şirket tarafından yapılan ödemenin meydana gelen zararı karşılamadığı iddiası ile bakiye zararın tazmini istemi ile mahkememizde iş bu davanın açıldığı, davacıya ait aracın dava dışı … Otomotiv tarafından onarımına ilişkin kayıtların dosyada mevcut olduğu, davalı sigorta şirketi nezdinde 4100737999/1 nolu hasar dosyasının açıldığı, ekspertiz incelemesi sonucu 5.900,00 TL hasar onarım bedeli 11/10/2018 tarihinde davacıya ödendiği, ayrıca davacı aracında oluşan 1.408,00 TL değer kaybının 24/10/2018 tarihinde davacıya ödendiği, mahkememizce dava dosyası tevdi edilen teknik bilirkişi raporuna göre dosyaya sunulan ve kazanın yakınındaki akaryakıt istasyonu kamera görüntülerinin ayrıntılı şekilde incelenmesi sonucu davalı gerçek kişinin asli ve tam kusurlu olduğu, davacı araç sürücünün kusursuz olduğu, kaza sonrası davacı aracında meydana gelen hasar miktarının, yedek parça+işçilik+KDV olmak üzere 11.800,02 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 11/10/2018 tarihinde yapılan 5.900,00 TL ödemenin gerçek zararı karşılamadığı, bakiye hasarın 5.900,02 TL olduğu, davacıya ait… plakalı araçta bahse konu kaza sebebi ile Sigorta Genel Şartları Ek-1 uyarınca 1.654,46 TL değer kaybının hesaplandığı davalı sigorta şirketi tarafından 1.408,00 TL değer kaybı ödemesi yapıldığından bakiye değer kaybının 246,46 TL olduğu, davacı aracında hasar görmemiş hali ile kaza sonrası onarılmış haldeki 2. El rayiç değeri arasındaki fark nedeni ile 2.500,00 TL değer kaybının meydana gelmiş olacağı, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 1.408,00 TL değer kaybı ödemesi sonrası ödenmesi gereken değer kaybı miktarının 1.092,00 TL olduğu yönünde kanaat kullanıldığı, davacı tarafça verilen istem sonucunu artırma dilekçesinde değer kaybına ilişkin istemin 246,46 TL olarak her iki davalıdan istendiği, isteme bağlılık kuralı gereği istemin bu şekilde değerlendirilmesi gerektiği, düzenlenen raporun dosyadaki veri ve kayıtlara uygun ve kanaat oluşturur nitelikte olduğu, davalı sigorta şirketinin kazaya karışan karşı taraf ZMS poliçesini düzenleyen şirket olması nedeni ile KTK, TTK ve Sigorta Genel Koşulları uyarınca meydana gelen bu zararlardan sorumlu olduğu, hesaplanan bedellerin sigorta poliçesi tarafından teminat altına alınan limit içinde kaldığı…” gerekçesiyle davanın KABULÜNE, 5.900,02 TL hasar bedeli ile 246,46 TL değer kaybı zararı olmak üzere toplam 6.146,48 TL tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden (sigorta poliçesinde gösterilen limit kadar sorumlu olduğu kabul edilerek) dava tarihinden itibaren davalı … yönünden kaza tarihi olan 08/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı sigorta vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranlarında ihtilaf bulunduğunu, anlaşmalı kaza tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsünün %50 kusurlu olmasına rağmen, %100 kusurluymuşcasına aleyhe hüküm kurulmasının haksız olduğumu, kusur oranlarının tespiti için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden ya da Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, böyle bir rapor alınmadan hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesi ve zorunlu mali mesuliyet sigortası uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. Şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle yükümlü olduğunu, bu sebeple hesap bilirkişisi tarafından yapılan hesaplamanın, tamamen denetime elverişsiz ve eksik inceleme ürünü olduğunu, kusur oranındaki ihtilafın çözümlenmesi, kamera kayıtlarının incelenerek kusur tespiti yapılması ve adli tıp trafik ihtisas dairesinden heyet kusur raporu alınması gerekirken, salt davacının beyanları doğrultusunda kamera görüntüleri dahi incelenmeden hazırlanan kusur raporunun hükme esas alınması kabul edilebilir nitelikte olmadığını, bu kapsamda yapılacak detaylı incelemeler sonucu, kusur durumu açıkça ortaya çıkacağını, yıl durumu, dış faktörler ve değerlendirilebilecek diğer çokça etken varken bunların değerlendirilmemiş olmasını, kabul etmediklerini, kusur oranlarının netlik kazanması akabinde, bakiye tazminat olup olmayacağının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini, anlaşmalı kaza tespit tutanağında iki araç sürücüsünün de yeşil ışıkta geçtiğini beyan ettiğini, tutanak tutulduğunu ve kusur durumunun komisyon kararı ile % 50 -%50 olarak çıktığını, tazminat ödemesinin kusur dağılımına göre yapıldığını, kazanın oluşumunda sigortalı sürücünün %100 değil, %50 oranında kusuru bulunduğunu, kazanın oluşumuna sigortalı araç sürücüsünün tek başına sebebiyet vermediğini, davacı yanda da %50 kusur bulunduğunu, bu nedenle, dava öncesi %50 kusur oranına istinaden 5.900-TL hasar bedeli ve 1.408-TL değer kaybı ödemelerinin gerçekleştirildiğini, müvekkili şirketin dava öncesi %50 kusur oranına göre ödeme yapmakla, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, gerekçeli kararda mağdur araç sürücüsünün baskı altında kalmış olduğuna dair bir beyan vermediğini, yeşilde geçtiğini ve karşıdan gelen sigortalımıza ait araçla çarpıştıklarını beyan ettiğini, olay yeri kamera görüntülerine göre yeşil ışıkta kimin geçtiği, kırmızı ışık kuralının hangi araç sürücüsü tarafından ihlal edildiği belirlenmesi durumunda, kusur durumu dağılımının net bir şekilde ortaya çıkacağını, mahkeme dosyasında mübrez bilgi ve belgelerin hiçbirinin tarafların kusur oranlarını tespit etmeye elverişli olmadığını, olay yeri kamera görüntüleri olmadığını, bu kapsamda yapılacak detaylı incelemeler sonucu, tarafların kusur oranlarının tespit edilerek ve müvekkili şirketin sorumluluğu noktasında tüm gerçeklerin net bir şekilde ortaya çıkacağını, ZMSS poliçesinden dolayı sorumluluklarının kusuru oranında olduğundan, kazadan dolayı meydana gelen zararın sigortalının kusur oranına göre hesaplanması gerektiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasında motorlu aracın neden olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait şeylere veya bedenlerine verilen zararlardan ötürü sigortacı poliçede gösterilen limit meblağının tamamını değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarının araştırıp, saptayarak karşılaması gerektiğini ve sigorta şirketinin sorumluluğunun ancak sigortalısının kusuru oranında ve poliçede gösterilen azami limit dahilinde söz konusu olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının yasa ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu olayın 08.09.2018 tarihinde şahsına ait ve kullandığı … plakalı aracın Mithatpaşa Caddesi, Balçova/ İzmir’de Dokuz Eylül Hastanesi yönünden Dörtyol Yıkama’ya (Konak istikametine )doğru seyir halinde iken, karşı taraf …’a ait ve …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, yine Mithatpaşa Caddesi. Balçova İzmir’de (Çeşme istikametindeki) Dörtyol BP’nin oradan kendi istikametine girmeden kendisi, eşi ve kızının seyir halinde bulundukları karşı şeride dönüş yasağı olmasına rağmen, şahsının sevk ve idaresindeki aracın sağ şeritte iken, karşı taraftaki sürücünün aşırı süratle dik bir şekilde gelerek, aracının sol ön tarafına çarptığını, yine aşırı süratten kaynaklı aracının önüne çarptıktan sonra karşı tarafın aracının sektiğini ve aracının sol arka kısşmına da çarparak kazaya sebebiyet verdiğini, sürücü …’ın yüksek hızı sebebiyle içinde bulundukları aracın sağ şeritte seyretmekte olmasına rağmen çarpma hızının da etkisiyle … Yıkama’nın bulunduğu kaldırıma kadar kaydığını, kendisinin asli ve tam kusurlu olduğunun iddia edildiğini ancak bu iddianın gerçeklere aykırı olduğunu, karşı taraf aracının tüm bakımlarını zamanında ve yetkili servislerde yaptırdığını belirttiğini, ancak karşı tarafın ruhsatından da anlaşılacağı üzere, aracın muayenesinin 14/05/2018 tarihine kadar geçerli olduğunu, araç muayenesinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 34. Maddesi gereğince zorunlu olduğunu ve trafiğe çıkan motorlu ve motorsuz araçların teknik yeterliliklerinin kontrol edilerek, trafik ve yolcu güvenliğine uygun olup olmadığının tespiti için yapılması gerektiğini, dolayısıyla karşı tarafın muayenesini 4 ay geciktirdiğini, trafikten men edilmesi gereken bir araç ile trafiğe çıktığını, kendisine yaptırım uygulanması gerekirken hiçbir şey yapılmadığını, sırf bu sebeple dahi karşı tarafın kendilerine ait aracın tüm bakımlarını zamanında yaptırdıkları iddiası ve diğer tüm hususların gerçeğe aykırı olduğunu, yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporununda, hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, olaya vakıf olmadan taraflı, son derece haksız ve mesnetsiz bir tespitle %100 kusurlu olduğu iddiasında bulunulduğunu, bilirkişilerce yanlış ve farklı değerlendirmeler neticesi düzenlenen raporun eksik ve hatalı inceleme ile hazırlandığını, bilirkişilerce verilen rapor da nazara alındığında, kazanın karşı taraf …’a ait aracı kullanan …’ın hatalı tutum ve davranışlarından kaynaklandığını, kazadan sonraki beyanlarının yalan beyan içerdiği ve dolayısıyla olayda şahsıma kusur atfedilecek bir davranışın bulunmadığını, anlaşmalı kaza tespit tutanağında kendisinin yeşil ışıkta geçtiğini beyan ettiğini, bunun üzerine tutanak tutulduktan sonra kusur durumu komisyon kararı ile %50-%50 kusur çıktığını ve tazminat ödemesinin bu dağılıma göre yapıldığını, dolayısıyla dava öncesi %50 kusur oranına istinaden 5.900-TL hasar bedeli ve 1.408-TL değer kaybı ödemeleri gerçekleştirildikten sonra
karşı tarafın kendisine telefon ile ulaşıp, para hususunda onlara yardım etmesini istediklerini, kendisinin “zaten ben kusurlu değilim, arabama büyük hasar verip değer kaybına sebep oldun, ödeme ve yardımda bulunmayacağım, hatta sıfır aldığım aracımın değer kaybını talep edebileceğimi” şeklinde söylediğini ve karşı tarafında “Sen vermezsen ben almasını bilirim.” diyerek telefonda birtakım söylemlerde bulunduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı olarak karşı araç zorunlu trafik sigortacısı ve işletenden araç hasar bedeli ve değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalılar tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, dosyada yer alan kamera kaydı görüntülerine göre davalı aracının kırmızı ışıkta geçtiğinin anlaşılması karşısında kazada asli ve tam kusurlu olduğu yönündeki tespitin yerinde olduğu, bu sebeple başkaca kusur raporu alınmasına gerek olmadığı anlaşılmakla, davalıların istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalıların İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1281 Esas – 2020/257 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
Davalı sigorta şirketinin istinafı yönünden; alınması gerekli 419,86 TL istinaf karar harcından, peşin yatan 104,97 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 314,89 TL istinaf karar harcının davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
Davalı …’nın istinafı yönünden; alınması gerekli 419,86 TL istinaf karar harcından, peşin yatan 105,00 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 314,86 TL istinaf karar harcının davalı …’ndan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/03/2023